09-10-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Erken Dönem Osmanlı Sanatı-Osmanlı İmparatorluğu'nun Sanat Anlayışı-Osmanlıda Sanat
Bursa’da Çelebi Sultan Mehmed’in yaptırdığı Yeşil Cami de aynı tipin önemli örneklerinden biridir Medrese ve Yeşil Türbe ile bir külliye halinde olan yapının kitabesinde mimarın adı belirtilmiştir 1424’te tamamlanan külliyenin mimarı Hacı ıvaz’dır Yapının ana ekseni üstünde kubbe ile örtülü iki bölüm, yanlarda eyvanlar, ayrıca her yanda ikişer oda bulunmaktadır Odalar orta mekandan ayrılmış bölümler halindedir Yapının cephesinde bir son cemaat yerinin düşünüldüğünü gösteren izler bulunmaktadır Ancak bu bölüm hiçbir zaman yapılmamıştır Giriş cephesi taş süslemesi ile dikkati çekmekte, alınlıklarda, pencere ve portal çevresinde çok kaliteli mermer kabartmalar yer almaktadır Ayrıca iki yandaki küçük mihraplar da aynı süsleme özelliğini göstermektedir Bütün bu süslemelere rumi motifleri egemendir Portal yapıdaki taş süslemenin yoğunlaştığı bölümdür Bu kapının oldukça yüzeysel mermer kabartmalarla kontrast oluşturan zengin mukarnaslı kavsarası, dönemin en görkemli portallerinden biridir Kapının yukarsında yapı kitabesi bulunmaktadır Bu kuşağın altında iki yanda, mimarın adını belirten kitabe vardır Köşeliklerde ise iri palmetler ve rumilerden oluşan zengin süsleme yer almaktadır Caminin içinde bir mekan birliğinden söz edilemez Mihrap Osmanlı çini sanatının seçkin ürünlerindendir Renkli sır tekniğindeki çiniler yapının başlıca iç süslemesini oluştururlar Girişin üstünde ise bir loca görünümündeki hünkar mahfili yer almaktadır Bu bölüm de renkli sır tekniğinde, kısmen kabartma çinilerle kaplıdır Geometrik, yıldızlı desenin ayrıntılarında küçük çiçekli ve rumili motifler kullanılmıştır Yapıdaki süslemenin tamamından sorumlu olan Nakkaş Ali bin ılyas Ali’nin adı ise hünkar mahfilinin üst kısmındaki kitabede yer almaktadır Yıldırım Camii’nin yan odalarındakine benzer alçı süslemeler, bu yapının yan odalarını da süslemektedir Yeşil Cami ve külliyesi erken Osmanlı döneminin süsleme açısından en zengin yapısıdır ve hemen her çeşit mimari süslemenin kaliteli örneklerine sahiptir
Yeşil Külliye’nin en tanınmış yapısı ise kuşkusuz Yeşil Türbe’dir Sekizgen planlı ve kubbeli tipik bir Osmanlı türbesi biçimindeki yapı, Çelebi Sultan Mehmed için yapılmıştır Adını cephelerini süsleyen yeşil çinilerden almaktadır Portal süslemesi de renkli sır tekniğindeki çinilerdendir Bu çinilerin arasında kabartma olan örnekler bu türün nadir ürünleri arasındadır Çiniler türbenin iç süslemesine de egemendir Osmanlı çini mihrapları içinde en görkemlilerinden biri bu yapıdadır Mihrabın geometrik motiflerle birlikte vazodaki çiçeklerden oluşan bitkisel süslemesi, tipik bir Osmanlı kompozisyonu oluşturmaktadır Çelebi Sultan Mehmed’in çini lahdi de renkli sır tekniğinin başarılı örneklerinden sayılmaktadır Yeşil Türbe’nin kapısı kitabeli olması nedeniyle Yeşil Külliye’nin ahşap işçiliği ile ilgili bir belge niteliği taşımaktadır Bu kapıda Tebrizli Ali ustanın adı belirtilmiştir Yeşil Camii’nin çok kaliteli ahşap işçiliğinin de bu ustanın yapıtı olduğu kesindir
Bursa’daki önemli bir başka yapı topluluğu da Muradiye Külliyesi’dir Merkezini II Murad’ın yaptırdığı Muradiye Camii’nin oluşturduğu külliyede bir medrese ile bir darüşıifadan başka, başta IŞ Murad’ın türbesi olmak üzere çok sayıda türbe de bulunur Cami ve külliye 1447 tarihlidir Türbeler arasında ise yalnızca II Murad’ınki bu tarihe aittir Öteki türbeler değişik dönemlerin yapılarıdır Muradiye Camii de zaviyeli camiler grubuna girer Caminin planı bu tipin en yalın biçimini yansıtmaktadır Yapı, ana eksen üzerindeki kubbeli iki bölümle yanlardaki eyvanlardan oluşmaktadır Buna karışlık, gerek dış gerekse iç süsleme bakımından zengindir Dış cepheye renkli görünüşünü kazandıran taş ve tuğla işçiliğine, yer yer renkli sırlı tuğla ve çiniler de katılmıştır Dış süslemeye genellikle geometrik motifler egemendir Giriş cephesinin zengin süslemesine karışlık, öteki cephelerde yalın bir tuğla-taş duvar işçiliği gözlenir Bu özellik dönemin pek çok yapısında bulunmaktadır Başlıca iç süsleme ise, duvarların alt bölümlerini kaplayan tek renkli çiniler ve çevrelerindeki çini bordürlerdir Buna karışlık mihrap süslemesinde çini bulunmamaktadır
Sultan II Murad’ın türbesi caminin yakınındadır Kare planlı türbenin orta kısmının üstü açık bırakılmıştır Bu ve mimarideki başka bazı özellikler, II Murad’ın yazılı vasiyetine dayanmaktadır Türbenin başlıca süslemesi giriş cephesinin saçaklarındaki renkli nakışlardır Bu süslemenin türbeye göre daha geç bir tarihe ait olduğu da söylenebilir
Sultan II Murad Edirne’de de aynı tipte bir cami yaptırmıştır Yalın bir mimariye sahip olan bu yapıda dış süsleme hemen hiç yoktur Kesin tarihi bilinmeyen yapı dıştaki yalınlığa karışlık, içerde oldukça yoğun bir süsleme barındırır Çini mihrabın bu süslemeler arasında özel bir yeri vardır Renkli sır tekniğinin karakteristik renkleri sarı ve açık yeşilin mavi-beyazlarla kaynaştığı bu düzenleme, güzelliğinin yanında konunun araştırıcıları için de ilginç bir örnektir Geometrik süslemenin kıvrık dallar üzerindeki zengin rumilerle birleştiği kompozisyon, yapının renkli duvar nakışlarında da yinelenmiştir Kıble yönündeki kare bölümün duvarlarının alt kısımlarında mavi-beyaz altıgen çiniler bulunmaktadır Bu mekanın duvar ve kemerlerinde, mihraptaki süslemeye çok benzeyen renkli duvar nakışları ortaya çıkarılmıştır Ancak altıgen çinilerin kısmen bu düzenlemenin üzerinde bulunması, çinilerin daha sonra monte edildiğini göstermektedir
Osmanlı mimarisinde karışmıza çıkan bir başka cami tipi çok kubbeli “Ulu cami”dir Bu plan tipi Selçuklu döneminden tanıdığımız ahşap direkli camilerden gelişmiş bir mimari formdur Osmanlılarda bütün mekanları kubbe ile örtmek eğilimi kuvvetli olduğundan, bu tipteki yapıların her bir bölümü de kubbe ile kaplanmıştır Ancak kimi örneklerde bölümlerden bazısının tonozlu olduğu görülür
Bursa Ulu Camii de 20 kubbesi ile bu tipin anıtsal bir örneğidir Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmış ve 1400’de tamamlanmıştır Ana eksen üstündeki dört kubbe
ötekilerden daha yüksek tutularak eksen iyice belirtilmiştir Ana eksendeki kubbelerden birinin üzeri aydınlık feneri ile örtülmüş, bunun tam altına da şadırvan konularak, adeta avlu düşüncesi yaşatılmaya çalışılmıştır Bu tip yapılarda bir mekan birliğinden kolayına söz edilemez Nitekim Bursa Ulu Camii’nde de iri payeler genel görüşü engelleyerek, mekanı bölmektedir Kitabeli ahşap minber ise caminin tarihlendirilmesi konusunda bir dayanaktır
|
|
|