Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Sanat Tarihi / Arkeoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
araştırması, dağlık, kilikya, projesi, yüzey

Dağlık Kilikya Yüzey Araştırması Projesi

Eski 06-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Dağlık Kilikya Yüzey Araştırması Projesi



Dağlık Kilikya Yüzey Araştırmaları Projesi mimari ekibi, çalışmalarını Kestros ören yerindeki ana yapılar üzerinde yoğunlaştırdı Aslında çalışma bir önceki yıl başlamıştı ancak cihaz arızası nedeniyle tamamlanamamıştı Ören yeri, yaklaşık kuzey-güney doğrultusunda uzanan küçük bir sırt üzerindedir Mimari kalıntılar, sırtın tepe hattı boyunca ve de bir miktar da eğimin görece az olduğu doğu yamaçta yer almaktadır Sırtın tepe hattının hemen altında uzanan batı yamaçtaki sarp uçurum, bu yönde inşaat yapılmasını kısıtlamıştır Tüm yapılar yaklaşık 450 m uzunluğunda, 70 m genişliğinde bir alana yayılmakta olup en iyi korunmuş kalıntılar ise kuzey ve güney uçlardadır Ara bölgedeki duvar kalıntıları, yapıların aşağı yukarı tüm sırt boyunca inşa edildiğini göstermesine karşın, orta kısımda bugün görülebilenler yalnızca kaçak kazılarla ortaya çıkanlardır Yoğun çalılık ve bitki örtüsü nedeniyle anlaşılır bir plan çıkartmak mümkün olamadığı gibi (bir iki istisna dışında ören yeri haritasında görülmezler, Har 1) kente Eski Çağ’da hangi yoldan ulaşıldığı da anlaşılamamaktadır

Ören yerinin kuzey ucundaki en dikkate değer kalıntı, zirvenin hemen altında güneye bakan uzun terastır (Res 1) Toplam uzunluğu 85 m’ye yaklaşan bu terasın ön ve arka duvarı arası 14 m’nin biraz üzerindedir Korunmuş haliyle arka duvar, güneye doğru döndüğü noktanın yakınındaki küçük bir kıvrım haricinde, 5 m yüksekliğinde düz bir hat biçiminde uzanmaktadır Ön duvar da, güney ucu yakınındaki hafif bir bükülme dışında yine düz olarak uzanmaktadır Ön ve arka duvarın taban seviyesinde yer alan blok dizisi, bir iç kolonada işaret ediyor olabilir Terasın arka duvarında heykeller için yapılmış niş dizisinden üçü korunmuştur; 1960’larda G E Bean ve T B Mitford burayı ziyaret ettiklerinde bunlardan birinde bir heykel kaidesinin yer aldığı, bir diğerinin de ait olduğu nişin hemen önünde yerde durduğunu rapor etmişlerdir (G E Bean - T B Mitford, “Sites Old and New in Rough Cilicia,” AnaSt 12, 1962; ayrıca “Journeys in Rough Cilicia 1964-1968”, Österreichische Akademie der Wissenschaften, Philosophisch-Historische Klasse Denkschriften, Band 102, Ergänzungsbände zu den Tituli Asiae Minoris, Nr 3 [1970]) Bean ve Mitford bu ziyaretleri sırasında, yaklaşık terasın orta hattı boyunca dizilmiş üçü in situ durumda heykel kaideleri saptamışlardı Olasılıkla iç kolonadın sütunları arasında yer alan bu kaidelerin bugün hiçbiri yoktur Son olarak da, muhtemelen tüm bunlardan günümüze sadece üst kısmında bugün okunamayan yazıtlı bloklar bulunan 134 m genişliğindeki iki basamaklı tek bir platformun ulaşabildiğini belirtelim


Terasa nasıl erişildiği anlaşılamamaktadır Kuzeyden herhangi bir giriş, Geç Antik Çağ’da buraya inşa edilen, yaklaşık 14x460 m ebatlarında tek neşi kilise tarafından iptal edilmiş olmalıdır Yapının bugün en göze çarpan yeri, güney duvarına ait 3 m’den fazla yüksekliğe sahip devşirme kapı söveleridir Kilisenin terastan daha sonra inşa edildiği, kalın doğu duvarının içine giren apsisten anlaşılmaktadır Terasın güney ucunda bugün korunmuş haliyle yaklaşık 10 m2’lik tek odalı bir yapı yer almaktadır

Arka, yani batı duvarı, terasın kendisidir Bu yapının terasla ilgili bir işlevi olup olmadığı, yoksa yalnızca oraya mı yapıldığı sorusuna açıklık kazandırılamamıştır Yapı, bu yönde komplekse ait başka kalıntı görülmediğinden terasın güney ucunu teşkil ediyor olabilir Kare yapının hemen aşağısında, terasın doğu ucunda, iyi korunmuş durumda bir “Grabhaus” yer almaktadır

1098x718 m ebatlarındaki dikdörtgen yapı, kuzeye bakmakta olup, in antis ön mekana basamaklı bir podyum ile ulaşılmaktadır Ancak sütunlara ait hiç bir iz yoktur Ön mekan ile mezar odası tonozla örtülüdür Ana odaya açılan kapının iki yanında birer küçük, yarım daire biçimli niş yer almaktadır Mezarın kendisi üç seviyeye bölünmüş olup bunlardan iyi korunmuş olan alt ikisinin yan ve arka duvarlarında üçer tane, kemerli arkosolium’un varlığı anlaşılmaktadır

Üst seviyede de üç arkosolium’un varlığını kabul edersek toplam sayı dokuza ulaşır Podyumun doğu kenarında tonozlu krypta’lara girişi sağlayan kemerli iki giriş yer almaktadır (Res 2) Mezar yapısı, kalın harç içinde yumruk büyüklüğünden kafa büyüklüğüne kadar değişen moloz taşlarla inşa edilmiştir Yerli kireçtaşından yontulmuş ön mekanın zemin döşemesine ait bir parça ile parça halindeki bir ante kaidesi devşirme malzemedirler


Ören yerinin güney ucunda yer alan binalar grubu, kamu, imalat ve konut amaçlı yapılarından oluşan bir karışımdır Bu grubun kuzey ucunda, küçük bir belin iki yanında birbirine bakan iki tapınak yer almaktadır (Res 3) Bean ve Mitford tarafından bulunan yazıtlara dayanılarak, bunlardan kuzeydeki Antoninus Pius’a (Plan 1A) ve güneydeki de Vespasianus’a (Plan 1B) ithaf edilmiştir Her iki tapınak da, basamaklarla çıkılan bir pronaos ve cella’dan oluşmaktadır Bean ve Mitford’un sözünü ettiği Antoninus Pius Tapınağı’na çıkışı sağlayan sekiz basamak günümüze ulaşamamıştır

Benzer şekilde, Vespasianus Tapınağı’nın da ön kısmı kötü durumdadır Önde ve altta kayaya oyulmuş basamak izleri, girişe ulaşımı sağlayan bir merdivenin varlığını kanıtlamaktadır Her iki tapınak da içerde harçlı moloz taş malzeme ile, dışta ise daha büyük kare veya kareye yakın kesme taşlarla inşa edilmiştir Antoninus Pius Tapınağı, Vespasianus Tapınağı’na göre hem daha anıtsal hem de daha dikkatli bir işçilik sergilemektedir


İki tapınağın arasındaki bel üzerinde yer alan yapılardan biri, duvarının iç yüzüne inşa edilmiş ve in situ durumdaki iki adet pres yuvasından anlaşılacağı üzere presleme işliğidir Vespasianus Tapınağı’nın hemen güneyinde, evler ve küçük imalathaneler yer almaktadır Bunlardan biri de doğrudan tapınağa yaslanmıştır Bean ve Mitford bir çevre duvarı tasvir etmelerine karşın, bugün ayrı bir kent suruna ait iz görülmemektedir

Ören yerinin güney ucundaki yapılar birbirine yaslanmakta ve dış duvarları uçurumun kenarına kadar uzanmakta olup adeta bir kent suru izlenimi yaratmaktadır Belki de Bean ve Mitford bu düzenlemeden söz etmektedir Ve nihayet Bean ve Mitford’un “Grabhaus”un 100 m kadar güneyinde yer aldığını belirttikleri mezarlıktan bugün yalnızca belli belirsiz izler seçilebilmektedir

Rhys F TOWNSEND - Michael C HOFF

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.