Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
biyografisi, hayatı, turgut, vikipedi, özal

Turgut Özal Hayatı Vikipedi Turgut Özal Biyografisi

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turgut Özal Hayatı Vikipedi Turgut Özal Biyografisi




Turgut Özal Hayatı Vikipedi Turgut Özal Biyografisi

Turgut Özal ( 1927)- (17041993)

--------------------------------------------------------------------------------

TÜRKİYE CUMHURİYETİ 8CUMHURBAŞKANI

--------------------------------------------------------------------------------

GÖREV SÜRESi: 9 KASIM 1989 - 17 NİSAN 1993

1927 yılında Malatya'da doğdu 1950 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu 1952 yılında ABD'ne giderek ekonomi tahsili gördü Türkiye'ye döndükten sonra Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdür Yardımcısı oldu ve Türkiye'nin elektrifikasyonu ile ilgili projelerde çalıştı

1961-62 yılları arasında askerlik hizmetini Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyesi olarak ifa etti ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın kurulmasına katkıda bulundu Bu sırada, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde ders de verdi

Bir süre Başbakanlık Teknik Uzmanlar Kurulu Üyesi olarak çalıştı ve 1967-71 yılları arasında da Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini yürüttü Ekonomik Koordinasyon Kurulu, Para ve Kredi Kurulu, RCD Koordinasyon Kurulu ve AET Koordinasyon Kurulu başkanlıklarında bulundu

1971-1973 tarihleri arasında Dünya Bankası'nda danışman olarak çalıştı Türkiye'ye döndükten sonra çeşitli sınai kuruluşlarda çalıştı ve 1979 yılı sonlarına doğru Başbakanlık Müsteşarı olarak atandı Aynı dönemde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini de vekaleten yürüttü

12 Eylül 1980 müdahalesinden sonra kurulan hükûmete ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak atandı 1982 yılında bu görevinden istifa etti 1983 yılında Anavatan Partisi'ni kurdu ve aynı yıl yapılan genel seçimlerde partisinin başarılı olması üzerine hükûmeti kurmakla görevlendirildi ve böylece Türkiye'nin 19 Başbakanı oldu 1987 yılında yapılan seçimler sonrasında tekrar hükûmet kurdu ve başbakan olarak görev yaptı

31 Ekim 1989'da TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 8 Cumhurbaşkanı olarak seçildi ve 9 Kasım 1989 tarihinde bu görevine başladı

17 Nisan 1993 tarihinde geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle görevi sırasında vefat etti

HAKKINDA YAZILANLAR

Turgut Özal

1983-1993

Fatih Emin

Risale Yayınları

Özal Hikayesi

Hasan Cemal

Doğan Yayıcılık

“Kimdir Turgut Özal? İnsan olarak, siyaset adamı olarak Kişiliği nasıl oluşmuştur? Ya beslendiği kültürel ortam? Bu dünyaya ve öbür dünyaya bakışı Kendisinde, ailesinde, partisinde yaşayageldiği Doğu-Batı ikilemi nedir? Vefalı bir insan mı? Kindar mı? İnatçı mı? Politikadaki güvenilirliği ve inandırıcılığı Özal ve ABD Özal ve asker Özal ve hanedan Ekonomide ve demokraside modeli 12 Eylül'ün siyasal ortamında geçerli "haksız rekabet"le 1983'te iktidara tırmanışı 1989'daki inişi Bu süreci çok yakından izledi Hasan Cemal Altı yılda yükseliş ve düşüş: tarihsel süreç içinde, ancak bir an sayılabilir bu Hasan Cemal bu anı fotoğrafladı ve ortaya Özal Hikayesi çıktı Özgün bir yapıttır Özal Hikayesi; eksiğiyle fazlasıyla Özal'ın kendisidir Çekilen fotoğraf, tarihi yakalamaya dönük bir çaba sayılabilir Tarihi yaşarken yakalamak Evet, belki de olanaksız Ama bir gazeteci vazgeçemez bundan Akıp giden zamanın gelecekteki öyküsünü bugünden ele geçirmeye çalışır Çünkü her şeyden önce çağının tanığı olmak ister Onun için sürekli kıpır kıpırdır gazeteci Suyun yüzüne vuranla yetinmez Sahnenin arkasındakini sergilemeye çalışır çoğu kez Turgut Özal da sahnede yıllarca kaldı İşte böyle bir çabanın ürünüdür Özal Hikayesi

Özal'ın Misyonu

Meşhurların Hatıraları ve Değerlendirmeleriyle

Osman Özsoy

Türdav Yayınları

“Siyasetçilerimiz Özal'ın vizyonuna sahip olma yarışında Partilerimiz, Özal'ın misyonunu en iyi biz temsil ediyoruz iddiasında Vefatının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, sağlığında olduğu kadar ölümünden sonra da ülke gündemini meşgul eden isimlerin başında geliyor Turgut Özal Ve Özal tartışılıyor Yaşadığı dönemde vizyonu, ölümünden sonra misyonu tartışılan Turgut Özal"ı anlatan kapsamlı bir eserle karşı karşıyasınız Eserin, Özal'ın vizyonuna sahip olmak isteyenlerle, misyonunu temsil etmek isteyenlere faydalı olacağı kanaatindeyiz Şimdi söz, okuyucunun

Turgut Özal'ın Anıları

Mehmet Barlas

Birey Yayıncılık / Yakın Tarih - Anı Dizisi

Elinizdeki kitapta, ülkemizin en yetkin gazetecilerinden Mehmet Barlas'ın Cumhuriyet döneminin en çok tartışılan, en vizyoner liderlerinden rahmetli Turgut Özal'la hayatının son yıllarında gerçekleştirdiği röportajlar yer alıyor Kitapta Özal, ülkemizin dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin hala geçerliliğini ve önemini koruyan görüşler dile getiriyor Yayınevimiz,

ülkemizin ve dünyanın devasa sorunlarla, açmazlarla ve belirsizliklerle karşı karşıya kaldığı bir zaman diliminde Özal'ın Anıları'nı yayımlayarak siyaset ve ekonomi dünyamıza anlamlı bir katkıda bulunuyor Barlas'ın kitabı, yabancı kaynaklarda Özal hakkında en fazla referans olarak başvurulan kitaplardan biri

Özal'lı Yıllar

1983-1987

Yavuz Donat

Bilgi Yayınevi / Yavuz Donat'ın Vitrininden Dizisi

"Özal'lı Yıllar", Yavuz Donat'ın Vitrin'inden dizisinin son kitabı Donat, "Sandıktan İhtilale", "Buyruklu Demokrasi" ve "Özal'lı Yıllar" adlı bu üç kitapla, 1977'den, 1987 Eylülü başına değin ülkemizin siyasal görüntüsünü , yine 1987 notlarıyla renklendirerek çiziyor

-Rauf Tamer (Tercüman, 54 1987)-



Alıntı Yaparak Cevapla

Turgut Özal Hayatı Vikipedi Turgut Özal Biyografisi

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turgut Özal Hayatı Vikipedi Turgut Özal Biyografisi




24 Ocak Yargılanıyor (İcraatın Dışından)
24 Ocağın Ekonomi Politiği
Faik YBaşbuğ
Tekin Yayınevi
İşte "24 Ocak" pastasından acı bir ziyafet Ortadirek adlandırmalı müşteriler çokluğunda, tadsız düşündürücü ve sanki hep ağıt dolu Bu yönlü ağırlıklarıyla, yazılanlar, izleyicileri çok ilginç bir senaryo kurgusunda, zengin Başbakan masalarından yoksullara bakımyurdu'na, piyango milyarderliği umudundan fahişeliğin ekonomik diyalektiğine taşıyacak içerikte Konular, uzun bir dönemi içeren anı-günlük yaklaşımıyla izlenmeye çalışılmıştır Bunun için de, özellikle "ihtilalin" ya da yerleşik deyimiyle
"Kurtuluş Harekatının" bereketlendirdiği topraklarda, 24 Ocak ve mimarlarının icraatı yansız bir şekilde ele alınmış ve bu açıdan sistem bütünlüğü, kendi mantığı içinde özenle korunmak istenmiştir
YORUM
Davut Bey ve Turgut Bey
Hilmi Yavuz
Zaman 27 Nisan 2001
Batılılaşma ya da Modernleşme girişimleri, Osmanlı entelektüellerini, Aydınlanma sonrasında Avrupa siyasal düşüncesiyle ilişki kurmaya götürmüştür; ama buna benzer bir ilişki Avrupa iktisat düşüncesiyle kurulamamıştır
Geçen haftaki yazımda da belirtmiştim: Prof Ahmet Güner Sayar, bırakınız Yeni Osmanlılar'ı Jön Türkler'in bile 'ne teorik iktisattan anladıklarını, ne de bizatihi iktisadi süreci anlayabildiklerini' öne sürmenin mümkün olmadığını bildirir; Adam Smith ve Ricardo'nun iktisadi fikirlerinin 'Yeni Osmanlıların teorik esaslarına kaynaklık ettiğini' öne süren Bernard Lewis'in bu iddiasının bir 'fanteziden öteye geçmediğini vurgular
Namık Kemal'in, Montesquieu ve JJ Rousseau'nun siyasal teorilerinden etkilendiğini biliyoruz elbet; –bizzat Namık Kemal'in yazıları bu etkilenmeye tanıklık ediyor çünkü! Gelgelelim, Adam Smith ve Ricardo'nun iktisat teorilerinin Yeni Osmanlılar'ın iktisadi görüşlerine kaynaklık ettiği iddiasının dayanağı nedir? Ve bu iddia, niçin 'bir fanteziden öteye' geçememektedir?
Prof Dr Şerif Mardin, 'Türkiye'de İktisadi Düşüncenin Gelişmesi' adlı kapsamlı makalesinde, 1838'de İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Baltalimanı anlaşmasının 'bütün hazırlık safhalarında ehemmiyetli bir rol' oynayan İngiliz Sefareti Başkatibi David Urquhart'tan söz ediyor Prof Mardin'in deyişiyle, 'Adam Smith'ten daha Adam Smith'çi' olan Urquhart, 'Adam Smith'in kaldırılmasını tavsiye ettiği devlet müdahalelerinden Türkiye'de hiçbirinin bulunmadığına ve binaenaleyh Türkiye'nin serbest ticaret için ideal bir ülke olduğuna' inanmaktaydı Urquhart, bu düşüncelerini 1833'te yayımladığı 'Turkey and Its Ressources' adlı kitabında açıklamıştır O yıllarda, yine İngiliz sefaretinde katip olarak görev yapan (Sir) Henry Layard'ın Autobiography and Letters'te yazdıklarına bakılırsa, Ahmet Vefik Efendi (Paşa) ile, 'Adam Smith ve Ricardo'nun eserlerindeki politik ekonomi konuları üzerinde' tartıştıkları anlaşılıyor
Urquhart üzerine kuşatıcı bir çalışma yapmış olan Prof Taner Timur da, 'Osmanlı Çalışmaları'nda, onun İngiliz politikasında 'Rus tarafdarları'na karşı, 'Osmanlı tarafdarları'nı temsil ettiğini yazmıştır Urquhart'a göre 'Osmanlı düzeni en geniş ölçüde özgür ticarete ve özgür sanayie dayanmakta, bu durum da yerel idarenin son derece özerk ve gelişmiş olmasına yol açmaktadır Türkler, 'çürümüş Bizans aristokrasisinin', 'kalabalık ve zalim ruhban sınıfının', 'hor görülmeye layık hükümetinin haksız kanunlarının' ve özellikle de tekelleri işle 'mali idaresinin ve tahsildarlar ordusunun' tam anlamıyla ezdiği halka rahat bir nefes aldırmışlardır Timur'un belirttiğine göre David Urquhart (Osmanlıların verdikleri adla, 'Davut Bey'!), Osmanlı Devleti'nde yerel idarelerin özerkliğinin, 'kökeni İslam hukukuna dayanan vergi sistemi sayesinde' gerçekleştiğini düşünmektedir: 'Gerçekten de Türkler dolaylı vergileri toptan reddederek ve mali sistemleri basit ve dolaysız bir vergi sistemine dayandırarak, ticaretin ve sanayinin son derece gelişmesine elverişli bir zemin hazırlamışlardır Doğrudan vergiler, yerel idareleri geliştirmiş ve bu durum Müslüman olmayan reayanın da kendi kurumlarını korumalarına ve hatta, Avrupa'da sanılanın aksine, geliştirmelerine yol açmıştır' Urquhart, Osmanlı sistemi analiz edilirken iki tip 'merkeziyetçilik'in birbirine karıştırılmaması gerektiğini hatırlatarak, Osmanlı'da siyasal merkeziyetçilikten söz edilebileceğini, ama idari merkeziyetçiliğin bulunmadığı görüşündedir (Şerif Mardin, Urquhart'ın özellikle Rumeli'deki vergi sistemini yakından incelediğini ve bu vergilerin 'beledi teşekküller olan ayanlar tarafından tayini ve toplanması'nın Urquhart'ı çok etkilediğini bildirmektedir) Kısaca Urquhart, Osmanlı iktisadi yapısının liberal bir iktisat konsepti bağlamında örgütlendiğini, devlet müdahalesinin (zannedilenin aksine) asgari düzeyde olduğu kanısındadır Taner Timur da, Osmanlı toplumunda yerel yönetimlerin özerk konumuna yaptığı vurgu dolayısıyla Urquhart'ın fikirlerinin günümüzde moda olan 'Osmanlı'da sivil toplum yok!' iddialarına uzak düştüğünü söylüyor Osmanlı 'sivil toplum'unu, Urquhart'ın 'Türk ilkeleri' adını verdiği ilkelere dayandırabiliriz: Pazar ve ticaret özgürlüğü, sultanın keyfî vergi koyamaması, yerel geleneklere saygı, dini kurumların özerkliğini koruma, gayrimüslimlerin inanç özgürlüklerinin teminat altında bulunması Bu durum, Prof Timur'un haklı olarak belirttiği gibi, Osmanlı'nın 'modernist' potansiyelini gösterir
Urquhart'ın 'Yeni Osmanlılar'la olan ilişkisi, özellikle 'sarıklı ihtilalci' Ali Suavi'de görülür Hüseyin Çelik, 'Ali Suavi ve Dönemi'nde, 'Suavi, Urquhart'ta adeta kendisini bulmuştur' der 'Çünkü o, Urquhart'ın söylediklerini, küçük nüanslar dışında bir ömür boyu söylemiş adam'dır Çelik şunları yazıyor: 'Suavi de Urquhart gibi, İslam'ın Hıristiyanlık'tan farklı olarak, bütün çağların ihtiyacına en modern şekilde cevap verecek bir din olduğuna inanıyordu' Nitekim Urquhart'ın Sultan Abdülaziz'e gönderdiği bir mektupta, Osmanlıların 'ancak ve ancak, geçmişte olduğu gibi Kur'an–ı Kerim'in hükümlerine tam uyarak yaşayabileceğini' bildirdiği de biliniyor
David Urquhart ya da Davut Bey, Adam Smith'ten daha adam Smith'çi olduğu kadar, Osmanlı'dan daha Osmanlıcı olarak yadırganmış, hatta bizzat İngiliz hükümeti ve elbette Dışişleri Bakanı Lord Palmerston tarafından dışlanmıştır Urquhart, İngiltere'nin Osmanlı ile olan ticari ilişkilerini geliştirmesi için çalışıyordu; –Lord Palmerston ise, Rusya ile! Ama maalesef, Ali Suavi dışında Yeni Osmanlılar'ın Davut Bey'i ciddiye aldıklarına dair bir tanıklık yoktur İngilizler de ciddiye almamışlardır Urquhart'ı Kimilerine göre 'acayip', 'egzantrik' ve 'megolaman'dır, kimilerine göreyse 'yarı deli!' Prof Mardin bile, 'Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu'nda Urquhart'ın hissi egzotizmi'nden söz etmekten kendini alamamıştır Dolayısıyla, Adam Smith ve Ricardo'nun görüşlerinin Urquhart gibi 'acayip' biri aracılığıyla dolaşıma sokulmasının Osmanlı entelijansiyası tarafından 'fantezi' olarak kabul edilmesine şaşmamak gerekir
Davut Bey'in Osmanlı toplumunun modernist potansiyeline ilişkin değerlendirmelerinin Yeni Osmanlılar'ın ya da Jön Türkler'in fikirleri üzerinde etkin olmayışını anlamak mümkün de, bu düşüncelerin belli ölçekte değerlendirilebilmeleri için Turgut Bey'in iktidara gelmesini beklemek? İşte bunu anlamak mümkün değil! Hem siyasi hem de iktisadi anlamda gerçek 'Modernleşme' ya da 'Batılılaşma', bütün sancıları, problemleri ve elbette hatalarıyla, Osmanlı'nın modernist potansiyelinin farkında olan Turgut Bey'le başlamıştır çünkü


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.