Türk Tarihi,Türk Adı,Türk Soyu,Türklerin Anayurdu,Türklüğün Yayılması Hakkında |
09-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Tarihi,Türk Adı,Türk Soyu,Türklerin Anayurdu,Türklüğün Yayılması HakkındaTürk Tarihi,Türk Adı,Türk Soyu,Türklerin Anayurdu,Türklüğün Yayılması Hakkında Türk Tarihi,Türk Adı,Türk Soyu,Türklerin Anayurdu,Türklüğün Yayılması Hakkında En eski ve köklü kavimlerden oluşan Türkler mazilerin boyunca Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına yayılmış bir millettir Türk tarihini değerlendirirken onu hem zaman hem de coğrafi bakımdan diğer toplulukların tarihinden ayıran şu noktalar önemlidir: Türkler dağınık şekilde yaşamaları sebebiyle ve birbirinden farklı gelişme yolları takip ettikleri için Türk tarihini belirli bir zaman kesiminde bütün halinde değerlendirmek kolay olmamaktadır Diğer milletlerin aksine Türkler asırlarca yeni iklimler, yeni yurtlar arayarak tarihlerini değişik bölgelerde yaratmışlardır Bu sebeple geçmişin herhangi bir devresinde aynı yerlerde Türk topluluk,idare ve devletlerini izlemek mümkün olduğundan, Türk tarihi denilince, belirli bir topluluğun belirli bir bölgedeki tarihi değil, Türk adını taşıyan ve özel adlarla anılan Türk zümrelerinin çeşitli bölgelerde ortaya koyduğu tarihlerin bütünü anlaşılmalıdır Türk Adı Araştırmalar "Türk" adının aslında belirli bir topluluğa mahsus etnik bir isim olmayıp, siyasi bir ad olduğunu ortaya koymaktadır Göktürk Hakanlığı'nın kuruluşundan itibaren önce bu devletin, daha sonra bu imparatorluğa bağlı, kendi hususi adlar ile anılan, diğer Türlerin ortak adı olmuş ve zamanla Türk soyuna mensup bütün toplulukları ifade etmek üzere milli bir ad haline gelmiştir Siyasi nitelik kazanmadan öce "Türk" sözünün cins ismi olarak "güç kuvvet" manasında olduğu bir Türkçe vesikadan anlaşılmış ve cins ismi olarak çok eskiden beri Türkçe'de mevcut olması gereken Türk kelimesinin ''Altaylı'' kavimleri ifade etmek üzere 420 tarihli bir Pers metninde, daha sonra yine cins ismi olarak Türk-Hun tabirinde kullanıldığı bilinmektedir Ancak, "Türk" kelimesinin Türk devletinin resmi adı olarak ilk kullanan siyasi teşekkül Göktürk İmparatorluğu'dur Türk Soyu Son 50 yıl içinde yapılan bilimsel araştırmalar Türklerin beyaz ırka mensup olduklarını ortaya koymuş ve yeryüzünde mevcut 3 büyük ırk grubundan "Europit" adı verilen grubun Tuğranit tipine bağlı olan Türklerin kendilerini başta Mongolit Moğolları olmak üzere diğer topluluklardan ayıran antropolojik çizgilere sahip oldukları anlaşılmıştır Hakim özellikleri beyaz renk, düz burun, yuvarlak çene, hafif dalgalı saç, orta gürlükte sakal ve bıyıktır Tuğran tipine örnek olan Orta Asya, Maveraünnehir ve diğer yakın-doğu Türkleri, beyaz tenli, koyu parlak gözlü, yuvarlak yüzlü, endamlı, sağlam yapılı erkek ve kadınları ile orta çağ kaynaklarında güzelliğe örnek gösterilmiş, hatta İran edebiyatında "Türk" sözü "güzel insan" manasında kullanılmıştır Türklerin Anayurdu Tarihçiler Çin kaynaklarına dayanarak Altay Dağlarını ve etrafını Türklerin ilk ana yurdu olarak kabul etmiştir Etnologlar ise, İç Asya'nın kuzey bölgelerini Türklerin ana yurdu olarak belirtmektedirler Antropologlar,Kırgız bozkırları ile Tanrı dağları arasını;sanat tarihçileri Altaylar ile Kuzeybatı Asya sahasını;kültür tarihçileri de Altaylar ile Kırgız bozkırları arasını ve Baykal Gölünün güney batısını Türlerin ana yurdu olarak göstermişlerdir Tariflerin bu kadar çeşitli olmasının sebebi, Türklerin hareketli bir millet olmaları ve kültürlerini gittikleri yerlere götürmeleridir Türklerin Yayılmaları Çok eski zamanlardan başlayan anayurttan ayrılma hareketleri aralıklarla binlerce yıl devam etmiştir MÖ gerçekleşen bütün Türk göçlerinin tarihleri kesin bilinmemekle beraber bazı tespitler yapılabilmektedir Mesela Türkler'in kolları olan Yakutlar ve Çuvaşların ana topluluktan ayrılması ve Yakutların doğu Sibirya'ya doğru yönelmeleri çok eski bir tarihte olmalıdır Çünkü dilleri "Ana Türkçe"den en ayrı düşen Türk kavimleri bunlardır Özelikle Yakutça bugün en çok değişen lehçelerden biridir Türkler'den bir kitlenin de Batıya yönelerek Volga nehri etrafındaki düzlüklerde, MÖ 6-3 asırlarda İskitler ile birlikte yaşadıkları tahmin edilmektedir Hindistan'ın İndis-Pencap havalisine doğru ilk Türk hareketi bir tahmine göre MÖ 1 Bin başlarına tesadüf etmektedir Daha eski tarihlerde Türkler'in İran yaylası üzerinden Mezopotamya'ya inmiş sayılan Sümerler'dir ki, dilleri Sami ve Hind-Avrupai olmayıp, Türkçe'nin dahil olduğu "bitişken" gruba mensuptur Ancak Sümerler'in menşei meselesi halledilememiş, daha doğrusu aslen Orta Asyalı ve muhtemelen Türk soyundan geldikleri ilim dünyasında henüz kesinlik kazanmamıştır Milattan sonraki Türk göçlerine katılan boylar ve zamanları hakkında ise açık ve kesin bilgilere sahip bulunulmaktadır: -Hunlar, Orhun bölgesinden güney Kazakistan bozkırlarına, 1 asır sonları ve 2 asır ortalarında Türkistan'a, 375 ve sonraki yıllardı Avrupa'ya -Var-Hunlar, 350'lerde Afganistan ve Kuzey Hindistan'a -Oğuzlar, 461-465 yıllarında güney-batı Sibirya'dan güney Rusya'ya -Oğuzlar, 10 asırda Orhun bölgesinden Seyhun nehri kenarlarına ve 11 asırda Maveraünnehir üzerinden İran'a ve Anadolu'ya -Avarlar, 6 asır ortasında Batı Türkistan'dan Orta Avrupa'ya -Bulgarlar, 668'den sonraki yıllarda Karadeniz'in kuzeyinden Balkanlar'a ve Volga nehri kıyılarına, 830'dan sonra Macarlarla birlikte bazı Türk boyları, Kafkaslar'ın kuzeyinden Orta Avrupa'ya -Sabarlar, 5 asrın ikinci yarısında Aral'ın kuzeyinden Kafkaslar'a, -Peçenek, Kuman (Kıpçak) ve Uzlar (Oğuzlardan bir kol), 9-11 asırlarda Hazar denizi kuzeyinden Doğu Avrupa ve Balkanlar'a, Asya'ya göç etmişlerdir Bunlarda bilhassa Hun ve Oğuz göçleri hem uzun mesafeler katederek yapılmış, hem de çok mühim tarihi sonuçları olmuştur Bu göçler yeni vatan kurma maksadını güden büyük çapta "fütühat" olarak nitelendirilir Tarihte Türk yayılmalarının diğer bir şekli de "sızma" denilen yoldur Sızma, bazı kalabalık boylardan ayrılan grupların, ailelerin veya sağlam yapılı gençlerin yabancı devletlerde hizmet almaları şeklinde belirtilmektedir Bu şekilde dahi Türkler'in katıldıkları topluluklar içinde üstün bir kabiliyet göstererek askeri kuvvetlere veya siyasi hayata hakim oldukları hatta bazen devlet kurdukları bilinmektedir (Mısır ve Hindistan'da olduğu gibi) Türk göçlerinin sebebi nedir? Hangi şartlar Türkleri bu göçlere itmiştir? Araştırmalar hiçbir kavmin kendiliğinden ve keyif için yer değiştirmediğini, göçlerin ancak birtakım zorunluluklar sebebiyle gerçekleştirildiğini göstermiştir Tarihi kayıtlarda Türk göçlerinin de iktisadi sıkıntı yani Türk anayurt topraklarının geçim bakımından yetersiz kalması nedeniyle olduğu belirtilmiştir Örneğin, Hun göçünde büyük ölçüde kuraklık, Oğuz göçünde ise nüfus kalabalığı ve mera darlığı Türkleri göçe zorlamıştır Toprağın artan nüfusu besleyemez hale gelmesi yüzünden dar ziraat alanları dışında, ancak hayvan yetiştirebilen Türklerin hayatlarını sürdürebilmek için çeşitli gıda maddeleri, giyim eşyası vb gibi başka iktisadi vasıtalara ihtiyacı vardı ki bunlar iklimi elverişli, tabiat servetleri zengin ve o çağlarda pek az nüfuslu komşu ülkelerde vardı İktisadi sebebin yanısıra 11 Asır Moğol hücumunda olduğu gibi dış baskıya maruz kalan Türler, tâbiyeti kabul edip bağımsızlıktan mahrum kalmaktansa memleketi terk etmeyi tercih ediyorlardı Yerleşik kavimler için gerçekleştirilemeyen bu durum, bozkırlı için mümkündü |
|