Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adet, adiyaman, gelenek, görenekleri, örf

Adiyaman - Örf, Adet, Gelenek, Görenekleri

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adiyaman - Örf, Adet, Gelenek, Görenekleri




ADIYAMAN

ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ
Adıyaman ili mağara devrinden itibaren günümüze kadar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir çok kültürün yoğrulup özleştiği; sözü, giyimi,kuşamı, oyunu, düğünü, ve hayatın çeşitli dönemleriyle (doğum,evlenme,ölüm) ilgili adet ve inançları, misafirperverliği insan sevgisi hayat felsefesi , dünya görüşü, halısı, kilimi, cicimi, heybesi ile zengin bir yaşayan halk kültürüne sahiptir

Folklor açısından bilimsel alan araştırmalarına konu olabilecek birikime sahip, çoğu yerde rastlanmayacak kadar özgün ve zengin kültürel değerler hazinesi olan Adıyaman ili günümüze kadar detaylı yeterli bir çalışmaya konu olmamıştır Ancak bilimsel araştırmalar için bir ön çalışma başlatılmış bulunmaktadır

Türk ve yabancı bilim adamlarının yapmış olduğu arkeolojik kazılar neticesinde elde edilen bilgiler doğrultusunda milattan önceki dönemlerde bile insanların yaşadığı zengin medeniyetlerin varlığını kanıtlayan Pirin Mağaraları ve günümüze kadar tahrip olmadan gelebilen tarihi eserleri ile insanlık tarihi ve kültürü açısından açık hava müzesi hususiyetini haizdir Folklorumuzun bugüne gelişinde bu yapının şüphesiz etkisi vardır

Teknolojinin ilerlemesi ve iletişim araçlarının gelişip yaygınlaşması ile kültürlerin daha hızlı kaynaşması ve değişmesi arasında sıkı bir bağ vardır Bu kaynaşma ve değişim sürecini, Adıyaman İlinin folklorik bir çok unsurlarında da görmek mümkündür Bu değişime giyim-kuşam, örf, adet, gelenek ve göreneklerin yanı sıra değer yargılarında da rastlamaktayız
HARFANA
Adıyamana komşu olan illerde "Sıra Gecesi" de denilen "HARİFANE" sözlükte:"Esnafca herkes kendi masrafını hissesine düşeni vermek suretiyle ortaklıkla yapılan" demektir
Adıyaman'da ise; Esnaf içinden guruplarca icra edilen bir program olup, Osmanlı döneminde kurulan Ahilik teşkilatının üyeleri olan esnafın, koşuşturmakla geçen bir haftanın yorgunluğunu ve stresini atmak için kafadengi arkadaş gruplarının kendi çaplarında hafta sonları pazar akşamında icra ettikleri bir eğlencenin adıdır
ADIYAMAN'DA HARFANA ŞU ŞEKİLDE YAPILIR:
Öncelikle bu toplantı sadece erkekler arasında olur ve her hafta bir kişinin evinde yapılırdıEv sahibi, misafirlerine kahve ve ardın da çay ikramında bulunarak muhabbete giriş için ısınma hamlesini başlatmış olurduMuhabbet koyulaştıkça arada sesi güzel olanlar gazeller okur, maniler söyler, yanık türküler, uzun havalar ve şiirler okunurduBaşta "Yüzük Oyunu" olmak üzere "Yok dememe" oyunu gibi oyunlar oynanır, hikaye ve masallar anlatılır(Hikaye ve masal anlatımına "HEKET SÖLEMEH" denilirdi) Cenk kitaplarından ve diğer mevcut olan kitaplardan bahis(konu)ler okunur ve cemaat büyük bir dikkatle dinlerdi Bu da eğitimin bir parçası olarak görülürdü Çünkü misafir ve toplum adabı, sözün söylenme biçimi, yeri ve zamanı gibi sosyal olayların yaşanarak öğretilip ve öğrenildiği mekanlar durumundaydı
Bütün bu sohbetler ve oyunlar arasında ağızlar boş durmaz; Leblebi ve ceviz gibi çerez, bastık(pestil), kesme, kuru üzüm gibi kuru yemişler ikram edilirdiYemek olarak, sohbetin bir bölümünde Etli Köfte "çiğ köfte" ikram edilir, tatlı olarak da gedeyif (Kadayıf), paklavya (Baklava), sedır'ezem sucığı, tene hevlası)Helva), topa hevlası, şıllik (hamur işi tatlı) gibi tatlılardan her ev kendi imkanları ölçüsünde ikramda bulunurdu
Eğer söz konusu harfana ekibi alkol kullanan kişilerden oluşuyorsa, yiyecek ve içecekler arasına içki ile olması gerekenler yapılır ve yine saz ve söz'e bol bol yer verilirdiHarfana dediğimiz bu hafta sonu (Pazar günü) eğlencesi o gecenin sabah vaktine kadar aralıksız devam ederdiSöz konusu gecede adı geçen oyunlardan "Yüzük Oyunu" şu şekilde oynanırdı:
Harfana'ya iştirak eden kişi sayısınca boş kahve fincanı bir tabağın içine ters çevrilmiş ve içlerinden bir tanesinin içine yüzük konulmuş şekilde getirilir, herkes bir tanesini açar, kimin fincanının altında yüzük bulunursa o kişi " O gecenin masraflarını karşılama" cezasına çarptırılıdı
YOK DEME OYUNU:
Yine harfanaya katılan kişiler biri birlerine değişik ve karışık sorular sorarlar Bu sorulara karşılık olarak Evet, he vs gibi ifadeler kullanabilirler ama, bunların yerine Yok(Hayır) kim derse işte o kişiye de gecenin masraflarını karşılama cezası verilirdi
HIDIRELLEZ
Hızır ve İlyas (as)'ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan, miladi takvime göre 6 Mayıs, Rûmî takvime göre ise 23 Nisan'a rastlayan güne verilen isimdirSöz konusu günde, Hızır ve İlyas (as) buluşarak sohbet ederler Ve bu günlerde vakitlerini Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı
Hızır(as)'nın Allah'ın lütfu ile dolaştığı yere yeşillikler çıkar, çorak yerler çiçeklere bezenirdi İşte bu olaya dayanarak, halk zamanla bu günlerde buluşup, Hızır ve İlyas (as)'ın geleneğini sürdürmek amacı ile özel anma ve dua günleri tertip eder olmuşlarAncak bu, zamanla asli hüviyetinden çıkarılarak, günümüzde olan şekliyle HIDIRELLEZ adını almıştır
Günümüzde kullanılan manası ise, insanların kıştan kurtuluşlarının bir işareti ve bahar güneşinden faydalanma, piknik yapma, stres atma, eğlenme, nişan, düğün, sünnet törenleri tertip etme, uğursuzlukları giderme, adakta bulunma gibi düşünceleri gerçekleştirme amacıyla gelenekselleşen bahar bayramı inancıdır ki; bu tür bir inanç sonradan ortaya çıkmıştır
Adıyaman merkezinde kutlanılan bahar bayramının adı, "SULTAN NAVRIZI" ya da "SEHRE" dirKutlama tarihi de, Rûmî takvime göre 6 Mart, Milâdî takvime göre ise 21 Mart günüdür"Sultan Navrızı" kutlamaları için şehrin iki ayrı mekanı kullanılmaktaydı Bunlardan birincisi ve en kalabalık olanı, şimdiki Devlet Hastanesinin Kuzey tarafında, Karadağ'a yakın "NAKIBIN HAVIZI" denen düz, yeşil, su ve küçük bir havuzun bulunduğu açık bir alandı
İkinci mekan ise, bugünkü Atatürk Şehir stadının Güney tarafında bulunan "YEDİ GARDAŞ" adındaki ziyaretin bulunduğu mekandıSöz konusu gün gelmezden bir hafta-10 gün öncesinden hazırlıklara başlanır, çiğ köfte (Etli Köfte) için et siparişleri kasaba bir hafta 10 gün öncesinden verilirdi Çünkü o günün öğle yemeğinde hemen herkes çiğ köfte yapacağından, köftelik et'e talep çok olmaktaydı
SEHRE'ye gitmezden bir akşam önce, ev halkının daha önceden suda ıslattığı nohutları ekmek sacının (tandırın) iç kısmında ateşte kavurur, bu kavrulmuş nohutlar çerez olarak yenmek için hazırlanırdıSEHRE'de sabah kahvaltısında yenilmesi için bir hamur işi olan "BEKMEZLİ TAPLAMA" yapar hazırlarlardıHazırlanan nevaleler sepetlerle, torbalarla ve bez sofralarla çıkınlar yapılarak eğlence yerine taşınırdı
Eğer bu günü kutlayanlar içinde nişanlı bir kız varsa, kızın ailesi o günün ağır yemeklerinden olan pirinç pilavı ve Bekmezli Taplama mutlaka yapar, damat tarafı da gelin olacak kızın boynuna bir elbiselik kumaş atarlar Halk arasında buna "Gelinin boynuna top atma" denirdiAyrıca bekar gençler için de bu gün çok önemli idi Çünkü bu gençler, gelir, gizliden gizliye ideallerine göre bir kız bakıp beğenmeye çalışırlar, nişanlı olan gençler de, uzaktan nişanlılarını süzmeye çalışırlardı
O gün insanlar yemek olarak, sabah kahvaltısına bekmezli taplama, öğle yemeğine günün vazgeçilmezi olan etli köfte başta olmak üzere, kavırmalı küfte, ö'r küfte, sovuh küfte, guzı sümıdı küftesi, mercimeklı küfte, karıştırmalı aş gibi yemeklerin yanısıra; ne'necük, yarpız, çıldırım, gazayağı, ebekömeci gibi otlarla yapılan "MANCA" lar, yani salata çeşitleri yapar, ayran ile birlikte yer-içerlerHerkes yapmış olduğu yemeklerden birbirlerine ikram eder, bu şekilde tatlı bir karnaval havası yaşanırdı
Baharın habercisi olan "NAVRUZ ÇİÇEĞİ" ni toplamak için, gençler dağlara tırmanır, topladıkları navrızları da önceden ikiye yarmış oldukları bir çubuğun arasına özenle dizer, öylece getirirlerdi Kimi satar, kimisi yer ve ikram ederdi Kimileri yine aynı şekilde, ellerinde bıçaklar veya ucu sivri çubuklarla kenger toplarlardı
Karnını doyuran "Ya yiyip yatmalı, ya da yedi adım atmalı" Atasözü gereğince, ya da "Ekmek hıdır, yi gudur" özlü sözünde belirtildiği gibi kimi yan gelir yatar, kimileri de "Hümbek, pabıç çarpmaca, çırçımba, elım, üç adım, gırcik, top yandı, birliğim birlik, (Kırtına) gülle, ip hoplama, çızğı, çelik-çomah gibi oyunlara dalar giderlerdiAkşam güneş batımına doğru, fazla karanlık olmadan, daha çok yaya olarak herkes, günün tatlı yorgunluğu içinde bir bir evlerine dönerlerdi
YÖRESEL YEMEKLER:
Adıyaman, yemek çeşitleri bakımından çevre illerle benzerlik göstermekle beraber; gerek yemeklerin adı ve gerekse de yapılış şekli açısından farklıdırlar Yörenin yemeklerinin temel maddeleri buğday ürünleri kuru baklagiller patlıcan, domates, lahanadan oluşmaktadır Tat verici olarak bütün yemeklerde soğan, sarımsak, salça, pul biber, maydanoz, kuru nane ve diğer baharatlar kullanılmaktadır
Kültür değişiminin sonucu olarak Adıyaman mutfağında büyük gelişim ve değişim olduğu gözlenmektedir Bu değişim süreci yöremiz mutfağını zenginleştirilmiş olup, sebzelerin kullanımını artırmıştır Ekonomik duruma göre etin yerini kuru baklagiller almaktadır Ayrıca yabani bazı otlarında yemeklerde kullanıldığı dikkat çekmektedir
ÇORBALAR:Alaca Çorbası,Malhıta Çorbası ,Tarhana Çorbası,Mercimek Çorbası,Yoğurtlu Çorba,Un Çorbası,Dövme Çorbası ,Pıtpıtı Çorbası ,Meyir Çorbası SEBZE YEMEKLERİ:Parmak Kebap ,Adıyaman Tavası,Dövmeç,Dolma-Sarma,Yeşil Fasulye Sulusu,
PİLAVLAR:Kavurmalı Pilav,Karıştırmalı pilavMercimekli pilav,Şahreli (şehriyeli) pilav,Tavuklu pilav,Meyhane pilavı,Domatesli pilav ,Ciğerli pilav
KÖFTELER:Kavurmalı sıcak köfte ,Kel köfte,Ekşili Köfte,Yarpızlı (Yarpuzlu) köfte,Patlıcanlı kollotik,Dolmalı köfte,İçli köfte,Yapıştırma,Çiğ köfte
PİDELER:Kavurmali hitap,Ot hitabı ( körnıen, nanecük, haldar vs),Peynirli ekmek ,Tava kıloru, Katmer ,Semsek,Besmet (Peksimet) ,Bazlama,Taplama,
MANCALAR (SALATALAR):Yarpız (Yarpuz) mancası,Pirpirim salatası,Patates salatası
CACIKLAR:Pirpirim cacığı,Kabak cacığı,Marul cacığı,Yarpız (Yarpuz ) cacığı
TATLILAR:Tene helvası,Top Helvası,Şilik,Nişe bulamacı,Heside,Peynirli irmik helvası,Aşure,Kesme,Burma tatlısı,Kaşık tatlısı YÖRESEL GİYİM:
KADIN OYUNCU GİYSİLERİ
Ayakkabı : Yemeni ve çarıktırYemeninin arkası düzdürÖn tarafı açık ve avaredirYemininin rengi ise kırmızıdır
Çorap : Yünden olup (ele örülmüş) ince ve desenlidir
Şalvar : Boydan olup paçalarının uçlarına lastik geçirilir, kumaşı kırmızı saten veya kutindir
İç Gömlek : Pazenden olup boydandırKolları yarımdır
Zıbın : Kumaşı kutinden olup halep malıdır Boydan üç etektir Astarı kırmızı veya mavi küçük desenli çiçeklidir Kollar uzun kol ağzı tek yırtmaçlıdırÖn iki eteğin uçlarına basmadan ipler dikilirArkadan üstüste gelecek şekilde çarpaz edilerek önden bağlanır, kuşak erkekte olduğu gibidir Zıbın üstüne bağlanır
Taç : Kadın oyuncular başlarının üzerine yuvarlak gümüşten yapılan yanları zincirli gümüş panezlf ile süslerler
Keten : Yazma iki kat edilip başa konulur ve uçları arkadan ilmik yapılır Adıyaman yöresinde iki çeşit baş bağlama vardır Ovadaki baş bağlama,kırsal kesimde yaşayanların baş bağlamaları Başa takılan kep buğday sapından örülür, etrafı kahverengi pazenle çevrilir,üstüne gümüşten taç takılırTacın zincirine altın veya gümüş kazı takılırKullabın alt kısmına pendik denilen bir kumaş dikilir Kepin üstüne ise beyaz keten veya satenden saçaklı hiddik takılır Ketenin altına pusu bağlanır, pusu tamamen sırmadandırKahverengi ve sırmalıdır Bu bağlantı şekline üsten bağlama adı verilir
ERKEK OYUNCU GİYSİLERİ
Çorap: Yün iplikle örülür,iki çeşitlidirÇorapların elde örülmesi daha makbuldürKaba olan coliki,ince örülen ise desenlidir Renkleri beyazdır Çorabın lastik yünden iplik örülür bunlara bağlanır;
Ayakkabı ( Çarık ) : Hayvan derisinden olup,deri ipliği ile dikilir Etrafına delikler yayılarak deri iplikleri ile kundura bağı gibi bağlantı yapılır
Ayakkabı ( Yemeni ) : Kösele veya deriden imal edilip arka kısmı azemi üç santim kadar uzundur (Paçiklidir) Topuk kısmı çok alçaktır Yemeni genellikle siyah deriden imal edilir
Şalvar: Kabardin kumaşdan imal edilip uçkuru yani bel bağlantı yeri satendendir Alt peyik kısmı normal uzunluktadır, paçaları dardır Dağ köylerimizde keçi kılından yapılan kıl şalvarlarda giyilmektedir
Kuşak: Yünlü dokumadır ve desenlidir Bir buçuk metre boyunda olup kuşağın iki ucuna satenden parça dikilir Bele bağlandıktan sonra hiç görülmeyecek şekilde iç kısma alınır
Gömlek: Kumaşı kutniden olup,sığ malıda olabilir Gömlekler beyaz sarı olup çizgilidir Hakim yakalı kolları uzun ve kırmızıdır Meydane kumaşından da yapılabilir
Kırk düğme yelek: Kumaşı kabardin olup kahverengidir Ön tarafı satenden kaplı kırk adet düğme olup, ön cephesi işlemelidir Kollar gene kahverengi satenden olup, yarım kolludur
Fes: Tamamen yünden yapılan ve elle desenli olarak örülür Genç kızların çeyiz olarak hazırladıkları bu ceyizlik düğün evine getirilir Düğüne gelen davetliler düğün bittikten sonra bir terlik, yünden örülmüş bir keten hediye olarak verilir Ayrıca sekiz köşeli kasket giyilir
HALK OYUNLARI VE FOLKLOR
Adıyaman Halk Oyunları kadın ve erkeğin yan yana yer aldığı bir karografiye sahiptir Bu da Adıyaman Halk kültüründe kadının rolünü göstermesi açısından oldukça mühimdir
OYUN ÇEŞİTLERİ
Sal Oyunu : Fırat nehrinde salla geçen düğün alayını konu alır
Düz oyun : Fırat kenarında yanında çeşitliliği adamın kızına aşık olan, fakat kızı alamayan ve sevdasından hastalanan bir gencin serüvenlerini konu alır
Oyuna Davet : Düğünlerde gençlerin birbirlerini oyuna davet etmelerini konu alır
Galuç Oyunu : Ailece ekin biçen ve hasattan sonra yakınlarını ziyaret ve şölen düzenleyen çiftçi ailesini konu alır
Kımıl Oyunu : Kımıl (Süne) haşerenin ekinlere zarar vermesi sonucu meydana gelen kıtlığı ve halkın kımılla mücadelesini canlandırır
Göçeri Oyunu : Hayvancılıkla uğraşan bazı köylülerin yaz aylarında yaylalara göç etmelerini ve burada başlarında geçenleri canlandırır
Hellican : Helli adlı bir bey kızı ile rüyasında gördüğü ve daha sonra var olduğunu öğrendiği Can adlı gencin evlenerek mutlu olmalarını konu alır
Ağırlama : Düğünlerde yaşlı, ağırbaşlı ve hatırı sayılır kimselerin ağır ve gösterişli bir tempo ile oynadıkları oyun
Hallaç Oyunu (Beş Ayak) : Pamuk atmaya gittiği evin kızına aşık olan bir hallacın serüvenini anlatır
Türkan: Sevdiği gencin dışında birine verilen Türkan adlı bir kızın yolda müsaade alarak iki rekat namaz kılıp ölmesi olayını canlandırır
Dingi : Güzel ve güçlü bir kızın ding ding şeklinde ses çıkararak bulgur dövmesi sırasında aşık olan gencin hikayesi canlandırılır
Kaynana Oyunu (Kol Oyunu) : Düğünde kaynananın gelinin önünde eline Çömçe (Kepçe) ve ayna alarak oynamasını canlandırır
NELERİ İLE ÜNLÜ:
Nemrut Dağı, Besni Üzümü, Pirin-Gümüşkaya Mağaraları, Kahta Çayı
İL İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Adıyaman şehrini doğu, batı ve güney yönlerinde derin vadiler çevirmiştir Bu vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları ile kaplı olduğu gibi, şehrin çevresinin de meyve ağaçlarıyla kaplanmış olmasından dolayı güzel vadi anlamında olan "VADİ-İ LEMAN" (Güzel vadi) kelimesinin söylenişi zamanla değişmiş ve halk arasında "ADIYAMAN" şekline dönüşmüştür Ancak, Hısn-ı Mansur yani Hüsnü Mansur ismi 1926' ya kadar resmi ad olarak kalmıştır 1926 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararları ile şehrin ismi tekrar ADIYAMAN olarak değiştirilmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla

Adiyaman - Örf, Adet, Gelenek, Görenekleri

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adiyaman - Örf, Adet, Gelenek, Görenekleri




Adıyaman ili bir çok kültürün yoğrulup özleştiği; sözü, giyimi,kuşamı, oyunu, düğünü, ve hayatın çeşitli dönemleriyle (doğum,evlenme,ölüm) ilgili adet ve inançları, misafirperverliği insan sevgisi hayat felsefesi , dünya görüşü, halısı, kilimi, cicimi, heybesi ile zengin bir yaşayan halk kültürüne sahiptir

Maxicepcom - Adıyaman örf ve adetleri

YOK DEME OYUNU

Yine harfanaya katılan kişiler biri birlerine değişik ve karışık sorular sorarlar Bu sorulara karşılık olarak Evet, he vs gibi ifadeler kullanabilirler ama, bunların yerine Yok(Hayır) kim derse işte o kişiye de gecenin masraflarını karşılama cezası verilirdi

HIDIRELLEZ

Hızır ve İlyas (as)'ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan, miladi takvime göre 6 Mayıs, Rûmî takvime göre ise 23 Nisan'a rastlayan güne verilen isimdirSöz konusu günde, Hızır ve İlyas (as) buluşarak sohbet ederler Ve bu günlerde vakitlerini Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı

BATMAN ÖRF VE ADETLERİ

KIZ GÖRME VE KIZ İSTEME

Evlenmeler, görücü usülü ile yapıldığı gibi, gençlerin birbirlerini görüp tanımaları ile de yapılmaktadır Evlenmede görücü usülünü anlatacak olursak; erkek tarafı görücü gözüyle kız evine gider Gelinlik kız tarafından sunulan kahveyi içerek kızı değerlendirirler Kızı tekrar görmek isterlerse su isterler Erkek tarafını temsilen yaşlı bir kadın, su getiren gelin adayının fiziğini süzer Yürüyüşünü inceler, hafif seslenişle işitme özelliğini, ayrılırken de öperek ağız kokusunun olup olmadığını öğrenmeye çalışırlar

Görücü kız evinden ayrılırken, kendi aralarında beğendikleri kızı kimin için isteyeceklerini, istenildiği takdirde verilip verilmeyeceği hususunu kız yakınlarından sorup öğrenirler Erkek tarafı bazen aracı kullanarak kız tarafından kız istemek üzere evlerinde çay içmeye gelip gelmeyeceklerini ve gün vermelerini isterler Kız tarafı gerekli araştırmayı yapmak için " Biz de aile arasında konuyu düşüneceğiz " diyerek zaman isterler Kız tarafı isteği uygun görürse erkek tarafının aracısı ile çay içmek için misafir oldukları günü bildirirler Bu da kızın verileceğinin teyidi olur

Erkek tarafı imam ile birlikte birkaç kişilik grupla kız evine gider Kız istenir ve söz kesilir Bundan sonra nişan ve düğün yapılır İlimizde düğünler genelde Perşembe ve Cumartesi günleri başlar Takip eden günlerde devam eder Düğünlerde davul, zurna, tef, kemençe ve kaval çalınmaktadır

BAŞLIK PARASI

Hızlı bir gelişim ve bu meydanda değişim gösteren topluluğumuzda eski adetlerin yerini yeni değer yargılarının aldığı görülmektedir Toplumumuzda sosyal bir yara olan başlık parası kısmen kalkmıştır Şehir ve ilçe merkezlerinde bilhassa okumuş aileler arasında bu usül terkedilmiştir Köy bazında özelliğini muhafaza eden başlık geleneği, başlık parası alan kız tarafının bu paranın üstüne ilaveler yaparak geline çeyiz yapması suretiyle sürdürülmektedir

CENAZE TÖRENLERİ

Cenazenin kaldırılmasını müteakiben üç gün taziye kurulur Bu süre köylerde daha da uzar Cenaze yakınları bu sürede işlerine gitmez Başsağlığı vermek üzere çevreden gelenleri karşılarlar Başsağlığı, ( Taziye ) için cenaze evine gelenler, maddi durumlarına göre beraberlerinde çay şekeri, un, yağ gibi hediyeleri getirirler Bu durum il merkezinde yapılmaktadır Başsağlığı ( Taziye ) için gelenler, Kur'an-ı Kerim'den bir sure veya Fatiha Suresini okur Meftaya rahmet ve mağfiret dilerler Eve gelen misafirlere çay ve yemek verilir

SÜNNET

Dini bir vecibe olan sünnet, ailelerin maddi gücü nispetinde yapılan eğlence ile başlar Önce sünnet olacak çocuk, arkadaşlarıyla birlikte araba ile şehirde gezdirilir Sünnet giysileri giydirilir Sünnet öncesinde evlerde mevlit okunur Daha sonra davetlilere yemek ziyafeti verilir Seçilen kirvenin kucağında çocuk sünnet edilir Kirve, ömür boyu bir akraba gibi değer görür ve aileden sayılır

DİYARBAKIR örf ve adetleri

Diyarbakır'da Türk-İslâm kültürü hâkimdir Diyarbakır, hazret-i Ömer devrinde 639'da, İslâm orduları tarafından fethedildikten bu yana Müslümanların ve 1042'den bu yana da Müslüman-Türklerin idâresinde kaldığı için, Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur 639 öncesi kültürler unutulmuştur 1085'te Selçuk, 1097'de İnaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlu ve bilhassa Osmanlılar bu bölgenin Türkleştirilmesinde mühim rol oynamıştır İnaloğulları zamânında Diyarbakır kütüphânesinde 1040000 kitap bulunuyordu Artukoğulları ve Osmanlılar devrinde burada kültür ve mîmârî zenginlik doruk noktasına ulaşmıştır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.