Küçük Tacir / Ticaret Hukuku |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Küçük Tacir / Ticaret Hukuku1926 tarihli eski Türk Ticaret Kanunu, Alman Ticaret Kanunu ve İtalyan Medeni Kanunu’nda kullanılan “Küçük tacir” terimi, 2961956 tarih ve 6762 sayılı yasayla yürürlüğe girip, yeni Türk Ticaret Kanunu’nda, yerini “Esnaf”a bırakmıştır Gerçekten, 1926 tarihli TK m 13, sermayesi nakitten çok bedensel çalışmasına dayanan ve kazancı, ancak geçimini sağlamaya yetecek kadar az olan kişileri, ister gezici, ister bir dükkanda ya da sokağın belirli bir yerinde sabit olsunlar, küçük tacir olarak tanımlamıştı Aynı kanun, küçük tacirlerin ticaret unvanı kullanmaya, ticari defter tutmaya ve yasada öngörülen hususları ticaret siciline tescil ettirmeye zorunlu olmadıklarını belirtmiş, nihayet, bunların iflasa da tâbi tutulmayacaklarını açıklamıştı Sözü geçen hükümler, bugün, TK m 17’ye yansımış, fakat eski kanundaki küçük tacir terimi yerine esnaf kullanılmıştır Önemle belirtilmelidir ki, “küçük tacir” ve “esnaf” kavramları aslında birbirinden farklı değildir Ayrılık, kendisini sadece hangi hükümlerin hangi yöntemle uygulanacağında göstermektedir Yukarıda da değinildiği gibi, 1926 tarihli TK’da küçük tacire ilişkin hükümlerin hangilerinin uygulanmayacağı gösterilmiş iken; esnafı düzenleyen TK m 17’de, tacirlere ilişkin hangi hükümlerin istisnaen esnafa da uygulanacağı açıklanmıştır Bunlar, esnafın işletmesi ile ilgili bir iş yapması halinde kararlaştırılmasa dahi, ücret isteyebileceğini öngören TK m 22, işletme adı kullanmaya ilişkin TK m 55 ve hapis hakkında bağlantının bulunduğu varsayımına ilişkin MK m 864/2’dir “Tacir-Küçük Tacir” ya da bugünkü biçimi ile “Tacir-Esnaf” ayrımı, bir kısım küçük ticaret erbabını, tacirlere uygulanan ağır yüküm ve zorunluluklardan kurtarmak amacı ile yapılır |
|