ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Bir Tutam Hikaye (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=456)
-   -   Bir Şey Değişmiyor (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=202610)

Prof. Dr. Sinsi 07-10-2012 09:15 PM

Bir Şey Değişmiyor
 
Bir Şey Değişmiyor Yazısı - Bir Şey Değişmiyor İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları

Hava sıcak. Gürültü çok. Denizin üzerinde üç pet şişe var. Sahildeki kahve dükkânının önünden atılmış. Sersem sersem dolaşıyor şişeler. Bir grup kefal balığı hem ışığın hem pet şişelerin etrafında kocaman ağızlarını boşa açıp kapayarak tur atıyorlar. Bazen o balıklara benzetiyorum kendimi... Neyse, pet şişeye de benzeyebilirdim diye avunuyorum...


Karşımda oturmuş fısır fısır konuşuyorlar. Belki yüksek sesli konuşuyorlardır ama müziğin gürültüsünden birbirlerine eğilmiş konuşuyor olmaları bana böyle düşündürüyor...


***


Gecenin sıcağı terletiyor beni... Karşımda oturan benden on yaş küçük arkadaşlarımdan biri bir cümle yazıyor Twitter’a... Hepimiz birbirimizden sıkıldığımızda, kaçmak istediğimizde, oyalanmaya çalıştığımızda elimizdeki telefonlarla tık tık tık giriveriyoruz ya siteye...

Ben de girdim ve ne yazdığına baktım...


Hayatın karmaşasından, ayrıldığı sevgilisinden ve ondan arta kalanlardan karışık kafası... “Soru işaretleri toplandı. Hepsi bir ağızdan konuşuyor. O yüzden anlamıyorum...” yazmış...


“Aslında bolca bıkkınlıktan ibaret hayat... Biri gelir her şeyi değiştirir sanıyorsun ama hiçbir şey değişmiyor...” yazdım cevaben...


“Belki de önce o birinin değişmesi gerektiğindendir” yazdı o da bana.


O sırada İstanbul’da olan ablası girdi

sohbete...


“Belki de kimsenin senin için değişmesine gerek duymadığında değişir hayat...” cümlesi düştü ekrana...

Kuşadası’nda aynı masada bir internet sitesi üzerinden yazışırken bir anda yüzlerce kilometre uzakta, farklı farklı şehirlerden bizi takip edenler de katılmış oldu sohbete....


***


Gecenin sonunda yatağıma uzandığımda pencerenin köşesinde bir yıldız ışıldıyordu...


Aynı anda kaç kişi bakıyoruz o yıldıza diye

düşündüm...


Huzursuz ilişkiler kuşağıyız biz... Bir sevgiyi taşımayı bilmiyoruz... Ağır geliyor. Alışkanlıklarımız kızgınlığı taşımaktan yana... Daha iyi bildiğimiz bir eylem, kaslarımız buna daha dayanıklı...


Bir sevgiliyi sevmenin sorumluluk-sabır bilinci kaybolmuş çoğumuzda...


Kız kardeşim geçenlerde söyledi...


“Suçluluk duygusu taşımaktansa kızgınlığı tercih ediyorsun” dedi. Doğru... Kızarsam

unutabiliyorum belki de...


Kızarsak unutabiliyoruz...


Eski bir hikâyeyi anlattığımda “senden nasıl nefret edebilir ki bir insan” diye sormuştu bir

arkadaşım şaşkınlıkla...


“Benden nefret etmek beni özlemekten

daha kolay” demiştim...


Kolayına kaçarız hepimiz...


***


Değişen bir şey yok...


Birileri gelecek, bir süre için hayatı değiştirecek...

Sonra her şey aynı...


Yollar aynı, kuşlar aynı, aylar aynı...


Sen yaranı göstermiş olacaksın ona.. Diyeceksin ki “bak buradan vurdular beni...” Orayı öpecek can-ı gönülden.. O öptükçe sen “iyileştim” sanacaksın, “bu sondur” diyeceksin...


Sonra gün gelecek ... Öptüğü yerden vuracak seni...

Biri gelecek, hiçbir şey değişmeyecek...

Yıldız bana bakıyor... Sen de görüyor

musun onu bir yerde?


İclal Aydın


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.