ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Bir Tutam Hikaye (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=456)
-   -   Her Gün Okuyun (Anlamlı) (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=21610)

Gözyaşı 07-18-2007 12:43 PM

Her Gün Okuyun (Anlamlı)
 
Birine sevginizin tümünü sunmak, Asla sizi de ayni sekilde seveceginin garantisi degildir.
Sevgiye karsilik beklemeyin; Sadece sevginin karsidakinin kalbinde büyümesini bekleyin; fakat olmazsa da, sizin kalbinizde büyüdügüne emin olun.

Birine çarpilmak için bir an yeterlidir, birinden hoslanmak bir saat, ve birini sevmek içinde bir gün yeterlidir, ama birini unutmak ise bir ömür sürer.



Görünüse aldanmayin; kandirici olabilir. Zenginlige aldanmayin; yok olur gidebilir. Sizi güldüren birini seçin çünkü karanlik bir günü aydinlatan sey bir gülümsemedir.Kalbinizi gülümsetebilen birini bulun.

Öyle zamanlar vardir ki, bazen birini öylesine çok özlersiniz ki, onu hayallerinizden çikarip, gerçek hayatta kucaklamak istersiniz. Hayal etmek istediginiz seyi hayal edin, gitmek istediginiz yere gidin, olmak istediginiz kisi olun, çünkü yasayabileceginiz tek bir hayatiniz var ve tüm bunlari yapabilmek için tek bir sansiniz.

Sizi tatli kilacak kadar yeterli mutlulugunuz olsun, güçlü kilacak kadar aci deneyiminiz, insan kilacak kadar üzüntünüz, ve sizi mutlu kilmaya yetecek kadar umudunuz olsun.

Daima kendinizi baskalarinin ayakkabilarina koyun.Eger ayaklariniz aciyorsa, o kisininkiler de aciyordur.

En mutlu kisiler, herseyin en iyisine sahip olanlar degildir, onlar karsilarina çikan herseyin degerini en iyi bilenlerdir.

Mutluluk, aglayanlar, incinenler, arastirma yapanlar, ve çabalayanlar için vardir, çünkü böyle insanlar hayatlarina giren her insanin önemini takdir edenlerdir.

Ask bir gülücük ile baslar, bir öpücük ile gelisir, ve bir gözyasi ile son bulur.

En parlak gelecek, unutulmus bir geçmisin üstünde yükselir, geçmisinizdeki kalp kirikliklarini ve hatalari silmezseniz hayatin içinde ilerleme sansiniz olmaz.

Gözyaşı 07-18-2007 12:46 PM

Severek Ayrılmak

Severek ayrılmak, tel örgüye takılarak pantolonunu yırtmaktır.
Severek ayrılmak, ulaşılmaz aşkların tartışılmaz üstünlüğüdür.

Severek ayrılmak, "Sen benim erişilmezim, vazgeçilmezim, unutulmazımsın" diyenlerin dayandıkları bir payandadır.

Severek ayrılmak, ulaşılmaz yıldızların parlaklığının daha parlak, yakamozların daha parıltılı, martı çığlıklarının gitar mırıltısı olduğunu sanmak ve dalgaların kumsalı öptüğü yerdeki doğal büyünün tarifsiz kederine, derin acısına kapılmaktır

Severek ayrılmak, erişilmezin yürekteki sancısı, yalnızlığın dinmeyen acısıdır.

Severek ayrılmak, bir kabukta iki badem içinin dış etkenler karşısında kabuklarından çıkması ve bir daha kabuklarına dönmemesidir.

Severek ayrılmak, bir zamanlar taptığınız birinin yabancısı olmak, gözlerinizde acısını görmek, yüreğinizde sancısını duymaktır.

Severek ayrılmak, elele bir çift gördüğünüzde, ayrılıkla biten bir film izlediğinizde yüreğinizde duyduğunuz derin sızıdır.

Severek ayrılmak, yıllar sonra,"öyle değil, şöyle davransaydım sonuç daha değişik olurdu"nun muhasebesini yapmaktır.

Severek ayrılmak, dua çiçeklerini ağlatmak, gökkuşağının canlı renklerini soldurmaktır.

Severek ayrılmak, bir başkasıyla asla derken, sevdiğinizi bir başkasıyla gördüğünüzde, bu kadarı da fazla demektir.

Severek ayrılmak, yeryüzündeki bütün yolların denize çıkmadığını, bütün nehirlerin ummanına akmadığını öğrenmektir.

Severek ayrılmak, içinde derin bir hüzün, kumsalda yürürken uzun uzun, bir sarhoşun kafasında geçmişteki sancıların bilançosunu hesaplarken bu med ve cezir bileşkesinin kimyasını bir simyacı gibi düşünmektir.

Severek ayrılmak, önünü görmeden hep geriye bakmaktır.

Severek ayrılmak, istasyonda oturup, giden trenin dönmeyeceğini bile bile dönmesini beklemektir.

Severek ayrılmak, zaman zaman duyduğu kalbindeki sancının ezikliğinin başka, vuruşlarının bambaşka olduğunu anlamaktır.

Severek ayrılmak,"Bir dönüp baktım ki geçmiş seneler, içimde birikmiş neler neler olmuş kördüğüm, aynadaki gözlerimde gördüğüm, hala senin için yanmakta ve ağlamaktayım," demektir.

Severek ayrılmak, boş bir şişe içinde başarı kutlamaktır.

Severek ayrılmak, en yaşlı totemi bu gece yaşantımdan çıkaracağım derken, tapınağa her zamankinden daha çok gitmektir.

Severek ayrılmak, milyonların yaşadığı bu kentte, yamaçtan inen huzursuz akşamların koynunda yalnızlığını paylaşacak bir dost bulamamak, caddeden geçen araçların motor gürültüsüyle sabahlamak, yeni bir güne başlarken, bir gün döneceksin diye kaç yıl aç ve muhtaç kaldım sevgiye demektir.

Severek ayrılmak, yeryüzündeki bütün nehirlerin sevgidenizine akmasıyla ve sevgi denizinin ummanına kavuşmasıyla son bulacaktır. Ancak, ne zaman, nerede ve nasıl? İşte düşündüren budur asıl! Bak şimdi ileride kurulmuş bir fasıl. Hadi, ayrılsak ta sen de gel, söyleyelim birlikte unutulmaz şarkımızı:

"Ben kumsalına geldiğim zaman,
Sen deniz olursun, ben umman!"

Gözyaşı 07-18-2007 12:50 PM

Ağladım

Hüzün yıldızları parlıyor bugün gökyüzünde,
Bu gece yine için için yanıyorum,
Oturmuş seni düşünüp ağlıyorum,
Seni, gidişini, sevişini, herşeyini...
Unutamıyor işte seni şu yaralı kalbim,
Yaptıklarını hatırlayıp, pişman oluyor...
Seni düşünüyorum bu gece, karanlık gökyüzünde...
Simsiyah gökyüzünde parlayan yıldızları seyrediyorum,
Onları sana benzetiyorum,
Kararmış kalbimin bir kenarında yanan meşale misali...
Dedim ya, seni düşünüyorum bu gece,
Beni sevdiğini, bana nasıl baktığını, bana nasıl güldüğünü,
Ellerimi nasıl tuttuğunu, ellerini nasıl tuttuğumu,
Büyüyen bir ateş gibi sevgimizin nasıl çoğaldığını
Ve birgün ansızın bırakıp gidişini... "

Gözyaşı 07-19-2007 10:54 AM

Öykü

Hayata yenik baslamis kucucuk bir yuregin tesellisi yine kucucuk bir
yurektir.
……………………………………………………………………………………………….
Bize o zamanlar ucsuz bucaksiz gorunen bizim evin yan tarafindaki tarlada
deliler gibi kosuyoruz.Kovalayan falan oldugundan degil.Kosmak,en cok
sevdigimiz ve yaparken en cok guldugumuz sey o zamanlar.
Emel,birden yalpalayarak yemyesil otlarin ustune yuvarlaniveriyor.Ben de
hemen yanina.Basliyoruz hayaller kurmaya.O evlenmek ve anne olmak
istiyor.Henuz 9-10 yaslarindayiz.Bense okumak istiyorum.Bir gun doktor
olmak,birgun ogretmen birgunse yazar olmak istiyorum o hep hayranlikla
okudugum masallari yazan kisi olmak bir gun..
Hadi bana bir masal anlat o zaman diyor.Bakalim nasil bir yazar olacaksin
gorelim..
Basliyorum renkli renkli balonlarin ucuna taktigimiz,gokyuzunde ucusan
hayaller masalina..Bayiliyor.Ben anlattikca hayran hayran beni dinliyor.
Sonra yeminler ediyoruz.Asla birbirimizi yalniz birakmayacagimiza,omur boyu
dost kalacagimiza dair.
Cocuk kalplerimiz oyle kenetlenmis ki..Benim babami kucucuk yasta apansiz
kaybetmenin boslugu O'nunla,O'nunsa yurt disinda yasayan babasinin yoklugu
benimle dopdolu..
Her sabah gune Emel'le uyaniyorum,her gece Emel'le uykuya
daliyorum.O'nuoyle seviyorum ki..Birlikte oyunlar oynuyoruz,sarkilar
soyluyoruz,piyesler
yaziyoruz ve kendimiz oynuyoruz mahallenin cocuklarini toplayip
karsimiza..Sonra gene birlikte mahallenin diger cocuklariyla kavga
ediyoruz.Ama hep beraberiz.Biz,biriz.
Yazlari sokak cocuklarindan pek bir farkimiz yok neredeyse sokakta
uyuyacagiz.Kislari ise ya o bizde devamli,ya da ben onlarda.Hergun her zaman
beraberiz.
Ben cok basarili bir ogrenciyim.O'nunsa okulla arasi iyi degil.Benden ust
sinifta olmasina ragmen O'na ders calistiriyorum.Benim sayemde az da olsa
sevmeye basliyor okulu.Ama hala en buyuk hayali anne olmak.
Derken ilkokul bitiyor.Ortaokula basliyorum.Daha ilk donem bitmeden
tasiniyoruz mahalleden.Okullarimiz da ayri.
Gorusmelerimiz seyreklesiyor.Mahallelerimiz ayri,okullarimiz
ayri.Yeniarkadaslar buluyoruz
kendimize.Biz farkinda degiliz ama buyuyoruz.
O hep edilen yeminler unutuluyor.Ama biliyorum ki o nasil hep benim
yuregimde cocukluk anilarimin bas kralicesi yani bas kahramaniysa,ben de
O'nun cocuklugunun tacsiz kralicesiyim duslerinde..
Yillar birbirini kovaliyor.Ben liseye basliyorum.O herkesin ustune paralar
vererek girmeye calistigi okula ilk siralarda girmeyi basariyorum.O ne
yapiyor bilmiyorum o siralar.Aklima da gelmiyor.Ben hayallerimin pesinden
kosuyorum.Sonra deliler gibi universite sinavina
hazirlaniyorum.Istedigimyer olamasa da iyi bir universitenin onlisans
programina yerlesiyorum 1999
senesi.
Artik universiteliyim.Bambaska bir seymis universitede
olmak.Kendiayaklarimin ustunde durmayi ogrenmeye
baslamak.Farkli bir sehirde, yeni bir hayata baslamis olmanin heyecani
icindeyim..
Orada kendime adi Yaren olsun dedigim bir dost buluyorum.Bir aksam konu
dostluktan aciliyor.Aklima can dostum Emel'im,cocuklugum
geliyor.BasliyorumEmel'i
anlatmaya.Imrenerek dinliyor Adi Yaren olan yeni dost.Neden bunca sene
gorusmediniz,hic aramadiniz birbirinizi
diyor.Haklisin,diyorum.Evedondugumde O'nu arayacagim
mutlaka.Iyi mi neler yapiyor acaba diye dusuncelere daliyorum.O gece o kadar
yildan sonra o kadar uzun saatler Emel'i dusunuyorum..
Ertesi gun ders donusu yorgun bir halde eve geliyorum.Tam uzanmis
dinlenecekken telefonum caliyor.Telefondaki annem..
Sana bir sey soyleyecegim,diyor.
_Emel olmus kizim dun gece.Akciger kanseriydi,tedavi goruyordu.Ben sana
anlatmak istemedim.Bugun de olum haberi gelince aradim dayanamayip.
Orada kalakaliyorum.Ne de kolay soyledi.
_Emel olmus……………..
Cocuklugum olmus.
Bugun 23 Mart 2007..Olumunun 7.senesi.
Ozur dilerim,seni yalniz biraktigim icin.Ozur dilerim buyurken cocuklugumu
ihmal ettigim icin.
Ozur dilerim sozumu tutamadigim icin…
Icimde koca bir pismanlik sensiz gecen oysa senle gecebilecek yedi koca
seneye..
Bilseydim,buyuyunce her seyin bu kadar tatsiz olacagini..Bilseydim,buyuyunce
dostluklarin boyle maskeli balo masalina donusecegini..
Hic yalniz birakir miydim seni….Dostlugun,cocuklugum oldugunu
bilseydim.Dostlugumuzun,o saf iki cocuk yurekten oteye gidemeyecegini..Iki
kalp birbirine kenetlenmis.Biri buyurken digerinden kopan kalpler….
Sen rahat uyu Emel'im,artik tum kalbimle biliyorum ki senden ote bir dost
yok bana bu dunyada……
Sen rahat uyu,ben o renkli balonlarin ucuna taktigimiz hayallerin
pesindeyim..

Gözyaşı 07-19-2007 10:57 AM

Ermişin Birisine Sormuşlar

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine;
"Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"
"Bakın göstereyim" demiş ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları
çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine.
Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasındanda derviş
kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
"Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş.
"Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da
ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.
En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine,"Şimdi..." demiş ermiş,
"Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen,ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyrun" deyince her biri uzun boylu kaşığını
çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler
çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar
sofradan.
İşte" demiş ermiş, "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı
düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da
kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz şunu da unutmayın. Hayat
pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.