Meyvecilik Kültürünün Tarihçesi |
10-07-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meyvecilik Kültürünün Tarihçesi1 I MEYVECİLİK KÜLTÜRÜNÜM TARİHÇESİ Türkiye birçok meyve türlerinin anavatanı ve meyvecilik kültürünün beşiğidir Bugün, meyvecilik kültüründe önem kazanmış olan elma, armut, ayva, fındık, antepfıstığı, vişne, kiraz, erik, ceviz, badem, kestane, incir, üzüm ve nar gibi bir çok meyve türü bu topraklarda ortaya çıkmıştır Kültürü yapılan meyve türlerimizden başka kuşLurnu, alıç, ivez, böğürtlen, muşmula, melengic, keçi boynuzu ve idris gibi bir çok yabani meyvelere de rastlamak mümkündür C Tablo 1) Yapılan kazılardan anlaşıldığına göre 4-5 bin yıl önce Anadolu' da yukarıda anılan meyve türlerinin yetiştirildiği ileri bir meyvecilik kültürü vardı Ayrıca bu cağlarda Hin*distan'da manço, Çin'de portakal, şeftali, brabîon hurması ve Amerika' da avacado yetiştirildiği düşünül ursa;bu ülkelerin meyve türlerine büyük biir katkıda bulunmad^ı ancak kontrollü yetiştirme tekniğini ilerlettiği görülür Türkler batıya yaptıkları sefer ve gezilerle, DoğuAsya meyvelerini batıya taşıyarak Dünye meyvecilik kültürüne çok değerli hizmetlerde bulunmuşlardır Alman tabiat tarihi bi*limcilerinden Hehn, esk Yunanlılar ve Romalıların, Etiler ve Finikeliler zamanından sonraki meyvecilik kültüründen bahse*derken "bu memleketlerdeki yabani ormanların yerinde simdi içerisinde dokunun meyve ağaçları yetişen ağaçları kurulmuş ve halkı tabiatın yabani ve ilkel kaynaklarının av ve mer'a ürünleri yanında, doğunun kültür meyvelerinin ferahlatıcı sularından zevk almaya başlamışlardır" demektedir Buradan anlaşı1 iyorki, Dünyanın en eski ülkelerinden sayılan Yunanlı*lar bile, meyvecilik kültürünü Anadolu' dan almışlar ve son*radan Roma'ya ve oradan da Avrupa1 ya geçmiştir İnsanlık tarihi kadar eski olan Bağ-Bahce ziraatı için*deki meyvecilik tarihide eskidir, önceleri göçebeler gördük*leri yabani meyvelerin meyvelerini tüUetmeye başlamışlardır Ancak taze meyvelerin kısa bir süre içinde görünüp kaybolma*ları karsısında, bunları saklama gereğini duymuşlardırönce*likle ağaç üstünde kuruyan ve yere dökülen ceviz, fındık, ba*dem meyveleri toplamakla işe başlamışlar sonraları ise, ken*dileri kurutma ve saklama yoluna gitmişlerdir Yabani olarak yetişen meyvelerden sürekli yararlanma istekleri ise göçebe*leri bu meyvelerin oldukları yerlerde yerleşik hayat düzenine geçirmeye zorlamıştır Bu nedenledirki çok eski zamanlarda Anadolu'da yabani meyve türlerinin cok fazla bulunduğu yüksek yaylalarla,kıyılar en eski kültür merkezleri konumundadırlar Meyvecilik kültürünün sonraki gelişme periyodu ise; or*manlarda yetişen gene agac ve fidanların sökülerek evlerinin yakınlarına meyve bahçeleri kurmakla başlamıştır Bu nedenle öncelikle <*yvar elma, armut,kızılcık, badem ve erik gibi mey*ve ağaçlarından kurulu*çi tler yapılmıştır Daha sonraları ise yenilen meyvelerin atılan çekirdeklerden ve dip sürgünlerin*den yeni bitkilerin oluşabildiğini gördükten sonra çoğaltma tekniğini öğrenmişlerdir îleriki yıllarda ise iri «eyvelerin tohumlarından daha iyi meyve aldıklarını farkettikten sonra ise bir ıslah metodu olan seleksiyonla üstün özellikle yeni bireyler'elde etmişlerdir Tabii bu durumu bitkinin vegetatif kışlalarından faydalanarak da yapmışlardır Kesilen bitki parçalarının toprağa değdikleri yerde köklenmelerini ve ye*şermelerini görmeleri ise bunlara çelikle çoğaltmayı; dalları kırılan ve -seyrek meyve araçlarındaki meyvelerin daha iri ve kaliteli olması budama ve terbiyp şekillerini? birbirine sür*tünen ve sürtündükleri yerden iki dalın kaynadığının görül*mesi gibi olaylar ise meyvecilign ileri bir teknlojisi olan asıyla çoğaltmayı öğretmiştir Meyvecilik kültürünün daha ileri aşaması ise, doku kültürüyle çoğaltma, bitki fizyoloji*si (hormonların ve bitki büyümeyi düzenleyici maddelerin, iyo-nize radyasyonun kullanımı gibi), kimya ve bitki ıslahı (me-lezlemels:-, kendilemeler ve mutasyonlarla üstün özellikli yeni bireylerin elde edilmesi) vb alanlardaki gelişmelerle; hasat sonrası soğuk teknolojisindeki gelişmelerin meyveciliğe uygulanmaya başlandığı dönemleri oluşturur Yukarıda belirtilen tarihsel gelişimin bir çok aşaması*nı memleketimizde görmek mümkündür Bugün bile hala yurdumu*zun bir çok yöresinde yabani meyvelerden hem doğal haliyla hemde onları aşılayarak yararlanma yoluna gitmektedirler, ör*neğin, yabani zeytinler, melengiçler, mahlep, kuşburnu, kı*zılcık, böğürtlen gibi özet olarak söylemek gerekirse, Türkiye bugün de butun bu gelişme asamalarıyla ve çok farklı ekolojilere sahip olma*sı nedeniyle, muzdan, şeftali, hurma ve elmaya kadar binbir meyveyi bünyesinde barındıran meyvecilik kültürünün tarihi bir müzesi durumundadır II DÜNYADft YETİŞTİRİLEN MEYVE TÜRLERİ VE TÜRKIYENİN TÜR VE CESIT ZENGİNLİSİ Dünya üzerinde yetiştirilen meyve türlerinin sayısı 138'i bulmaktadır Bunlardan 85 tanesi tropik ve subtropik, kalanı sıcak ve soğuk mutedil iklim bölgelerinde yetiştiril*mektedir Türkiye çok değişik iki imleriyle çok sayıda tür ve çe*şitleri bünyesinde barındırır Bu şekilde yurdumuzda yetişen meyve tür sayısı, yeni ürünlerle birlikte 75'in üzerindedir Bu türlerin büyük çoğunluğunun orjini Anadolu olup, turunç*gillerin büyük çoğunluğu, şeftali, kivi, ananas, pikan gibi bazı meyve türleri ise çok önceden veya yakın zamanlarda yur*dumuza başka ülkelerden getirilmişlerdir Türkiye'de görülen bu büyük tür zenginliği yanında, büyük bir çeşit bolluğuda vardırBu şekilde elmalarda çeşit sayısı 500, armutlarda 600, eriklerde 200, kirazlarda 1500 ve şeftalilerde ise 100' üze*rindedir Dünyadaki çeşit sayıları ise bunların çok üzerin*dedir, örneğin, kirazlarda 1500, şeftalilerde ise 2000' e yakın çe?it vardır Türkiyenin bu çeşit zenginliği, tür zenginliği gibi ıs-lahçılar için, damızlık materyali sağlayan kaynakları oluş*turur Gerçekten Erwin Baur 1927' de Kocaeli bölgesinden topladığı değişik erik tiplerini Almanya'ya götürmüş, aynı şekilde Kanada'lı Hunter Karadeniz bölgesinde Fusikladiuma dayanıklı Demir eî'nasî çeşidinden faydalanma yolları aramış*tır Ayrıca çeşit bolluğumun sayesinde değişik ekolojilere uyum sağlayan üstün kaliteli çeşitleri ayırarak buralarda yetiştirme imkanları ortaya çıkar Bu kaynakları korumak ama*cıyla gen bankaları yanında, kolleksiyon bahçeleri tesis edilmelidir -•■■ " --••: -■ • -■'•:■; :■ • -■ ■■; III MEYVECtLîSÎN YURT EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ ' Tarımda bir üretim dalının memleket ekonomisindeki ye*rini belirtmek için; — üretim dalının kapladığı alan, — Bu daldaki gelirlerin milli gelir içerisindeki yeri, — Dıs ticaretteki yeri, — Bu üretim dalı ile geçinen nüfus, _ — Nüfus beslenmesindeki önemi, — Endüstriye sağladığı hammaddeler bakımından durumu ve — Yurt topraklarının korunması ve güzellestirilmesindeki yeri' nin bilinmesi önem kazanır Bu durumlara aşağıda kısaca değinilmiştir Bahçe Bitki*leri yet istir ici1 i ğı Meyvecilik, Bağcılık ve Sebzecilik ola*rak incelenecektir 1 Meyveciliğin Kapladığı Alan Yurdumuzun hemen hemen her yerinde meyvecilik yapılmak*tadır Ancak değişik bölgelere adapta olmuş ve çoğunlukla ka*litesini o yörelerde bulan meyvelerimiz, meyvecilik için daha büyük önem arzeder örneğin, Karadeniz bölgemizde kıyı boyun*ca uzanan fındıklıklar ve mandarin bahçeleri, Marmara ve Ege Bölgelerinin incir ve zeytiniikleri,Akdeniz kıyısının turunç*giller ve muz bahçeleri, Güney Doğu Anadolu bölgemizin Antep- fıstıkları ve zeytinlikleri gibi Anadolu içerlerine doğru gidildikçe sulak vadiler ve yaylalık alanlarda ceviz, elma, armut, kiraz, vişne vd meyve bahçelerini görmek mümkündür 1392 yılı verilere göre 773452 kilometre kare olan toplam yüzölçümümüzün X40' ını işlenebilir alanlar, '/I' ini sebze alanları ve 73—4' ünü (bağ alanları hariç) meyve alanları oluşturur (Anonymous, 1382; Anonymous, 1392a) Mevcut tarım alanları içinde X6'lık meyvecilik alanında üretilen meyve türlerinin dağılımı ve 10 yıllık değişimi de Tablo 3' te verilmiştir Tablo 3 ZS'lık meyvecilik alanında üretilen meyve türlerinin dağılımı ve 10 yıllık değişimi Şenel meyve alanımız 1992 yılına kadar düzenli olarak artmış ve 1932 yılında 1565000 hektarlık meyve alanında, 10381700 ton meyve üretimi gözlenmiştir Bu üretim mikta*rının genel olarak ve tek tek meyve türlerine göre dağılımı ise S'-yledir Tablo 4- 1392 yılı meyve üretim miktarının meyve grupları ve genel meyve üretimi içindeki dağılımı Tablo 5 1932 yılı üretim miktarlarına göre meyve grupları içindeki türlerin, grup üretimi içindeki dağılımı 2 Meyveciliğin Milli Gelir İçindeki Payı ve İhracattaki Yeri 21Dünya meyveciliğinin genel görünümü Son istatistikı vsrilere göre dünya meyve üretimi yakla*şık 222 milyon tcı olup, bu üretimin 7 34'ü Asya, 7 24'ü Ame*rika, 7 14'ü Avrupa, 7 8'i Afrika kıtalarına ait olmuştur En fazla üretim yapan ülkeler arasında Cin, ABD, italya 've Türkiye yer almaktadır En çok üretilen ürünler ise tu*runçgiller, muz elma, armut ve şeftali gibi ürünlerdir Bu üretim içinde ülkemizin elma ve armut üretimi dünya ülkeleri arasında orta sıralardadır Dünya'da en iyi kalitede yetiştirdiğimiz incir, üzüm gi*bi türlere ait veriler yalnızca bu ürünlerin kurutulmuş hal*lerine aittir Kuru kayısı, kuru incir ve fındık gibi ürün*lerde en önemli üreticiler arasında yer alırken (birinci sı*radayız) yaş meyve üretim acısından ise çoğu ülkeler bizden önde gelmektedir Dünya meyve üretimi ve bunun kıtalara göre dağılımı tab*lo <5 'de belirtilmiştir Tablo <f Dünya meyve üret iminim: 1000 ton) kıtalara göre dağılımı ve oranları ('/') Tabloda da görüldüğü gibi son 6yıl içinde (13B6-1991) genel dünya meyve üretimi miktarında önemli bir değişim olma*mıştır Ancak son yıllara doğru az da olsa meyve üretiminin arttığı gözlenmektedir En fazla üretim; 221845000 ton ile 1991 yılında, en az üretim ise 193065000 ton ile 19B7' de yapılmıştı,' Kıtalar bazında ele aldığımızda Asya kıtasında en çok üretim yapılmaktadır ki Dünya meyve üretiminin 7 35-40' im oluşturmaktadır Bunu sırayla Amerika, Avrupa, Afrika ve Ok*yanusya kıtaları izlemektedir Kıtalar içinde en fazla turunçgil üretimini Brezilya, elma üretimini Cin, Türkiye ve Fransa, muz üretimini Hindis*tan, Brezilya, şeftali üretimini Amerika ve fındık üretimini Türkiye yapmaktadır Dünya'da üretimi en çok yapılan meyvelere dikkat edildi*ğinde bu türlerin genelde tropik ve subtropik türler olduğu, dolayısıyla bu özelliğe sahip Ekvator ve Akdeniz kuşağı ülke- leri bunların basında geldiği görülmektedir (Anonymous 1993c, Anonymous 1993d, Anonymous 1093e) 22 Dünya' da üretimi en fazla yapılan meyveler Tablo 7-'nin incelenmeliyle de görülüyor ki, dünyada en fazla üretimi yapılan meyvelerin basında turunçgiller (porta*kal, mandarin, limon), muz, elma, armut ve şeftali gibi tür*ler gelmektedir(Anonymous, 198£; Anonymous, 1987; Anonysous, 1988; Anonymous, 1989a; Anonymous, 1990a; Anonymous, 1991b) Tablo 7-Dünya'da en fazla üretilen meyvelerin üretim miktar*larının (1000 ton) yıllara göre dağılımları ve' dünya meyve üretimi içindeki oranları ('/') Bu önemli türler arasında birinci sırayı yaklaşık 50 milyon ton ile portakal ve sırayla 44 milyon ton ile muz, 40 milyon ton ile elma ve bunları armut, mandarin, şeftali ve limon izlemektedir Bu meyvelerin üretim miktarları Dünya meyve üretimiyle kıyaslandığında görülüyor ki portakal üreti*mi 7 21-28, muz üretimi V, 21-22, elma üretimi 7 19-21, armut 7 5, mandarin "/ 4, şeftali V 4, limon 7 3'lük kısmını oluş*turmaktadır 7 21'lik kısmını oluşturan diğer meyve türleri*nin tek tek oranları ise X 3'ün altındadır Bu grup içerisin*de de antepfıstığı, ceviz, fındık, kayısı, erik, badem ve kestane meyveleri yer alır Sözü edilen bu meyve türlerinin üretim ve ihracatını ürün bazında ele alarak incelemeye çalışalım (Anonymous, 1990K;Anonymous, 1991c; Anonymous, 1992b) NOT: Tablolardaki verilerden aynı yıllara ait veriler arasındaki farklılıklar, yararlanılan kaynaklardan ortaya Çıkmıştır 221 Portakal ve mandşrin üretimi ve ihracatı Dünya portakal ve mandarin üretimi ihracat ve gelir du*rumunu gösteren tablo aşağıda verilmiştir En fazla üretimi yapılan meyvenin portakal olduğu daha önce belirtilmiş idi Tabloda da görüldüğü gibi dünya porta*kal ve mandarin üretim miktarı yaklaşık 62 milyon ton olup bunun yaklaşık 55 milyon tonu ihraç edilmektedir İhraç edi**** bu miktar portakal ve mandarin üretiminin 7 9'luk kısmını oluşturmaktadır Bundan elde edilen gelir de 27 milyon dolar civarındadır Kıtalar arasında portakal ve mandarin üretimi sırayla Amerika, Asya, Avrupa, Afrika ve Okyanusya kıtaları yer al*maktadır, ülkeler arasında ise en çok Brezilya, ABD üretim yapmakta ve bunun 7 7"sini ihraç ederek yine ABD birinci sı*rayı almaktadır (Kaliforniya, Florida gibi eyaletler) Tablo S Dünya turunçgil üretiminin (portakal + mandarin ) kıta/ulke olarak dağılımı, ihraç miktarı(lOOOton), üretime oranıC/) ve elde edilen gelir (1000 t) 222 Muz üretimi ve ihracatı Muz, Dünya'da üretilen en önemli meyvelerin ikincisini oluşturur Ortalama 40- 44 milyon ton üretimi yapılan muzun ortalan) 7 21' lik kısmı ihraç edilmektedir Bundan sağlanan gelir ise yaklaşık 25 - 3 milyon dolardır En fazla ı*uz üreten ülkelerin basında Brezilya ve Mek*sika gelmekte, ancak en fazla ürün ihraç eden ülkelerin ba*sında ise Ekvator, Filipinler ve Honduras gelmektedir Bu ülkeler ürettikleri muzun 7 25-92'sini ihraç ederek yaklaşık, Ekvator 600 bin dolar, Filipinler 160 bin dolar ve Honduras 300 bin dolar gelir sağlamaktadır (Tablo 9) Tablo 9Dünya muz üretiminin kıta/ülke olarak dağılımı, ihraç miktarı (1000 ton) üretime oranı (7) ve elde edilen gelir C1000 *) 223 Elma üretimi ve ihracatı Dünya'da üretimi yapılan en önemli meyveler arasında yer alan elmanın durumunu gösteren tablo aşağıda gösterilmiştir Elmanın üretim miktarı 395-40 milyon ton ile muzdan sonra gelmektedir Ancak ihraç miktarı ve bundan elde edilen qelir, muz'a oranla oldukça düşüktür ki 36-39 milyon ton île X 9-1O' luk kısmı ihraç edilmektedir Bu ihraçtan da yak*laşık 23 milyon dolar gelir sağlanmaktadır En fazla elma üreten ülkeler Cin ve USA olup ihracatta ön sırayı, Fransa ve USA almaktadır Fransa ihraç ettiği üründen yaklaşık 600 bin dolar, USA ise 28O bin dolar gelir elde etmektedir Tablo 10Dünya elma üretiminin kıta/ülke olarak dağılımı, ihr^c miktar ı < 1000 ton) üretime oranı (7) ve elde edilen gelir (1000 $) 224 Armut üretimi ve ihracatı Armut üretim miktarı 34 milyon ton olup, Dünya meyve ü— retiminin 7 4-5'lik kısmını oluş turur Bunun 7 10'u ihraç edi*lerek 740 bin dolar gelir sağlamaktadır Armut üretiminin kıta/ülkelere göre dağılımı ise Tablo 11' deki gibidir Tablodan da anlaşılacağı gibi en fazla armut üretimi As*ya kıtasında yapılmaktadır ki, Dünya armut üretiminin "/ 42' sini oluşturmaktadır, ülkeler bazında da Cin üretimde ilk sı*rada yer alır Ancak en fazla armut ihraç eden ülkeler;Arjan-tin, USA ve Fransa'dır Arjantin 1991 yılında 155 bin ton ar*mut ihraç ederek 80 bin dolar; USA 120 bin tonluk ihracıyla 75 bin dolar gelir sağlamıştır Tablo 11 Dünya Armut üretiminin kıta/ülke olarak dağılımı, ihraç miktarı(100O ton) üretime oranı <7) ve elde edilen gelir (1000 *) 225 Şeftali üretimi ve ihracatı Dünya meyve üretiminin 7 4'ünü şeftali oluşturmakta ve yaklaşık 86 milyon ton üretimi yapılan şeftalinin 7 '3' luk kısmı ihraç edilmektedir (Tablo 7 ve İl) En fazla şeftali üreten ülkelerin basında italya ve USA gelir Yine aynı ülke*ler en çok şeftali ihraç edenlerin basında yer alırBuna göre İtalya ortalama 15 milyon ton şeftali üretmekte ve 7 29-30' unu ihraç ederek, yaklaşık 500 bin dolar gelir sağlamaktadır 226 Limon üretimi ve ihracatı Tablo 13'de de görüldüğü gibi dünya üretim miktarı S6 milyon ton dolayındadır X 2-16'sı ihraç edilen limonun en fazla üretimi ve ihracı Amerika kıtasında yapılmaktadır, üretimde en basta italya ve USA yer alırken, en fazla limon ihraç eden İsyanya'dır ki ortalama 350 bin ton ile üretiminin 7 60'ını ihra, ederek 180 bin dolar gelir sağlamaktadır Tablo 12 Dünya şeftali üretiminin kıta/ülke olarak dağılımı, ihraç miktarı(1000 ton) üretime oranı (7) ve elde edilen gelir C1000 $) Tablo 13 Dünya limon üretiminin kıta/ülke olarak dağılımı, ihraç miktarı (1000 ton) üretime oranı (7) ve elde edilen gelir (1000 $) 227 Diğer meyve turları Bu grupta inceleyecaşimiz meyve türleri; daha önce be*lirttiğimiz önemli meyvelerin dışında kalan türlerdir Ancak ülkemiz için fındık, kuru incir, kuru üzüm ve kuru kayısı en fazla öneme sahiptir ülkemiz fındık üretiminde Dünya' da birinci sırada yer almakta ve en kaliteli fındık çeşitlerini üreterek fındıkta tekel durumundadır 1391 istatistiklerine göre Dünya'da 483353 ton üretimi yapılan fındığın 330000 tonu Türkiye'de üretilmektedir ('/ 682'sini oluşturur) Yine Dünya kuru incir üretiminin 7 50' sini Türkiye üreterek basta gelmektedir (Anonymous, 1993 e) Tablolar dikkatle incelendiğinde üretimi fasla olan USA, Brezilya ve Cin gibi ülkeler yetiştiricilik acısından uygun ekolojilere sahip olması yanında yetiştiricilik ile ilgili teknik bilgileri yıllar öncesinde tamamlamış ülkelerdir üretimi artıran temel faktörlerin basında uygun anaç ve cesit secimi gelmektedir Bu ülkelerde özellikle standart çe*şitler tespit edilmiş ve istenilen miktarda, aynı kalitede ürün çıkarma imkanına sahip olmuşlardır Diğer yandan kalite*li ürün sldesinde en önemli şart olan bodur anaç kullanılma*sına çok önceleri başlanmıştır, örneğin Roma tadımcıları M'd 3 yüzyıllarda tanışmışlar ve bunları bahçelerinde yetiştir*mişlerdir Buradan da Avrupa, Asya, ingiltere, Çin ve Japonya ya götürülmüştür 1800'lü yıllarda ise öncelikle kayısı, kiraz, elma, armut ve portakal gibi ürünlerde kullanımı iyice yaygınlaşmıştır (Tukey, 1983) Dünya meyveciliği acısından Türkiye'nin yerine bakıldı*ğında son 6 yıllık <86-91) dağılıma göre özellikle kuru mey*velerde ilk sıralarda yer alırken yas meyve üretim ve ihraca*tında (Turunçgiller hariç) epeyce gerilerdedir Turunçgiller gibi bir kac tür dışında diğer türlerde rakip olacak durumda değildir Oysa Dünya'nın cok çeşitli ve en güzel iklimlerine sahip olan ülkemizde gerek üretim ve gerekse kalit-e acısından yeterli potansiyel imkanlarına sahiptir Ancak üretim ve ih*racatla ilgili sorunların çözümünde cok yavaş ilerlemektedir, örneğin, kalitenin artırılması ve maliyetin düşürülmesinde en basta olması gereken ve sık dikime imkan veren bodur anaç kullanımı Çin, İngiltere ve Avrupa'da 18 yüzyılda yaygınlaş*tığı halde (Bilinmesi Mö 3 yüzyılda olmuştur) ülkemizde ise halen örnek bahçelerden öte gidememiştir Yine ihracatçı ülkelerde ihraç ettikleri her ürünler için tam donanımlı paketleme evleri olduğu halde; ülkemizde mevcut peketleme evlerinin hepsi (1 tanesi hariç) turuncgil paketleme evidir 31 adet, 370 ton/saat kapasiteli paket ev*lerinin 30'u narenciye, 1 tanesi de elma-armut paketleme evi*dir Bu paketleme evlerinin bulunduğu illler; Hatay, Adana, İçel, Antalya, Mutjla, İzmir ve Bursa' dır (Anonymos, 1382) ülkemiz bir cok meyve türünün gen merkezi olduğu halde standart çeşitlerin olmayışı nedeniyle istenilen miktar ve kalitede üretime, son yıllarda yeni yeni başlamaktadır, örne*ğin, her ceviz ağacı bir cesit gibi değerlendirilse her şart*lara dayanıklı ve her talebi karşılayabilecek çeşitleri bul*mamız mümkündür Ancak bu ürünü talep eden ülkelere, aynı ka*litede yeteri kadar ürün verememekteyiz Oysa ceviz üretim ve ticaretinde Fransa, ttalya ve ABD'nin önde gelmesi o ülkeler*de seleksiyon yoluyla üstün özellikli çeşitlerin öncelikle seçilmiş olmasındandırBu standart çeşitlerden örneğin, Kali*forniya'da iyi bakımlı ve verim çağındaki ceviz bahçesinden 500 kg/da aaac bası İOO kg) verim alınmaktadır Yurdumuzda ise 21 yıllık ortalamalara göre tamamı tohumdan üretilmiş bu*lunan ceviz varlığımızda aaac başına verim 30 kg olmaktadır (Çelebioğ/u, 1985, Sen, 1980) özellikle yas meyvelerde kayıpları önleyen en önemli uy*gulama olan soğukta muhafaza işlemi; ülkemiz koşullarında, soğutma ve ısıtmanın çok pahalıya gelmesi nedeniyle yeterli düzeyde uygulanamamaktadır (Hasat anında ve sonraki uygulama*larda) Ekolojimizin uygun olması ve pazar ülkelere yakınlığı nedeniyle (Ortadoğu ülkelere gibi özellikle standart çeşit ve anaç, nakliye ve pazarlama ile ilgili işlemler halledilirse, turfanda ürünlerde Avrupa'dan önce dıs piyasalara meyve pa*zarlamamız mümkün olabilecektir) 3 ihraç Ettiğimiz Meyve Türleri va önemi İhracatta Dünya ülkeleriyle rekabet edebileceğimiz en önemli tarım ürünlerimiz arasında fındık, üzüm, kayısı, antep fıstığı ve incir gibi meyvelerimiz gelmektedir Ekolojimizin uygun olması nedeniyle bu meyvelerimizin kalitesi de diğer ülkelerde yetişen meyvelerin kalitesinden cok daha iyi dirörneğin tombul fındık çe*şidi ve sarı lop incir çeşidinin Dünyada bir benzeri yoktur Bu nedenledir ki ihracattaki sorunları hallettiğimiz ölçüde bu ürün*lerimize sürekli talep olmaktadır Bunun yanında ihracatta önemli bir paya sahip olmayıp, ancak kalitesi açısından benzeri olmayan antep fıstığı gibi ürünleri*mizde ise standart, çeşit ve ypterli üretim sağlanabilirse şimdi olduğu gibi ileride de alıcıları mutlaka çıkacaktır Benzeri du*rum cevizlerimizde de görülmektedir Bu haliyle bile ihraç etti*ğimiz ürünlerimiz içerisinde yukarıda anılan meyvelerimize ilave*ten turunçgiller, elma, şeftali, kestane gibi meyvelerimizden de önemli düzeyde gelir elde etmekteyiz 31 Meyve ihracatımıza genel bir bakış İhracatta Dünya ülkeleriyle rekabet edebileceğimiz en önemli tarım ürünlerimiz arasında fındık, üzüm, kayısı, antep fıstığı ve incir gibi meyvelerimiz gelmektedir üzüm, kayısı ve incirin tamamına yakınını kuru olarak ihraç etmekteyiz İleri bu konulara değinilecektir Yas meyveler içinde ise yalnızca önemli düzeyde turunçgiller, bunun yanısıra şeftali, elma, yas üzüm, kayısı, vişne vb ürünler satmaktayız Turunçgillerden ihraç ettiğimiz türlerden portakal, mandarin ve limon'un 1991 yılı üretimi toplam 1138000 ton olup, bunun 163000 tonunu portakal ve mandarin olarak ve 1310OO tonunu da limon olarak ihraç etmektedirToplam turunç-runçgil ihracatı 294000 ton dur Muz, elma, armut ve şeftali ile birlikte turunçgillere hariç toplam yas meyve ihracatımız 384000 dur Su halde turunçgiller yas meyve ihracatımızın yaklaşık X75' sini oluşturmaktadır Aynı yıla ait fındık, afıstığı, kestane, ceviz, badem, kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısının toplam ih*raç miktarları 360150 tondur VGenel ihracat gelirleri ile ilgili bilgiler tablo 14' de verilmiştir Tablo 14 Şenel olarak tarım ürünleri, bahçe bitkileri ürünleri, meyve vt sebze ürünleri ihracatının ( genel ihracat içindeki oranı CGÎO)—milyon * ** " : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, ÎGEME-1993 ve TC Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Şenel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır Tablo14'de görüldüğü gibi son 10 yılda ihracatımızda 7 100 lük bir artış gerçekleşmiştir Tarım ürünlerindeki ihracat artı*sı ise '/ 70 civarında olmuştur Bahçe bitkileri (sebze ve meyve) ihracatımızdaki artış ise "/ £0 civarındadır Ancak tabloda da gö*rüldüğü gibi genel ihracatımızdaki artısın fazla olması nedeniyle tarım ürünlerinin payı oransal olarak azalmıştır Genel ihracatımız yıllara göre düzenli bir artış gösterirken, tarım ürünleri ihracatımız yıllara göre genel bir artış göster*mekle birlikte 1931 yılında maximum düzeye ulaşarak 27 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir Bahçe bitkileri ihracatımızda dal-ç,-alanmalar görülmüştür Meyve ihracat ımızdak i durum ise 1984, 1985, 1986, 1987 yıllarında 600 milyon dolar seviyesinde seyre*derken 19B8 de 900 milyon dolara çıkmıştır 1983 da 750 milyon dolara düsmüs, 1^30,1991 1992 ve 1993 yıllarında ise 1 milyar dolar seviyesinde seyretmiştir Sebze ihracatımız 1986 , 1931, 1992 ve 1993 yıllarında 130 ^ milyon dolar civarında iken 1984, 19B5, 1987, 1988, 1989 yılla-, rında ise 70—30 milyon dolar arasında olmuştur Yıllara göre gerek tarım ürünleri gerekse bahçe bitkileri ürünleri ihracatımızın dalgalanmasının nedenlerinin arasında öncelikle üreti»ıi etkileyen ekolojik faktörler gelir Bunların yanında ihracat sırasında ülkeler arası karşılaşılan bazı sorun*lar ve prensip anlaşmaları da sayılabilir, örneğin; ülkemizde her yıl yaklaşık 140 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm üretilmektedir" İhracata ayrılan miktar 7 70 civarındadır Geleneksel pazarları— rımız AT ülkeleri, Rusya ve İskandinav ülkeleri olmuştur Ancak AT yine kendi üyesi olan Yunanistan'ın çekirdeksiz kuru üzümle*rini himaye ettiğinden, ortaklık Uısı ülkelerden gelen çekirdek*siz kuru üzümlere muhtelif kısıtlamalar getirmiş ve Türkiye AT ülkelerine eskisi kadar çekirdeksiz kuru üzüm satamaz duruma gel*miştir Çekirdeksiz kuru üzümde hT dışındaki ülkelere yapılan sa*tışlarda ihracatlarımız " arasında sık sık görülen asın rekabet, Çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarının gereksiz yere düşürülmesine ve hatta bazen maliyetinin altına satış yapılmasına yol açmaktadır CAnonymous, 1993 g) 32 İhraç meyvelerimiz ve önemi ihracatımızda büyük öneme sahip meyvelerimizi 4 gurup al*tında toplayabiliriz Bunlar: sert kabuklular, kurutulmuş mey*veler, turunçgiller ve diğerleridir Genel meyve ihracatımız içinde bu gurupların payları Tablo15' da gösterilmiştir Tablo 15 Genel meyve ihracat imizCGMI)[(milyon ♦)] içindeki sert kabuklu meyveler, kurutulmuş meyveler, turunçgiller ve diğer meyve türlerinin oranı** * : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, ÎGEME-1993 ve TC • ; Sanayi ve Ticaret Eakanlığı Teşkilatlandırma Genel " ' Müdürlüğü Ekonomik Rapor'arı- Ankara, yayınlarından •'■ ■ ; ■hazırlanmıştır Tablo 15'de de görüldüğü gibi en önemli ihraç ürünleri arasında 1sırayı sert kabuklular, 2 sırayı kurutulmuş meyveler 3 'sırayı turunçgiller ve 4 sırayı diğerleri almaktadır Bu değerlere değinelim; 33 Sert kabuk3u meyve türleri Sert kabuklu meyvelerimiz meyve ihracatımızın X50-60' lık kısmını oluşturmaktadır Bu nedenle en fazla öneme sahip meyve*lerimiz şart kabuklu meyve türlerimizdir Sert kabuklu meyvelerimiz içinde ihracatımıza konu olan meyvelerimiz; fındık, antep fıstığı, kestane, ceviz ve bademdir Bu meyvelerimizin önen» durumları ise; X 30 lık payla fındık, 7 3 lük payla antep fıstığı, 77 lik kısmını ise ceviz, badem va kes*tane oluşturur 331 Fındık ihracatımız Fındık ihracatımızın durumunu gösteren tablo aşağıda göste*rilmiştir Tablodan da anlaşılacağı gibi son 10 yılda fındık ihracatın*daki yıllara göre değişimler tutarlı değildir 1984 yılından bu yana fındık ihracatımız 90 bin ton ile 195 bin ton arasında de*ğişmiştir 1990 ve 93 yıllarında en yüksek fındık ihracatımız gerçekleşirken 1985 ve 1987 yıllarında en düşük fındık ihracatı*mız gerçekleşmiştir Tablo li Fındık üretimi, ihracatı, ihraç edilen fındığın üretim*deki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları - : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, ISEME-1993 ve TC Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından haz ir lanmışt ir Fındık ihracatımızdan yıllık ortalama olarak 400 milyon dolar civarın^ gelir sağlanmıştırBu gelir genel ihracatımızın X4 ünü, bahçe bitkileri ihracatımızın 745' ini ve meyve ihracatımızın da 750 sini oluşturmaktadır üratilsn fındığın 73O'ini AT ülkeleri ithal etmektedir En fazla fındık ihraç ettiğimiz ülke 750 lik payla Almanya'dır Al*manya'yı, Avusturya, isviçre, Çe rslavakyd ve diğer ülkeler iz*ler Fındık satışımızın X997' sini iç fındık oluşturur <Anony-mous, 1993 f) 332 Diğer sert kabuklular Antep Fıstığı ihracatımızın son 10 yıllık ortalaması 4 bin ton civarında gerçekleşmiştir Antep Fıstığı kabuklu vekabuksuz olarak ihraç edilmektedir iç Antep Fıstığı kendi arasında sarı ıc, gül iç, yeşil iç ve sarı soyulmuş yeşil iç seklindedir ihracatımızda son 10 yılda önemli azalmalar olmuştur 1985 yılındaki ihracatımız 5732 ton iken di*ğer yıllarda devamlı düşerek 1933 yılı ihracatımız 371 ton olarak gerçekleşmiştir CAnonymous, 1993 j ) Antep Fıstığı ihracatımızın büyük bölümünü kabuklu fıstık oluşturmaktadır, ihracatımızın genel değerlendirmesi yapıldığında değer olarak Antep Fıstığının ortalama 1993 yılı fiyatı 5 dolar/ kg'dırDiğer sert kabuklu meyvelerimizin ihracat durumu ise orta*lama olarak kestaneden 3 milyon dolar, cevizden 4 milyon dolar, bademden ise 2 milyon dolar civarında ortalama gelir sağlanmış*tır Keîtane, ceviz ve badem ihracatımızda son 10 yılda çok önemli düşüşler gözlenmiştir 34 Kurutulmuş meyveler Kurutulmuş meyvelerimiz de ihracatımızda önemli bir yere sa*hiptir Ihrac edilen meyvelerimiz içinde ikinci sırada yer alır Kurutulmuş meyveler genel iry=yve ihracatımızın 725 ini oluşturur Kurutulmuş meyveler imizin içerisinde kuru kayısı, kuru incir ve kuru üzüm önemli bir yer almaktadır Bu meyvelerimizin payları ortalama olarak; kuru üzüm 750, kuru kayısı 725 ve kuru incir X25 tir 341 Kuru üzüm Kuru üzüm ihracatımız, meyve ihracatımızın 715 ini oluştur*maktadır Genel, ihracatımızın ise 71 dir Yıllara göre kuru üzüm ihracatımız tabloda gösterilmiştir Genel olarak kuru üzüm ihracatımız ortalama 120 bin ton olarak gerçekleşmiştir Kuru üzüm ihracatımızdan elde edilen gelir 100—15O milyon dolar arasındadır 1'386-87 yılarında 100 milyon dolar civarında seyreden ihra*catımız 1990 yılında 150 milyon dolar olmuştur 1991 yılında el*de,ettiğimiz gelir 140 milyon dolar,1992 de ise 135 milyon dolara düşmüştür Kuru üzüm ihraç ettiğimiz en önemli ülke ingiltere olup, bu ülkeyi sırayla Hollanda, italya ve Almanya izlemektedir Dünya kuru üzüm üretimijnde yaklaşık 350 bin tonla Amerika birinci olup, bunu Türkiye, Iran, Afganistan, Australya ve Sili izler Ancak Türkiye ihracatta 15O bin tonla birinci sıralarda yer alirDünya kuru üzüm ihracatının X70'ini ABD gerçekleştirir-ken,Türkiyenin en önemli rakibi Yunanistan'dır CAnonymous, l'astî) Tablo 17- Kuru üzüm üretimi, ihracatı', ihraç edilen kuru üzümün üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihra*cattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları - : Tarımsal Yapı ve üretim 1384-33, îöEME-1333 ve TC Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Şenel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır 342 Kuru tneir ülkemiz, Dünya kuru incir ihracatının X70-75'ini karşıla*maktadır Bu nedenle ülkemiz kuru incir ihracatında tekel pozis*yonundadır Kuru incir ihracatımızın yaklaşık 760'ı Almanya, Fransa, İngiltere, italya ve isveç olmak üzere 5 Avrupa ülkesine yapıl*maktadır (Anonymous, 1993 h; Anonymous, 1993 n ) Yıllara göre Kuru tncir ihracatımız aşağıdaki tabloda veril*miştir Tabloda da görüldüğü gibi genel meyve ihracatımızın ortalama V 6' sı, bahçe bitkileri ihracatının X 5'i kuru incirdir Genel ihracatımızdaki kuru incirin payı ise 7 05' dir Kuru incirden elde ettiğimiz gelir ise 1984 - 87 yıllarında 35 milyon dolar iken 19B8 yılında 7 90 artarak 61 milyon dolar olmuştur 1989 yılında 44 milyon dolara düşen gelirimiz diğer yıllarda 60 milyon doların üzerinde seyretmiştir Tablo 18 Kuru incir üretimi, ihracatı, ihraç edilen kuru incirin üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracat*taki ve bahçe bitkileri içindeki payları * : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, tQEME-1993 ve TC Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Şenel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır 343 Kuru kayısı Dünya kuru kayısı ihracatının V, 60'lık kısmını ülkemiz ka»— sılamaktadır Ortalama 50-60 milyon dolar civarında gelir sağla*dığımız kuru kayısı ihracatımız son yıllarda artış göstermiştir (Anonymous, 1993 i;Anonymous, 1393 m) Yıllara göre kuru kayısı ihracatımız aşağıdaki tabloda ve-r ilmişt i r Tablo 19'd» do' görüldüğü gibi kuru kayısının genel meyve ih*racatımız içindeki payı ortalama olarak 7 7, bahçe bi tk i ler indeki payı V 6 ve genel ihracat ımızdaki payı ise '/ 05' civarındadır Kuru kayısı ihracatımız yıllara göre artmıştır ve en yüksek değe*rine 1993 yılında ulaşmıştır 1990 ve 1993 yıllarındaki üretimden fazla gelişen ihracatımızın nedenin bir önceki yıllardaki stokla*rın ihracatından ileri geldiği tahmin edilmektedir Kuru kayısı ihraç ettiğimiz ülkeler son yıllarda artış gös*termiştir Birinci sıray'ı ABD almakta olup, bunu sırasıyla Al*manya, Fransa,tngi1 tere, Hollanda, İsrail ve diğerleri izlemek*tedir ■ 22 Tablo 19 Kuru kayısı üretimi, ihracatı, ihraç edilen kuru kayısının üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları 35 Turunçgiller Tablo 20Turunçgi1 üretimi, ihracatı, ihraç edilen turunçgillerin üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracat*taki ve bahçe bitkileri içindeki payları : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, 1SEME-1993 ve TC Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır Genel meyve ihracatımızda 3 sırada bulunan turunçgillerin genel meyve ihracatımız içindeki payı 7 12"lerdedir üretim po*tansiyelimiz çok yüksek olduğu halde yeterli derecede ihracatı*mızın olmadığı görülmektedir Tablo 20' de de görüldüğü üzere ürettiğimiz turunçgillerin ortalama olarak 7 20'sini ihraç etmekteyiz İhraç ettiğimiz tu*runçgillerin miktarı 1990 yılında en yüksek düzeye çıkmış ve bu yılda 142 milyon dolarlık bir gelir sağlanmıştır En düşük ihra*catımızın gerçekleştiği yıl 1985 yılı olup, bu yılda B0 milyon dolarlık bir gelir elde edilmiştir ülkemiz turunçgil meyveleri ihracatı içinde limon sn önemli paya sahiptir Limon ihracatının üretime oranı 7 35' tir Limon ihracatımızı yaklaşık olarak 116 bin ton ile mandarinler izlemek*tedir Mandarin ihracatını üretime oranı ise 7 33' tür 1989 yılı ve takibeden yıllarda portakal ihracatımız ince*lendiğinde 10-20 bin tonlara varan düşüş gözlenmektedir Turunç*gil meyveleri içinde en düşük ihracat/üretil oranı 7 107' ile portakala aittir Altıntop üretim ve ihracatımız ilgine bir gürünüm arz etmek*tedir, ihracat/üretim oranının 1990 yılında 7, iİ2 olarak gerçek*leştiği göze çarpmaktadır Bu yapı altıntop ı hracat ı nı n" pomelo ihracatı ile birlikte değerlendirilmesinin sonucudur ülkelere göre ihracatımız incelendiğinde Türkiye limon ihra*catının 7 98'ini 18 ülkeye; 1991 yılında eski SSCB hariç Doğu Av*rupa ülkelerinin toplam ihracat içindeki payı 7 409, AT'nin payı ise 7 305 olmuştur Mandarin ihracatı 33 ülkeye yapılmaktadırEn önemli mandarin ihraç ettiğimiz ülkeler Avusturya, Cekoslavakya, Almanya, SAra*bistan va eski Yugoslavya'yı sayabiliriz Portakal ihracatımızda 1991 yılında "/ 15 lik pay ile SAra*bistan birinci sıradadır Bu ülkeyi eski Yugoslavya, Avusturya Lüksemburg ve Polanya izlemektedir Altıntop ihracatımızın 7 76' sim AT, 7 24'ünüde Doğu Avrupa ülkelerine yönelmiştir 36 Diğerleri Bu grupta inceleyeceğimiz ürünler yas meyveler olup bu grupta bir çok meyve türümüz vardır Ancak bu meyvelerimiz içinde elma, şeftali, armut, kiraz, taze üzüm ve taze incir en fazla öneme sahiptir Bu grup genel olarak ele alındığı zaman meyvö ihracatımızda ki payı 7 10-15 arasında değişmektedir Bu meyvelerimizden elde ettiğimiz gelir yıllara göre tutarlı değildir Artış azalıştan çok fazladır Yıllara göre ihracatımız göz önüne alındığı zaman 1986-87 de 46 milyon dolar, 1984-35-88-90 yıllarında ortalama 80 milyon dolar, 1993 te 65 milyon dolar, 1992 de 75 milyo n dolar, 1989 da 90 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve 1992 yılında en yüksek ihracat gerçekleştirilerek yaklaşık 115 milyon dolarlık gelir sağlanmıştır (Anonymous, 1994; Gündüz, 1993) Bu gruptaki meyvelerimizi ele aldığımız zaman, elma bu grubun 7 25 lik kısmını oluşturmaktadır Ancak elma ihracatımız ortalama 20 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 1990 ve 1991 yıllarında 7 60' lık bir artış göstererk 33 milyon dolar olarak gerçekles-mis-Çi''- Kiraz, B milyon dolarlık bir ihracat ile bu grupta ikinci sırada,taze üzüm 7 milyton dolarlık bir ihracat ile üçüncü sırada, 4 milyon dolar ile dördüncü sırada olan inciri, şeftali erik ve kayısı takibeder Bu grupta ayrıca muz, hurma, avakado, nar, ya*ban mersini, taze kayısı ve vişne bulunur 4 Meyvecilikte Geçinen Nüfus 1989 yılında 554 milyon olan ülke nüfusumuzun "/ 55' i tarım, 71412'si sanayi ve 7308'ini hizmet sektöründe is*tihdam ediJ^iği ortaya çıkmıştır CAnonymous, 1990) Meyveci*lik uğrası diğer tarım ürünleri yetiştiriciliklerinin bir çoğu ile ic ice olduğundan, yalnızca meyvecilikle geçinen nüfusun belirlenmesi oldukça zordur 5 Meyveciliğin Memleket Nüfusunun Beslenmesindeki önemi insan beslenmesinde meyveler cok eskiden beri önemli bir yer tutmaktadır İnsan beslenmesinin fizyolojik ve biyo*lojik temellerinin aydınlatılmasıyla meyvelerin insan bes-lenmesindeki değerleri iyice anlaşılmıştır Cünki meyveler sağladıkları kalori, içerdikleri tuz ve vitaminler ve iştiha üzerine yaptıkları etkiler bakımından büyük önem kazanırlar Araştırmalara göre çeşitli yasta ve türde faaliyette bulunan erkek ve kadınların günlük kalori ihtiyaçları farklı*dır, örneğin, günde ortalama 8 saat orta iste çalışan bir in*sanın 3600 kaloriye ihtiyacı vardır Bunu tamamlayabilmesi için ise 135 g protein, 100 g yağ ve 540 g karbonhidrat al*ması gerekir Başlıca kalori kaynakları karbonhidratlar, pro*teinler ve yağlardır Vücutta bir gram karbonhidrat yanmasıy*la 4, proteinin yanmasıyla 4 ve yağın yanmasıyla 9 kalori enerji açığa çıkar Bir insanın alması gereken besin maddesi oranları ise ortalama protein Z15, yağ 725 ve Karbonhidratlar 760' dır Meyvelerimizi kuru ve yas olarak gözönüne aldığı*mızda; genelde yaş meyvelerimizde, bazı yağlı" meyvelerimiz hariç yağ,oranı cok düşüktür Bu durum özellikle şişmanlar, kalp rahatsızlığı olanlar ve diye yapanlar için iyi bir özel*liktir (Günay, 1992) Meyvelerimizde meyvelere eksilik veren asitler bulunur Meyvelerde bulunan organik asitler aynı zamanda meyvenin ol*gunluk düzeyini ve kalitesini de belirler ( Suda çözünebilir toplam kuru madde/ Asitlik = Olgunluk Oranı) Meyvelerimizde en cok görülen organik asitler tartarik asit<üzüm ve üzümsü meyvelerde), sitrik asit < Turunçgiller ), malik asit < Elma, armut, şeftali, kiraz vb) ve askorbik asit (C-vitamini) gibi asitlerdir Organik asitler insan sağlığı bakımından öneme sahip olmakla beraber, meyvede de önemli görevleri de vardır Bunlar; meyvelerde solunumda kullanılırlar, olgunlaşma devre*sinde pektin parçalanmasıyla ortaya çıkan katyonlarla nötrle-sirler, hücrelerde tuz halında kristalleşirler <0ksalat, tar*tarat vb) Organik asitler ayrıca bazı durumlarda hasattan sonra seker sentezinde de kullanılırlar Meyveler yüksek kar*bondioksitti ortamlarda, -ganik asitlerin yardımıyla çeşitli şekillerde doğrudan karbc Jioksit bağlarlar (Karaçalı, 1990) Vitaminlerin besi ime üzerine etkileri anlaşıldıktan sonra, vitamin yüklü meyvelerimizin değeri iyice anlaşılmış*tır Vitaminler< Vital : Hayati, Canlı anlamındadır), beslen*me miktarları bakımından cok küçük fakat beslenme acısından etkili maddelerdir îrrsan beslenmesinde önemli olan vitamin*lerden insanın günlük A vitamini ihtiyacı yaklaşık 5OOO IB C=:IU), B vitamini 15 mg ve C vitamini 10-75 mg' dir D vita*mini ise meyve ve sebzelerde bulunmaz 1 IU birimi, O0003 -- mg'a esdeğerdirCGünay, 1982) A vitaminince zengin meyveleri-; miz arasında mango, kayısı, üzüm ve erik (özellikle bu meyve- lerin kurutulanlarında daha fazladır) sayılabilir Vitamin B hurma, pikan, ceviz ve bademde; C vitamini ise özellikle son yıllarda yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştırki kuşburnun-da oldukça fazla bulunmaktadır, örneğin türlere göre değiş*mekle birlikte 25 - 5000 mg arasında değişir ( User, 1967; Gadzeva, 1968; ötles «= Colakoğlu, 1987 ) Bundan başka frenk üzümü, kiwi, çilek ve turunçgillerde C vitamini acısından zengin sayılırlar Meyveler ayrıca selülozik maddelerce de zengin oldukla*rından sindirim sistemi üzerine de olumlu etkileri vardır S Endüstriye Sağladığı Hammadde Bakımından önemli Meyvelerimiz Meyvelerimiz bir cok tarım endüstrisinin hammaddesini sağlar Bunlar; meyve suyu, konserve, pekmez, reçel,şekerleme ve her türlü pasta sanayii, alkollü içkiler, kurutma, derin dondurma ve 1iyofilizasyon endüstrileridir Meyve suyu endüstrisinde kullanılan başlıca meyveler elma, turunçgiller, vişne, üzüm, şeftali, kayısı ve nardır Bu meyvelerimiz içinde de en büyük paya şeftali, kayısı ve vişne sahiptir Türkiyede meyve suyu sanayii kapsamında yer alan tesis*ler olarak 1927 yılında RMinare, 1954 yılında Tamek, 1958 yılında ise Dimas ve Tasko Birlik' in yatırım çalışmaları başlatılmış ve bunlar sırasıyla 1962, 1963 (3 tesis) ve 1968 yıllarında faaliyete geçirilmişlerdir Ayrıca Tarım Bakanlığı bünyesinde yer alan Bursa, Çanakkale, Antalya ve Yalova Ens*titüleriyle Ege ve Ankara Ziraat Fakültelerinde kurulan küçük kapasiteli meyve suyu pilot tesisleri eğitim ve araştırma amacıyla Birinci Kalkınma Planı dönemi içinde 1963 ve 1968 yılları arasında faaliyete geçirilmişlerdir(Anonymous, 1985) 1986 yılı itibariyle meyve suyu sanayiinde ticari ve sa*nayi anlamda 23 tesisin bulunduğu ve yıllık kapasitelerinin 36OOOO ton meyvenin islenmesi ve 636 milyon şişe dolum imka*nına ulaştığı belirtilmektedir 19B8 yılı mevcut 23 tesiste 11100 ton turunçgil meyve suyu konsantreleri ve 3S52O ton diğer meyve suyu konsanterelfiri ile 82020 ton meyve pulpu ve 170410 ton meyve suyu dolum imkanının bulunduğu bildirilmek*tedir ülkemizdeki meyve suyu tüketimi yaklaşık 1 litre dola*yında iken, gelişmiş ülkelerde kişi basına 20-30 litre civa*rındadır Meyve suyu denildiğinde meyve oranı X100 olan yani hic bir katkı maddesi bulundurmayan içecek grubu anlaşılır Ancak meyve oranı 750'den fazla olan ve ve seker katkılı ve katkı*sız tipler de möyve suyu olarak kabul edilir Meyve nektarı meyve oranı X25-50 arasında değişen, meyve şerbeti (drip! ise, 76-30 arasında değişen doğal meyve suyu içeren içecekleri kapsamaktadır Ayrıca meyve oranı en az 7 4 olan ve limonata olarak tanımlanan bir içecek grubu da bulun*maktadır Meyve suları üç grupta toplanır, bunları ^ •■ • ■ ■ /'-, 1 Nektar tipi(pulp) meyve suları i Şeftali, çilek, kayısı, ■«; armut, erik ve kızılcıktan imal edilen ve içinde meyve etinide bulunduran meyve sularıdır Bunun için meyveler önce pulp adı verilen meyve püresi veya meyve ezmesi haline dönüştürülür Pulpa su, seker ve gerektiğinde asit ilavesiyle nektar elde edilir 2 Berrak meyve suları : Vişne, üzüm, elma va nar gibi meyve*lerden elde olunan meyve suları durultulur ve filtreden geçirilerek berraklık kazandırılır 3 Narenciye (bulanık) meyve suları : Portakal, mandarina, limon vs greyfut suları olup bunlar bulanık meyve suları olarak tanımlanır Tablo 21Yıllar itibariyle meyve suyu sektörünün kapasite ve üretimi Kaynak :Uras, N, Iy91 TSınai Kalkınma Bankası "Gıda Sektöründe Yeni Öelismeler ve Beklentiler", İstanbul Meyve konsantreleri ata ürün olup, suda çözünebilir kuru madde oranı en az X 65 olmalıdır Pratikte bir birim meyve konsantresinden 4-5 birim meyve suyunun elde edildiği varsa*yılmaktadır Randıman ise 100 kg meyveden elde edilen meyve suyu miktarına denmektedir Meyve sularının randımanı yakla*şık elma ve armutlarda 775, vişnede 773, kayısı V3 şeftalide "/70, turunçgillerde ise 750'nin altında olup, portakalda 740-45, limonlarda 734-38 ve altıntoplarda ise 735-40 arasındadır Teorik olarak meyve suyu üretiminin ekonomik olabilmesi için, sofralık olarak pazarlanma özelliği taşımayan standart meyvelerin islenmesi lazım Bunlar küçük ve sekil yönünden kusurlu olabilir fakat hiç bir zaman çürük, ezik ve bozulmuş olmamaları gerekir, islenecek meyvelerde her şeyden önce sağ*lamlık, olgunluk ve tazelik aranmalıdır Yurdumuzda yetiştirilen elma çeşitleri üzerinde yapılan araştırmalara göre, elma suyu üretimi için Amasya, Starking, Golden Delicious, Hüryemez, Ferik ve Yalova çeşitlerinin kullanıldığı ancak bunlardan Starking dışındakilerin tercih edildiği belirtilmektedir Armut çeşitleri içinden Uilliam ve Malatya çeşitleri; Ayvalardan Limon, Ekmek ve Haven (en uygunu) reşitleri-Vişnelerde Kütahya Cen uygunu), Tekirdağ ve Macar çeşitleri; Kayısılarda, ülkemizde meyve suyu üretiminde arocıası, kuru maddesinin yüksekliği ve fiyatça düşük olması nedeniyle daha çok zerdali kullanılmaktadır Ucuz ve yeterli olarak temin edilmesi durumunda Tokaloğlu çeşidi de tercih edilmektedir Şeftalide, JHale, Hale Haven ve Solden Jubilee çeşitleri tercih edilmekle birlikte Dixired ve Elberta çeşitleri de kullanılmaktadır Eriklerde ise meyve suyu sanayiinde koyu kırmızı renkli olanlar tercih edilmektedir Bunlardan Santa Rosa, Klimaks, RCViolette, President ve RVerte çeşitleri sayılabilir, Turunçgil meyvelerinden ise portakallarda Kozan yerlisi, Valencia, Washington navel ve Kan portakalları, Finike, Trab*lus, Adana Yerli ve Mersin Yerli; Altıntoplarda Mars Seed-less, Duncan; Limon suyuna ise Interdonat, Lamas ve Kütdiken çeşitleri is leranektedir Tesislerde islanen meyveler içinde 1990 yılında islenen İ23O23 ton y^9 meyvenin en fazlası elma (7625), vişne (7137), şeftali (7/8), portakal (757), kayısı C/43), ki*raz <X3&), üzüm (XI5) ve çilek (708) gibi meyvelerden olu*şurken; erik, mandarina ve kuşburnu qibi meyvelerin oranı ise 701 düzeyinde olmuştur (Bingöl, 1933) Bu meyvelere ilaveten armut, erik, ananas ve karışık meyveler konserve sanayii içinde de yer alırlar Pekmez en*düstrisi için en önemli hammadde üzüm yanında, dut'ta bir ~~~' hammaddedir üzüm ayrıca alkollü içkilere sanayiinin temel maddesidir Bunun yanında her türlü meyve şarap, likör ve rakı endüstrisinde de kullanılabilmektedir Pasta vb şekerleme endüstrisinde yas meyvelerimiz yanın*da özellikle badem, fındık, antepfıstığı ve kestane gibi kuru meyvelerimizin kullanımı daha yaygındır Bu sanayii için ham*madde- olabi lecek ürünlerimizin talebinin devamı için, kalite yanında, standart ürün ve yeteri kadar üretim, temiziik,amba*laj ve reklam faktörleri oldukça önemlidir Derin dondurma endüstrisi günümüzde oldukça yaygıslaş-mıs, liyofilizasyon ise son yıllarda gelişmeye başlamıştır Liyofilize olmuş ürünlerde nem miktarı yaklaşık X 2 ' dir Bu teknoloji oldukça pahalı olup, buz haldeki nemin sıvı hale geçmeden ürünün suyunun aniden buharlastirıİması esasına dayanır Derin dondurma endüstrisi ise günümüzde oldukça yaygın olup, ürünleri taze haline en yakın set ide muhafaza eden bir sistemdir, özellikle taze olarak bir çok endsütriye hammadde olabilecek meyvelerin, ileride kullanılması amacıyla en çok başvurulan bir yömtemdir Ayrıca son yıllarda derin donduru*larak yas meyvelerin satısıda yapılmaktadırBu satışta kiraz, vişne, erik ve kayısı gibi meyvelerin yadında çilek satışla*rı artmaktadır îhracatı Geliştirme Merkezinin verilerine gö*re, 1932 yılında bu şekilde anılan meyveler vd olarak 36193 ton dondurulmuş ürün satılmış ve karşılığında yaklaşık 33 milyon Amerikan doları gelir elde edilmistir(Anoymous, 1993) 7 Meyveciliğin Yurt Topraklarının Korunması ve Güzelleçtirilmesindeki Yeri Meyve ağaçları yalnız yüksek ver imleriyle sağlık ve re*fah kaynacı olmakla kalmazlar, aynı zamanda yurdu ağaçlandı*rarak ve güzelleştirerek de insanlara çalışma ve yaşama gücü katarlar Yurdun bir çok yerinde ormanların harap olmalarıyla çıplak kalan tepe ve yamaçlar, bu alanlarda rahatlıkla yetiş-tirilebilen meyvelerimizle ağaçlandırılabilir ve aynı zamanda hem bir gelir kaynağı hem de yurdun güzelleştirilmesine kat*kıda bulunulmuş olur özellikle kıraç alanlarda rahatlıkla yetişebilen ve oldukça iyi verim alınabilen badem, antepfıs*tığı, üzüm, zeytin ve kayısı gibi meyvelerimiz rahatlıkla bu*ralarda bu amaçla kullanılabilirler Zaten hali hazırda buna benzer alanlarda antepfıstığı ve badem gibi meyvelerimiz ye*tiştirilmekte olup, bü yöre insanları için önemli bir gelir kaynağı durumundadır (Güleryüz, JS79) IV MEYVECÎLÎSÎN EKOLOJİK SORUNLARI Meyve ağaçlarımızın herhangi bir yerde yetişebilmeleri ve kaliteli ürün verebilmeleri1 ve meyvelerini olgunlaştıra-bilmeleri için iklim ve toprak faktörleri oldukça önemlidir Yörelere uygun tür ve çeşit secimi yaparken öncelikle yurdumuzun bir cok yörenin tabi florasında yetiştirilen mey*veleri gözden geçirebiliriz Ancak yeni alanlarda meyvecili*ğin yapılması gerektiği durumlarda ise uygun olmayan düşük sıcaklık, toplam sıcaklık, ilkbahar gec ve sonbahar ilk don*ları gibi bazı sorunlarla karşılasabibi1iriz-Bununla birlikte bir cok yöredeki mikro klimalar meyveciliğin o yörede yapıl*ması acısından oldukça önemli yerlerdir A EKOLOJİK FAKTÖRLER 1 Sıcaklık la Hava sıcaklığı Bir bitkinin herhangi bir yerde yet iştir i lebilmesi için; ürünün belli bir sıcaklık toplam isteğininin karşılanması ge*rekir Yapılan araştırmalara göre elmalar şeftalilere, şefta*liler zeytinlere, zeytinlerde hurmalara göre daha az bir sı*caklık toplam istekleriyle gelişebilmekte ve meyvelerini ol*gun 1 astı rab i 1 inektedirler Meyve ağaçlarının ihtiyaç duydukları yıllık sıcaklık toplamı yaprak dökümünden ciceklenmeye, çiçeklenmeden meyve*lerin olgunlaşmasına ve meyve olgunlaşmasından yaprak dökümü*ne kadar olmak üzere üç periyotta dikkate alınır Yıllık sı*caklık toplamı hesap edilirken, o meyvfe çeşidinin o bölgede gelişmesi için minumum sıcaklık olarak kabul edilen sıcaklık derecesi baz alınarak, bu derecenin üstünde gecen saatler toplanarak hesaplanır Bu derece çoğunlukla + 7 veya +72 °C» dir Sıcaklık toplamının yeterli olmadığı yerlerde ağaçlar düzenli olarak çiçek açamadıkları gibi, meyvelerini de olgun-iatıramazlar ve sonbaharın iik donlarından zarar görmektedir*ler, örneğin, özellikle hurmalarda ve karadeniz bölgesinde yetiştirilen portakallarda bu durum gözlenmekte; hurmaların olgunlasamadığı ve portakalların ise daha ekşi olduğu görül- mektedir Meyvelerin bir yerde yetiştirilmelerinde ayrıca optimum, minumum ve maksimum sıcaklık istekleri de göz önüne alınır Optimum ortalama sıcaklık deyince, meyve ağaçlarının fotosen*tez, respirasyor, absorbsiyon, transpirasyon gibi fizyolojik olayların yerine getirilmelerindeki en uygun sıcaklık derece*leri anlaşılır Türlerin optimum sıcaklık istekleri farklı*dır, örneğin, Kayısılar elmalara, antepfıstıkları kayısılara, zeytinler kayısılara ve hurmalar ise zeytinlere göre daha yüksek optimal sıcaklık isterler Optimal sıcaklığın hesap*lanmasında daha cok büyüme periyodundaki sıcaklık ortalamalı-rı dikkate alınmalıdır Optimalin üzeri ve altındaki sıcaklıklarda ise meyve ağaçları yaşamlarını sürdürebilir fakat gerek ağaçta gerekse meyvelerde gelişim bozukları baş gösterir, örneğin optimalden yüksek sıcaklıklarda meyve dökümleri artar ve suyun az bulun*duğu durumlarda stomaların kapatılması onucu fotosentez ora*nı düşer ve yeterince karbonhidratça beslenemediklerinden ka*lite bozulur Optimalin altındaki sıcaklıklarda ise; büyüme ve verimliliğin azaldığı görülür Düşük sıcaklık nedeniyle meyve alacalarında yeteri kadar karbonhidrat depolanamadığın-dan ağaçların sonbahar ilk donları ve kıs soğuklarına daya*nımı azalır Bu gibi durumlarda meyve ve dalların olgunlaş*masını daha da geciktiren geç sulamalar, aşırı azotlu gübre*lemeler ve derin budamalardan kaçınmak gerekir Meyvelerde görülen soğuk zararının şiddeti tür ve çeşit yanında, ağacın fizyolojik durumu, organları, toprak faktörleri, sıcaklık de*recesinin şiddeti ve süresi ve anaç gibi faktörlere de bağlı olarak değişir Kış sonlarında dondan ileri gelen zararlanmalar çoğu kez, bu zamanlarda hayaların ısınması sonucu meyve ağaçları*nın kış dinlenmesinden çıkmaları ve böylece düşük sıcaklıktan za,ra,r görmeleri şeklinde olur Bu zarar daha ziyade badem ve erik qibi üşüme ihtiyacı az olan meyve türlerinde sıkça görü*lür lb Toprak sıcaklığı Meyve yetiştiriciliğinde toprak sıcaklığının etkisi doğ*rudan ve dolaylı olmaktadır Toprak sıcaklığının her meyve tür ve çeşidi için optimal derecede bulunmasıyla kök teşekkü*lü artar Sıcaklışın çok yükselmesi veya düşmesiyle kök olu*şumu olumsuz yönde etkilenir Sıcaklığın +35 "C nin üzerine çıkıp zararlandırması çok ender görülmekle birlikte, düşük sıcaklığın zararlarına daha çok rastlanmaktadır özellikle toprak yüzeyinin karla örtülü olmadığı ve toprak sıcaklığının -1O»C nin altına düştüğü yerlerde köklerdeki etkisi daha öl*dürücü olmaktadır Toprak sıcaklığı, köklerin topraktan su ve suda erir maddelerin alınmalarına da etki eder Genel olarak düşük sı*caklıkta suyun toprakta haraketi azalmakta ve köklerce alımı güçleşmektedirBazande topraktaki su düşük sıcaklık nedeniyle donmakta ve ağaçlar donmuş suyu alamamaktadır Su olduğu hal*de bu suyun alınamaması bitkilerde, özellikle kurak olan böl*gelerde kuru ve rüzgarlı geçen günlerde şiddetli transpiras-yon nedeniyle susuzluktan kurumalara neden olabilir (fizyo*lojik kuraklık) Bu gibi yerlerde kış' sulamaları yapılarak, toprakta özellikle köklerin çevresindeki su miktarını artır— mak ve böylece ağacın su düzenini kurmasına yardımcı olmak |
|