![]() |
Şehr-i Hüzün
Şehr-i Hüzün de saadet bekçileri miydik? Yenilmişliklerimizin arkasından bir taş duvar köşesinde ağıt yakarken…
Şehr-i hüzne hediye edilmiş evlatlardık ve görevlerimiz kaderimizde yazılmış olanlardı bilirim… Sessizim… ……. Şimdiki zamanda Az biraz saman rengi etraf… Pembenin tamda kaybolduğu anda geriye dönüp bakmanın verdiği ızdaraba adanmış pecmurde gözlerim dolaşıp durur onun sokaklarında (dolaşıp durursun sokaklarında geçmişin)… Eyy Şehr-i Hüzün Binlerce “Ah”ın adandığı yitik kent Nice gönüllerin gülerken toprağa gömüldüğü, nicelerinin gitmek isterken mecbur kaldığı ve bunlara inat parfüm çicekleriyle bezenmiş parangalı şehir!!! Bırak bırakta gideyim çok//(yok) uzaklara … Bilirim!… Bilirim hüznüm senin hediyen değil ama bil ki yaşanmışlıklarım ve bitirmişliklerim senin kollarında. Eyyy Şehr-i hüzün. Eyyy ızdırabımın bekçisi (hüznümün annesi) Bitmişliklerimin tek suçlusu. Ya seni terk edip gitmeme izin ver Ya da bırakta Kollarındaki hüznümle sonsuza dek uyuyayım!!! [...Mate// Eylül 2007] |
~~ ßu mübarek ayda böyle şeyler yazmayın sigara yetersiz kalıyor bazen.. Her zamanki gibi mükemmelsin.. ~~
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.