Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edilen, hediye, hırka

Hediye Edilen Hırka

Eski 06-01-2009   #1
fatmanur
Varsayılan

Hediye Edilen Hırka



Yine Efendimiz buyururlar ki: ´Ümmetimden bir kimse vardır ki, Kıyamet günü Rabia ve Mudar kabilelerinin koyunlarının kılları adedince insana şefaat edecektir´ (ki bu iki kabile sürülerinin çokluğu ile tanınırlar)

Eshab-ı kiram sorar:

- Ya Resullallah kimdir bu nasipli?

- Allahın kullarından biri

- Peki adı nedir?

- Üveys!

- Ya memleketi?

- Karen!

- O sizi gördü mü?

Efendimiz mânâlı mânâlı gülümser, ´Baş gözü ile hayır!´ derler Sahabeden ´Hayret!´ diyenler olur, ´Size böylesine aşık olan biri nasıl oluyor da koşmuyor huzurunuza?´ Efendimiz izah eder: - Onun gelmemesi de bana olan bağlılığındandır İhtiyar bir annesi vardır İman etmiştir Ancak gözleri görmez, hareket edemez Üveys gündüzleri deve çobanlığı yapar, kazandığını annesine harcar´

Hazret-i Ebubekir sorar:

- Ya Resulallah biz onu görür müyüz?

Efendimiz mübarek kafalarını ´ne yazık ki hayır´ manasında sallar, ´Sen göremezsin´ buyururlar, ama Hazret-i Ömer ve Hazret-i Ali´ye dönüp müjdeyi verirler: ´Onu, siz göreceksiniz!´ Sonra bir bir vasıflarını tarif ederler ki, bu işaretlerden biri avucunun içindeki gümüşi beyazlıktır

´Aşık için zaman geçmez´ derler, ama aradan yıllar geçer Hani o dakikaları asırlaşan yıllar Efendimiz hayatlarının son soluklarını aldıkları demlerde mübarek hırkalarını çıkarır ve ´Bunu Üveys-i Karni´ye verin!´ buyururlar

Resullullah´ın (Sallallahü aleyhi ve sellem) dar-ı bekaya göçmelerinin ardından Hazreti Ömer ve Hazreti Ali yollara düşer, Veysel Karani´nin izini bulurlar Ahali böylesine şerefli iki kimsenin böylesine köhne bir yeri ziyaretine mânâ veremez Hele ´Üveys´i arıyoruz!´ cümlesine çok şaşırırlar ´O divanenin tekidir´ derler, ´İnsanlardan kaçar Kimseyle konuşmaz, kimseye karışmaz Ağladıklarımıza güler, güldüklerimize ağlar Neşe nedir bilmez Aradığınız sakın başka biri olmasın!´

Hazret-i Ömer dikkatle dinler, ´Bilakis!´ der, ´Aradığımız o olmalı!´

Karenliler iki şanlı sahabenin önüne düşer, onları Arne Vadisi´ne getirirler Veysel Karani´yi namaz kılarken görürler Develer akıllı uslu dolanmakta, çobanlarını üzecek hareketlerden sakınmaktadırlar Namazı biten Üveys misafirlerine döner ´Hoşgeldiniz!´ der Hazret-i Ömer önce müsafaha eder, sonra gülümseyerek sorar ´Kimsin sen?´

- Abdullah! (Allah´ın kulu)

- Evet hepimiz Abdullah´ız, ama seni ne diye tanırlar?

- Üveys derler

- Sağ elini açar mısın?

Açar Efendimiz´in belirttiği işaret ayan beyan ortadadır Büyük sahabe ´Ben Hattapoğlu Ömer´im´ der, ´Arkadaşım Ali bin Ebu Talip!´

Vadiyi kısa ama mânâlı bir sessizlik kaplar Sükutu yine Hazreti Ömer bozar: - Efendimiz sana selâm ettiler ve mübarek hırkalarını gönderip buyurdular ki ´Alıp giysin, ümmetime dua etsin!´

Ben Günahkar Biriyim

Veysel Karani ağlamaklıdır Şaşkınlıktan titreyen bir sesle ´Ya Ömer´ der, ´Ben aciz ve günahkar bir kulum Sizin aradığınız başka Üveys olmasın?´

Hazret-i Ömer ´Hayır sensin!´ buyurur ´Zira Efendimiz çizgi çizgi eşkalini verdi ve sen tamı tamına uyuyorsun buna´

O büyük mücahide, o koca Ömer´e itiraz ne mümkün Hele müjdenin böylesini getiriyorsa

Üveys-i Karani mübârek hırkayı hasretle koklar, (ki ziyaret edenler iyi bilirler, Efendimizin gül teniyle ıtırlanan Hırka-i Şerif aradan geçen asırlara rağmen tarif edilemeyecek kadar güzel kokar) sonra yüzüne gözüne sürerek bir kuytuya çekilir Mübarek alnını toprağa koyar ve ağlayarak yalvarır ´Ya Rabbi !´ der ´Bu ne nimettir Yüzü suyu hurmetine kâinatı yarattığın Server benim gibi bir acizi hatırlıyor ve mübarek hırkalarını Ömer ve Ali gibi iki güzide sultanla bu günahkâra yolluyor Senden bir tek dileğim var: Ümmet-i Muhammedi affeyle N´olur Bu hırkanın hakkı için!´

Gaibden bir ses gelir ´Şu kadarını sana bağışladım Haydi giy hırkayı!´

- Hepsini ya Rabbi! Hepsini

- Şunları, şunları, şunları da bağışladım

- Diğerlerinin hali n´olacak Ya Rabbi? N´olur, hırkanın ve hırkanın sahibinin hatırına

Hışşt Baksana Gidiyorlar

Tam bu sırada Karenlinin biri gelir ve o muhteşem huzuru bozar ´Misafirlerin dönmeye niyetliler´ diye ikaz eder güya, ´Onlara diyeceğin bir şey yok mu?´

Veysel Karani ´Ahh!´ der, ´Ahh bu hali bozmayacaktın işte İnanın az kalmıştı Bütün ümmeti Muhammed affedilmedikçe giymeyecektim hırkayı´

Aradan günler geçer Karenliler şaşkın, hatta pişmandırlar Öyle ya, elinin altında Üveys gibi bir cevher olsun da, sen onun kıymetini bilme Ama bu kez mübareği hurmet ve ilgiyle bunaltırlar Huzurunda el pençe divan durur, ısrarla nasihat isterler Hele bazıları aşikare keramet bekler Veysel Karani gibi mütevazı biri, ilginin böylesinden sıkılır İşte tam o günlerde biricik annesi vefat eder ve onu Karen´e bağlayan hiçbir şey kalmaz İşte şimdi yollara düşebilir

Mübâreğin ilk hedefi elbette Haremeyndir Önce hacceder, sonra Medine´ye gider Ancak o münevver şehrin hüzünlü yüzünü görür ve Resullulah´ın yaşamadığı Peygamber beldesinde duramaz Çeker çarığını, yürür uzaklara Bir ara Basra´da eyleşir, bir ara Kufe´ye yerleşir Yine eskisi gibi deve güder Aç kalır, açıkta kalır Horlanır, aşağılanır Garip bu ya milletin gücü hep ona yeter Hatta ufacık veledler bile sataşır, taş yağdırırlar Büyük veli, çığlık çığlığa saldıran afacanlara gülümser ´N´olur ayaklarımı kanatacak kadar büyükleri atmayın´ der, ´Abdestim bozulmasın e mi?´ Zira o güne kadar bir kez olsun abdestsiz basmamıştır zemine

Asırlık Gelenek

Ve asırlık gelenek yaşar Hırka-i şerif, gözü yaşlı aşıkların ziyaretgahı olur Medine´ye, Mescid-i Nebi´ye ulaşamayanlar hasretlerini burada dindirmeye çalışırlar Cami çalışanları şirin mescidi güllerle bezerler, ki tasavvufta gül O´na işarettir Efendimiz´e!

Hele Ramazan günleri civar coğrafya Hırka-i Şerif´e akar Müminler kar demez, kış demez ziyarete koşarlar Anadolu´nun dört bir yanından gelen aşıklar yaşlı gözlerle yüce Serverin kutlu mirasına bakarlar

Allahü Teâlâ bizleri yalan dünyayı Veysel Karani gibi görenlerden ve Resulü Ekrem´in (Sallallahü aleyhi ve sellem) şefaatine erenlerden eylesin!

__________________
Ya Rahman!
Sen öyle rahmet edersin ki rahmetinin bir cilvesi cennetim olur
Rahmetinden bir parıltı sonsuz mutluluğumdur
Rahmetinin bir damlası herkesin rızkına kefil olur
Su çorak gönlüme merhametini indir
Su fani ömrümü sonsuzluğa eriştir
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Hediye Edilen Hırka

Eski 06-02-2009   #2
1907merve
Varsayılan

Cevap : Hediye Edilen Hırka



Amin canım Allah razı olsun çok güzeldi
__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.