En Etkileyici Şiirler ve Güzel Sözler |
07-28-2009 | #1 |
yesimciwciw
|
En Etkileyici Şiirler ve Güzel SözlerHayır! bu defa vedalaşmak yok Zaten bu vedaların sonu yok Al hatıraları yanına paşa paşa git Ayrılıklar kavuşmalara gebeymiş İstemem Kalsın Ayrılıkları da kavuşmaları da tak peşine Çek Git git artıkne bekliyorsun daha,git!kapıyı çek ve bekleme orada bu sefer ardından seslenmeyeceğim "dön hadi aşkımm" diye,merdivenin altında beklediğini bilerek git!çok kanattın,çok yara açtın gitgözlerimin yeşilini bulandırdınkan akıttın yeşilime gitbu sefer bende kalmayacak büyüklük ve bu sefer alacağım olsun demeyeceğimsana değmeyecek bu sefer Herşeyin bir sırası vardı değil mi? İşte gitmeninn tam zamanı şimdi Yapışmadan ah'larım yakana Dönüpte bakmadan arkana Git bilsen ne kadar çok çaldın gülüşümden,ne kadar eksilttin çocuk yanlarımıyıktın,dağıttınbense hep çocuktummasumdum hatalarına körebe oynayacak kadarsaflığımla oynadıngit! ne kadar da körmüşüm meğersen yanımdasın diye hiç hissetmemişim çaldıklarının yokluğunu!hiç bir şeyi hissetmemişim başkasının koynuna girdiğini hissetmemişim!!oysa ne çok severdim kokunuonu başkasına sattığında anlamıştım artık benim olmadığınıne de çok severdim koynunda uyumayışimdi yalnızlığımın koynundayımve özlemiyorum seni!yatağımın yarısını yalnızlığım çok iyi dolduruyorhissetmiyorum yokluğunuve kokunonu hiç mi hiç özlemiyorum!! dönme artık geri!çalma kapımı yeter!ne yüzle buradasın daha!terkettim seni görmüyor musun? Delikanlıydın ya ! Koy masaya yüreğini Efeler gibi Çek git MASALIN SONUNU DUYMADAN VAZGEÇMEYECEĞİM SENDEN Ne yazacağımı bilemeyerek başlıyorum yarım kalacak söze kilit altında tuta tuta, artık çirkinleşmiş, yara bere içinde kalmış bir ruhla sesleniyorum sana hiç olmadığın yerden yalnızlık kemiğime dayanıyor, canımı acıtıyor Gözlerimi kapatıyorum Ama görebildiğim sadece bir düş bahçesinin rengi kırmızıya çalan yemişleri Olgun, dişlenmeye hazır ama kimsesizlikten çıldırmaya yüz tutmuş Öylesine dolgunlar ki ve öylesine ağırlaşmış Nefesimi tutmuş onları izliyorum Çünkü nefes bile alsam düşecekler dallarından ve asla geriye dönülmeyecek bir yolculuk başlayacak içimde Kaybettiklerimi, kaybedeceklerimin bir işareti olarak görmekten vazgeçip saldıracağım dünyaya Öylesine hızlı hareket edeceğim ki tüm geçmiş akıp gidecek parmak uçlarımdan Bilinen tüm fizik kurallarına karşı duruş geliştirecek devrimim Umursamadan, umursanmadan Uzakta; çok uzakta bir düşler ülkesinde yaşarmışsın Sözcüklerle rengarenk ülkeler yaratırmışsın Kimse göremezmiş seni Sadece o duru sesini dinlerlermiş uzaktan Kimseyi yanına yaklaştırmazmışsın Ama hep anlatırmışsın Kendi umutlarını düşsel tarlalarda çoğaltıp dağıtırmışsın umudu olmayanlara Herkes severmiş seni ve minnet duyarmış Sesini yastık altlarında saklayarak uykuya dalabilirlermiş ancak Oysa uzakmışsın, hep daha uzak kendi iklimlerini sağaltamayacak kadar uzak ve kimsesizliğin koynunda sessizlik biriktirirmişsin Yanına yaklaşamazmış kimse kimse hiç kimse ‘ Uzun bir masal bu Anlatırsam sayfalara sığmaz, saatlere, günlere, düşlere kim nasıl tamamlamak isterse artık Hangi mutluluk yakışır sonuna ya da hangi kalp kırıklığı? Henüz karar verebilmiş değilim Henüz masalın sonunu dinlemiş değilim Sana karıştığım zaman dinleyemezmişim masalın sonunu Öyle dedi gece çiçekleri Çünkü o zaman duyamazmışım onları Kendimi bırakırsam göremezmiş onlar ışığımı Gecede bulamazlarmış beni Çıldırmadan, sabretmesini bilerek sevmeliymişim seni Yoksa ilk önce sen terk edermişsin beni Ardından suskunlaşırmış gece çiçekleri Masalın sonunu duymadan vazgeçmeyeceğim senden Yüreğimi yüreğine nakış nakış işlemeye geliyorummm Bu kadar uzağımdayken yüreğindeki sıcaklığı hissedebiliyorsam yenemediğim hayata inat Varsın bende Yoksa korkmazdım tek bir hafle bile olsa beni sahiplenmenden Onca mesafeye rağmen çekmezdi beni '' elif'' gibi dik ,''nun'' kadar sakin ,'' ye'' kadar mütevazi oluşun Senli hayaller kuruyorsam belli -belirsiz ve tüm belirsizlikleri bir yana itebiliyorsam kadere inat Huzuru arama kaygım son bulmuşsa onca sıralanmış tasa arasında Varsın Biliyorum Ruhum sana bu kadar bulaşmışsa sel -sebil, Yüzüm gözüm sen olmuşsan Adın ezberim olmuşsa sen bilmeden Varsın Biliyorum Ürkerek kurduğun cümlelerin ardındaki çağlayanları görmüyormuyum sanıyorsun Hergün biraz daha benli kelimeler biriktirmiyormusun beyninde sanki Çekinme GEL Yüzsüz değil bu yürek Her çalana açmaz kapısını Korkma,sana çağlıyorum şimdi Bak bende söylüyorum *Seninle burda huzurluyum* ve benliğini sıkı tut ! Yüreğimi yüreğine nakış nakış işlemeye geliyorum Bir inceliktir 'teşekkür' Bir inceliktir 'teşekkür' Küçük bir davranış, bir inceliktir teşekkür etmek Öylesine zahmetsiz ve kolay İki kelime eni konu Söylemesi öyle kolay; neticesi öylesine büyüktür ki… Bize bir bardak su verene… Bize sıcacık yemekler hazırlayana… Bize bir harf öğretene… Bize bir yer ararken yol göstereneteşekkür etmeliyiz Bir teşekkür gözde çiçek açtırır Bir teşekkür, alır gider bütün yorgunluğu Bir teşekkür, uçurur kalbi Bir teşekkür insanı insana dost eder “Halka teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmez” buyurmuş incelikler Peygamberi Efendimiz (sav) Ne ince bir nokta Akrabalarımıza, annemize, komşumuza, öğretmenimize, arkadaşımıza, çocuğumuza teşekkür edemiyorsak Allah’a da teşekkür edemeyiz Allah’tır bize her şeyi veren O’dur bütün teşekkürleri asıl hak eden Şükrederiz bizi ve dünyayı var eden Allah’a Şükrederiz bize hayatı bahşeden Allah’a Her şeyin sahibi Rabbimize şükretmek nasıl insanlık görevimizse, aradakilere, yani akrabalarımıza, annemize, komşumuza, öğretmenimize, arkadaşımıza, çocuğumuzun bizlere yaptıkları yardımda, iyilikte teşekkür etmek de bir görevdir Teşekkür etmeliyiz kuşa, çiçeğe, havaya, denize, kaleme, meyveye, çöpçüye, bakkala, şoföre… Teşekkür etmeliyiz ki kalbimiz Allah’a şükretmeye açık olsun Lâl Yâzıları Öylesi yalnız hissediyorum ki yine kendimi Hani milyonlar içinde yalnız kaldım derler ya insanlar Benimkisi ondan da zor olanı Bir sevda bile yok çevremde Benden kaçıyor adeta umutlar Yaşanmışlıkları hep atmışım bir kenara İdare ediyorum senden bana kalanlarla Terk etmiyor bir türlü sevdan Ama uzaklarda benden ellerin Seni öylesi sevdim ki Dön desem Seviyorum desem Gelir misin bilmiyorum Şu özlemlerimi bir dindirsen Sevdaya yeni bir şans versen Beni dünyanın en mutlu varlığı edersin Olur mu, bilmem Olmasını istermiyim, evet Olmasını ve orada olmayı hep istediğim bir bahçe Sevdiğim ve ruhumu dinlendiren bir renk Yeşil ve toprak kokusu, çiğle buluşmuş Bakmak dahi, dinlendiriyor Boş bank, sanki beni çağırıyor Bir çay içimliğine de olsa, yalnızlığımı paylaşmaya Bir pencereyim, köhne Bir duvardayım virane Ne taşlarım sağlam, ne sıvam var ahşabımı örten Sıradan bildik viranenin, sıradan köhne penceresiyim Çerçevelerim kırık dökük, camlarım tuzla buz Söylenmeyin mahalle çocuklarına, sakın kızmayın onlara Camlarım, canımın kırıkları; onları çocuklar kırmadı Üşümekteyim; köhne bir pencereyim, camları kırık Zaman, çağlayan içli bir keman Güneş mahzun; gümüş, günün rengi Kalbimde, mızrap kırık sanki; ses vermiyor Aklımın delhizlerinde kayboldum İlham perim, ruhuma ihanet etti Bir sözle bitti; ardından her şey gitti Kelimelerimi rüzgar savurdu Ne kimsenin düşüyüm, ne de başkası adına düşünürüm Ne duvarda sazım, ne dilde dolaşan kıymetli bir sözüm Ah iki gözüm; cismim özüm Ben, her daim yalın çıplak sözüm Düşlerde peri değilim Başıma taç değilsin, eğilim Düşlediğin, düş/tü Düşünden, düştü Oturup beklemek varya gelmeyen sevgiliyi Sonuna kadar beklemek Hiç gelmeyeceğini bile bile umudunu yitirmemek Nasıldır bilirmisin böylesine sevebilmek Göz yaşlarına hakim olamayıp onları içine akıtmak Beklemek sonunda gelene kadar ya da sonun gelene kadar beklemek Kardelen Çiçeğime ! Yine gökler delindi ve bütün kalplere sevgi ve hüzün yağıyor … Sen bir yağmursun bir tanem! Gökten indirilen ve ruhumda ki çoraklığa vesile olan Bestekarın emri ile ellerimi tutarak yüreğime dokunan ve beni sevgi denizinde boğan bir okyanus Yağmursun sen çisil çisil yağan kurumuş bedenime hayat veren herşeyim bir tanemsin! Sen bir bulutsun bir tanem, nasıl ki bulutlar görevini yapınca bir koku bırakır ardında Ve her rengi bir güzellik diyarı olan bir gökkuşağı sende öylesin Gazellerden gelen misk-i amber kokususun Bin kez açıldı yüreğinde güller bin kez soldu bin kez kurudu parmakların, dokunduğun heryerde ayrılıklar tutuştu, acılar yandı bedeninde yağmurlar gibi insanlar tüketti seni, Sandık gibi duvarları nem ve küf kokan odalarda uçurumlara düştün Yalnızlıktan; ben tükendim demedin Sen umut çiçeğiydin kırlarda, inadına açtın, inadına mutluluk oyunu oynadın benimle bir sabır taşıydın sen bütün kinimi öfkemi, çılgınlıklarımı, küskünlüğümü görmezlikten geldinŞahin oldun en küçük bir tehlike karşısında bile; kol kanat gerdin Ne yazlar, ne baharlar, ne güzler geçti Sen hep gözlerini uzaklara yatırıp beni bekledin Esir etti seni gördüğün ve göreceğin gündüz ve geceler Ağladın ayazlarda ben bilirim Yananlar yandı durdu tıpkı ocaklar gibi sende o yananlardan biriydin Ateş çemberlerinin içinde tektin, çaresizdin üşüyordu kalbin ama benim yüreğimi sevginle kızgın çöllere çevirdin Bütün bunları yaparken gönlünde ne cehennem korkusu , ne de cennet kokusu, yalnızca Aşk vardı… Ben incecik kıvrım kıvrım bir çaydım Yalnız tek bir heceydim koskocaman bir cümlede Sevginden ve sabrından merdiven kurdun gökyüzüne Karanlık gecelerime fener oldun Güz geldi sarardım yeşertin; kış oldu titredim ısıttın Aşamadım hırçın rüzgarları, rüzgarların önüne set oldun Kıramadım acıların zincirlerini sevginle sen biledin kopartın Sen cennete çevirdin dünyamı Ben bir ishak kuşuydum bilemezdim doğruları ışık tutan sen olmasaydın, bilemezdim sevgiyi, merhameti ötelere sevdayı Bir tanem! Sen hiç kimsenin bilmediği bir zamanda bir tipinin arkasında karlara inat açan bir kardelen çiçeğisin… Biliyorum insanlar seni hep görmezden geldi çiğnedi göstermediler mutluluk güneşini Fırtınalar yapraklarını savururken hep alay ettiler Ağlamak istedin ağlayamadın dişini sıktın gözünü yumdun Ama ben duyamamadım Acı tadında yaslandım yaşama ama bana hep gül kokusu, gök mavisi getirdin Ben yüreğimin gergefinde çileleri dokurken sen parmaklarınla, kanayan yaraları iyileştirdinyüzbinlerce sevgi fidanı milyonlarca merhamet tohumu yeşerttin yüreğimde Sen dokunduğu her şeyi güzelleştiren bir peri gibi sihirli sözcüklerinle bir anda her şeyi iyileştirdin… Sen bir arısın gönlüme petek petek bal dolduran Sen bir karıncasın harıl harıl yollarıma koşanSen karanlığın içinde aydınlık, hiçliğin içinde bir şeysin … Seni satır ve cümlelerime sığdıramıyorum Gözlerinle yeşertin zindanlarda sakladığım duygularımı yıktın gönlümdeki bütün küfür dağlarını … Haydi dünyada ki bütün kelimeleri getirin kitaplar yazın sayfa sayfa Ben sözlükte ki bütün güzel kelimeleri tek bir kelime ile birleştirdim … ? … Seni seviyorum Düşlerime Yokluk Düştü Geçmişin zarfıydı yüzüme kapanan, Ben her nefeste gün be gün eksilirdim Sokaklar kadar çoğalırdın bende, Bense seni sevdikçe daha çok yenilirdim Hayata pes edişim asılırdı her gece Düşsel bir darağacı olurdu gözlerin Satır arası yalnızlıklar biriktirdim kışlara, İçimde uzayan yol artık sana çıkmıyor Mahşeri bir ayrılık çöküyor,ruhumun dizginsiz sularına Yaşamdan soyundu gözlerim, Parmak uçlarımda ölüyor şimdi tüm kuşlar Ayazı kesiyor yüzümü ,hüznü üşütüyor, Tüm düşler bende siyah beyaz oluyor Kan gözlü bir asi ayak diriyor içimde, Beni bende kanatıyor sen diye Aklıma firar düşüyor, boş kalıyor ten kafesi, Bir yığın hüzün , bir yığın kül ! Sonbahar yaprağı alevliyor beni Kendinden eksik biri oluyor ben Benim aklım, benim ruhum, Benim… benim çıldırıyor! Köz düşüyor göz çukurlarıma, Kendime yolcu oluyorum bu gece Bende isimsiz, bende adressiz yollar, Sen içimde yol , yollar gittikçe sen oluyor Sığınağım boş bir koridordaki ayak sesleri, Tek ürküntüm yağmur taneleri senden sonra Islandıkça yeşeriyor bende hüzün, Titrek bir kalp düşüyor hücreme Kelimeler azat etmiyor beni oysa; Şimdi en çok sustuğum yerden başlıyor, Hiç kanamalı tüm yaralar akmaya ! Aşka kavgalı haramiler sarıyor dört yanımı, İçimi, yüreğimi satıyorum üç kuruşa Demir parmaklıklara dönüyor yüzüm, İçimin boşluğu görünmüyor uzaktan bakınca Uyanıyorum ; her şey bir düş saçması, Ama, ama ağzına kadar sen dolu içimin tüm kuytuları Gözlerimde kan, içimde sonu olmayan , Seni olmayan uzun bir yol ! Dünya ölüyor bende, bende dünyam ölüyor, Kendime yolcuyum bu gece ; Düşlerime yokluk düşüyor ! alıntı
__________________
|
|