ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Beslenme, Diyet ve Sağlık (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=608)
-   -   Aids Belirtileri Nelerdir? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=327292)

Prof. Dr. Sinsi 07-27-2012 12:11 AM

Aids Belirtileri Nelerdir?
 

Oldukça tehlikeli hastalıklardan birisi olan Aids'in belirtileri ve tedavi yöntemleriyle ilgili aklınıza takılan tüm bilgilere bu makalemizden ulaşabilir, sorularınıza cevap bulabilirsiniz.

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg
HIV enfeksiyonunun nasıl ilerlediğini belirtmeden önce bazı noktalara değin*mekte yarar vardır.
HîV enfeksiyonu bulaşmış kişi bu (virüsü yaşamı boyunca taşır ve bulaştırıcıdır. Virüs sürekli olarak ürer. Virüs üremesinin etkileri ise çok sonra belir*ginleşmeye başlar. Hastada belirti ve klinik bulgular ortaya çıktığında, HIV enfeksiyonunun belirti veren evresine girilmiş olur.
Birincil enfeksiyon belirtileri olgu*ların çok küçük bir bölümünde bulaş*madan hemen sonra ortaya çıkar. Virü*sün vücuda girmesinden sonraki 3-6 ay içinde akut enfeksiyon bulgu ve belirti*lerinden bağımsız olarak HlV?e karşı antikorlar oluşur. Virüsü alan kişide uzunca bir süre hiçbir belirti görülme*yebilir (belirtisiz enfeksiyon). Bazen ilk belirti yaygın lenf bezi büyümesidir (lenfadenopati). Buna İngilizce terimle*rin kısaltılmasıyla oluşturulmuş LAS (lenf bezi büyümesi sendromu) ya da PGL (inatçı ve yaygın lenf bezi büyü*mesi) gibi adlar verilir.


HIV enfeksiyonunun daha da ilerle*mesiyle hastalığın tipik belirtileri ortaya çıkar. Önce ağız boşluğunda kandida tü*rü mantar enfeksiyonları, dilde beyaz plaklar halinde çok küçük kabarcıklar, kilo kaybı, düşmeyen ateş, saç dökülme*si, düşünsel işlevlerin zayıflaması, zona ve akciğer veremi görülebilir. Bu belirti ve hastalıkların tümüne birden ?AİDS bağlantılı kompleks? (ARC-AIDS Rela-ted Complex) adı verilir.Daha ileri evrede fırsatçı enfeksi*yonlar, tümörler ve ağır sinir sistemi bozukluklanyla ortaya çıkan hastalıklar görülür. Buna ?AİDS bunama komplek*si? (ADC-AIDS dementia complex) de*nir. Sonuçta hasta tükenme sendromu (Wasting Syndrome) adıyla bilinen dö*neme girer. Bu dönemde kilo kaybı en ileri aşamadadır.HIV enfeksiyonunun gidişi bazı la-boratuvar testleriyle izlenebilir. Bunla*rın başlıcaları şunlardır: Mutlak CD4+ lenfosit sayısı, CD4+ lenfosit yüzdesi, kanda virüs ve antijenlerinin varlığı, kanda p24-karşıtı antikorların varlığvve kanda beta-2-mikroglobülin düzeyi. Kanda CD4+ lenfositlerinin azalması, AiDS?in ilerlediğinin en duyarlı göster*gesidir.? Birincil enfeksiyon ? Birincil HIV enfeksiyonu çoğu kez belirtisizdir. Ama bulaşmadan sonraki 1-12 hafta içinde özgün olmayan bazı belirtiler gö*rülebilir. Ateş, terleme, fenalık duygu*su, yaygın kas ve kemik ağrıları, iştah*sızlık, bulantı, ishal, boğaz ağrısı ve lenf bezi şişmeleri bu dönemin başlıca belirtileridir. Bazı hastalarda baş ağrısı, ışıktan rahatsız olma, zihin karışıklığı ve beyin zan zedelenmesi belirtileri de görülebilir. Olguların yüzde 30-50?sinde deride mononükleoz ya da ür-tikeri andıran kırmızı lekeler vardır. Bu belirtiler 2-3 hafta içinde kendiliğinden geriler. Çok seyrek olarak birincil en*feksiyon ensefalit (beyin iltihabı) ya da menenjitle (beyin zan iltihabı) ortaya çıkabilir. Muayenede boyun, artkafa ve kol-tukaltı lenf bezlerinde büyüme, deri dö*küntüleri ve seyrek olarak karaciğer ve dalakta büyüme saptanır. Kan tahlili lenfosit sayısının düşük (lenfopeni), eritrosit çökme (sedimantasyon) hızının yüksek, transaminaz ve alkali fosfataz enzimlerinin artmış olduğunu gösterir. Ayrıca CD8+ lenfosit sayısı görece yüksek, CD4+/CD8+ oranı tersine dön*müştür.Virüsün vücuda girmesinden genellikle 2 hafta sonra kanda p24 antijeni belirir. Aynı dönemde birincil enfeksi*yon belirtileri de görülmeye başlar. HlV?e karşı antikorlar ise bu aşamadan 1-3 ay sonra ortaya çıkar.Belirtilerin yalnızca AİDS hastalı*ğına özgü olmaması nedeniyle akut en*feksiyon evresi genellikle gözden ka*çar. İleride virüsü taşıdığı kesinleşen hasta bu dönemdeki belirtileri güçlük*le anımsar. Hastalığa aymcı tam ko*nurken mononükleoz, kızamıkçık, grip, sitomegalovirüs enfeksiyonları, hepatit, toksoplazmoz, ikinci evre frengi gibi hastalıklar göz önünde tu*tulmalıdır. Ayrıca lenfom ve lösemi gibi kötü huylu tümör hastalıkları da ayırıcı tanı açısından önem taşır. Doğ*ru tanının konabilmesi için hastadan çok ayrıntılı bilgi alınması ve olası bu*laşma etkenlerinin ortaya çıkarılması zorunludur.Kanda HTV?e karşı antikorların ge*lişmesi ve dolayısıyla kan testinin olumlu sonuç vermesi akut enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkmasından sonra*ya rastlar. Bu nedenle antikorların araş*tırılması, belirtiler kaybolduktan 4-6 hafta sonra yapılmalıdır.Birincil enfeksiyon belirtilerinin hastalığın gidişini belirlemek açısından çok önemli olmadığı söylenebilir. ? Belirtisiz virüs taşıyıcılığı ? Olgula*rın büyük bölümünde insanlar virüsü aldıkları ve bulaştıncı oldukları halde uzun süre hiçbir yakınmada bulunmaz*lar. Bu duruma belirtisiz taşıyıcılık (seropozitiflik) denir. Kişi normal ça*lışma ve toplumsal yaşamını sürdürür. Ama belirtisiz de olsa bu dönemde ya*pılacak laboratuvar araştırmaları hasta*da virüsün varlığını kanıtlayabilir. Bu aşamada hücresel bağışıklık sistemin*deki zayıflamayı gösteren CD4+ lenfo*sit değerinin düşmesi çok önemlidir.? Yaygın lenf bezi büyümesi (LAS) -HIV enfeksiyonunda sık görülen bir belirtidir. Nedeni başka hastalıklarla açıklanamayan, en az üç ay süren, ka*sıklar dışında vücudun iki ya da daha çok bölgesinde görülen yaygın lenf be*zi büyümesi AİDS?İ düşündürür. Büyü*me en sık koltukaltı ve boyun arkası lenf bezlerinde görülür. Yaygın lenf bezi büyümesinin hastalığın gidişinde kötüleşme belirtisi olmadığı artık anla*şılmıştır. Belirti vermeyen taşıyıcılarla LAS?lı taşıyıcılar arasında AiDS?e doğ*ru gidişte önemli bir fark gözlenmemiş*tir.Bununla birlikte yaygın lenf bezi büyümesi, HIV enfeksiyonunun çoğu kez ilk klinik belirtisi ve hastanın heki*me başvurmasının en önemli nedenidir. Bu durumda HIV enfeksiyonuna yol açabilecek etkenler dikkatle incelenme*li ve her koşulda kanda HlV?e karşı an*tikor araştırması yapılmalıdır. Hasta bulaşma tehlikesi yaratan etkenlerle karşılaşmamışsa bile lenf bezi şişmesi*ne yol açan öbür hastalıklarla birlikte, HIV enfeksiyonu da ayırıcı tanıda göz önünde bulundurulur. Kanında virüsü taşıdığı saptanan hastada lenf bezinden örnek almak (lenf bezi biyopsisi) ge*nellikle gerekmez. Ama büyüme kötü huylu tümör gelişimini düşündürecek kadar ileri düzeydeyse biyopsi yapıl*malıdır.? Belirtili dönem


Bu dönemde AİDS öncesi dönemde rastlanan AİDS bağ*lantılı kompleks (ARC) ve AiDS?e işa*ret eden belirtiler görülür.HIV enfeksiyonu ilerledikçe en sık görülen belirti ağız boşluğunda genel*likle kandida türü mantar hastalığıdır. Hastalığın başlıca dört tipi vardır: Ya*lancı zarlı, hücre sayısının artmasına bağlı olarak şişmeli, kızartılı ve dudak köşelerinde yara oluşumlu.Bunların içinde en sık görüleni ya*lancı zarlı kandida enfeksiyonudur. Kı*zarık ya da normal renkli ağız mukoza*sı üzerinde sarımsı ya da krem-beyaz renkli tabakalar biçiminde lezyonlar be*lirir. Bu tabakalar kaldırıldığında altta kırmızı, bazen kanayan mukoza görü*lür. Enfeksiyon daha çok yumuşak da*mak, bademcikler, dil sırtı ve dudak mukozasında görülmekle birlikte ağız boşluğunun her yerine yayılabilir.Enfeksiyonun şişmelere yol açan (hiperplastik) tipinde beyaz tabakalar mukozadan sıyrılamaz. Lezyonlar ge*nellikle dilin yan bölümlerinde, damak*ta ve ağız mukozasındadır.Hastalığın kızartılı (eritemli ya da atrofık) tipinde yaygın kızarıklıklar, da*ha ender olarak da damak ve dil sırtın*da lekeler ile ortaya çıkar. Bu lezyonla-nn rengi parlak kırmızıdan açık pembeye kadar değiştiğinden açık renkli ol*ması durumunda tanısı güçtür.
Yaşlılarda kansızlık, dişlerin düz*gün kapanmaması, vitamin eksikliği gi*bi nedenlere bağlı olarak dudak kenar*larında yaralara rastlanabilir. Ama bu lezyonlarm gençlerde gözlenmesi HIV enfeksiyonunu düşündürmelidir. Ağız köşelerinde bıçak kesişi gibi çatlaklar ve beyaz tabakalı lezyonlar bu hastalı*ğın ilk belirtisi olabilir.ğızda kandida enfeksiyonu HIV enfeksiyonunun ilerlediğini gösteren çok önemli bir bulgudur. Ayrıca pneu-mocystis carinii asalağının yol açtığı Çok bulaşıcı bir zatürree gibi başka fır*satçı enfeksiyonların habercisidir.Ağız boşluğunda beyaz tabakalar oluşturan küçük çıkıntılar da HIV en*feksiyonunun tipik bir bulgusudur. Tıp*ta ?villöz oral lökoplaki? adıyla bilinen bu lezyonlar hastada hiçbir yalanmaya yol açmaz. Hemen her zaman bir şerit gibi dilin çevresinde kain1. Yüzeyi be*yaz renkli ve ipliksi ince dikey çıkıntı*lar nedeniyle pütürlüdür. Bu oluşumlar mukozadan ayrılmaz. Olguların yüzde 85′inde lezyonlarm ortaya çıkmasından iki yıl sonra AİDS başlar. Bu orandan da anlaşılacağı gibi villöz oral lökopla*ki, AiDS?in gelişiminin önemli bir gös*tergesidir.


HIV taşıyıcı hastalarda Herpesvirus varicella adlı virüsün yeniden etkinlik göstermesine sık rastlanır. Suçiçeği et*keni olan bu virüs yeniden etkinleşti*ğinde zonaya (Herpes zoster) neden olur. Zona AİDS hastalarının yüzde 10′undan fazlasında vardır. Bu hastalı*ğın yaygın biçimi az görülmekle birlik*te genellikle birkaç bölgede birden orta*ya çıkar.Yağlı deri iltihabında (yağlı egzama ya da seboreli egzama) kırmızı, kabuk*lu, kasıntısız lezyonlar görülür. Bazı hastalarda hafif gidişli olabilir, ama gö*ğüs, sut ve saçlı deride geniş alanlara yayılan ağır biçimleri de vardır.Hastalann büyük bölümünde HIV enfeksiyonu uzun süre belirtisizdir. Ge*ri kalan azınlıkta ise birincil enfeksiyo*nu izleyen aylar ya da yıllar içinde yay*gın belirtiler gözlenir. Hastalar çok ça*buk yorulduklarından, olağan günlük etkinliklerini azaltmak zorunda kaldık*larından yakınırlar. Yaygın gece terle*meleri yalnız hastalığın ileri evrelerinde değil, daha öncesinde de görülür. Vücut sıcaklığının uzun süre 38°C düzeyinde dolaşması ve aralıklı ishal dönemleri öbür yakınmalar arasındadır. Bu geneldüşkünlük önemli bir belirtidir; hastalı*ğın artık son aşamaya ulaştığını göste*rir.« Verem HIV taşıyıcı hastalarda git*tikçe daha sık görülen bir hastalıktır. Özellikle uyuşturucu bağımlıları ve Si*yahlar arasında yaygınlaşmaktadır. Hastalık genellikle eski bir verem oda*ğının yeniden alevlenmesi biçiminde ortaya çıkar. Birincil enfeksiyon olarak başladığı çok ender görülür. Bağışıklık sisteminin henüz büyük ölçüde yıkıma uğramadığı olgularda verem yalnız ak*ciğerlerde yerleşmiştir. Bağışıklık sis*teminin zayıfladığı ileri evrelerde ise akciğerlerde çok yaygın verem gelişir ve hastalık akciğer dışına da yayılır. Bu durumda AİDS tanısı hemen hemen ke*sindir.
HIV enfeksiyonu kanla ilgili çeşitli bozukluklara yol açar. Kansızlık ve kanda trombosit sayısının azalması trombositopeni) buna örnektir. Özel*likle trombosit azlığı erken ortaya çıka*bilir ve uzun sürebilir. Bazı hastalarda klinik belirtiler vermekle birlikte ço*ğunlukla sessiz kain- ve bazı olgularda kendiliğinden geriler.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.