![]() |
Halk Oyunlarının Hikayeleri-Yozgat Burçak Tarlası
Halk Oyunlarının Hikayeleri-yozgat burçak tarlası
Niksar köylerinden birinden bir genç askere çağrılır, İstanbul'a sevkedilir. Niksar'lı genç, yakışıklı bir Anadolu çocuğudur.İstanbul'da hafta iznini geçirdiği sıralarda, genç bir kızla karşılaşır, kızın da ilgisini çeker.Niksarlı kızın kendisine ilgi duyduğunu farkeder ve onunla tanışır.Gel zaman git zaman genç, kızın hem kendisini sevdiğini hem de kızın ailesinin zengin olduğunu hemen anlar. Konuşmalar ilerledikçe kendisinin de zengin olduğunu, çiftliklerinin, sürülerinin, arazilerinin olduğunu mütevazi bir şekilde dile getirir.Kız da,zengin bir kocaya varmak istediğinden ve şehir hayatında yetiştiğinden "çiftlik hayatının ona bir peri masalı" gibi geldiğinden bu yalanlara çabucak kanar. Gel zaman git zaman, iki gönül birleşir.Kız babasını oğlan da,şehirli gelin istemeyen anasını ikna eder.En sonunda İstanbul'da düğün edili ve kız delikanlı ile beraber, zengin ümitler ve yaldızlı hayallerle, uzun bir yolculuktan sonra Tokat'a, oradan da Niksar' a varır...Yolda delikanlı, "Şu kadar tarlam var.Elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyacam" gibisinden yalanlarına devam etmiştir. Ancak zengin kız, duvarı tezekli, iki gözlü, toprak bir evin karanlık odasına gelince gerçeğin sert ve acımasız yüzüyle karşılaşır. Ama gönül vermiştir delikanlıya, sevmiştir...Evliliğine karşı çıkan babasınına da karşı çıkmış,oğlanla evlenmiştir. Geri dönmek olmaz. Nihayet ertesi gün olur.Genç kız,uyurken kaynanası gelir ve onu uyandırır.Şaşkındır...Daha hava aydınlanmamışken,kaynanasının kendisini uyandırıp "Hadi tarlaya" demesi ona garip gelmiştir.... Şaşkınlığını attıktan sonra diğer bir acı gerçeği anlar.Köylerde,evin tüm bireyleri çalışmaktadır.Kadınlar tarlada ot biçmeye,erkekler çift sürmeye,çocuklar davar gütmeye gitmektedir.Çaresiz kaderine boyun eğer ve burçak tarlasına gitmeye başlar. Artık önünde yeni bir hayat vardır,genç gelinin...Bu hayatı sözlere döker ve türkü olup dilden dile dolaşır...Hakkında halk oyunları düzülür... Türkünün sözleri : Sabahınan kalktım sütü pişirdim Sütün kaymağını yar yar yere daşırdım Kaynanamdan korktum aklım şaşırdım Aman da kızlar ne zor imiş burçak yolması Burçak tarlasında yar yar gelin olması. Eğdirme fesini yavrum, kalkar giderim Evini başına yandım yıkar da giderim. Sabahınan kalktım ezan da sesi var Ezan sesi değil de yar yar burçak yası var Sorun şu deyusa yar yar, kaç tarlası var Aman da kızlar ne zor imiş burçak yolması Burçak tarlasında yar yar gelin olması. Eğdirme fesini yavrum, kalkar giderim Evini başına yandım yıkar da giderim. Elimi salladım değdi dikene İlahi kaynana ömrün tükene İntizar ederim burçak ekene Aman da kızlar ne zor imiş burçak yolması Burçak tarlasında yar yar gelin olması. Eğdirme fesini yavrum, kalkar giderim Evini başına yandım yıkar da giderim. Elimin kınasın ezdirmediler Gözümün sürmesin süzdürmediler Burçak tarlasında gezdirmediler. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.