Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilimin, nelerdir, yararları

Bilimin Yararları Nelerdir

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilimin Yararları Nelerdir




Bilimin yararları nelerdir

Bilimin yararları nelerdir?

Bilimin faydaları

Bilim, modern dünyamızı derinden ve muhteşem bir şekilde değiştirdi Bilim, hayatın her alanını öylesine sarstı ki, ondan iyi günde de, kötü günde de kaçmak mümkün değil

20 yüzyıl, bilimin insanlığın kendi kendisini yok etme yetisine olduğu kadar, insanın aydaki ayak izlerine

yol açan zaferine de tanıklık etti

20 yüzyılın ilk yarısında, soy geliştirilmesi bilimi (öjenik), insanoğlunu seçici üreme aracılığıyla

geliştirmenin yollarını aradı, ki bu da zihinsel özürlü insanların kısırlaştırılmasına gerekçe oldu 2

Dünya Savaşı sırasında, gelmiş geçmiş bilim insanlarının en ünlülerinden biri olan Einstein’ın dehasının

korkutucu yan ürünleri olan atom bombaları, Japonya’daki Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atıldı

Günümüzde, biz gezegenimizi yaşanmaz hale getirmenin eşiğindeyken, bilişim ve internet özel hayatı

tehdit ediyor

Evet, bilimin karanlık ve endişe uyandıran bir yanı da var

Bilimin bu çelişkili, bir yandan hayatı kolaylaştırırken, bir yandan da varlığımızı sona erdirecek araçları

arttırması kapasitesi, bilim denen, “şeytanla anlaşma”, ya da “bilgi pınarı” olan bu şeyi incelememizi

zorunlu kılıyor

Karl Popper’ın

sahtecilik kavramının alakası ve etkinliğine rağmen, çağdaş bilim filozoflarının en tanınanı, 1962 yılında

basılan ve hâlâ büyük bir popülariteye sahip olan Bilimsel Devrimlerin Yapısı (The Structure of Scientific

Revolutions) kitabının yazarı Thomas Kuhn’dur

Kuhn, tarafsız gerçek arayışının bilimin asıl hedefi olmadığını, bunun yerine bilimin, çağdaş bir inançlar

sistemi içinde işleyen problemleri çözmenin bir metodu olduğunu söylemiştir Bu inançlar ve değerler

sistemi kendisini, sonuç üreten bir seri deneysel prosedür aracılığıyla yansıtır; bunun karşılığında da,

orijinal inançlar ve değerler sistemini güçlendirir Kuhn bu tür sistemlere paradigma adını vermiştir

Bilim insanları normalde zamanlarının çoğunu normal bilim yaparak, yani başka bir deyişle, spesifik bir

paradigma içinde çalışarak geçirirler

Ama bazen, Nicolaus Copernicus, Isaac Newton, Charles Darwin ve Albert Einstein gibileri, bilimsel

devrimleri tetikleyen yeni inanç sistemleri bulurlar Onların buldukları sistemler bildiğimiz evreni yeniden

şekillendirmiştir Öyle ki, evrenin merkezinde Dünya değil Güneş vardır; gökyüzü mekaniğini dünyevi

mekaniğin uyduğu aynı kurallar altında getirmiştir; Tanrı tarafından yaratılan bir dünyadan, amaçsız ve

asla bitmeyecek bir dünyaya geçilmiştir; ve kesin ve devamlı bir zaman akışına sahip bir fizikten, zaman

akışının esnek olduğu ve deneyi yapanla gözlemlenenin göreceli hızına göre değişiklik gösteren bir

fiziğe geçilmiştir

Kuhn, yeni paradigmaların, bilimsel değerlerinden dolayı değil, bunların rakiplerinin eninde sonunda

ölmesinden dolayı benimsendiğini savunmuştur: Einstein’cıların genel görecelik kuramı doğanın gerçek

tanımı olarak kabul edilmiştir, çünkü artık Newton’cuların safları azalmıştır

Bilim sadece, filozofları kandıran bir aura kaybetmiştir; yenilikçi bilim insanları, fikirlerini kabul ettirmenin

ne kadar zor olduğunu bilirler

Karl Popper, hâlâ bilimin en isabetli ve etkin tanımını veren kişidir: Bilim, yanlış olduğu kanıtlanabilecek

bilgidir – yani kendi jargonunda, “Bilim, çürütülebilir olan şeydir” demek istemiştir

Popper’a göre bilim, aksini ispatlamanın sürekli bir alıştırmasıdır Her bir deney ve gözlem, kabul edilen

kuramla çelişmeyi amaçlar Bilim, bilim insanlarının çürütme çabalarından kurtarılan kuramlardan daha

fazlası olamazdı Popper, sistematik şüpheyi, bilimsel metodun temeli olarak tanımlıyor Bilim insanları,

hali hazırda kabul edilen – Thomas Kuhn’un “paradigm du jour” ya da “günün paradigması” dediği kuramla çelişecek

gözlemleri keşfetme ve yayımlama hırsıyla yola çıkarlar

Pratikte, pek çok bilim insanı çoğunlukla deneyleri tekrarlamaktan ve daha önce elde ettikleri sonuçları

teyit etmekten mutluluk duyarlar Yine de, aynı zamanda, kendilerini yeni bir kurama götürecek hatayı

bulma hayalleri de kurarlar CERN’in Cenevre’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın ilk çalışmasını

sabırsızlıkla bekleyen binlerce bilim insanı, (Fiziğin Standart Modeli tarafından tahmin edilen temel bir

parçacık olan ünlü Higgs bozonunun varlığını teyit etmek için çarpıştırıcının kullanılmasında olduğu gibi)

yeni yollar açacak “yeni bir fizik” bulmakla muhtemelen daha çok ilgilidirler

1960’larda Berkeley’de öğretmenlik yaparken, Paul Feyerabend,

“bilimlerini” açıklamaları için cadıları, yaratılışçıları, darwincileri ve falcıları davet eder ve öğrencileriyle

tartışırdı Feyerabend için, “Herşeye kabul” ilkesi geçerliydi

Feyerabend’e göre, bilimin dünyasında, amaçlar araçları haklı çıkarır Feyerabend, örneğin, Galileo’nun

yeni teleskop icadından yaptığı gözlemler kadar, yalanlar, veri çarpıtması ve propagandadan da

yararlandığını söyler

Galileo’nun stili ve zeki ikna tekniklerinden dolayı ünlü olduğunu, çünkü Latince yerine İtalyanca

yazdığını ve bir biçimde eski fikirlere ve onları öğrenmeye bağlı standartlara karşı çıkan insanlara hitap

ettiğini öne sürdü

Eğer bilim insanları diğer herkesin kullandığı aynı araçları kullanarak tartışmaları kazansalardı, bilimsel

gerçek bir astrologdan, falcıdan ya da mistikten gelen gerçekten daha güvenilir olmazdı Bu yüzden,

Feyerabend bütün bu yaklaşımların eşit değerde olduğunu, - bilimin, özellikle de kurumsallaştırılmış

bilimin tarihi bir fenomenden daha fazla birşey olmadığını; bilimsel dogmaların daha bile tehlikeli

olabileceğini ve toplumun totaliter bilimin büyüsünden kurtulması gerektiğini söyledi

Sosyolojik yapılandırmacılığa giden yol, artık açılmıştı

Antropologların belli bir kabileymiş gibi davranan bilim insanlarını gözlemlemesi, neden iyi birşey

olmasın ki? Antropolojik araştırmalar, insanların söyledikleri ya da yazdıklarına minimal derecede önem

vermeyi ve onların gerçekte ne yaptıklarına odaklanmayı gerektirir

Bu fikre dayalı olarak, sosyolojik yapılandırmacılar bilimin tamamıyla toplumun bir ürünü olduğunu

kabul ettiler Bir bilim insanının inançlarını, büyük ölçüde toplumun belirlediği sonucuna vardılar:

bir bilim insanı, yayınları ve çalışmalarına başvurabilir; onun belirli bir bilimsel kurama olan inancını

belirleyen, bilim insanının sosyal ortamıdır

Sosyolojik yapılandırmacılar, bilim insanlarının gerçeği bildiklerini iddia ettiklerinde, aslında sadece

kendilerini kandırdıklarını düşünürler Bilimsel araştırma tamamıyla, onların güç sahibi olma isteğinden

gelen bir çabadır ve bilim boyunduruktan başka birşey değildir

Sosyolojik yapılandırmacılara bir örnek, “Bilim İş Başında” diye adlandırdığı bilimi, laboratuvarlardaki

bilim insanlarının davranışlarına indirgeyen Fransız sosyolog Bruno Latour’dur

Latour’un bilim tarifinde, bilim insanlarının bir mikroskoptan içeri doğru bakarken ne gördükleri açık

değildir Bunu gerçekte kimse bilmez Elbette bilim insanı “Bakteriler görüyorum” diye iddia eder Ama

bakteriler konuşamaz ve kendilerini tanıtamaz Latour ve “Bilim İş Başında”nın partizanlarına göre,

bilimin büyük bir bölümü kurgudur ve bilim insanlarının aklının bir düzmecesidir

Tıpkı Kuhn’un yaklaşımı gibi, sosyolojik yaklaşım, en azından bilimsel keşifleri ait oldukları tarihi metne

yerleştirir Her ikisi de zamanlarının çok ilerisinde olan Gregor Mendel’in kalıtım keşfine ve Alfred

Wegener’in kıtasal sürüklenme kuramına ne olduğunu açıklar Bu kuramların ikisi de ciddiye alınmamıştır

ve oluşturulduktan onlarca yıl sonra bir etki yaratmışlardır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.