Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gazzeyi, kaybetti, osmanlı

Osmanlı Gazze'yi Nasıl Kaybetti?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Gazze'yi Nasıl Kaybetti?



İngilizler Gazze'yi 7 Kasım 1917'de işgal etti İngilizler şehre girerken Dışişleri Bakanları, 'topraksız millet' dediği Yahudilere, 'milletsiz toprak' olan Filistin'de bir 'yurt' verileceğini ilan ediyordu

Cemal Paşa, Kudüs'teki karargâhındadır Filistin'in Nablus şehrinden gelen 20 kadar insan, kendilerini sürekli paylayan Cemal Paşa'nın neredeyse ayaklarını öpeceklerdir; durmadan yalvarıp yakarmaktadırlar Kaderleri, karşılarındaki paşanın ağzından çıkacak tek bir kelimeye bağlıydı çünkü O 'idam' dedi miydi, kurtuluş yoktu

Neyse ki bu defa şanslıydılar: Anadolu'ya sürgünle yakayı kurtarmışlardı Adamlar dışarıya çıktıktan sonra Cemal Paşa birden değişmiş, "Ne yaparsın, burada böyle söküyor" demişti Falih Rıfkı, Paşa'nın tavrındaki bu değişimi, "Rol bitmişti" diye özetler

Rol bitmişti, evet Falih Rıfkı Atay'ın "Zeytindağı" adlı kitabı dili, üslubu için de okunabilir ama bence "ibret" almak için okunmalıdır Yıkılmaz denilen Osmanlı kalesinin peş peşe yapılan hatalar yüzünden 4 yıl içinde nasıl çatır çatır çöktüğünü daha iyi anlatan bir eser bulmak kolay değildir

Cemal Paşa, Arapları tehcir, tedhiş ve silahla Türkleştireceğine inanmıştı Ermeni tehcirinin tersine, bu defa Suriye ve Filistin'den Anadolu'ya yapılan bir başka tehcirden söz ediyoruz Çapı öbürüne göre ufaktı ama etkisi sanılandan çok daha büyük oldu Sonuç, Arap topraklarının büsbütün kaybı ve Filistin'de hâlâ kanayan yara olacaktı

Başka şahitlerimiz de var Mesela Filistin'de bir posta memuru olan İzzet Derveze, İttihatçı hükümetin Cemal Paşa'yı savaşı fırsat bilip Arapçılık hareketi mensuplarının işini bitirmek üzere gönderdiğine inanır 21 Ağustos 1915'te 9 kişi, 6 Mayıs 1916'da ise 21 kişi idam edilmişti "Zalim tehcir hareketi" diyor Derveze, "Suriye, Filistin ve Lübnan'dan Anadolu'ya gerçekleşmiş ve erkek, kadın ve çocuklardan oluşan yüzlerce aileyi kapsayan sürgün, bu kimseleri iki yıl boyunca yoksulluk ve hakarete maruz bırakmıştı"



Bir zamanlar Gazze

Derveze'nin anlattığı bir olay, Cemal Paşa'nın gaddarlığını bütün açıklığıyla göz önüne seriyor İdam edilenlerden Selim el-Ahmed'in amcası ve Cenin şehrinin önderi olan Hafız Muhammed Abdülhadi Paşa'ya telgrafla haber yollamıştır Cemal Paşa, Cenin'e geldiğinde evine misafir olacağını bildirmiştir Düşünün, gencecik yeğeninizi suçsuz yere idam ettiren adamı ("katili"), daha gözünüzün yaşı kurumamışken evinizde zorla ağırlayacaksınız Bir aileye verilebilecek en büyük manevî eziyetlerden biri değil midir bu?



Bahriye Nâzırı Cemal Paşa ve Alman Generali Falkenhayn Kudüs'te askeri denetliyorlar (1915)

Öte yandan Lübnanlı aydın Şekip Arslan, Cemal Paşa'nın Suriye'deki "Arap ruhu"nun öldürülmesi görevini üstlendiği kanaatindedir Şam'da bir Tehcir Komisyonu kuran Cemal Paşa, 2 bin Arap'ı Anadolu'ya sürmüş olup ev ve arazilerine el konulması için de hazırlıklara girişmiştir Bana göre, diyor Şekip Arslan, sürgün yöntemi Osmanlı Devleti'nin geleceği açısından büyük bir tehlikeydi Devletin tehlikeli bir dönemeçten geçtiği bir zamanda zor kullanma, yıldırma ve Türklerle Araplar arasında kin ve nefret uyandırma siyasetini uygulamak doğru değildi Ona göre Cemal Paşa'nın Suriye'de takip ettiği siyaset, Osmanlı Devleti ve İslam âleminin başına gelmiş en büyük felaketlerden biridir



Gazze Savaşı'na katılan Osmanlı birliği yürüyüş halinde (1917)

Ve Osmanlı kuvvetleri Gazze'dedir Filistin'in güneyini kapayan Gazze-Birüseba cephesi İngilizleri tutmak için hayati önemdedir Üstelik Osmanlı ordusu burada yapılan iki muharebede İngilizleri püskürtmeyi de başarmıştır Cemal Paşa ise bölge halkını Osmanlı'ya bağlayacak yerde, mevcutları da yerle bir edecek ne kadar siyaset varsa harfiyen uyguluyordu Cephede kazanıyor ama cephe gerisinde kaybediyorduk

Nihayet 31 Ekim 1917'de başlayan nihai İngiliz hücumu cephemizi yarmış ve ağır kayıplar verdirmişti Şimdi çekilme zamanıydı Artık Kudüs'ü tutacak doğru dürüst bir kuvvet kalmamıştı Gazze'de ise zehirli gaz mermileri kullanan İngilizler karşısında Mehmetçiğin gaz maskesi yoktu Başkomutanlık gerek görmemişti çünkü

Gazze hem karadan, hem denizden bombalanıyordu Karadan 218 top ve 6 tank, denizden ise 27 kruvazör, tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi ateş yağdırıyordu



Binlerce Mehmetçiğin şehit olduğu Kudüs'ün İngilizlere teslim törenine katılanlardan bir grup (9 Kasım 1917)

O gün bugündür rahat yüzü görmemiş olan Gazze'yi 7 Kasım 1917 günü işgal etti İngilizler Tesadüfe bakın ki, İngilizler Gazze'ye girmek üzere iken Dışişleri Bakanları Balfour, "topraksız millet" dediği Yahudilere, "milletsiz toprak" olan Filistin'de bir 'yurt' verileceğini ilan ediyordu Arthur Koestler'in dediği gibi, "Bir millet, ikinci millete, üçüncü milletin toprağını veriyordu" Dünya tarihinde eşi görülmemiş garip bir mantıkla kurulmuş bu yapay devletin feci bedellerini ne yazık ki 'ikinci millet', yani Filistinliler ödemeye mahkûm edilmişti Cemal Paşa mı? O, görevini fazlasıyla yapmış olmanın huzur ve rahatlığı içinde İstanbul'a dönüyor ve Bahriye Nezareti'ndeki makam koltuğuna oturuyordu Geride tam bir harabe bırakan o değildi sanki



II Abdülhamit'in Kudüs'te görevlendirdiği Osmanlı askerleri

İsrail'deki Hayfa Üniversitesi öğretim üyelerinden Ilan Pape, ilginç bir noktaya dikkatimizi çekiyor Nedense, diyor, Müslüman Araplara kan kusturan Cemal Paşa, Siyonist yerleşimcilere daha iyiliksever (benevolent) davranıyordu Yoksa diyor, Pape, bunun sebebi, Cemal Paşa'nın eşinin Yahudiliği olmasın!

Peki Arapların önde gelenlerini topraklarından süren ve idam ettiren Cemal Paşa'nın gerçek amacı neydi? Falih Rıfkı her zamanki dobralığıyla "Filistin için tehcir, Suriye için tedhiş ve Hicaz için ordu kullandık" diyor Bir şey daha söylüyor Şunu: "O zaman Suriye'de esaslı bir tedhiş politikasına neden lüzum olduğunu Cemal Paşa bir sır olarak kara toprağa götürmüştür" Neden, hakikaten neden?

Halbuki onun görevini devralan Mersinli Cemal Paşa, o sıkışık dönemde Araplarla barışma politikası gütmüş, tehciri durdurmuş, sürgüne gönderilen aileleri geri getirtmişti Bir şey daha yapmıştı: Ekim Devrimi'nde Çar'ın kasalarında gizli anlaşmaları bulan Bolşevikler, Cemal Paşa'nın Müttefiklerle bazı yazışmalarını deşifre edince Mersinli Cemal Paşa bu bilgileri doğrudan Emir Faysal'a göndermiş, onu nasıl bir oyuna düştükleri konusunda uyararak Osmanlı ile savaşmak yerine ayrı bir barış antlaşması imzalamaya çağırmıştı

Ne var ki artık çok geçti Filistin ve Suriye, Mehmetçiğin döktüğü onca kana rağmen elden çıkmıştı (Gazze'nin etrafında dev bir mezarlık bıraktık diyordu Falih Rıfkı) Şimdi Anadolu'yu kurtarma telaşı bastırmıştı Astığı astık kestiği kestik paşamız yalnız Filistin ve Suriye'yi değil, İngilizler gelmeden ana vatanı da terk edecekti

KAYNAK: Mustafa Armağan

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.