![]() |
Bu Sevişgenliğin Bestecisi Benim
Bu Sevişgenliğin Bestecisi Benim - Hayrettin Taylan
Sezen Aksu ile Aşkın Tera_pi hali-7 “mutluluk en çok onun hakki bu yorgun kirik hikayenin de adi bende saklı dalda muhabbette kumrular bana ayrılığı sordular dedim yangın, afet dedim kar dedim adet aşkı vurdular dedim adet aşkı vurdular” Biz birbirimizi şuan sevmesek de bizli olanları sevip özlüyoruz yüreği paralanmış gül dalım. Çözümsüzüm. İşgal ettiğin gönül yurdumda ne zaman çıkacaksın. Bu gizemli aşk yaşamaların sevda tufanında vazgeçilmez bir marşın ilk mısları gibisin. Sen bir şarkısın, benim şu an okuyamadığım ;ama bestecisi benim. -Yüz çevirdiğin gönül yüzüme karlar yağdı, yarlar sardı soğuklarımı.Tane tane bir tanelerim de oldu;ama senli olanları silememiştim.Karlar eridi,yarlar eridi ve su olup aktı hayat.Şimdi berrak bir nehir gibi sana akıyorum Dedim ya biz birbirimizi sevmesek de bizli olanlara çok alışmıştık, bizden olanları sevmiştik, onları özlüyorum.Hatta ağlamalarını ,kapını kilitleyip benim yalvartmanı, surat asmalarını,susmanı, sorularıma cevapsız bakışlar atmanı.Senli olanları özledim,onlar benli olan her şeyindin. -Ağıtlar bile dökmediğim güzeller yaşadı ruh sarkacımda.Gözbebeklerimden senin adın alt yazılı olarak geçince ağlayarak gittiler benden. Yara üstüne yara açıyorsun. Daha kaç ahımın şarkısı olacaksın, daha kaç acının bestecisi yapacaksın. Senin ağıtlarını kim okuyacak .Sahi senin aşkın nereli,hangi yürekten mayalanmış. Bu suskunluğunun sararan yaprakları gibi sararmış mı için. -Kendimi seyrettim ,kendimi bulamadığım aynanda.Orda sen taranmıştın bir zamanlar,kendimi bulamıyorum .Ne zaman taransam ,yaramdan sen aranıyorsun. Sevgi dansını yaşatmanı bekliyor tarak uçları, gönül suçlarım.İflah olmuş bir suçlunun sosyolojik teminde kaldın mı? Pişmanlığın bütün kitaplarını yazan bir sevda kalemin defterinde yaşandın mı? Silinmez sevgilerin nakaratlarında beni okuyor musun “hadi gel aslini göster suretin çok zalim çok mu üzdüler seni sahiplenme, senin değil bu dikenler sözlerin hançer yaralar gülüm sur gözlerinin namlusuna sur beni, asktan olsun ölümüm” Sevginin tanımını ezberleyen yalnız şıkları olan aşk sorularında yaşayan şık güzellerin yüreklerinde ihaneti tattım.Her testin bir doğrusu gibi, her aşkın sadakatsizliği de aşktanmış öğrendim. Sonsuzluk fecrinde gözlerin seherime sevgi aydınlığıyken,el ele okula gidişlerimi büyüttüm sabahın erkenlerinden. Bu sabah erken kalktım,ışığının durmaksızın yandığı yalnızlık barakamda sevdaya dair uzaklar heceledim.Göçmen kuşlar bu mevsim uğramazlar onlar da senin gibi bazı mevsimlerin aşkında yumurtlar ve yaşar. Cennete yaşaması, çok yükseklerde uçup yedi kat göğün üzerindeki felekler ve burçlar arasında dolaşması ve hatta Tanrı’ya kadar gidip gelen Hüma kuşunun can ötüşünde buldum seni. Erişilemeyecek yüksekliklerin bir sembolünde ,gök üstüne göklerim yüceldi.Hüma olarak kaldın ömrümde. Kaknüs’ün güzellikte eşi benzeri yoktur.Senin eşin benzerin var mı ki .Sen mi Kaknüs,Kaknüs mü sen. Ney’e benzeyen uzun ve kuvvetli gagasında yüze yakın delik vardır. Her delikten farklı bir ses çıkar ve çıkan her ses, başka bir nağmenin ifadesidir. Ya senin içsel konuşmaların nağmesi,ya huzur kokan konuşmalarının dersin Kaknüs’ten mi aldın Kaknüs öttüğü zaman, diğer bütün kuşlar susar. Onun sesinin güzelliği hepsinin aklını başından alır. Sen konuştuğun zaman,sen sustuğun zaman, sen baktığın zaman ,sen gittiğin zaman bütün güzeller susar ve gider benden. Ne kadar benziyorsunuz? Ömrü bin yıla yakın olan Kaknüs’e öleceği vakit hissettirilir. Kuş, ölüm vakti yaklaştığında topladığı çalı çırpının ortasına geçer ve çeşitli nağmelerle feryada başlar. Gagasındaki her delikten ruhunun bir tarafına ait farklı bir nağme çıkar. Ölüm korkusundan hazan yaprağı gibi titrer. Yakıcı feryatlar, âdeta gönüllerden kan damlatır. Kaknüs nihayet bir nefeslik ömrü kaldığı an kanatlarını şiddetle çırpar ve kanatlarından çıkan kıvılcımla alev alır. Çıkan ateş, kuşun çevresindeki çalı çırpıyı da tutuşturur ve nihayetinde kuş tamamıyla yanar. Hiç ateş kalmadığı bir anda Kaknüs’ün külünden başka bir Kaknüs yaratılır. Seni bu mitolojik anların mitinde aradım.Gönül kültüm seni demledi geleceğe.Bir günlerin yeniden yaratılacak onu seziyorum ve bekliyorum . Batı’da Feniks, İran tradisyonunda Simurg, Ortadoğu tradisyonunda Anka kuşu, Türk tradisyonunda Kerkes adını alan bu efsanevi kuşların ortak bir özelliği ölümsüzlükte senin ölümsüz sevgini aradım. Her kuştan bir tanesi yaşar gönül ormanımda.Hep birlikte sen okur,seni saklar ,seni besteler. “gel bana kalbini göster ne olur sen değilsin bu sudaki aksin hadi gel kader değil hepimize öğretilmiş öfkeler ne olur teslim olma gel bu kızgın, bu kalp kiran eller bir zaman bebektiler” Gönlümde bebek olarak yaşayan tutkuların dev oldu,dinozor oldu.Fosillerini içimden atmak için ,anlamsız isyanlar çıkardım.Yalan olur bir gün her şey diye. Garip hayatın tellerinde enerjim ışık olarak yayılacak vicdanın odalarına. Başucumda okunmayı bekleyen sırımın tutinameleri var.Bin bir gece masalarının hıçkırık boğumlarında hayata tutunmak için her gece senden masallar anlatıyorum içimin dehlizlerine. Gel sunaklarında yıka beni ,pamuk yüreğinle,naif ellerinle.. .Bize liman açmış Titanik’e gel sen de bin.Biz de sarılarak kollarımızı açalım,denizler kıskansın dalgalarını azıtsın sevişimize.Pas tutan yalnızlığın sıcaklığını sensiz her gün çarptığım ayseberg dağları serinletsin. Biraz sonra çarpıp ayrılığın okyanuslarında yalnız kalacağımız filmin sonu gibi tut elimden bir tahta parçasının üstündeyim,can yeleğimi, aşk yeleğimi, ömür yeleğimi, her şeyimi sana verdim. Bari ölümsüzlüğüne giderken tut elimden. -Aşka sular döktük,aşkların suyunda güneşsizlik ve bulutsuzluk sensizliği yıkar. Kırılan içini onarır Venüs. Mars ,gamsız ruhumu ütüler,ehil bir beni sana sunar. Bu küresel aşk mevsimlerinde birbirimizi sevmeyi denemeliyiz . Sevdanın kapsülleri patlamaya bir bakışınla patlamaya hazır. İçindeki zamansızlığın gidişini ı terk et ve gel Yunus ,Yusuf, Yakup,barınağıma.Yüreğimdeki senli inleyişlere katıl sözlerinle, gözlerinle ,aşkı canlandıran özlerinde.Kendinle gel, kendinle çarp kendini. Biz bir birimizi zor sevdik,birbirimizi olanları çok sevdik,çok alıştık,bu aşk masalının Sonunu periler değil sen yazmalısın ,sen okumalısın şarkımızı egzotik sözlüm. sözlerin hançer yaraler açar, yaralar gülüm sur gözlerinin namlusuna sur beni, asktan olsun olumum askları da vururlar şarkıya şiir olur adanır sonsuz anısına kanayan sevdanın Hayrettin Taylan |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.