Selçuklu Dini Mimarisi Hakkında |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuklu Dini Mimarisi HakkındaSelçuklu Dini Mimarisi Hakkında Selçuklu Dini Mimari Anadolu Selçuklu camilerinin çoğu, çok sütunlu «ulucami» tipindedir Bu tip camiler dörtgen planlıdır; ilk Arap camileri gibi birkaç sıraya dizilmiş payeler ve sütunlar arasına kemerler ve bunların üzerine konulan kirişlerle düz tavan meydana getirilmiş ve toprak çatı yapılmıştır Bazı camiler de kısmen kubbe ye tonozlarla örtülmüştür Selçuklu devrinin karakteristik camileri, zengin süslemeli ve ahşap olanlarıdır Bunların en büyüğü ve eski örneklerinden biri olan Beyşehir’deki Eşrefoğlu camii (1296), ince uzun 45 sütunun taşıdığı düz çatılı bir yapıdır Mihrabı Selçuklu devrinin en güzel mozaik çinileriyle süslüdür Camide bulunan kalem işi süsleme de ilgi çekicidir Selçuklu devrinin öteki önemli ahşap camileri, Ankara’da Aslanhane camii (1291), 1272′de yapılan ve 1341′de Karamanlılar devrinde onarılan Afyon Ulucami’i ve Sivrihisar Ulucami’idir (1274) Selçuklu camilerinin en güzel örneği, 1155′te Sultan Rükneddin Mesud zamanında başlanarak 1220′de Sultan Alâeddin Keykubat zamanında bitirilen ulucami tipindeki Konya Alâeddin camii’dir Önce mihrap ve önündeki kubbeyle orta kısım yapılmış, sonra sol ve sağ kanatlar eklenmiştir Caminin önemli özellikleri, içinde eski yapılardan toplanmış çok sayıda antik parçanın, sütun başlıklarının bulunması ve abanoz ağacından 1155′te yapılmış olan muhteşem mimberidir Bundan başka Selçuklu devrinin ulucami planlı önemli camileri: Sultan Izzeddin Keykâvus ve Alâeddin Keykubat I zamanlarında emiri ahur (imrahor) olan Zeyneddin Beşere’nin yaptırdığı Niğde Alâeddin camii (1224), Konya’da Sahibata camii (1259) [büyük bir yapı olan cami, bir hankâh ve bir türbeden meydana gelen külliye halindeydi, bugün sadece türbe, hankâh ve caminin portaliyle iki minaresi ayaktadır] Kayseri’de Hondhatun camii (1238) Divriği Ulucami’i (1228) [camiyle yanında bulunan Turanmelik dârüşşifası taş işçiliği bakımından süsleme sanatının en güzel örnekleridir Bunların Selçuklu sanatında özel bir yeri vardır], Divriği Kale camii (1180), sade görünüşleri olan IX yya ait Sivas Ulucami’i ile Kayseri Ulucami’i (1140), büyük bir yapı olan Erzurum Ulucami’i (1179), Güney Anadolu’da bu tipin en eski örneği olan Diyarbakır Ulucami’i, derinliğine uzanan mekânıyla değişik bir tip gösteren ve tuğla süslemesi ve kubbesiyle İran’daki XIIIyy büyük Selçuklu camilerine benzeyen Malatya Ulucami’i (1274), zengin süslemeli portali, mihrabı ve kesme taştan mimarisiyle uyumlu bir görünüşü olan Kızıltepe (Dunaysır) Ulucami’dir Medreseler, İslam ilimlerinin okutulduğu öğretim kurumları olan medreselerin, Selçuklu mimarisinde önemli bir yeri vardır Anadolu Selçuklu medreseleri, avlulu ve kubbeli olmak üzere başlıca iki tip halinde gelişmiştir Kubbeli medreselerin, avlulu medreselerden farkı, ortadaki avluda bir havuzun bulunması ve bu kısmın üzerinin bir kubbeyle örtülü olmasıdır Bazı avlulu medreseler de tek katlıdır Avlulu medreselerin en büyüğü Erzurum’daki Çifteminareli medrese’dir (1253) Bundan başka önemli avlulu medreseler Sivas’ta Gökmedrese (1271), Buruciye medresesi (1270) ve Çifteminareli medrese (1270), Konya’da Sırçalımedrese (1243), Kayseri’de Horidhatun medresesi (1237-1238) ve Sahibiye medresesi’dit (1267) Kubbeli medreselerin en eskileri, Danişmendlilerden Nizameddin Yağıbasan tarafından Tokat ve Niksar’da yaptırılmış olan Yağıbasan medreseleri’dir (1167) Tokat’taki medrese, halk arasında Çukurmedrese olarak bilinir Diğer önemli kubbeli medreseler: Konya’da Karatay medresesi (1251), Inceminareli medrese (1258), Kırşehir’de Cacabey medresesi (1271), Afyon’da Çay medresesi’dır (1258) Bütün bu medreseler devrin karakteristik özelliği olan zengin taş işçiliği yanında, çini süslemeleriyle de ilgi çekicidir Mezar anıtları Anadolu Selçuklu mezar anıtları da genel olarak iki tiptir: türbeler ve kümbetler Türbeler cami ve medreselere bitişik veya aynı bina içinde, üzeri kubbeli bir oda şeklindedir Anadolu Selçuklularının karakteristik mezar tipi olan kümbetler, orta asya Türk çadır sanatının mimariye uygulanışıdır Büyük Selçuklularda kümbetler genellikle silindirik şekilde yapılmıştır Anadolu Selçuklu kümbetlerindeyse sekizgen veya çok köşeli olan gövde dört köşe kaide üzerinde yükselir; kümbetlerin yapımında Büyük Selçuklular tuğla, Anadolu Selçukluları kesme taş kullanmışlardır Yapıların dış yüzleri Selçuklu taş işçiliğinin örneği olan çeşitli kabartmalarla süslenmiştir Kümbetler iki katlıdır ve içten kubbe, dıştan kaidenin şekline göre piramit veya konik çatı ile örtülüdür Zeminden küçük bir merdivenle inilen mahzen, asıl mezarın olduğu mumyalık kısmıdır: zemin katında sembolik olarak lahit bulunur Bu kısımdan bir merdivenle içinde mihrap bulunan üst kata (mescit kısmı) çıkılır Anadolu’nun birçok yerinde, özellikle önemli Selçuklu merkezlerinde görülen Selçuklu türbelerinin başlıcaları şunlardır: Anadolu’nun en eski kümbetlerinden biri olan Erzurum’da Emirsaltuk kümbeti (XII yy), Divriği’de Sittemelik türbesi (1196), Tercan’da Mamahatun türbesi (XIIIyy), Kırşehir’de Melikgazi türbesi (XIII yy ortası), Kayseri’de Dönerkümbet (1275) ve Sırçalıkümbet (1350), Ahlat’ta Ulukümbet (XIII yy sonu), Çiftekümbetler (XIIIyy sonu) ve Emirbayındır kümbeti (XV yy sonu), Niğde’de Hüdavendhatun türbesi (1312), Sivas’ta Güdükminare (1347), Amasya’da Turumtay türbesi (1278), Tokat’ta Alitusi türbesi (1252) |
|