Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Hayatından Kesitler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ali, efendi’nin, rıza, soyu

Ali Rıza Efendi’Nin Soyu

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ali Rıza Efendi’Nin Soyu



Atatürk’ün Babası Ali Rıza Efendi’nin Soyu (Kızıl Oğuz veya Kocacık Yörükleri)

Atatürk’ün soyu ile ilgili elimizdeki en sağlam bilgiler öncelikle kendisinin, annesinin, kardeşi Makbule Hanım’ın anlattıklarıdır İkinci olarak kendisini ve ailesini tanıyan Hacı Mehmet Somer gibi, kimi çocukluk arkadaşlarının verdiği bilgilerdir Mustafa Kemal dahil aile fertlerinde kuvvetli bir “Yörük, Türkmen olma” bilinci vardır: Makbule Hanım, EB Şapolyo’nun sorduğu “babanız nerelidir?” sorusuna şu cevabı vermiştir: “Babam Ali Rıza Efendi yerli olarak Selaniklidir Kendileri Yörük sülalesindendir Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi Birgün Atatürk’e “Yörük nedir?” diye sordum Ağabeyim de bana ‘Yürüyen Türkler’ dedi” Yine Şapolyo’nun Ruşen Eşref Ünaydın’dan naklettiğine göre, “Atatürk çok kere benim atalarım Anadolu’dan Rumeli’ye gelmiş Yörük Türkmenlerindendir” derlerdi

Atatürk’ün baba soyu ile ilgili önemli bilgileri verenlerden birisi de M Kemal’in Selanik’te mahalle ve okul arkadaşı, eski milletvekillerinden Hacı Mehmet Somer Bey’dir Somer’e göre; “Atatürk’ün ataları hakkında benim bildiğim şunlar: Atatürk’ün ataları Anadolu’dan gelerek Manastır Vilayeti’nin Debre - i Bala Sancağı’na bağlı Kocacık nahiyesine yerleşmişlerdir Bunları ben Selanik’in ihtiyarlarından duymuştum Kocacıklıların hepsi öz Türkçe konuşurlar İri yapılı adamlardır Bunların hepsi yörüktür Hayvancılıkla geçinirler, sürüleri vardır Bir kısmı da kerestecilik ederler Bunların kıyafetleri Anadolu Türklerine benzer Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır

Atatürk’ün babasını ve dedesi “Kızıl Hafız Ahmet” i tanıyan eski Aydın Milletvekili Tahsin San Bey ve Eski Umumi Müfettiş ve Milletvekili Tahsih Uzer’den Kılıç Ali’nin ve Tahsin San Bey’den EB Şapolyo’nun naklettiği bilgiler de, Atatürk’ün baba soyunun “Anadolu’dan Rumeli’ye geçmiş olan Yörüklerden” olduğunu göstermektedir

Yukarıda da denildiği gibi, Atatürk’ün baba soyu, Konya / Karaman’dan gelerek Manastır Vilayeti’nin Debre - i Bala Sancağı’na bağlı Kocacık’a yerleşti Aile sonradan Selanik’e göç etti Dedesi Ahmet ve dedesinin kardeşi Hafız Mehmet’in taşıdığı “kızıl” lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı olan “Kocacık”ın da gösterdiği üzere; Mustafa Kemal’in baba tarafından soyu Anadolu’nun da Türkleşmesinde önemli roller oynayan “Kızıl - Oğuz” yahut “Kocacık Yörükleri, Türkmenleri”nden gelmektedir

Bugün nüfusu yaklaşık 2100000 olan Makedonya Cumhuriyeti içerisinde bir kısmı hâlâ konar - göçer hayatı devam ettiren Yörük olmak üzere, yaklaşık 200000 civarında Türk yaşamaktadır Makedonya’nın hertarafında dağınık olarak yaşayan Türklerin en yoğun olarak bulundukları yerler, Gostivar ve Üsküp gibi şehirleriyle Batı Makedonya Bölgesi’dir Bu şehirlerden başka, Kalkandelen, Ohri, Struga ve Debre, Jupa; Doğu Makedonya’da ise, Manastır, Pirlepe, İştip, Ustrumca ve Kanatlar önemli Türk yerleşim birimleridir

Sofya Üniversitesi Profesörlerinden J İvanof 1920′de Paris’te yayınlanan eserinde, Makedonya’ya Türklerin yerleşimleri ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir: “Türkler, XIV Asırdan itibaren ve Çirmen zaferini müteakip Makedonya’ya yerleşmeye başladırlar Şehirler Üsküp, Pirlepe, Köstendil, Drama bir ara tamamıyla Türklerin yaşadığı şehirler olur Türk ordusunun fethettiği stratejik noktalar etrafında süratlı Türk kasabaları meydana getirilir Bunlar Anadolu’dan göç eden Türklerdir Göç eden Türklerden kurulu yepyeni şehirler meydana gelir: Yenice, Vardar Zamanla şehirlerde Türk nüfusu karışık bir manzara arz eder Fethi müteakip, Hristiyan yerliler İslam dinini kabul ederler Hemen fetihten sonra göç etmiş temiz Türk topluluğu etrafında toplanırlar Şehirlerin dışında köyler etrafında da Türk toplulukları da vücuda gelir Bunlar Anadolu’dan göç etmiş büyük gruplardır Onlara Yörük ve Konyar adını vermelerinin sebebi bu göçmenlerin Anadolu’dan Konya’dan gelmiş olmalarıdır Umumiyetle Yörükler ve Konyarlar Türkler gibi giyinen, konuşan yerlilere ( İslamiyet’i kabul eden Hristiyanlara ) karışmazlar Bu Türk göçmen toplulukları üç büyük grup halindedir :

1 Ege Denizi Kıyı Bölgesi: Rodoplardan denize kadar iner Selanik bölgesi dahil buraları tamamıyla Türk’tür

2 Sarıgöl Bölgesi: Burada Sarıgöl (Kayalar) Cuma gibi zengin Türk kasabaları vardır Bu bölgelerdeki köylerin sayısı 130′dur

3 Vardar Bölgesi: 240 Türk kasaba ve köyü vardır Vardar nehrinin umumiyetle doğu kıyılarındadır

Bu üç büyük göç grubundan başka, daha ufak göç gurpları da dağınık yerleşmişlerdir - Vardar nehri aşağı kısımlarında, Maya Dağı civarındakiler, - Manastır Ovası’nda Kenalı (Kınalı? Kanatlı?)da oturanlar, - Debre güneyinde, Kara Drin nehri geçitlerini tutanlar

İşte Atatürk’ün dedelerinin Anadolu’dan gelerek yerleştikleri Osmanlı Devleti Döneminde Manastır Vilayeti’ne bağlı dört sancaktan biri olan “Debre - i Bala”nın merkezi, bugün Batı Makedonya’daki Debre şehridir Babası Ali Rıza Efendi’nin doğduğu “Kocacık” nahiyesi de şimdi Jupa Bölgesi’nde yine aynı isimle anılan bir köydür Köyde şu anda Jupa Bölgesi Türk çocuklarının Türkçe eğitim gördükleri Necati Zekeriya Merkez İlkokulu isminde bir okul da bulunmaktadır 1933 yılında gazeteci Altan Araslı, Kocacık Köyü’ne giderek, burada Atatürk’ün dedesinin evini bulmuştur “Atatürk’ün Büyükbabasının Evini Bulduk, Atamız Yörük Türkmeni” başlığı ile verilen haberde, Kocacıklılarla yapılan konuşmalar da göstermektedir ki, Atatürk’ün baba soyu hakkında nakledilen doğrudur ve bunlar köydeki yaşlı insanlar tarafından hâlâ canlı bir şekilde hatırlanıp, anlatılmaktadır Ayrıca, bugün yaşayan Kocacık Köylülerinde de “Yörük, Türkmen ve Oğuz olma bilinci” vardır

Araslı’nın Üsküp’te görüştüğü Kocacıklı Numan Kartal anlatıyor: “Ali Rıza Efendi, Manastır Vilayeti’nin, Debre - i Bala Sancağı’na bağlı Kocacık’ta dünyaya geldi Kocacık’ın nüfusu tamamen Türk Hepsi de Yörük Türkmenleri Anadolu’dan geldiler Bizler, Müslüman Oğuzların Türkmen boyundayız Atatürk’ün büyükbabası, İşkodyalılar ailesinden, babaannesi ise Golalar ailesinden gelmektedir İşkodyalılar, İşkodya’dan, Kocacık’a gelip yerleşen akıncı Türklerinin adıdır Golalar ise “hudut gazileri” anlamını taşımaktadır Dedesi, Kocacık’ın Taşlı Mahallesi’nden, babaannesi ise Yukarı Mahallesi’ndendir Ayşe Hanım, Taşlı Mahallesi’ne gelin gelmiştir Kırmızı Hafız Mehmet Efendi, Çınarlı Mahallesi’nde ilkokul öğretmenliği yapmış, Kocacık’ın Taşlı Mahallesi’nin üst tarafında bir yokuş vardır Önünde küçük bir derecik akar Bu nedenle oraya Dere Mahallesi de denir İşte Ata’nın büyükbabasının evi oradaydı Kocacık’tan temelli göç ettikleri zaman, evlerini Etem Malik’lere satmışlar Malik’in oğlu Hayrettin İzmit’te oturmaktaydı

Yine Üsküp’te yaşayan Kocacıklılardan Murat Ağa, Altan Araslı’ya şu bilgileri vermiştir: “Atatürk’ün dedesinin adı Kırmızı Hafız Ahmet Efendi’dir Lakapları böyle Ama, asıl hafız olan kardeşi Mehmet Efendi’dir Babaannesinin adı da Ayşe Hanım’dır Daha sonraları Ahmet Efendi’ye ‘firari’ denmeye başlamış Firari, Rumeli’de ‘gurbetçi’, ‘gurbete çıkan’ anl¤¤¤¤¤ gelmektedir Yalnız, Selanik’te vukû bulan bir olayla da bağlantılıdır Kocacık’ın toprağı münbit değildir Olanakları da kısıtlıdır Bu nedenle, Ahmet Efendi, Yukarı Mahalle’den Feyzullah Pehlivan ve Taşlı Mahallesi’nden Fazlı Ağa ile birlikte Selanik’e çalışmaya gitmişler 1876 yılının Mayıs ayında bir gün yolda bir olaya tanık olmuşlar…” Murat Ağa sonra doğruluğu şüpheli bir olayı anlatarak sözlerine son vermektedir Murat Ağa’nın burada verdiği tarih de yanlıştır Çünkü, Atatürk’ün babasının yaklaşık olarak 1839′da Selanik’te doğduğunu bildiğimize göre, aile zaten bahsedilen tarihlerde Selanik’e taşınalı epeyce olmuş olmalıdır Nitekim Araslı’nın verdiği bilgilere göre, Ahmet Efendi’nin Kocacık’tan 93 Harbi ( 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Harbi )’nden otuz yıl kadar önce taşındığını, köyden ilk ayrılanların da Mustafa Kemal’in büyük amcası Kırmızı Hafız Mehmet Efendi olduğunu köylüler anlatmaktadır

Gazeteci Altan Araslı, Üsküp’teki bu Kocacıklılar’dan bu bilgileri aldıktan sonra, Birlik Gazetesi ( Üsküp’teki Türklerin yayınladıkları gazetedir )’nden Remzi Canova ile birlikte Rumeli’nin meşhur Kaz Dağları’nı, Maya dağları’nı tırmana tırmana sarp bir dağ köyü olan Kocacık’a dört saatlik bir araba yolculuğundan sonra ulaşıyorlar Burada kendilerine köylülerden İsmail Yahya, Atatürk’ün dedesinin evini gösteriyor Onlar geçmişi konuşurlarken gelen yaşlı bir nine söze giriyor ve “Evladım doğrudur, onların eviydi” diyerek İsmail Yahya’nın sözlerini onaylıyor!

Mevcut bilgilere göre Atatürk’ün baba soyu Konya / Karaman’dan göçürülerek Makedonya’ya gelmişlerdir Manastır Vilayeti’ne bağlı Debre - i Bala Sancağı’nın Kocacık Nahiyesi ( Köyü)’ne yerleşen takriben 1830′larda Selanik’e göçmüştür Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi burada takriben 1839′da dünyaya gelmiştir Babası Kızıl Hafız Ahmet Efendi’dir Kızıl Hafız Ahmet Efendi’nin, Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi isminde bir erkek, bir de Nimeti Hanım isminde bayan iki kardeşi vardır Atatürk’ün baba soyu, büyük amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi tarafından devam etmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır Bunun oğlu Salih Efendi ve ikinci eşi Müberra Hanım’dan devam eden aile, torunlarla yedinci kuşağa ulaşmış bulunuyor Belgelerden Atatürk’ün Müberra Hanım’a “Yenge” şeklinde hitap ettiğini biliyoruz Bunların beş çocuğundan birisi olan Necati Erbatur, 28 Eylül 1927′de Dolmabahçe Sarayı’nda nişanlanmış; diğer çocukları Vüsat Erbatur’un kızı Nesrin hanım ile Feridun Söğütlügil nikahları 2 Ekim 1937′de Park Otel’de yapılmış ve Atatürk bu nikah törenine katılmıştır

Kaynak : Atatürk’ün Ata Yurdu Otantik Kent Taşkale ( Kızıllar ), Nurettin Özkan, S20-24,

Taşkale Belediyesi Kültür Yayınları, 2002

Alıntı Yaparak Cevapla

Ali Rıza Efendi’Nin Soyu

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ali Rıza Efendi’Nin Soyu



ATATÜRK'ÜN BABA SOYU : (KIZIL OĞUZ - KOCACIK YÖRÜKLERİ)

Bilgi : Atatürk’ün soyunda “Kızıl Oğuz” ibaresi vardır Bu öz Türkçe kızıl sözcüğünün özellikle seçilip bir dönemler sıkça kullanılarak halkın gözünde kirletilmiş olması düşündürücüdür Çünkü öz Türkçe olan kızıl sözcüğünü aşağılayıcı bir söylem biçiminde kullanan çevrelerin öz Türkçe’ye çok soğuk oldukları bilinmektedir Buradaki asıl amaç Atatürk’ün algılanışında “kızıl komünist” çağrışımının etkili olmasını sağlamaya çalışmak mıdır?

Atatürk'ün soyuyla ilgili, elimizdeki en sağlam bilgiler; öncelikle kendisinin, annesinin, kardeşi Makbule Hanım'ın anlattıkları, ikinci olarak da kendisini ve ailesini tanıyan Hacı Mehmet Somer gibi Atatürk’ün kimi çocukluk arkadaşlarının verdiği bilgilerdir Atatürk de dahil aile bireylerinin tümünde güçlü bir "Yörük, Türkmen olma" bilinci vardır: Makbule Hanım, EB Şapolyo'nun sorduğu "Babanız nerelidir?" sorusuna şu yanıtı vermiştir: "Babam Ali Rıza Bey yerli olarak Selaniklidir Kendileri Yörük Türk’ü soyundandır Annem her zaman Yörük Türk’ü olmakla övünürdü Bir gün Atatürk'e "Yörük nedir?" diye sordum Ağabeyim de bana 'Yürüyen Türkler' dedi" Yine Şapolyo'nun Ruşen Eşref Ünaydın'dan aktardığına göre, "Atatürk çok kez benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük Türkmenlerindendir" derlerdi

Atatürk'ün baba soyuyla ilgili önemli bilgileri verenlerden biri de Atatürk’ün Selanik'ten mahalle ve okul arkadaşı, eski milletvekillerinden Hacı Mehmet Somer Bey'dir Somer'e göre; "Atatürk'ün atalarına ilişkin benim bildiğim şunlar: Atatürk'ün ataları Anadolu'dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık bucağına yerleşmişlerdir Bunları ben Selanik'in yaşlılarından duymuştum Kocacıklıların hepsi öz Türkçe konuşurlar İri yapılı adamlardır Bunların hepsi yörüktür Hayvancılıkla geçinirler, sürüleri vardır Bir kısmı da kerestecilik ederler Bunların giysileri Anadolu Türklerine benzer Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır"

Atatürk'ün babasını ve büyükbabası "Kızıl Hafız Ahmet"i tanıyan eski Aydın Milletvekili Tahsin San Bey ve Eski Genel Müfettiş ve Milletvekili Tahsin Uzer'den Kılıç Ali'nin ve Tahsin San Bey'den EB Şapolyo'nun aktardığı bilgiler de Atatürk'ün baba soyunun "Anadolu'dan Rumeli'ye geçmiş olan Yörüklerden" olduğunu göstermektedir

Atatürk'ün baba soyu, Konya/Karaman'dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşti Aile sonradan Selanik'e göçtü Atatürk’ün büyükbabası Ahmet ve onun kardeşi Hafız Mehmet'in taşıdığı "kızıl" lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı olan "Kocacık"ın da gösterdiği üzere; Mustafa Kemal'in baba tarafından soyu Anadolu'nun da Türkleşmesinde önemli roller oynayan "Kızıl-Oğuz" öbür adıyla da "Kocacık Yörükleri Türkmenleri"nden gelmektedir

Bugün nüfusu yaklaşık 2100000 olan Makedonya Cumhuriyeti içerisinde bir kısmı hâlâ konar-göçer yaşamı sürdüren Yörüklerle birlikte yaklaşık 200000 dolayında Türk yaşamaktadır Makedonya'nın her yanında dağınık olarak yaşayan Türklerin en yoğun olarak bulundukları yerler, Gostivar ve Üsküp gibi kentleriyle Makedonya’nın batısıdır Bu kentlerden başka Kalkandelen, Ohri, Struga ve Debre, Jupa; Makedonya’nın doğusundaysa Manastır, Pirlepe, İştip, Ustrumca ve Kanatlar önemli Türk yerleşim birimleridir

Sofya Bilimkenti (üniversitesi) profesörlerinden J İvanof 1920'de Paris'te yayımlanan yapıtında, Türklerin Makedonya'ya yerleşimlerine ilişkin şu bilgileri vermektedir: "Türkler, 14 yüzyıldan itibaren ve Çirmen zaferinin ardından Makedonya'ya yerleşmeye başladırlar Üsküp, Pirlepe, Köstendil, Drama gibi kentler bir ara tümüyle Türklerin yaşadığı kentler olur Türk ordusunun fethettiği stratejik noktalar çevresinde hızla Türk kasabaları oluşturulur Bunlar Anadolu'dan göçen Türklerdir Göçen Türklerden kurulu yepyeni kentler oluşur : Yenice, Vardar

Kentlerdeki Türk nüfusu zamanla karışık bir manzara sergiler Fethin ardından, Hıristiyan yerliler İslam dinini benimserler Hemen fetihten sonra göçmüş temiz Türk topluluğu çevresinde toplanırlar Kentlerin dışında köyler çevresinde de Türk toplulukları oluşur Bunlar Anadolu'dan göçmüş büyük kümelerdir Onlara Yörük ve Konyar adını vermelerinin nedeni bu göçmenlerin Konya'dan gelmiş olmalarıdır Yörükler ve Konyarlar Türkler gibi giyinip konuşan yerlilere (İslam’ı benimseyen Hıristiyanlara) karışmazlar Bu Türk göçmen toplulukları üç büyük küme durumundadır :

1 Ege Denizi Kıyı Bölgesi: Rodoplardan denize dek iner Selanik bölgesi dahil buraları tümüyle Türk'tür

2 Sarıgöl Bölgesi: Burada Sarıgöl (Kayalar) Cuma gibi varsıl (zengin) Türk kasabaları vardır Bu bölgelerdeki köylerin sayısı 130'dur

3 Vardar Bölgesi: 240 Türk kasaba ve köyü vardır Vardar ırmağının genellikle doğu kıyılarındadır

Bu üç büyük göç kümesinden başka, daha ufak göç kümeleri de vardır ve bunlarsa dağınık yerleşmişlerdir : Vardar ırmağının aşağı kesimlerinde, Maya Dağı dolayındakiler, -Manastır Ovası'nda Kanatlı’da oturanlar, -Debre güneyinde, Kara Drin ırmağı geçitlerini tutanlar

İşte Atatürk'ün dedelerinin Anadolu'dan gelerek yerleştikleri Osmanlı Devleti Döneminde Manastır iline bağlı dört sancaktan biri olan "Debre-i Bala"nın merkezi, bugün Makedonya'nın batısındaki Debre kentidir Babası Ali Rıza Bey’in doğduğu "Kocacık" bucağı şimdi Jupa Bölgesi'nde yine aynı adla anılan bir köydür Köyde şu anda Jupa Bölgesi Türk çocuklarının Türkçe eğitim gördükleri Necati Zekeriya Merkez İlkokulu adında bir okul da bulunmaktadır Gazeteci Altan Araslı 1933 yılında Kocacık Köyü'ne giderek, burada Atatürk'ün büyükbabasının evini bulmuştur "Atatürk'ün Büyükbabasının Evini Bulduk Atamız Yörük Türkmeni" başlığıyla verilen haberde, Kocacıklılarla yapılan konuşmalar da göstermektedir ki Atatürk'ün baba soyuna ilişkin aktarılanlar doğrudur ve bunlar köydeki yaşlı insanlarca da anlatılmaktadır Ayrıca, bugün yaşayan Kocacık köylülerinde de "Yörük, Türkmen ve Oğuz olma bilinci" vardır

Araslı'nın Üsküp'te görüştüğü Kocacıklı Numan Kartal anlatıyor: "Ali Rıza Bey, Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık'ta dünyaya geldi Kocacık'ın nüfusu tümüyle Türk Hepsi de Yörük Türkmenleri Anadolu'dan geldiler Bizler, Müslüman Oğuzların Türkmen boyundayız Atatürk'ün büyükbabası, İşkodyalılar ailesinden, babaannesi ise Golalar ailesinden gelmektedir İşkodyalılar, İşkodya'dan, Kocacık'a gelip yerleşen akıncı Türklerinin adıdır Golalar ise "sınır gazileri" anlamını taşımaktadır Dedesi, Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nden, babaannesi ise Yukarı Mahallesi'ndendir Ayşe Hanım, Taşlı Mahallesi'ne gelin gelmiştir Kızıl Hafız Mehmet Bey, Çınarlı Mahallesi'nde ilkokul öğretmenliği yapmış, Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nin üst yanında bir yokuş vardır Önünde küçük bir derecik akar Bu nedenle oraya Dere Mahallesi de denir İşte Ata'nın büyükbabasının evi oradaydı Kocacık'tan temelli göçtükleri zaman, evlerini Etem Malik'lere satmışlar Malik'in oğlu Hayrettin İzmit'te oturmaktaydı"

Yine Üsküp'te yaşayan Kocacıklılardan Murat Ağa, Altan Araslı'ya şu bilgileri vermiştir: "Atatürk'ün büyükbabasının adı Kızıl Hafız Ahmet Bey’dir Lakapları böyle Ama, asıl hafız olan kardeşi Mehmet Bey'dir Babaannesinin adı da Ayşe Hanım'dır Daha sonraları Ahmet Bey'e 'firari' denmeye başlamış Firari, Rumeli'de 'gurbetçi', 'gurbete çıkan' anl gelmektedir Yalnız, Selanik'te olan bir olayla da bağlantılıdır Kocacık'ın toprağı verimli değildir Olanakları da kısıtlıdır Bu nedenle, Ahmet Bey, Yukarı Mahalle'den Feyzullah Pehlivan ve Taşlı Mahallesi'nden Fazlı Ağa ile birlikte Selanik'e çalışmaya gitmişler

Araslı'nın Üsküp'te görüştüğü bir başkası da Kocacık'ın Yukarı Mahallesinden, Dolaklar Ailesinden, Behlül ve Hatice kızı Maksude Yıldız'dır Maksude Yıldız anlatıyor: "Harekat Ordusu'nun İstanbul'a yürüyüşü bütün Balkanlar'da heyecan yaratmıştı Harekat Ordusu en güncel konuydu Mensupları da ünlü olmuştu Şevket Paşa'nın yaverinin Kocacıklı olduğunu öğrendik Kimdir, neyin nesidir derken, Kızıl Hafız Ahmet Bey’in torunu, Ali Rıza'nın oğlu Mustafa Kemal olduğunu söylediler"

Gazeteci Altan Araslı, Üsküp'teki Kocacıklılar'dan bu bilgileri aldıktan sonra, Birlik Gazetesi (Üsküp'teki Türklerin yayınladıkları gazete) 'nden Remzi Canova’yla birlikte Rumeli'nin ünlü Kaz Dağları'nı, Maya Dağları'nı tırmana tırmana sarp bir dağ köyü olan Kocacık'a dört saatlik bir araba yolculuğundan sonra ulaşıyorlar Burada kendilerine köylülerden İsmail Yahya, Atatürk'ün büyükbabasının evini gösteriyor Onlar geçmişi konuşurlarken gelen yaşlı bir nine söze giriyor ve "Evladım doğrudur, onların eviydi" diyerek İsmail Yahya'nın sözlerini onaylıyor!

Atatürk'ün baba soyu Konya/Karaman'dan göçürülerek Makedonya'ya getirilmiştir Manastır iline bağlı Debre-i Bala Sancağı'nın Kocacık bucağına yerleşen aile köyden ilk ayrılanlardan olmuş ve 1830'larda Selanik'e göçmüştür Atatürk'ün babası Ali Rıza Bey burada 1839'da dünyaya gelmiştir Ali Rıza Bey’in babası Kızıl Hafız Ahmet Bey’dir Kızıl Hafız Ahmet Bey’in Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey ve Nimeti Hanım adında iki kardeşi vardır Atatürk'ün baba soyu, büyük amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey tarafından sürerek günümüze dek ulaşmıştır

Hafız Mehmet Emin Bey’in oğlu Salih Bey ile Salih Bey’in ikinci eşi Müberra Hanım'dan süren aile, torunlarla yedinci kuşağa ulaşmış bulunuyor Belgelerden Atatürk'ün Müberra Hanım'a "Yenge" dediğini biliyoruz Bunların beş çocuğundan biri olan Necati Erbatur, 28 Eylül 1927'de Dolmabahçe Sarayı'nda nişanlanmış; öbür çocukları Vüsat Erbatur'un kızı Nesrin hanım ile Feridun Söğütlügil’in nikahları 2 Ekim 1937'de Park Otel'de yapılmış ve Atatürk bu nikah törenine katılmıştır

Alintidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.