Cavid Saraçoğlu Şiirleri... |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cavid Saraçoğlu Şiirleri...Korkunç Cehâlet Vardır Kardeş, zikrin efdali “Lâ ilâhe illallah! Muhammedün Resûlullah” diyene cennet vardır! Muhammedsiz gönüller asla bulmadı felah, Onu tasdîk edene ebedî felah vardır! Allah, Ehad, Samed’dir, elçisi Muhammed’dir! Tevrat, Kur’ân’da mezkûr, İncilde de Ahmed’dir Enbiyâ sonuncusu, makamca serâmeddir! Resûlsüz çorak kalpte korkunç cehâlet vardır… Ancak mühürlenmiş kalp Muhammed’den hoşlanmaz Onu tanımayanlar Mevlâsını tanımaz! Rabbine inanmayan Resûlüne inanmaz! Bunların içinde Hakk’a adâvet vardır… Akıllı, zekî mü’min kâfiri sevindirmez! Kendini süreyyâdan tâ serâya indirmez! O zavallı fikrini vahiy üstüne bindirmez! Çünkü bu davranışta Rabbe ihanet vardır! Bel’amlar ne hikmetse daimâ olur peydâ Şöhret, nâm, sahibini eder, şûrîde şeydâ Kur’ân onlar hakkında der: Emhilhüm ruveydâ Vâmık, âhirzamanda çılgın dalâlet vardır |
Cavid Saraçoğlu Şiirleri... |
10-09-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cavid Saraçoğlu Şiirleri...Vahye etmek istinad Ey zerrât, seyyarâtın yegâne müdebbiri! En cesim varlıkların sana mûtî her biri Kâinatta her şeyin elindedir tedbiri, Nasıl kavrasın akıl, o Hallâk-ı Kebîri? Kalpler tatmin mi olur, almayınca tekbîri?! Akıl, fikir de mahlûk, çünkü edilmiş icad, Hakk nûruyla parlasa olur âlet-i irşad Kurtuluşun çaresi, vahye etmek istinad! Vazifemizin ilki ibâdet ve istimdad! Tâ ki söndürülsün hep, ateş-i zulüm ve ilhad Ne acîb mahlûklarız sanırsın nübehayız, Çoğumuz Hakk’tan gafil şuursuz bülehayız, Hele şu son asırda katmerli süfehayız, Şahsi menfaat için kudurmuş ejderhayız, Cehalet yarışında pür-inad iddiayız! Vâmık, dalma dünyanın fânî ihtişamına, Pencerelerden seyret boğmasın evhamına Çokları sabahladılar ermeden akşamına, Allah’a tevekkül et, güvenme makamına! Tâ ki nâil olasın, merziyat bayramına! |
Cavid Saraçoğlu Şiirleri... |
10-09-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cavid Saraçoğlu Şiirleri...İnsanlığın rahatı Görürken eşyadaki mükemmel icraatı, Etmediler ilâhî kanuna murâatı Maddecinin ektiği şu seratan-ı hayatı, Mesmum hale getirdi mübârek ziraatı! Zehirlendi hem insan, hem de kurt-kuş bu yüzden, Maddî, manevî zarar gelir deyyus yüzsüzden! Şimdiki nesl-i cedîd sanki farksız öksüzden, Bid’atla doldu âlem, gitti ruhun rahatı! Manevî beslenmeden ana-baba bîhaber, Yetiştirirler evlat, hani Allah, Peygamber! Yolcunun n’olur hâli önünde yoksa rehberi? Süfliyata meyletmez bilenler ulviyeti! Rabbin yakın dostları koştular ihlâs ile, İbâdet kaçkınları eğlendi nesnas ile Doldu dil haneleri türlü kir ve pas ile, Bunlar yüzünden gitti insanlığın rahatı! Bir zaman bedeninde acîb canlılık vardı, O dünyana hükmeden nefsanî iktidardı Saç tellerin a Vâmık, bir bak nasıl ağardı, Demek selâma karîb, ömrünün tahiyyâtı! |
|