![]() |
Sahte Fatura Kullanımından Dolayı 3568 Sayılı Yasa Hükümlerine Göre Meslek Mensuplarının Mükelleflere Kesilen Vergi ve Cezalardan Sorumluluğu
SAHTE FATURA KULLANIMINDAN DOLAYI; 3568 SAYILI YASA HÜKÜMLERİNE GÖRE MESLEK MENSUPLARININ MÜKELLEFLERE KESİLEN VERGİ VE CEZALARDAN SORUMLULUĞU İLE KESİLEN VERGİ VE CEZALARDA UZLAŞAN MÜKELLEFİN DURUMU NEDİR?
Yazar: MustafaSAKAL(*) MustafaALPASLAN(**) Yaklaşım Dergisi/ Ocak 2008 / Sayı: 181 I- GİRİŞ 3568 sayılı Yasa hükümlerine göre serbest muhasebeci ve serbest muhasebeci mali müşavirlerin sorumlu olacağı işlemler özetle; muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu, diğer işlemlerin yanı sıra gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin; genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, defterlerini tutmak, bilanço, gelir tablosu ve vergi beyannamelerini imzalamak ile diğer belgeleri düzenlemek vb. işleri yapmak şeklinde ifade olunabilir. Meslek mensupları, 3568 sayılı Yasa’nın 2/A-a bendinde yer alan işlemleri yapar iken; bu işlemler sonucunda ortaya çıkabilecek mali sorumlulukları ise, 4008 sayılı Kanun(1) ile Vergi Usul Kanunu’na eklenen mükerrer 227. madde ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış meslek mensupları tarafından da imza edilmesi zorunluluğu Maliye Bakanlığı yetkili kılmıştır. Bu kapsamda meslek mensuplarının imzaladıkları vergi beyannameleri ile ilgili olarak sorumlu olacakları bilinmektedir. Diğer taraftan 3568 sayılı Kanun ile meslek mensuplarına verilen yetkilere ilişkin mali sorumluluk, VUK mük. md. 227’de düzenlenmiş bulunmaktadır. Maliye Bakanlığı’nın verdiğe yetkiye dayalı olarak vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış meslek mensupları tarafından da imzalanması zorunluluğuna ilişkin yöntem ve ilkeler 4 Seri No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ’de açıklanmıştır. II- SAHTE FATURA KULLANAN BİR MÜKELLEFİN KAYITLARINI TUTAN MESLEK MENSUBUNUN SORUMLULUĞU Gerek 3568 sayılı Yasa ve gerekse buna ilişkin olarak çıkarılan 4 Sıra No.lu Genel Tebliğ ve gerekse VUK mük. md. 227 hükümlerine göre; meslek mensupla- rının müşterilerinin sahte fatura kullanımı ile ilgili ne derece sorumlu bulundukları sürekli tartışılan bir konudur. Bu konu zaman zaman meslek mensupları hakkında denetim elemanları tarafından meslek mensupları için “sorumluluk raporu”nun düzenlenmesi sırasında da sürekli gündeme gelen bir konudur. Uygulamada denetim elemanları zaman zaman meslek mensupları hakkında “sorumluluk raporları” düzenleyerek hem mükellefler için tarhiyat önerilmesini ve hem de bu tarhiyattan dolayı meslek mensuplarının nihai aşamada sorumlu olacaklarını rapora bağlayarak vergi dairelerinin dikkatlerini çekmektedirler. Bu noktada hemen akla şu sorular gelebilmektedir: 1- Önerilen tarhiyat hakkında, sahte fatura kullanımından dolayı (mükellefin işbu sahte faturayı bilmeyerek kullandığı varsayılarak) önerilen tarhiyat hakkında tarhiyat öncesi uzlaşmaya varması durumunda sonucun ne olacağı? 2- Mükellefin kullandığı sahte fatura ile ilgili olarak yine mükellefin VUK 376. maddesine göre talepte bulunması halinde durumun ne olacağı? 3- Mükellefin kendisine yapılan tarhiyat için yukarıdaki hususlar ile ilgili olarak vergi yargısına müracaat etmesi halinde durumun ne olacağı? 4- Yine yukarıdaki durumlara göre yapılan tarhiyat için mükellefin tebliğ edilen ihbarnamelerine karşın düzeltme talebinde bulunulması halinde durumun ne olabileceği? 5- Özetle yukarıda belirtilen konularla ilgili olarak mükellefin kendisine tebliğ edilen ihbarnamelere karşı 30 gün içerisinde dava açmadan tarhiyatı kesinleştirmesi durumunda kimin ne miktarda sorumlu olacağı? …… gibi konularda mükellefin veya serbest muhasebecisinin ne miktarda hangi safhalarda nasıl sorumlu olabileceği tartışılmalıdır. Hemen belirtilmesinde yarar gördüğümüz konu: hiç kuşkusuz mükellefin her hal ve takdirde yukarıda ki tarhiyatlardan veya bu tarhiyatların sonucuna göre kendisinin mükellef olması nedeniyle bu borcu ödemesinin gerektiği ya da bu borçtan sorumlu olduğu ihtilafsızdır. Diğer yandan mükellefin o dönemde kayıtlarını tutan muhasebeci veya o dönemde vergi beyannameleri imzalayan mali müşavirinin de sorumlu olabileceği düşünülebilir(2). III- KONUYA İLİŞKİN YARGININ GÖRÜŞÜ 1- Yüksek mahkeme vermiş olduğu bir kararında sahte fatura kullanan bir şirketin muhasebecisinin bu fiilinden sorumlu olmayacağına karar vermiştir. Olay şöyle gelişmiştir: Sahte fatura kullandığı iddia edilen bir şirket hakkında, tarhiyat önerilmiştir. Mükellef bu tarhiyat hakkında tarhiyat öncesi uzlaşma talep etmiş ve üzerinde de uzlaşmaya varılmıştır. Daha sonra konuyla ilgili olarak mükellef vergi dairesine ödeme yapamamıştır. Ödeme emri aşamasında mükellefin o dönemdeki muhasebecisine rücu edilerek ödeme emri tebliğ edilmiştir. Meslek mensubunun ödeme emrine karşı açtığı dava, mahkemece kabul edilmiştir. Sonuç olarak yüksek mahkeme bu konuda meslek mensubunun sorumlu olmayacağına karar vermiştir(3). 2- Yine Danıştay’ın vermiş olduğu bir başka kararında da “muhasebecilerin sorumluluğu imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğmakta olup, şirketin düzenlediği faturalar karşılığında % 5 komisyon geliri elde ettiği varsayımına dayanarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesi uyarınca muhasebeci olan davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği” şeklinde karar verilerek mükellefin bu fiilinden dolayı meslek mensubunun sorumlu olmayacağına karar verilmiştir. IV- SONUÇ VE DEĞERLENDİRME a) Meslek mensuplarının mükellefin düzenlemiş olduğu sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı faturalardan dolayı sorumluluğu genel olarak bulunmamaktadır. Ancak, meslek mensubunun bir menfaat gözeterek işbu fatura ticaretine iştirak, yardım vs. kolaylık gösterdiğinin, tespiti durumunda sorumlu olacağı kuşkusuzdur. b) Yine mükellefin gider veya maliyet unsurları içerisinde kullandığı sahte faturalardan dolayı meslek mensubunun sorumluluğu yine genel olarak söz konusu değildir. Burada da yine bu faturaların temini alınması, sağlanması vb. konularda menfaat gözeterek veya etmeyerek bu işlere yardım, kolaylık vs. yollarla bir şekilde aracılık edilmesi durumunda kuşkusuz meslek mensubunun sorumluluğu mevcut bulunacaktır. c) Süre gelen pek çok yargı kararında temel yaklaşım, cezayı gerektirir fiilin bütün unsurları ile vücut bulmadan ve cezayı gerektiren failin fiiline yardım, iştirak, kolaylık gösterilmiş olduğunun tespiti yapılmadan hiçbir şekilde ceza kesilemeyeceği prensip olarak kabul edilmiştir. Uygulamada mükellefler ile meslek mensuplarının sorumluluklarının kesin çizgileriyle belirlenmesi nerede, nereye kadar ve hangi aşamada kimin ve ne kadar sorumlu, mükellef olacağı mutlak surette belirlenmelidir. Hiçbir kişi veya kuruluşun işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmaması gerektiği ceza hukukumuzun temel bir ilkesidir(4). * Doç. Dr., Dokuz Eylül Ünv., İİBF, Maliye Bölümü ** Dr. (1) 06.07.1994 tarih ve 21982 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (2) İzmir 1. Vergi Mahkemesi’nin 17.02.2004 tarih ve E.2004/99, K.2005/140 sayılı Kararlarıyla muhasebecinin mükellefin sahte ve muhteviyatı itibariyle fatura düzenlediği ile ilgili olarak sorumlu olamayacağına ve bu nedenle muhasebeci hakkında önerilen tarhiyatın ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. (3) Dn. 4. D.’nin, vermiş olduğu 09.03.2005 tarih ve E.2004/1877, K.2005/347 sayılı Kararlarında yine muhasebecinin 213 sayılı VUK’un mük. 227. maddesine göre mükelleften mesul olamayacağına karar verilmiştir. (4) Dn. 3. D.’nin, vermiş olduğu 09.11.1999 tarih ve E.1998/2581, K.1999/3680 sayılı Kararlarında mükellefin tarhiyat öncesi uzlaşmaya vararak uzlaşılan ve üzerinde mutabık kalınan vergi ve cezaları ödemese bile sorumlusunun muhasebecisinin olamayacağına karar vermiştir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.