Taht Yolunun Bahtı Amasya |
05-28-2009 | #1 |
VANDETTA
|
Taht Yolunun Bahtı Amasya‘Şehzadeler Müzesi’ projesi, şehirde idarecilik görevini üstlenen Osmanlı hanedanı mensuplarına Amasyalıların vefasını sergilemek için 2 yıllık çalışmayla hazırlandı Amasya Yalıboyu Mevkii, tarihî Harşena Kalesi ve Kralkaya Mezarları eteklerinde, Yeşilırmak boyunca uzanan bir mesire yeri Yaklaşık bir kilometrelik güzergâha sıra sıra dizilen konaklarsa tablonun tamamlayıcı unsuru Bugüne kadar binlerce insanın neşesini açan ve hüznüne şahitlik eden yapılardan biri şimdilerde, Amasya Valiliği’nin ‘Şehzadeler Müzesi’ projesine ev sahipliği yapıyor Vali Celalettin Lekesiz önderliğinde İl Özel İdaresi’nin katkılarıyla girişilen çalışma kapsamında, şehre hizmeti geçen 12 Osmanlı şehzadesinin balmumu heykeli sergileniyor Selçuklu ve Osmanlı sanatının zarif eserleriyle tezyin edilen müze, Eylül 2008’den bu yana da ziyarete açık Projenin fikir babası Vali Lekesiz, henüz resmî açılışı yapılmayan müzeye gösterilen ilgiden de memnun: “Amasya’ya geldim ve ‘şehzadelerin hatırasını yaşatan ne bulabilirim’ diye soruşturdum ama yazık ki bir şey göremedim Oysa şehrimiz bilhassa Osmanlı devrinde güzide bir yere sahip Ancak zamanla unutulmuş Müze bu eksiği giderecek Kısa sürede gösterilen alaka bunun işareti Henüz kapsamlı tanıtım başlamadı ama her gün 150 ila 200 kişi müze konağı geziyor” Neticede, iki yıla yakın sürede tamamlanan ve yaklaşık 1,5 milyon TL’ye mal edilen müze, şehrin ‘unutulan’ tarihine katkı sağlıyor Müzenin serencamına başlamadan önce Amasya’nın tarihine dair bir hafıza tazelenmesine ihtiyaç var Çünkü projenin fonksiyonunu tam anlamıyla algılayabilmek için özellikle Osmanlı devrindeki durumunu irdelemek önemli Aslında Amasya yaklaşık 7500 yıllık tarihiyle başlı başına bir medeniyetler harmanı Hititler, Frigler, İskitler, Medler, Romalılar ve Bizanslılar şehirde hâkimiyet kuran güçler Anadolu kapılarının 1071’de açılmasıyla bölgeye yayılan Türk Alperenleri 1074’te de Amasya kapılarına dayanıyor Sonrasında şehir Danişmendli, Selçuklu ve Anadolu beylikleri dönemlerini yaşıyor Yıldırım Bayezid ile de Osmanlı sınırlarına katılıyor Tarihindeki altın zaman dilimi denilebilecek dönem asıl bundan sonra başlıyor Kısa süre sonra Sultan Bayezid, oğlu Çelebi Mehmed’i Amasya’ya vali tayin ediyor Ankara Savaşı’nın ardından 11 yıllık Fetret Devri’nde şehzadeye kucak açan şehir, karşılığını Çelebi Mehmed tahta geçtikten sonra görüyor Yeni padişah, oğlu Şehzade Murad’ı (Sultan II Murad) valilik vazifesiyle Amasya’ya gönderiyor Bir defa bahtı açılan şehir ardından sırasıyla Şehzade Ahmed’i, Şehzade Mehmed’i (Fatih Sultan Mehmed), Şehzade Alâeddin’i, Şehzade Bayezid’i (II Bayezid), Şehzade Ahmed’i, Şehzade Murad’ı, Şehzade Mustafa’yı, Şehzade Bayezid’i eğitiyor Böylece Amasya, 14 yüzyıl ila 16 yüzyıl sonu arasında bir anlamda tahta giden yolun önemli basamağı hâline geliyor Ancak Kanunî Sultan Süleyman’ın şehzadesi ve Amasya Valisi Mustafa’nın idamının ardından Şehzade Bayezid Vakası şaşaalı günlerin üzerine gölge düşürüyor Şehir de cazibesini kaybediyor… Burada Şehzade Mustafa meselesine değinmek de gerekiyor Şehzade Mustafa, Amasya’da uzun süredir görev yapmaktadır Askerin ve halkın gönlünü de kazanmıştır Yaşı 40’a yaklaştıkça merhum dedesi Yavuz Sultan Selim’e benzetilmektedir Şehzadenin artıları onu tahta taşıyacak gibidir Üstelik ona muhabbet besleyenlerden kimisi, Mustafa’nın bir an önce tahta çıkıp artık yaşlanan babası Kanunî Sultan Süleyman’ı ‘zoraki emekliliğe’ ayırarak bozulan devlet düzenini tamir etmesini beklemektedir Şayialar o düzeye çıkar ki şehzadenin İran Şahı’ndan, babasını devirmek için yardım istediği dillendirilir Söylentilerin ardındaki isim vezir Rüstem Paşa’dır Sahte mektuplarla Sultan’ı da etkilemeye çalışır Nihayet padişah kimilerine göre anlatılanlara inanmasa da, devletin bekası için, oğlunun katline onay verir Mustafa, Konya’da boğdurulunca Amasya matem yerine döner Kısa süre sonra Kanunî Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan doğma oğlu Bayezid, Amasya Valiliği’ne tayin edilir Fakat şehzade bazı hataları sebebiyle dikkat çeker Kardeşi Şehzade Selim (II Selim) ile çatışır ve babası sultanın gözünden düşer Nihayet Anadolu’dan kaçan Bayezid, İran Şahı’na sığınır Ama akıbeti ağabeyi Mustafa’nınki gibidir İki şehzade hadisesinden Amasya da zararlı çıkar Ardı ardına ‘asi’ şehzadeleri barındırdığı için fiilen cezalandırılır… Vali Lekesiz’in ifadesiyle ‘Şehzadeler Müzesi’ tam da bu serüven sebebiyle anlam kazanıyor: “İnsanlar buranın zenginliklerini zamanla unutmuş Tabii bilemediğiniz hazinelerinizi başkalarına da açamazsınız Amasya’da yüksek öğrenimini tamamlayan gençler nasıl bir yerde eğitim gördüklerinin farkında değil Şehrin bunca şehzadeyi yetiştirmesi başlı başına önem arz ediyor Düşünün, Çelebi Mehmed ki Osmanlı’nın ikinci kurucusu sayılır, buradan yetişme Fatih Sultan Mehmed keza öyle Yavuz Sultan Selim’in doğum yeri Sultan II Bayezid’in hayatının önemli bir kısmı Amasya’da geçmiş Kısacası müze, üzeri örtülen tarihî gerçekleri bir nebze olsun gün yüzüne çıkartıyor” Peki, balmumu müze fikri nasıl gelişti? Projeyi ilk dillendiren Vali Lekesiz meseleyi, merhum Özal’ın mülkî idare amirlerinin her yıl yurt dışına çıkışını sağlayan ufkuna bağlıyor O güne kadar Türkiye haricinde bir yer görmeyen yöneticilerin farklı memleketlere uzanması değişik kültürlerle karşılaşması tam anlamıyla dünyaya bakışlarını değiştirir Birçoğu dışarıda gördüğü güzellikleri görev yaptığı ile taşır Müze de bunun son misali Projenin takibine gelince… Düşüncesini mesai arkadaşlarıyla paylaşan Lekesiz’e göre hazırlanacak müze Amasya’nın tarihî hüviyetini sergileyecek ve şehre hizmeti geçen atalara vefayı cisimleştirecek görselliğe sahip bulunmalıdır Evvela müze için bir mekân düşünülür Asırlık konaklarla süslü Yalıboyu Mevkii’ndeki boş bir arazide karar kılınınca bir sonraki aşamaya geçilir Bürokratik işlemlerin ardından 19 yüzyıl mimari özelliklerini taşıyan biri bodrum üç katlı bir konak inşasına başlanır Yapı için vaktiyle orada bulunan ama sonrasında yıkılıp yerine betonarme bir bina inşa edilen tarihî konak esas alınır “Eski konağın vârisleri yıkmış tarihî binayı Yerine de betonarme bir yapı dikmiş ama halk şikâyet edince buraya uymuyor diye o da yıkılmış ve arazi boş kalmış Biz orayı aldık ve bir anlamda eski siluetine kavuşturduk” diyor, Lekesiz Balmumu heykeller için de heykeltıraş Adil Çelik ile anlaşılır ve Samsun’da yapımına başlanır Heykellerin dönemlerini yansıtan giysileri de Ankara Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde dikilir Konağın tezyininde de Selçuklu ve Osmanlı sanatının unsurları kullanılır Bunun için de Süheyl Ünver gibi hocalardan ders alan uzmanlarla çalışılır Ayrıca sedef kakma ve ahşap eşyalar da Anadolu’nun değişik yerlerinden temin edilir Hâsılı ortaya her biri müze için özel hazırlanan ve şehzadelerin Amasya’da görev yaptığı 150 ila 200 senelik dönemin sanat zevkini yansıtan eserler çıkar Çalışmaların son aşamasında konağın düzenlenmesi vardır Müzenin alt katına Şehzade Ahmet Çelebi, Alâeddin, Ahmet, Mustafa, Bayezid’ın balmumu heykelleri yerleştirilir İkinci kat ise başta Amasya’yı Osmanlı topraklarına katan Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed, II Murad, Fatih Sultan Mehmed, II Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve III Murad’ın heykelleriyle donatılır Üstüne hazırlanan elektronik sistemle heykeller kendi ağızlarından, temsil ettikleri şehzadenin hayatını anlatır hâle getirilir Eksikler tamamlanınca 1 Eylül 2008’de müze ziyarete açılır Bugüne kadar 6 bine yakın insanın gezdiği müzenin resmî açılışıysa hâlihazırda gerçekleşmedi Bu sebeple ayrıntılı tanıtıma da başlanmadı Buna rağmen gösterilen ilgi de Vali Lekesiz’in yüzünü güldürüyor: “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Kültür Bakanı’nın iştirak ettiği resmî açılış düşünüyoruz Tabii kendileri uygun olursa katılırlar; ancak gönlümüzden geçen de bu” AKSİYON
__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar! Tek çare;Din birliğidir |
|