Ev İşi Kimin İşi |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ev İşi Kimin İşi'Ev işi' kimin işi? Kadının ezilmesinin kaynağı ev içi emeğin ucuza getirilmesi ve aşağılanmasıdır Sıra erkeklere geliyor Yasada tanınan kadın erkek eşitliği uygulamada yoktur Erkeğin emeği gelir, kadının emeği ise gider hanesine yazılır İşte örneği! Ankara 5 Aile Mahkemesi Yargıcı Şerafettin Şanver, boşanma davasında, erkek eşin evlilik sırasında maliki olduğu evin ve otomobilin üzerinde kadın eşin de katkı payı olduğuna karar verdi Yargıtay ise 'ev kadınlarının ev işiyle uğraşmalarının mal edinimine katkı sağlamayacağı' gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu Bu kararları görmedim Yargıtay'ın eril düzenden yana iktidar denetimi sürüyor, anlaşılan Bu tür kararlar yeni de değil Bildik ataerkil yapı kalıntısı! Ama yeni olan bir şey var Anında tepki! Yazılı sözlü tüm medyada neredeyse ilk haber Haberin ötesinde kışkırtma da saklı söylemlerde! 'Kadını üzen karar', 'kadınları kızdıran karar' gibi Durup dururken neden bir başka telaş? Arkasında hangi eril tuzaklar var?- Kadın işi, 'ev işi'- Ne yapıyorsun ki, akşama kadar yatıyorsun, diye küçümsenen ve beş para etmeyen 'ev işi' nedir? Sürekli tüketime karşı, hiç bitmeyen yeniden üretimdir Ailenin kaçınılmaz gereksinmelerini karşılar Sevgi, dayanışma, neslin üretimi, üretilen çocukların yetiştirilmesi, beslenmesi, bakımı, çamaşırların yıkanması, evin temizlenmesi, maddi ve manevi duyguların doyurulması, aile bireylerinin sosyal yaşama hazırlanması Bunları kim yapar? Ev dışında çalışsın, çalışmasın fark etmeden 'ev kadını' denen bir tür canlı- Peki, karşılığı ne olacak? Varsayalım, dışarıda çalışmayan bir ev kadını, eşi çalışıp kazandığı ile ev araba alıyor, edinilen bu mallarda kadının payı nedir?- Tarih boyunca kadının payı olmadığı, kadının sevgi karşılığı çalışan ücretsiz emekçi olduğu söylendi Farklı ideolojiler, değişik açılardan aynı temel yanlışı içerir Kapitalist düzende kadınlar/erkekler arasında değişmeyen bir 'işbölümü' erkek iktidarının ve para paylaşımının iç yüzüdür Aile, bir tüketim cennetidir Toplumun vazgeçilmezidir Kadından beklenen mutluluk ortamında erkekten alınacak en yüksek verimlilik temel kaygıdır Sosyalist düzende ise aile iki başlı işçi üretimiyle topluma katılır ve zaman içinde ailenin ortadan kalkacağı, kadının ev içi çalışmasının toplumsallaşacağı öngörülür Bu uygulamada başarılamaz Kazançları bir yana, kadın çifte yük altında ezilir, ücretsiz aile işçisi olmayı sürdürür Çünkü ev kadınının emeği piyasaya sürülen ve mübadele değeri olan bir emek sayılmaz- Yasal tuzaklar- Türk Yurttaşlar Yasası, 2002 yılında yasal malvarlığı rejimini "edinilmiş mallara katılma" olarak değiştirdi Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir (TYY md 219) Şimdi; erkeğin dışarıda çalışması karşılığı aldığı 'bedel' ile, kadınlık mesleği karşılığı harcanan 'emek'in aynı nitelikte edinilmiş mala çevrilmesi gerekmez mi? Kadın evlilik şirketine ev içi çalışmasını, erkek de ev dışı çalışmasını koymuş olmaz mı?- Yasadaki tuzak, kadının ev içi emeğinin edinilmiş mal gibi çalışma karşılığı olarak değil, aile birliğinin giderlerine katılma çerçevesinde yer alması ile başlar (TYYmd 186/3) Buna göre "eşler birliğin giderlerine, güçleri oranında emek ve malvarlığı ile katılırlar" Kadın ev içi emeği ile ailenin zorunlu giderlerinin bir bölümünü karşılamış olur İlk kez bu yasada, kadının ev içi emeğinin, onun dışarıda çalışma yaparak kazandığı bir malvarlığı değeri ile eşdeğer olduğu benimsendi Emek eşittir para ise, neden malvarlığına da dönüşmesin? Kadının ev içi emeğinin piyasa koşullarında parasal karşılığı bulunarak, edinilmiş malda 'katkı payı' tutarı neden belirlenmesin? Neden, evlilik süresince erkek eşin çalışması karşılığı edindiği ev, araba da ortak paylaşıma girmesin?- Emeğin maddi bir değer olması 'destekten yoksunluk tazminatı' hesabında da yer alır Sigorta şirketleri, trafikte ölen kadın üzerinden kocaya kâr-zarar hesabını bu anlayışla çıkarıverir İyi bir ev kadını değilse, kadınsı tüketimlerin azalması nedeniyle kocanın bir masraf kapısından kurtulduğu bile söylenir İyi bir ev kadının emeğinin fiyatı ise kocaya tazminat olarak ödenir- Bir başka maddede (TYY md 227) emek kavramı dolaylı ve genel biçimde ifade edilir Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesinde, iyileştirilmesine veya korunmasına hiçbir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa bir alacak hakkına sahip olacaktır Başkasının malına katkı para olacağı gibi emek harcama ile de gerçekleşir- Kadının emeğinin yasada gelir getirici değil, masraf giderici özellikte düzenlenmesinin kaynağında ataerkil cinsiyetçi işbölümü vardır Kadın erkeğin parasını yerken, ev işleri yaparak birazını karşılaması düşünüldü Ankara 5 Aile Mahkemesi'nin kararı, eviçi emek kavramı ile mal edinimi arasındaki maddesel ilişkiyi kuruyorsa dikkatle izlenmelidir- Kapitalist ve ataerkil tuzaklar- Yasada kadının eviçi emeğinin, giderlerin karşılanması ile ifadesi, kadın üzerinden sağlanan 'artık payın' çoğaltılması anlamındadır Yasa, kadına ailenin geçim sorumluluğunu da verdi Sosyalist düzenin kadın işçi modeli bu kez kapitalizm koşullarında deneniyor diyebiliriz Ev kadınlığı kapitalizmin ucuz emek deposudur Yeme içme karşılığında erkek işçinin çalışma ortamını yeşertir Dışarıda çalışan kadın da ucuz işçidir Gerektiğinde evine geri gönderilecektir Kadın böylece hem aile içinde, hem birey olarak iki kat sömürülüyor Erkekler arası rekabet kadınları da etkiledi Bir kesim kadının sınıf atlaması ile 'ev kadınlığı' başka kadınlar aracılığıyla el değiştiriyor ama işlevi aynen sürüyor Bugün dağılan Sovyetler Birliği ülkelerinin kadınları 'kadınlık mesleğini' yabancı ülkelere taşıyarak, artık payı daha da büyütüyor- Düzenin bir başka tuzağı da, kadın/erkek çelişkisinden alabildiğince yararlanmasıdır Artık kadın ve erkek ayırımı yapmadan piyasa, en cazip tüketici müşterilerini arıyor Kim kimi alt ederse Çok uzaklara gitmeden, örneğin, kadın bilgisayar işinde daha kolay iş buluyorsa, evin işi erkeğe kalacaktır Yeter ki, insanın yaşaması için zorunlu giderler ailede ucuza kapansın Yeter ki mal üretimi ve tüketimi durmasın Sorun kadınların olduğu kadar erkeklerin de sorunudur- Bir başka kaygı toplumun geleceği ile ilgili temel çelişkidir Aile bozulmasın işlevi sürsün derken, boşanmaların artması önlenemiyor Uzun süreli evliliklerin hepsi bir boğaz tokluğuna sürdürülüyor Kadının eviçi emeği para ederse, boşanmalar daha da artacaktır Boşanmaların artması yeni evliliklerle piyasayı bir süre daha da canlandıracaktır Ama ailenin parçalanması da sürecektir Bu kez herkes kendi işini kendi görecek, yalnızlaşırken yabancılaşması da artacaktır Kadının doğurganlığı sorun olarak sürecektir, bu kez de- Bu koşullarda yargı, görevini hukuktan, adaletten yana nasıl kullanacaktır? Hukuk tekniğinin tuzakları arasında mı dolaşacak, yoksa hakkaniyetli kararlar mı verecektir? Hukuk her toplumda yol gösteren bir gelişme kapasitesi, bir kültür değerlendirmesidir Hakkaniyet hangi felsefenin ürünü olacaktır? Kadın erkek eşitliği ailede nasıl somutlaşacaktır? Kapitalist düzenin işbölümü ayırımı, toplumsal işbölümüne dönüştürülüp aile içi emek, kadın/erkek demeden dışarıda çalışma emeği ile eşdeğer sayılmalıdır Feminizm, bu nedenle kadınların eviçi emeğinin dışarıda çalışma gibi bir üretim ilişkisi olduğunu kabul eder- Kadın ya da erkek ev işini, çocuk ve yaşlı bakımını seçmede özgür olmalıdır Karşılığı ödenmelidir Bu işler pahalı ve kaliteli yapılmalıdır Ucuz ve ücretsiz kadın emeğinin sermayeye yapacağı katkı değil, bu emeğin insanlığa, doğaya ve yaşama katkısı önemsenmelidir Kadının ezilmesinin kaynağı eviçi emeğin ucuza getirilmesi ve aşağılanmasıdır Sıra erkeklere geliyor- Aile hukukunda 'şok edici kararlara' sıra gelmedi mi? Kadınların haklı isyanına yargı desteği zorunlu değil mi? Kadınlara demokrasi yok, seçimler arifesinde gördük Sistemi kolay değiştiremeyeceğiz Peki adalet de mi yok? Nesrin Savaş Kantarcı |
|