Coğrafi Keşiflere Katılan Devletler |
10-19-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Coğrafi Keşiflere Katılan DevletlerCoğrafi keşiflere katılan devletler Avrupalıların çeşitli sebeplerle 15yüzyılın sonunda bilinmeyen ülkeleri bulmak için yaptıkları gezilere COĞRAFİ KEŞİFLER denir Çağlar boyunca yeni ve değişik yerler bulmak amacıyla heyecanlı ve tehlikeli yolculuklara çıkan insanlar bu maceralara türlü nedenlerle atılmışlardırZengin olmak,ticaret yapmak,ün kazanmak,serüven tutkusu,belirli dinsel inançları yaymak ya da ülkelerine yeni topraklar kazandırmak istemişlerdirHangi nedenle olursa olsun,dünyanın bilinmedik yerleri bize,kaşif adı verilen bu gezginlerce kazandırılmıştır KEŞİFLERİN NEDENLERİ 13yüzyılda Moğollar Orta Asya’nın otlaklarında büyük bir imparatorluk kurdular ve ordularıyla Doğu ve Orta Avrupa’ya akınlar düzenlemeye başladılarPapa,Moğol yöneticilere elçiler yolladıBunların bazıları Uzak doğuya kadar gittiTüccarlar doğu ile alışveriş yapmaya başladılar Bu gezgin tüccarların en ünlüsü Marko Polo’durVenedikli gezgin Marko Polo’nun,Uzak Doğu ülkelerinin zenginliğinden söz ederek Avrupa’da büyük merak uyandırması keşiflerin 1nedeni olmuştur O dönemde insanlar bilmedikleri yörelerde korkunç köpek başlı ya da başsız insanların,yüzlerini güneşten saklayan,tek gözlü ve tek ayaklı garip yaratıkların olduğuna inanıyorlardıO dönemde gemiciler kıyıdan uzaklaşmayı ve uzun yolculuklara çıkmayı kolay kolay göze alamıyorlardı Dünya’nın düz olduğu inancı ve gemilerin ufuk çizgisini geçince boşluğa düşeceği inancı yaygındıDenizcilerin karadan uzaklaştığında yönlerini bulamama korkusu (Magnetik) Pusula sayesinde çözüldü Avrupalı denizciler,daha uzun yolculuklara çıkmaya ve gerçeğe yakın haritalar yapmaya başladılar MARKO POLO (1254-1324)Venedikli gezgin Marko Polo,Çin’e ve Asya’nın çeşitli yerlerine yaptığı gezilerde gördüğü yerleri ve edindiği izlenimleri anlatarak,Avrupa’nın Uzakdoğu uygarlıklarını tanımasını sağlamıştır Marko Polo tüccar bir ailenin çocuğuyduBabası ve amcası Asya’ya ticaret amacıyla yaptıkları yolculuklarda Çin’e kadar gitmiş ve Pekin’de Hint-Türk imparatoru Kubilay Han’ın konuğu olmuşlardıİtalya’ya dönüşlerinde papaya Kubilay Han’dan bir mektup getirerek,Han’ın Hristıyanlık konusunda bilgi edinmek isteğini ilettilerİki yıl sonra 1271’de doğuya gitmek için yeniden yola çıkarken 17 yaşındaki Marko Polo’yu da yanlarına aldılar Denizyoluyla İskenderun körfezindeki Ayas’a gelen Pololar,Doğu Anadolu ve İran’dan geçerek Basra körfezinde Hürmüz Boğazına vardılarDeniz yolculuğunu tehlikeli bularak daha güvenli olan İpek Yolu’nu izlemeye karar verdilerİran ve Afganistan’ı geçip Pamir dağlarını aştılar Kaşgar, Yarkent, Hotan,Gabi Çölü ve Kuzey Tibet’ten geçerek Çin’e ulaştılar Onlardan sonra 600 yıl boyunca hiçbir Avrupalı bu yoldan geçemedi Marko Polo 3,5 yıl süren bu Asya yolculuğu sırasında gördüklerini sonradan öylesine ayrıntıyla anlatmıştır ki,geçtikleri yerleri neredeyse adım adım izlemek olanaklıdırPolo’nun yazdıkları kuşaklar boyunca gerçek dışı,çekici öyküler olarak algılandıÇok sonra Sir Henry Yule ve Sven Hedin gibi gezginler yazılanların doğru olduğunu ortaya koydu BAHARAT YOLU Buhur yolu da denirKervanların geçtiği en eski yollardan birisidirBu yol Hadramut şehrinin Baharat ormanlarında başlar,Sibve nehrini geçer,Katban’dan Moarab ve Main’e vararak oradan Kızıldeniz’e paralel Neptilerin başşehri olan Petra’ya ve aynı zamanda Mekke’ye varırdıBurada üç kola ayrılırdı:1Filistin ve Finike limanlarına Sayda ve Şam şehirlerine; 2Beyn-ül Nehreyn’den,Ninova’ya;3’de Sina yarımadasından Mısır’a ulaşırdıGörünüşte bu yolun can damarı Hadramut ve Yemen’diBuralarda Moin ve Saba hükümdarları ve onların soyundan gelen Hamir padişahları baharat alışverişini tamamıyla kontrolleri altına almışlardıBu yolun çeşitli yerlerinde vergi almak için kaleler kurulmuştuÇin Hindi’nden ve Afrika’dan ilaçlar,günlük ve baharat bu yoldan Arap yarımadasına gelirdiBu yolun adı bundan dolayı Baharat yolu olmuştuGemiciliğin Kızıldeniz’de gelişmesiyle Baharat yolu önemini yavaş yavaş kaybetti İPEK YOLU Akdeniz kıyılarından Çin’e dek Asya’yı baştan başa katleden kervan yoluHristiyanlık tan önce kullanılan bu ticaret yolu adını,Çin’den gelen ve taşınan başlıca mal olan ipekten alırAntakya ve Tir’ den başlayan İpek yolu,İran ve Afganistan’ın kuzeyini geçtikten sonra Pamir bölgesine ulaşıyor ve burada,’’Taş kule’’denen bir yerde Doğu ve Batıdan gelen kervanlar arasında alışveriş yapılıyorduBakra’da ayrılan bir kol Hindistan’a varıyor,bir başkası da bugünkü Rus Türkistan’ının güneyinden geçiyorduÇin Türkistan’ında iki yol izleniyordu; Takla Makan çölü,kuzey ve güneyden geçiliyor,daha sonra da iki kol birleşerek Luoyang bölgesine ulaşıyorduBatıyı Uzakdoğu’ ya,Hindistan’ ı da Çin’e bağlayan İpek yolu,felsefe akımlarıyla dinlerin (buddhacılık) yanı sıra sanat alanında da gelenek ve örneklerin (hallenistik sanat) iletilmesi ve değiş tokuşunda başrolü oynadı AMERİKA’NIN KEŞFİ 1492 KRİSTOF KOLOMB AMERİGO VESPUCCİ (1507) Yeni bir dünya keşfetme onuru kuşkusuz,gelmiş geçmiş en büyük denizcilerden biri olan Kristof Kolomb’a aittirAma burada da bir sorunla karşılaşırKolomb genellikle dendiği gibi,sadece efsanevi zenginliklerle dolu Hindistan’a giden bir yol mu arıyordu?Yoksa,Ortaçağ ütopyasından esinlenerek,belki de ‘’cennetin girişi’’ olduğunu düşündüğü yeni bir dünyanın bilinçli bir’’yaratıcısı’’ mıydı? Michel Lequenne,Kolomb’un başvurduğu kitapların sayfa kenarlarına düştüğü notları inceleyerek,bu ikinci varsayımı benimserKristof Kolomb son yolculuğunda(1502-1504)Amerika kıstağının bir bölümünün kıyılarını saptadı,ama daha önceden başka denizciler harekete geçmişti:Bristol’lü İngilizlerin hizmetinde çalışan Jean Cabot’un,daha 1497’de ‘’Vinland’’yolunu yeniden bulduğu sanılmaktadır Cebral’ın güneye yaptığı yolculuğunsa kuşku götürür yanı yoktur: yolculuk,1500 yılında,gelecekteki Brezilya’nın bir bölümü olan ‘’Gerçek Haç Toprağı’’na,Portekiz kralı Manuel adına el konmasıyla sonuçlandıAyrıca,Lizbon sarayının,daha önce gönderilen,ama açıklanmamış olan bazı geziler sayesinde,söz konusu topraklarla ilgili bilgiler edinmiş olduğu düşünülebilir Nitekim,Tordesillas antlaşmasıyla(1494),Amerika’nın Eski dünyaya en yakın noktası olduğu sonradan anlaşılan bu kesimde keşfedilecek topraklar Portekiz’e verildiGüney Amerika kıyılarının Patagonya’ya kadar eksiksiz keşfini,gene Portekizliler hesabına çalışan Amerigo Vespucci gerçekleştirdiSaint Dieli bir coğrafyacı da,1507’de yayımladığı bir çalışmasında,Yeni Dünyaya pek de haklı olmayarak Amerigo’nun adını verdi 1513’te Balboa’nın Amerika kıstağını aşarak Büyük okyanus kıyısına İspanya adına el koyması,keşif tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır KRİSTOF KOLOMB (Yaklaşık 1451-1506)Ünlü kaşif Kristof Kolomb,Amerika kıtasının bulunmasına ve Avrupa’ya açılmasına öncülük ettiBununla birlikte yeni kıta adını Kolomb’la aynı dönemde yaşamış ve1497 ya da1499’da Güney Amerika’ya ulaşmış olan Amerigo Vespucci adında bir İtalyan’dan aldıDaha 11 yüzyılda Norveçli Leif Eriksson Kuzey Amerika kıyılarını dolaşmıştı,ama tarihte Amerika’nın keşfedilmesinin onuru Kolomb’a aittirNe var ki,Kolomb yepyeni bir kıta keşfetmiş olduğunun farkına varamamıştıOnun amacı doğudaki baharat ve ipek gibi değerli malların batıya getirilebileceği güvenli bir ticaret yolu bulmaktı12 Ekim1492’de Bahama adalarından birine çıktığında da bu düşüncesini gerçekleştirmiş olduğunu sandı(Amerika kıtasını bulan Kristof Kolomb,yepyeni bir kıta keşfettiğinin farkına varamamıştı) Kristof Kolomb İtalya’nın Cenova limanında yaşayan yoksul bir dokumacının oğlu olarak dünyaya geldiAvrupa’nın en işlek limanlarından biri olan Cenova’da tüccarlar çeşitli ülkelerle ticaret yapıyor,karayoluyla Hindistan’dan ve Uzakdoğu’dan gelen pamuk,kumaş ve baharattan başka İngiltere açıklarında avlanan balıkları da kurutulmuş ve tuzlanmış olarak satın alıyorlardıKristof Kolomb büyük bir olasılıkla Marko Polo’nun Çin gezisi anılarını okumuş, Leif Eriksson’un yüzyıllar önce yaptığı gizemli deniz yolculuğunun öyküsünü dinlemişti Gençliğinde Akdeniz’in doğusuna bir deniz yolculuğuna çıkan Kolomb,baharat ve ipek ticaretinin nasıl yapıldığını öğrenme olanağı bulmuştuDaha sonra 1476’da kuzeyde İngiltere’ye ve İzlanda’ya kadar gittiği sanılmaktadırBu yolculuktan dönüşünde Portekiz’in başkenti Lizbon’a taşındıO çağda bile hala Dünya’nın dümdüz olduğuna inanan birçok insan vardıKolomb ise Dünya’nın küre biçiminde olduğu düşüncesindeydiKolomb çeşitli Dünya haritalarının çizimine yardımcı olduBu harita ve çizimlerde Dünya gerçekte olduğundan çok daha küçük,Asya ise çok daha büyük gösteriliyorduKolomb Asya’nın doğuya doğru çok fazla uzandığını,bu yüzden de İspanya’dan yola çıkıp batıya doğru yol alarak oldukça kısa bir zamanda Hindistan’a varabileceğini düşündü’’Hindistan’ın uzaklığını da hesapladı;Hindistan’ın bulunduğu r sandığı yer aşağı yukarı Amerika’nın bulunduğu yere denk geliyordu Böyle bir yolculuğu tasarlayan ilk insan Kolomb değildi,ne var ki,o zamanki gemilerin küçüklüğü ve yeterli donanıma sahip olmayışı yüzünden böylesine uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmayı kimse göze alamıyordu1480’de artık deneyimli ve kendine güvenli bir denizci olan Kolomb ise Hindistan’a kısa sürede ulaşabileceğini kanıtlayacak bir keşif gezisine önderlik edebileceğine inanıyordu Bu yolculuk için gerekli gemileri ve parayı ancak İspanya ve Portekiz hükümdarları sağlayabilirdiKolomb ilk önce Portekiz Kralı 2 Joao’ya başvurduysa da önerisi reddedildiİspanya’nın önemli bir bölümü Magripliler’in altındayken tahta çıkan Fernando ve Isabella ise Kolomb’u içtenlikle kabul ettilerse de,ülkenin içinde bulunduğu kargaşa yüzünden ona yardımcı olamadılar Kolomb haritacılık yapan kardeşi Bartolomeo’yla birlikte İngiltere ve Fransa krallarına başvurduAma bu iki kraldan da yardım alamadıSonunda ilk başvurudan yedi yıl sonra İspanya kraliçesi Isabella , Kolomb’a yardım edeceğini bildirerek ona amiral sanı verdi |
Coğrafi Keşiflere Katılan Devletler |
10-19-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Coğrafi Keşiflere Katılan DevletlerAMERİGO VESPUCCİ (1454-1512),İtalyan denizciMedici ailesinin hizmetinde değişik işlerde çalıştıktan sonra 1491’de aynı ailenin İspanya’da Sevilla’da bulunan gemicilik şirketinde görevlendirildiBu dönemde Kristof Kolomb’la tanıştı1499’da Alonso de Ojeda komutasındaki bir filoyla ilk keşif gezisine çıktıYeni bir sefer düzenleme isteğinin İspanya Krallığı tarafından reddedilmesi üzerine 1500’de Portekiz’in hizmetine girdiPortekiz Kralı 1 Manuel adına 1501’de ikinci keşif gezisine çıkan Vespucci,Cabo de Santo Agostinho’ya ulaştıktan sonra Rio de Janeiro Körfezi’ni keşfettiDaha sonra güneye yönelerek,1502’de Lizbon’a döndüBu gezi sırasında yeni bulunan toprakların Asya anakarasının parçaları olmadığını anlayan Vespucci,daha sonra mektuplarında bu topraklardan Munus Novus (Yeni Dünya)adıyla söz etti1505’te yeniden İspanya’nın hizmetine giren Vespucci , Kristof Kolomb’un görevden alınmasından sonra 1508’de baş kılavuzluğa(pilotomayor)atandıYeni bulunan bölgelerin haritalarının yapılmasına ve denizcilerin yetişmesine katkıda bulunduİlk olarak,1507’de Alman kozmograf ve haritacısı Martin Waldseemüller Cosmographiae insuperquatuor Americii Vespucii navigationes adlı eserinde yeni anakaranın keşfedilmesinin onurunun ona ait olduğunu yazmasından sonra bu anakara onun önadıyla anılır oldu DÜNYA’NIN DOLAŞILMASI 1519-1522 MACELLAN DEL KANO Macellan Ve Dünya’nın Dolaşılması İspanya hesabına çalışmış portekizli denizci(1480-Mactan ,Filipinler 1521)Macellan adının yazılışı kesinlikle bilinmemektedirMacellan’ın doğum yeri konusuna gelince, çoğunluk Sabrosa üstünde dururken,sayıları hiç de az olmayan başka bilim adamları Oporto’yu ileri sürmektedirSoylu bir aileden geldiği konusunda herkes birleşmektedirMacellan önce, Portekiz donanmasına yazıldı;1505’te ilk defa Hindistan’a gitti;1506’da Kananur deniz savaşına katıldı ve yaralandı 1507’de Lizbon’a döndü;1509’da Malakka’yı fethetmek amacıyla gönderilen Sequeira kumandasındaki donanma ile yeniden Hindistan yolunu tuttu,ama bu teşebbüs başarısızlıkla sonuçlandı;dönüşte gemisi battıysa da,Macellan yurduna dönmeyi başardı1511’de kral naibi Albuquerque kumandasındaki donanmada,subay olarak üçüncü defa Hindistan’a doğru yola çıktıMalakka’ya karşı girişilen bu başarılı sefer sırasında Francisco Serraro ile tanıştıSerraro,ilk olarak kendisine,doğudan olduğu kadar batıdan da giderek Spezie adalarına varabileceği fikrini verdiMacellan, 1512’de Lizbon’a döndü,1513’te Fas’ta savaştı ve dizinden yaralandı(Bu yüzden sol ayağı sakat kaldı);getirilen malların bir kısmını satmakla suçlandı;suçsuzluğuna karar verilmesine rağmen,soylu sınıfın ve kralın gözünden düştü;daha sonraki yıllarda kurduğu hayalleri gerçekleştirmek için,kral Manuel1’in desteğini sağlamaya çalıştı,ama başaramadıKral ile görüşmeleri olumsuz sonuçlanınca,çevresiyle ilgisini keserek sessiz bir hayat sürmeye başladı;kendini kozmografya ve denizcilik çalışmalarına verdi;bu çalışmalar sırasında,dostu Serrao’nun ve astronom Ruy Faleiro’nun öğütlerinden,alman kozmografı Martin Behaim’in sezgilerinden yararlandı;bir tüccarın gönderdiği mektuptan Güney yarı kürede bir boğazın bulunduğunu haber aldıBoğazın varlığına iyice inandıktan sonra,1517 sonbaharında Sevilla’ya gitti ve İspanya’nın hizmetine girdi;Diego Barbosa’nın kızı Beatriz ile evlendiDiego Barbosa ve Beatriz’in kardeşi tarafından desteklendiYönetici Juan De Aranda Macellan’ın tasarısıyla ilgilendi ve onu Valladolid’de sonradan imparator olan Karl5 ile görüştürdü Burgos piskoposu Fonseca’nın yardımı ile krallık meclisi Macellan’ı desteklemeye karar verdiAyrıca Cde Haro adlı zengin bir armatör Macellan’a para yardımı yapmayı kabul etti 22 Mart 1518’de Karl5,Macellan’a bilinmeyen denizlerde dolaşma imtiyaz ve tekelini,sağlanacak gelirlerin yirmide biri ile keşfedilecek toprakların valiliğini verdi;sefer için,tayfaları ve kumandasıyla birlikte beş gemi hazırlattıSefer hazırlığı sırasında çeşitli güçlükler ortaya çıktı(Macellan gemilerine ancak altmış Portekizli alabilecekti);bununla birlikte Ruy Faleiro seferden vazgeçtikten sonra kral,denetlemek amacıyla yanlarna birkaç görevli kattı Ayrıca gemiler eski ve bakımsızdıGemilerin en büyüğü,kralın uzaktan akrabası olan soylu Juan de Cartagena kumandasındaki 120 t’luk San Antonio idi;amiral gemisi Trinidad 110,G Quesada kumandasındaki Concepcion da 90 tonluktu85 tonluk Victoria,seferin mali işlerini yöneten kaptan L de Mendoza’nın,75 tonluk Santiago ise Joao Serrao kumandasındaydıTayfaların sayısı 265’tiBunlardan İtalyan Antonio Pigafetta seferin günlüğünü tuttu ve Macellan’ın sekreterliğini yaptıSefere katılanlar arasında Macellan’ın güvendiği başlıca kişiler şunlardı:kayınbiraderi Duarte Barbosa, Alvaro de Mesquita, JSerrao, Gomez de Espinosa ve Hindistan seferinden beri yanından ayrılmayan sumatralı esir Enrique10 Ağustos 1519’da beş gemi Sevilla’ dan kalkarak Sanlucar ’a gitti;olağanüstü yolculuk,20 Eylül’de Sanlucar’ dan başladıDaha başlangıçtan itibaren kendilerine Juan de Cartagena’yı baş seçen İspanyollarla Macellan arasında seferi yürütme konusunda anlaşmazlık çıktı;ayrıca Don Juan kendini Macellan ile eşit görüyordu;oysa içine kapalı bir insan olan Macellan hiç kimseye açıklama yapmak istemiyor,tersine herkesin tartışmasız kendine boyun eğmesini istiyorduBu gergin ve düşmanca hava içinde,durumu tenkide kalkışan Juan de Cartagena,Macellan tarafından zincire vuruldu ve San Antonio’ nun yönetimi A De Coca’ ya verildi29 Kasım 1519’da Brezilya’ya,13 Aralık’ta da Rio Körfezi’ne ulaşıldı ve Güney Amerika kıyıları boyunca yola devam edildiAma Rio della Plata ağzındaki gezi büyük hayal kırıklığına yol açtıBununla birlikte Macellan, Trinidad adlı gemisiyle yolculuğa devam etti 24 Şubat’ta San Mateo Körfezi’ne,Nisan 1520’de Patagonya’daki San Julian limanına ulaştı ve Güney yarı küresinde kış başladığı için,mevsimi burada geçirmeye karar verdi 28 Kasım 1520’de Büyük Okyanus ’a çıktıMacellan yanında kalanlara,verdikleri sözü hatırlatarak,kösele yemek zorunda kalsalar bile mutlaka yola devam etmek zorunda olduklarını hatırlattıBüyük Okyanus ‘a çıktıktan sonra süren üç aylık yirmi günlük yolculuk,büyük yokluk ve güçlükler içinde geçtiTalih eseri olarak deniz çok sakindiOnun için Macellan bu denize Pasifik Okyanus’ u adını verdiPasifik’teki yolculuk sırasında üzerinde hayvan veya insan yaşamayan adalardan başka bir şeye rastlamadılarİskorbüt hastalığından yirmi kadar adamı öldükten sonra Macellan 6 Mart 1521’de bir adaya vardıKısa bir süre sonra,Filipin adalarını buldu ve bu adalara San Lazaro adını verdiBu adalardan birinde kölesi Enrigue yerlilerin konuştuğu dilden birkaç kelime anlayınca,Macellan Molük adalarına vardıklarını sandı7Nisan da üç gemi Cebu ya ulaştı,burada Macellan,kral Humabon ile görüşerek dost oldu;kral Humabon Katolikliği ve İspanyol hakimiyetini kabul etti;daha sonra Cebu’ nun karşısındaki Mactan adasının kralıyla yapılacak bir savaşta,krala yardım edeceğine söz verdi;yanına altmış adam alarak kumsalda ilerlemeye başladıOk yağmuruna tutulunca İspanyollar şalupalara doğru çekilmek zorunda kaldılar ve diz boyu su içinde savaştılar;ağır zırhlar giymiş olan Macellan adamlarının geri çekilmesini sağlamak için öne atıldı,yaralanarak suya yıkıldı ve öldürüldüCesedi alınamadıMacellan’ın ölümünden sonra,kumandayı Duarte Barbosa ve Serrao aldılar;ama Cebu kralı,onları tuzağa düşürerek birçok adamları ile birlikte öldürttüBaşsız kalan tayfalar demir aldılar;bu arada El Cano’nun yönetimine verilen Concepcion,düşman eline geçmesin diye tayfalar tarafından batırıldı;Gomez de Espinosa,Trinidad’ın El Cano ise Victoria’nın kaptanlığına getirildiTrinidad Büyük Okyanusu yeniden aşmayı denedi ve bütün tayfaları ile battı;buna karşılık El Cano kumandasındaki Victoria,Hint Okyanusuna ulaştı;Güney Afrika burnunu tekrar döndükten sonra,6 Eylül 1522’de gemi yalnız on sekiz tayfayla San Lucar’a geldiKarl5,Valladolid’ de parlak bir törenle denizcileri kabul etti;oysa San Antonio’dan kaçan tayfalar daha önce İspanya’ya ulaşmışlar ve olayları değiştirerek anlatmışlardıYolculuğun başarısı İspanyol El Cano’ya mal edilmiş olmasına rağmen,Pigafetta,kısa süre içinde bütün Avrupa’da tanınan ünlü bir seyahatname yazdı ve Macellan’ın gerçek yeteneklerini ortaya koyduMacellan bugün insanlık tarihinin en ünlü denizcilerinden sayılmaktadırKristof Kolomb insanlığa yeni bir dünya armağan etmiştiMacellan ise,insan iradesinin imkansız gibi görünen teşebbüslerin üstesinden gelebileceğini ispatlamıştı |
Coğrafi Keşiflere Katılan Devletler |
10-19-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Coğrafi Keşiflere Katılan DevletlerMACELLAN BOĞAZI Güney Amerika kıtasını,güneyindeki Tierra del Fuego Adası’ndan soğuk ve fırtınalı Macellan boğazı ayırırBüyük Okyanus ile Atlas Okyanusu’nu birleştiren bu suyolu,Arjantin sınırları içinde kalan doğudaki en uç bölümü dışında,hemen hemen tümüyle Şili toprakları içinde yer alırGenişliği üç ile otuz iki km arasında değişen,beş yüz altmış km uzunluğundaki sonradan kendi adını taşıyacak olan bu boğazı Portekizli kaşif Ferdinan Macellan,Ekim bin beş yüz yirmide bulmuştur Macellan boğazı iki bölüme ayrılabilirAtlas Okyanusu’ndan güneybatıya doğru uzanan birinci bölüm alçak,turbalık bir alandan geçerBüyük koyun sürülerinin yetiştirildiği bu bölgede İngiliz şirketlerinin işlettiği ve İskoç çobanlarının çalıştığı çok sayıda koyun çiftliği vardırÜretilen çok büyük miktarlardaki koyun eti ve yün bölgedeki tek büyük kent olan Punta Arenas’a gelir ve oradan dışarı gönderilirMacellan boğazı Punta Arenas’ı geçtikten hemen sonra sağa doğru keskin bir dönüş yapar ve kuzey batıya doğru uzanarak Büyük Okyanusa ulaşırOldukça düz olan bu ikinci bölüm,yer yer çok daralarak yüksek ve dik kayalıklı,çıplak adaların arasından geçerSert akıntılar ve aniden çıkan şiddetli rüzgarlar nedeniyle boğazın bu dar bölümü yelkenli gemiler için tehlikelidirBu nedenle on dokuzuncu yy’da yelkenli gemiler,yolu üç yüz yirmi km kısaltan Macellan Boğazı’ndan geçmek yerine,genellikle Horn Burnu’ndan dolanıp giderlerdi DEL CANO (Juan Sebastian)İspanyol gemicisi(Guetaria 1476 doğ?-öl1526)Macellan seferine katılan gemilerden Concepcion’a kumanda ettiSefere katılan son gemiyi Avrupa’ya ulaştırdı (1522)Dünya turunu yapan ilk Avrupalı gemicidirKarl 5 tarafından, Valladolid’de büyük saygı gösterisiyle karşılandı; üzerinde bir Dünya resmi ve Primus Circumdedisti me yazısı bulunan armalar,imparator tarafından kendisine verildi Hükümdarın dostluğunu kazanarak 1525’te Malaka adalarına doğru ikinci bir keşif yolculuğuna çıkmakla görevlendirildi; 26 Mayıs 1526’da Macellan boğazını geçti;ama Büyük Okyanusu ikinci kez geçerken öldü |
|