Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atasözleri, divan, kullanılan, lûgatit, türkde

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri



Dîvân ü Lûgât-it Türk'de kullanılan atasözleri

Bilinen en eski Türk lûgatı Dîvân ü Lûgât-it Türk'de külliyetli miktarda ata sözü bulunduğu, bunların ise türlerinin günümüze ulaşmış belki en eski numûneleri olduğu malûmdur Dîvan'daki bu ata sözlerinin misâl getirilmek üzere kullanıldıkları da bilinen bir gerçektir

Dîvân ü Lûgât-it Türk'de Türkçe, kelime olarak lûgatte, müellifince kurulan cümleler içinde ve misâlen getirilen ata sözlerinde, dörtlüklerde ve beytlerde kullanılmıştır Türkçe kelimeleri lûgat yapmak, eser müellifinin zâten asıl maksadıdır Yine müellifin bu lûgatleri açıklamak için kurduğu alelâde cümlelerde kullanılan Türkçe ise kendisine âittir Bu kelimeler ve alelâde cümleler kelime morfolojisi veyâ gramer kâideleri açısından ehemmiyeti hâiz olabilirlerse de yine misâl getirmek için Kaşgarlı Mahmud Beğ'in eserinde kullandığı ata sözleri, , Türkçe'nin anonim kültür, san'at ve edebîyât ürünleridirler Bu bakımdan bu önemli edebiyat unsurunu bir arada görebilmek maksadıyla, daha önce derlenmiş olmalarına rağmen, bu ata sözlerini bir kere daha derlemeyi uygun bulduk Burada şunu da belirtelim ki bu derlemeyi yapan kişinin görüşü, bâzı Türk ata sözlerindeki açık veyâ kapalı anlatımlar, sanki Türk Töresi'nin maddelerini muhtevîdirler

Dîvân ü Lûgât-it Türk'de 1 ciltte 163, 2 ciltte 51 ve 3 ciltte 104 adet olmak üzere toplam 318 adet “Sab” denilen ata sözü vardır Bunların 3 adedi, kendilerine “ata sözü” denilmesine rağmen, lûgatte geçen bâzı kelimelerin cümle içindeki kullanılışını göstermek için kurulmuş basit misâl cümleleridir 1 cilt, 369'daki “0l keçişni sub iletti” yâni “O keçisini suya götürdü” ile 1 cilt 386'daki “Ol kulın tepik tepdi” yâni “O adamını tekmeledi” cümlelerinin ata sözü oldukları söylenemez 1 cilt 244'deki “Oñay irpeldi iş” ise düzeltilerek “Oñay iş irpeldi”, yâni “Kolay iş biçildi, bitirildi” hâline sokulsa bile, bu sözün ata sözü ile bir ilişkisi yoktur Bu bakımdan ata sözü denilen 318 adet deyişten 315 adedi gerçek ata sözüdür

Bu 315 adet ata sözünün 3'ü 3 defâ, 26'sı da 2 defâ, ya aynen veya çok az farklılıklarla mükerreren kullanılmışlardır Böylece ziyâde olanlarının adedi 32'dir ve 315'ten tenzil edildiklerinde ata sözlerinin sayısı 283'e iner

Maamâfih bu takdimde, ziyâde geçen bu ata sözlerinin “DLT Tercümesi”ndeki yerleri de belirtildi ve farklı olanların içlerinden akla en yakın olanı yazıldı Ayrıca, yemîn etmek için kullanılan bir mesel de ata sözü gibi kabûl ile yukarıda ta'dâdı yapılan 28 sayısının içine bu dahî dâhil edildi

Ata sözleri, sözün ilk kelimesinin baş harfine göre abaça düzeni ile dizildi Yanına “Tercüme”deki yeri işâretlendi Bu işâretlerde Romen rakamı ile cildi, Latin rakamı ile de sahifesi gösterildi Ayrıca ata sözünün altında, sözün yaşayan Istanbul Türkçesi'ne çevirisi verildi

Alıntı Yaparak Cevapla

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri



- A -

Abçı neçe al (tep) bilse, ayıg anca yol bilir (I 63) (I 332)

Avcı ne kadar hîle bilse, ayı o kadar yol bilir

Aç ebek, tok telek (I 387)

Aç kişi aceleci, tok kişi yavaş olur

Açıglığ er şebük karımas (I 147)

Varlıklı kişi çabuk kocamaz

Aç ne yemes, tok ne temes (I 79)

Aç olan ne yemez, tok olan ne söylemez?

Agılda oglak togsa arıkda otı öner (I 65)

Ağılda oğlak doğsa, dere boyunda otu biter

Agız yese köz uyadur (I 55)

Ağız yese göz utanır

Alımçı arslan, berimçi sıçgan (I 75) (I 409)

Alacağına arslan, vereceğine, borcuna sıçan

Alın arslan tutar, küçin sıçgan (kösgük, oyuk) tutmas (III 412) II 289) (I 81)

Hîle ile arslan tutulur, zor ile güç ile sıçan (nazar, hayâl) tutulmaz

Alp çerikde, bilge tirikde (I 388)

Yiğit ordu içinde, bilgin mecliste (kiñeşte) belli olur

Alp eriğ yabrıtma, ıkılaç arkasın yagrıtma (I 139)

Yiğiti bakımsız bırakma, yörük atın sırtını yara etme

Alplar birle uruşma, beğler birle turuşma (I 182)

Yiğitlerle vuruşma, beğlerle sürtüşme, iddiâlaşma

Alp yağıda, alçak çoğuda (I- 41)

Yiğit kişi düşman karşısında, yumuşak kişi savaşda belli olur

Anası teblük yufka yapar, oglı tetik koşa kapar (III 33)

Annesi (yalancı yufka) yapar, oğlu tetik koşup kapar ( 1 )

Añduz bolsa at ölmes (I 115)

Andız ota olsa, at ölmez ( 2 )

Anıñ yüziñe titinü baksa bolmas (II 144)

Onun yüzüne dik bakılmaz

Anuk otru tutsa yokka sanmas (I 68)

Öne konan yemek ikram edilmemiş sayılmaz

Arı kapçıtsa ısrur (II 329)

Arı kızdırılırsa ısırır, sokar

Arkasız er çeriğ sıyumas (I 128)

Arkasız kişi düşmanını, rakibini yenemez

Arpasız at aşumas, arkasız alp çeriğ sıyumas (I 123)

Arpasız at aşamaz, arkasız yiğit rakibini yenemez

Arslan karışa sıçgan ötin ködezür (III 263)

Kocayan arslan sıçan deliğini gözler

Arslan kökrese at ayakı tulaşır (II 146)

Arslan kükrese atın ayakları dolaşır

Aşıç ayur tübüm altın, kamıç ayur men kayda men (I 52)

Tencere der dibim altın, kepçe der ki ben neredeyim?

Aş tatıgı tuz yogrın yemes (III 31)

Yemeğe tad veren tuzdur ama tuz çanakla yenmez

Atan yüki aş bolsa açka az korunur (I 75)

Aş deve yükü ile olsa aça az görünür

Ata oglı ataç togar (II 80)

Oğul babasına çeker, çekmek üzere doğar

Atası açıg almıla yese oglınıñ tısı kamar (II 311)

Babası ekşi elma yese, oğlunun dişi kamaşır

Atası anası açığ almıla yese oglı kızı tısı kamar (III 272)

Babası anası ekşi elma yese, oğlunun kızının dişi kamaşır

Ata tonı ogulka yarasa atasın tilemes (III 87)

Babanın giyimi oğluna yarasa, oğul babasını istemez

At teküzligi ay bolmas (I 507)

Atın alnındaki akıtma, gökdeki Ay'la bir olmaz, tutulamaz

Ayın kişi neñi neñ sanmas (I 98)

Başkasının malı, mal sayılmaz

Ay tolun bolsa eliğin imlemes (I 82) (I 288)

Ay dolun olunca el ile gösterilmez

Azuklug aruk ermes (I 148)

Azığı olan yorulmaz

Alıntı Yaparak Cevapla

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri

Eski 10-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri



- B -

Balık subda közi taştın (I 379)

Balık suda, gözü dışarıda

Bar bakır, yok altun (I 360)

Bulunan, var olan bakır, bulunamayan,nâdir olan altındır

Barçın yamağı barçınka, karış yamağı karışka (III28)

İpek yaması ipeğe, yün yaması yüne

Barıg otru tutsa yokka sanmas (II 28)

Öne konan varlık, ikram edilmemiş sayılmaz (Bk Anuk )

Beş erñek tuz ermes (I 121)

Beş parmak düz, birbirinin eşi değildir

Bilmiş yek bilmedük kişiden yeğ (III 160)

Tanıdık şeytan yabancıdan iyidir

Birin birin miñ bolur, tama tama kol bolur (III 360)

Birer birer bin olur, damlaya damlaya göl olur

Bir karga birle kış kelmes (II 26)

Bir karga ile kış gelmez, gelmiş sayılmaz

Bir tilkü terisin ikile soymas (III 244)

Bir tilkinin derisi iki defi soyulmaz, yüzülmez

Bir toyın başı ağrısa, kamug toyın başı agrımas (I 274) (III 169)

Bir şamanın başı ağrısa, bütün samanların başları ağrımaz

Boldaçı buzagu öküz ara belgülüğ (I 528)

Öküz olacak buzağı, kendisini belli eder

Bor bolmayıp sirke bolma (III 121)

Şarap olmadan sirke olma

Boşlaglansa boksuklanur (II 272)

Kızıp kurudan kişi boyunduruklanır

Boş neñge iyi bolmas (I 330)

Yaramaz malın sahibi olmaz

Böri koşnısın yemes (III 220)

Kurt komşusunu yemez

Böriniñ ortak, kuzgunuñ yıgaç başında (I 439)

Kurdun avı ortaklı, kuzgunun avı ağaçda kendine ait olur

Buğday katında sarkaç subalur (III 240)

Buğdayın yanında karamuk otu da sulanır

Bu kök kirsün, kızıl çıksun (I 362) ( 3 )

Bu mavi, ak girsin, kızıl çıksın

Buşmasar boz kuş tutar, ebmeser ürüñ kuş tutar (II 12)

Sıkılmayan kişi boz kuş, acele etmeyen kişi beyaz kuş tutar

Buzdan sub tamar (III 123)

Buzdan su damlar

Bütün ümlüğ kanca bolsa olturur (I 224)

Şalvarı sağlam olan nereye istese oraya oturur

- Ç -

Çaksa tütnür, çalsa bilnür (II 23)

Yaksa tüter, söylese bilinir

Çakşak üze ot bolmas, çakrak bile ubut bolmas (I 469) ( 4 )

Taş üstünde ot olmaz, yanşak kişide ar olmaz

- E -

Ebdeki buzagu öküz bolmas (I 446)

Ev içinde bakılan buzağı öküz olmaz

Ebek ebğe tegmez (II 19) (Bk Ersek )

Aceleci evine varamaz

Ebek siñek sütge tüşür (II 13)

Aceleci sinek süte düşer

Ebliğ toygursa közi yolka bolur (II 176)

Ev sahibi doyurunca, konuğun gözü yolda olur

Eğir bolsa er ölmes (I 54)

Eğir otu kökü bulunduran kişi, hastalansa da ölmez

Eliğ tutgınça ot tut (II 292)

Yabancıyı tutacağına ateş tut

El kalır (kaldı) toru kalmas (III 221) (II 25)

Yurt gider, töre kalır

Emgek eginde kalmas (I 110)

Sıkıntı ebedîyen sırtda kalmaz

Emikliğ uragut kösekçi bolur (I 153)

Emzikli kadın iştahlı olur

Endik uma eblikni agırlar (I 105)

Şaşkın konuk ev sâhibini ağırlar

Erdem başı tıl (I 107) (1 336)

Faziletin başı dildir

Erdemsiz kut çertilür (II 229)

Faziletsizden uğur, kut kaybolur

Erge muñ tegir, tag señiriñe yel tegir (III 360)

Kişiye keder değer, dağ doruğuna rüzgâr değer

Erik erini yaglıg, ermegü başı kanlıg (I 70)

Yürekli kişi yağlı, tembelin başı kanlı olur

Erkeç eti em bolur, eçkü eti yel bolur (I 95)

Teke eti ilâç olur, keçi eti yel olur

Ermegüğe bulıt yük bolur (I 138)

Tembele bulut yük olur

Ermegüğe eşik art bolur (I 42)

Tembele eşik dağ geçidi olur

Erñeñe eliğ karı böz üm tikemes (I 117)

Ergene elli karış bezden iç donu dikilmez

Er oglı muñaymas, it oglı külermes (II 84)

Kişi oğlu kederli kalmaz, it oğlu tökezlemez, ayağı sürçmez

Ersek erğe tegmes, ebek ebğe tegmes (I 104)

Oynak kadın koca bulamaz, aceleci evine varamaz

Er sözi bir, eyer köki üç (II 283)

Er kişinin sözü bir, eyerin bağı üç olur

Esende ebek yok (I 77)

Selâmetde acele yokdur

Esiz anıñ yiğitliği (III 51)

Yazık onun yiğitliğine

Eşyek ayur başım bolsa sundurıda sub içgeymen (I 492)

Eşek der ki; başım aklım olsa denizden su içerim

Etli tırñaklı eyirmes (I 177)

Et tırnakdan ayrılmaz

Eyğü er süñüki erir atı kalır (III 307)

İyi kişinin kemiği erir, adı kalır

Eyğülüğni sub ayakında kemiş başında tile (II 112)

İyilik yap suya at, pınarında dile bulursun

Eyğülükün kel, isizliğin kelme (II 91)

İyilikle gel, kötülükle gelme

Alıntı Yaparak Cevapla

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri

Eski 10-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri



- I -

Iñan ıñrasa botu bozlar (I 120)

Dişi deve inlese yavrusu bağırır, bozlar

Iş yaragında, sart asığında (III 13)

İş sırasında, tüccar kârında

It çakırı atka tegir, at çakırı ıtka tegmes (I 363)

İt nazarı ata değer, at nazarı ite değmez

It ısırmas, at tepmes teme (I 178)

İt ısırmaz at tepmez deme

Itka ubut atsa oldañ yemes (I 116)

İtde utanma olsa çarığın altını yemez

- İ -

İgliğ tutrugı ay bolur (I 79)

Hastanın vasiyet etmesi iyilik getirir

İki koçñar başı bir aşaçta (aşıçta) pışmas (III 382)

İki koç başı bir tencerede pişmez

İkki bogra igeşür, otra kökegün yancılur (I 187) (II 287)

İki buğra, erkek deve itişir, ortada bükelek sineği incinir

İm bilse er ölmes (I 38)

Parolayı bilen kişi hayâtını kurtarır, ölmez

İzlik bolsa er öldimes, içlik bolsa at yagrımas (1104)

Çarığı olsa kişi ölmez, teyelti olsa atın sırtı açılmaz, yara olmaz

- K -

Kaçış bolsa kıya körmes (I 369)

Halk içinde uyuşmazlık olsa, kimse birbirine yan bakamaz

Kadaş temiş kaymaduk, kayın temiş kaymış (I 403) (III 246)

Kardeş demiş bakmamış, kayın demiş bakmış

Kagun karma bolsa iyisi ikki eliğin tegir (I 410)

Kavun yağma edilse, sahibi iki eliyle kapar

Kal sabı kalmas, kagıl bağı yazılmas (I 409)

Söz leke bırakmaz, yaş söğütten yapılan düğüm ırgalanmaz

Kalın bulutug tüpi sürer, karañku ışıg urunç açar (III 216)

Yoğun bulutu tipi sürer, karanlık işi rüşvet açar

Kalıñ berse kız alır, kerek bolsa kız alır (III 371)

Çeyiz veren kız alır, gerekliyse pahalı alır

Kalın kaz kulabuzsuz bolmas (I 487)

Kaz sürüsü kılavuzsuz olmaz

Kalın kolan çupgasız bolmas (I 424)

Eşek sürüsü başsız olmaz

Kañdaş kuma ürür, iğdiş örü tartar (III 382)

Baba bir kardeşler dövüşürler, ana birler yardımlaşırlar

Kanıg kan bile (birle) yumas (III 66) (III 157)

Kanı kan ile yıkamazlar

Kan ışı bolsa, katun ışı kalır (I 410)

Kağanın işi olursa, hâtununun işi kalır

Kara bulıtıg yel açar, urunç bile el açar (I 354)

Kara bulutu yel açar, rüşvet ise yurt açar

Kara muñ kelmeğinçe Kara Yalga keçme (III 33)

Kara belâ gelmedikçe Kara Yalga geçidini geçme

Karga karısın kim bilir, kişi alasın kim tapar (I 425)

Karganın kocamışını kim bilir, kişinin gönlündekini kim anlar

Karga kazga ötgünse butı sınur (I 254)

Karga kaza özense bacağı kırılır

Karı öküz balduka korkmas (III 421)

Yaşlı öküz baltadan korkmaz

Kayıñ kasıña (III 151)

Katılık kayın ağacına mahsûstur

Kayıñ kasıña, söküt süliñe (I 356) (III 369)

Kayın ağacına katılık, söğüt ağacına tazelik yaraşır

Kaynar öküz keçiksiz bolmas (I 390) (III 191)

Coşkun ırmak geçitsiz olmaz

Kaz kopsa ördek kol iğ igenür (I 104)

Kaz giderse ördek göle sâhib çıkar

Kek (Keten) kördi keregü yüydi (I 447) (I 404)

Sıkıntıyı görünce çadırını yüklenip gitti

Keñeşliğ bilig üyreşür, keñeşsiz bilig obraşur (I 232)

Danışılmış bilgi güzelleşir, danışılmamış bilgi yıpranır

Keriş yagrı ogulka kalır (I 370)

At sırtındaki yara oğula kalır

Keyüklüğ ölimes, küpeçliğ kürimes (III 256)

Giyimli kişi ıslanmaz, gemli at huysuzluk etmez

Kılıç tatıksa iş yunçır, er Tatıksa et tuncır (II 281)

Kılıç paslanırsa iş incinir, kişi Farslaşırsa eti, kanı bozulur

Kılnu bilse kızıl keyer, yaranu bilse yaşıl keyer (I 394) (III 20)

Cilve bilse kırmızı giyer, yaranmayı bilse yeşil giyer

Kırk yılka teğin bay çıgay tüzlinür (I 349)

Kırk yıla kadar zengin fakir bir olur

Kış konuki ot (I 332)

Kış konuğu ateşdir

Kız birle küreşme, kısrak birle yarışma (I 474)

Kız ile görüşme, kısrak ile yarışma

Kız kişi sabi yorıglı bolmas (I 326)

Cimri kişinin sözü, ünü yayılmaz

Kiçikde katıglansa ulgayu sebnür (II 268)

Küçük iken uğraşan, büyüyünce sevinir

Kiçik ulugka turuşmas, kırguy soñkurka karışmas(II 95)

Küçük büyüğe karşı durmaz, atmaca sungura karışmaz

Kimiñ bile kaş bolsa yaşın yakmas (III22)

Kimin yanında kaş denilen taş olsa, yıldırım onu yakmaz

Kim kür bolsa köbez bolur (I 325)

Kuvvetli olan kabadayı olur

Kiñ ton opramas, keñeşliğ bil iğ artamas (III 358)

Geniş, bol giyim yıpranmaz, danışılmış bilgi yanılmaz

Kişi alası içtin, yılkı alası taştın (I 91)

Kişinin alası içinde, atın alası dışındadır

Kişi eti tiriğle tatır (III 257)

Kişi eti diri iken tatlıdır, kıymetlidir

Kişi sözleşü, yılkı yıylaşu (III 104)

Kişi söyleşerek, at koklaşarak anlaşır

Kizdeki kiz yıpar (I 327)

Misk kutusu misk kokar

Kizlençü kelinde (III 242)

Gizli şey gelinde bulunur

Kobı er kuyugka kirşe yel alır (III 226)

Talihsiz kişi kuyuya girse yel alır

Kolan kuyugka tüşse kurbaka aygır bolur (III 122)

Eşek kuyuya düşse kurbağa aygır olur

Korkmış kişiğe koy başı koş korunur (III 126)

Korkmuş kişiye koyun başı çift, iki görünür

Koş kılıç kınka sığmaz (I 359)

Çift, iki kılıç bir kına sığmaz

Kökge sagursa (suysa) yüzge tüşür (II 81) (III 132) (III 439)

Kişi göğe tükürse, yüzüne düşer

Kök temür kerü turmas (I 361)

Çelik kılıç geri durmaz

Koni barır keyikniñ közinde ayın başı yok (III 151)

Düz giden geyiğin gözünden başka yarası yokdur

Kop sögütğe kuş konar, körklüğ kişiğe söz kelir (I 319)

Söğütlüğe kuş konar, doğru kişiye söz gelir

Közden yırasa köñülden yeme yırar (III 366)

Gözden ırak olan gönülden de ırak olur

Közüñüğe köğ tüşdi (III 132)

Aynaya pas düşdü

Kulak eşitse köñül bilir Köz korse üyik kelir (I 211)

Kulak işitse gönül bilir, göz görse sevinç gelir

Kul yağı, it böri (1336)

Kulunun düşman, itinin kurt olduğunu unutma

Kurmış kiriş tügülmes, ukrukun tag egilmes (III 215)

Kurulmuş kiriş düğümlenmez, kement ile dağ egilmes

Kurtga büyik bilmes yerim tar ter (III 259)

Yaşlı kadın oyun bilmez yerim dar der

Kurug yıgaç egilmes, kurmış kiriş tügülmes (I 198)

Kuru ağaç egilmes, kurulmuş kiriş düğümlenmez

Kurug kaşık agızka yaramas, kurug söz kulakka yakışmas (I 382)

Kuru kaşık ağıza faydasızdır, kuru söz kulağa lüzumsuzdur

Kuş balası kusınçıg, it balası okşançıg (III 232)

Kuş yavrusu süs için, it yavrusu okşamak için

Kuş kanatın, er atın (I 34)

Kuş kanadı ile, kişi atı ile varır, uçar

Kuş tuzakka meñ uçun ılınur (III 358)

Kuş tuzağa yem için yakalanır

Kuş yabuzı sagzıgan, yıgaç yabuzı azgan, Yer yabuzı kazgan, budun yabuzı Barsgan (I 439)

Kuşun kötüsü saksağan, ağacın kötüsü kuş burnu, Yerin kötüsü çöl, ahâlînin kötüsü Barsgan'lılardır

Kut belgüsi bilig (I 427)

Devlet alâmeti bilgidir

Kutlugka koşa yağar (III 60)

Kısmetliye çift yağar

Kutsuz kuyugka kirşe kum yağar (I 457)

Kısmetsiz kişi kuyuya girse kum yağar

Kuyugda sub bar, it burnı tegmes (I 375)

Kuyuda su var ama itin burnu erişmez

Kuzda kar eksümes, koyda yağ eksümes (I 326)

Dağın güneş görmeyen yamacında kar eksilmez, koyunda yağ eksilmez

Küç eldin kirşe toru tüñlüktin (tünlükten) çıkar (III 120) (II 17)

Zorbalık yurda girse, töre bacadan kaçar

Kül ürkünçe köz ürse yik (I 337)

Küle üflemektense, köze üflemek yeğdir

Kümüş küñe ursa altun ayakın kel ir (I 165)

Gümüş güneş altına bırakılsa, altın ayağıyla gelir

Künde irük yok, beğde kıyık yok (I 70)

Güneşde gedik yokdur, beyde caymak yokdur

Küñe baksa köz kamar (I 340)

Güneşe bakan göz kamaşır

Küniniñ küline tegü yağı (III 237)

Kuma kumanın külüne dahi düşmandır

Küzegü uzun bolsa el iğ köymes (I 448)

Küskü (ateş kuskusu) uzun olursa el yanmaz

Kuz keliği yazın (yayın) bilgürer (belgülüğ) (II 172) (III 160)

Güzün gelişi yazdan bellidir

- M -

Muş oglı muyabu togar (II 14)

Kedi yavrusu miyavlayarak doğar

Muş yakrıka tegişmes, ayur kişi neñi yaraşmas (II 105)

Kedi asılı yağa (kavurmaya) erişemez, gevezenin malı kişiye yaramaz

- N -

Neçeme obrak keyük erse, yagmurka yarar (III 38)

Nice eski giyim olsa yine de yağmurda işe yarar

Nece munduz erse eş eygü, nece eğri erse yol eygü (I 458)

Ne kadar aptal olsa da eş iyidir, ne kadar eğri, uzun olsa da yol iyidir

Nece yitik biçek erse Öz sapın yonumas (I 384)

Bıçak ne kadar keskin olursa olsun, kendi sapını yontamaz

- O -

Oglak yiliksiz, oglan biliksiz (I 119)

Oğlak iliksiz, çocuk bilgisiz olur

Oglan biligsiz (I 386)

Çocuk bilgisiz olur

Oglan ışı ış bolmas, oglak müñüzi sap bolmas (III 145)

Çocuk işi iş olmaz, oğlak boynuzu sap olmaz

Oglan sub töker ulug yanı sınur (II 19)

Oğlan su döker, büyüğün bir yanı kırılır

Oprak yasıkdın tozlug ya çıkar (III 16)

Eskimiş, kullanılmayan yay kabından tozlu yay çıkar

Ortak erden artuk almaş (I 99)

Ortak ortağından fazla almaz

Otagka öpkelep süğe sözlemedük (III 208)

Çadıra kızıp, askerle konuşmaz

Ot tese ağız köymes

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.