ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Diktatöre Ağlamak (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=375515)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 05:39 AM

Diktatöre Ağlamak
 
Taha Akyol yazmış:
iktatöre Ağlamak[/url]
Diktatöre ağlamak

AZERBAYCAN’da dostum Prof. Oktay
Efendiyev’e sormuştum. Stalin öldüğünde ne hissetmiştiniz? “Ağlamıştık” demesin mi?

- Her gün birkaç komşumuz kaybolurdu. Bilirdik ki, Stalin öldürttü. Ama
Stalin ölünce mektepte ağladığımızı hatırlarım. Kötü de olsa babası ölen bir
çocuk gibi öksüz kalmıştık. Kimsesiz, rehbersiz kalmış çocuk gibi
ağlamıştık.

Gorbaçov döneminde Azerbaycan’a ilk defa gittiğimde dostum Prof. Efendiyev’le
yapmıştım bu konuşmayı... Stalin’in 20 bin Azerbaycanlı aydını nasıl
katlettiğini gözlerimiz yaşararak konuşmuştuk.

Evet, totaliter diktatörler öldüğünde, çocuksu bıraktıkları toplumlar ağlar;
son örnek Kuzey Kore’dir.

Toplumsal öksüzlük!

Psikolog Prof. Erol Göka’nın fevkalade önemli teşhisi:

“Diktatör ölünce kitleler büyük bir kayba uğradıkları, adeta öksüz kaldıkları
duygusuna kapılırlar. Rasyonel olarak beğenmeseler bile, duygusal olarak gözyaşı dökerler.”

Totaliter şartlandırma, sağcısı solcusu fark etmez, her yerde aynıdır: Toplum iç ve dış düşmanlarla çevrilidir!
Yüce diktatör bizi koruyor, doğru yolu gösteriyor! Her şeyimizi ona borçluyuz!

Fakat diktatörün yanlış politikaları yüzünden, çocuklar dahil, on binlerce
Kuzey Koreli açlıktan ölmedi mi?

Hayır, onları emperyalizm öldürmüştü! “Sevgili liderimiz” bizi korumak için
çırpınıyordu! Yorgunluktan ölmüştü işte!

Peşinden dövüne dövüne ağlanmaz mı?

Totalitarizmin resmi

Aşağıdaki resim bütün totaliter rejimlerin özetini veriyor:

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg

“Güneş”le sembolize edilen lider kültü... Kitap simgesinde ideolojik
şartlanma... Üniforma, silah, militarizm, herkes tornadan çıkmış gibi... Siyaset
biliminde “taburlaştırılmış toplum” (regimented society) denilen totaliter
yapılanma.

Lidere tapınma

Diktatörler daima “insanüstü” nitelikleri olduğuna toplumu şartlandırırlar.
Bakın, Kim Jong-il dünyaya geldiğinde, tabiat onu gökkuşağı ile kutsamıştı! İki
aylıkken konuşmaya başlamıştı! Ortaokulda bir hurdadan sağlam bir kamyon
çıkaracak kadar dâhi bir “proleter” olmuştu! Üniversitede 15 bin kitap
okumuştu!

Halkı için öyle çalışıyordu ki, yorgunluktan ölmüştü!

Babası Kim Sung-il de öyleydi! Ülkesini Japon işgalinden kurtarmış, kimsenin
akıl edemediği bir sistem kurmuş, herkese doğru düşünmeyi öğreten Juche (Seçme
Konuşmalar) kitabını yazmıştı...

Ya da Hitler’in Kavgam’ı, yahut Stalin’in Diyalektik Materyalizm’i veya
Mao’nun Kızıl Kitap’ı falan...

Bunlar sülaleden insanüstü adamlar! Kuzey Koreliler şimdi de 28 yaşındaki
torun Kim Jong-un nasıl bir dâhi idi, onu öğrenecekler! Başladılar bile, 10
milyon fotoğrafı basılıyormuş. Yakında heykelleri de dikilir.

Öldüklerinde ağlanmaz mı?!

Evet ağlanır... Ekranlarda gördüğümüz Kuzey Koreliler totaliter sistemlerde
insanların nasıl çocuksu, özgüvensiz, çaresiz bırakıldıklarının
fotoğraflarıdır.

***

Makale böyle. Bu makalenin "Tarih Bölümü" ve "Türkiye" ile ne alakası vardır diye düşünen varsa, onun cevabını da okuyucuların anlayışına bırakıyorum.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.