Yasin Suresi ( Türkçe ) Okunuşu - Yasin Suresinin ( Türkçe ) Okunuşu |
09-08-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yasin Suresi ( Türkçe ) Okunuşu - Yasin Suresinin ( Türkçe ) OkunuşuYasin Suresi ( Türkçe ) Okunuşu - Yasin Suresinin ( Türkçe ) Okunuşu Yasin Suresi ( Türkçe ) Okunuşu - Yasin Suresinin ( Türkçe ) Okunuşu Yasin Suresi ( Türkçe ) Okunuşu Bismillahirrahmanirrahim 1: Yâ Sîn 2: Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) Kur?ân?a andolsun 3: Muhakkak ki sen gerçekten gönderilen resûllerdensin 4: Sıratı Mustakîm üzerinde(sin) 5: Azîz ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir 6: Babaları uyarılmamış bir kavmi uyarman içindir Çünkü onlar gâfillerdir 7: Andolsun ki (Allah?ın) söz (ü) onların çoğunun üzerine hak oldu Artık onlar âmenû olmazlar (Allah?a ulaşmayı dilemezler) 8: Muhakkak ki Biz onların boyunlarına çenelerine kadar halkalar (zincirler) kıldık (geçirdik) Bu sebeple onlar başları yukarı kaldırılmış olanlardır 9: Ve onların önlerine ve arkalarına set kılarak (çekerek) böylece onları perdeledik Artık onlar göremezler 10: Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için eşittir Onlar âmenû olmazlar (Allah?a ulaşmayı dilemezler) 11: Sen sadece zikre tâbî olanı ve gaybte Rahmân?a huşû duyanı uyarırsın Öyleyse onu mağfiret ile (günahların sevaba çevrilmesiyle) ve ?kerim ecir? ile müjdele 12: Muhakkak ki Biz ölüleri diriltiriz Ve takdim ettiklerini ve onların eserlerini yazarız Ve herşeyi İmam-ı Mübin?de (apaçık bir rehberde) saydık (tespit ettik) 13: Onlara o şehrin halkını misal ver Onlara resûller gelmişti 14: Onlara iki (resûl) göndermiştik Fakat ikisini de tekzip ettiler (yalanladılar) Bunun üzerine (onları) üçüncü (resûl) ile azîz kıldık (destekledik) O zaman onlar: ?Muhakkak ki biz size gönderilmiş resûlleriz? dediler 15: Dediler ki: ?Siz bizim gibi beşerden başka bir şey değilsiniz Ve Rahmân bir şey indirmedi Siz sadece yalan söylüyorsunuz? 16: (Resûller) dediler ki: ?Bizim gerçekten size gönderilmiş resûller olduğumuzu Rabbimiz biliyor? 17: Ve bizim üzerimizde açıkça tebliğden (bildirmekten) başka bir şey (sorumluluk) yoktur 18: ?Muhakkak ki biz sizinle uğursuzluğa uğradık Eğer siz gerçekten vazgeçmezseniz (son vermezseniz) sizi mutlaka taşlayacağız Ve mutlaka bizden size elîm bir azap dokunacak? dediler 19: ?Uğursuzluğunuz sizinle beraberdir (kendinizdendir) Size zikir hatırlatılınca mı (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır siz müsrif (haddi aşan) bir kavimsiniz? dediler 20: Ve şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi ?Ey kavmim (size) gönderilmiş olan resûllere tâbî olun!? dedi 21: (Tebliğlerine karşılık) sizden ücret istemeyen (bu) kişilere tâbî olun Ve onlar hidayete ermiş olanlardır 22: Ve ben niçin beni Yaratan?a kul olmayayım ki; siz O?na döndürüleceksiniz 23: Ben O?ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân bana bir zarar dilerse onların şefaati bana bir (şey) fayda vermez (sağlamaz) Ve onlar beni kurtaramazlar 24: Eğer öyle olsaydı (putlara tapsaydım) muhakkak ki ben mutlaka apaçık dalâlette olurdum 25: Muhakkak ki ben sizin Rabbinize îmân ettim Öyleyse beni işitin 26: (Ona) ?Cennete gir!? denildi ?Keşke kavmim bilseydi? dedi 27: Bu sebeple Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve ikram edilenlerden kıldığını (bilselerdi) 28: Onun arkasından onun kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik indiriciler de olmadık 29: (Onların cezası) sadece bir sayha (şiddetli ses dalgası) oldu O zaman onlar sönenler oldular 30: O kullara yazıklar olsun! Onlara hiçbir resûl gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar (hepsiyle alay ettiler) 31: Ondan önceki nice nesillerden (kimleri) helâk ettiğimizi onların (helâk edilenlerin) kendilerine dönmediklerini görmediler mi? 32: Ve ancak herkes toplandığı zaman (onlar da) huzurumuzda hazır bulundurulacak olanlardır 33: Ve ölü toprak onlara bir âyettir (mucizedir) Onu dirilttik ve ondan habbeler (taneler) çıkarttık Böylece ondan yerler 34: Ve orada hurma ve üzüm bahçeleri kıldık (yaptık) Ve orada pınarlar fışkırttık 35: Onun ürünlerinden (meyvelerinden) ve elleriyle yaptıklarından yesinler diye Hâlâ şükretmezler mi? 36: Arzın yetiştirdiği herşeyden onların nefslerinden ve bilmedikleri şeylerden çiftler (eşler) yaratan O (Allah) Sübhan?dır (herşeyden münezzeh) 37: Ve gece onlar için bir âyettir (ibrettir) Ondan gündüzü sıyırırız (çekip alırız) O zaman onlar karanlıkta kalanlardır 38: Ve Güneş onun için istikrarlı kılınan (yörüngesinde) akar gider İşte bu azîz ve alîm olan (en iyi bilen) Allah?ın takdiridir 39: Ve Ay kurumuş hurma salkımı dalı gibi bir şekil (bedir şeklinden hilâl) haline dönünceye kadar ona menziller takdir ettik 40: Güneş?in Ay?a yetişmesi ve gecenin gündüzü geçmesi mümkün olamaz Ve hepsi feleklerinde (yörüngelerinde) yüzerler (seyrederler) 41: Onların zürriyetlerini (nesillerini) dolu gemilerde taşımamız onlar için bir âyettir 42: Ve onlar için onun gibi (gemiler gibi) üzerine binecekleri şeyler yarattık 43: Ve dilersek onları boğarız o zaman onlara yardım edilmez ve onlar kurtarılmaz 44: Bizden bir rahmet ve belli bir zamana kadar metalanmaları (faydalanmaları) hariç 45: Ve onlara: ?Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden sakının Umulur ki böylece rahmet olunursunuz? denilmişti 46: Rab?lerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirenler olmasınlar 47: Onlara ?Allah?ın sizi rızıklandırdığı şeylerden infâk edin (verin)? denildiği zaman kâfirler âmenû olanlara: ?Allah?ın dileseydi doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz ancak apaçık bir dalâlet içindesiniz? dediler 48: ?Ve eğer siz doğru söyleyenlerseniz bu vaad ne zaman?? derler 49: Onlar tartışırken onları alacak (yakalayacak) olan tek bir sayhadan (şiddetli ses dalgasından) başka bir şey gözlemiyorlar (beklemiyorlar) 50: Artık vasiyet etmeye güçleri yetmez Ve ailelerine dönemezler 51: Ve sur?a üfürülmüştür İşte o zaman onlar mezarlarından Rab?lerine koşarlar (uçarlar yükselirler) 52: ?Eyvahlar olsun bize mezarlarımızdan bizi kim beas etti (kaldırdı)? Bu Rahmân?ın vaadettiği şeydir Ve resûller doğru söylemişler? dediler 53: Sadece tek bir sayha (şiddetli ses dalgası)! İşte o zaman onlar hepsi huzurumuzda hazır bulunanlardır 54: İşte o gün (hiç)bir kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez Ve amellerinizden başka bir şey ile cezalandırılmazsınız 55: Muhakkak ki cennet ehli o gün zevkli bir meşguliyet içinde olanlardır 56: Onlar ve eşleri gölgeliklerde tahtlar üzerinde yaslanmış olanlardır 57: Orada onlar için meyveler ve istedikleri (her)şey vardır 58: Rahîm olan Rab?ten ?selâm? sözü vardır 59: Ey mücrimler (suçlular)! Bugün ayrılın 60: Ey Âdemoğulları! Ben sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki; o (şeytan) size apaçık bir düşmandır 61: Ve Ben sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır 62: Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı Hâlâ akıl etmez misiniz? 63: Size vaadedilmiş olan cehennem (işte) budur 64: İnkâr etmeniz sebebiyle bugün ona (cehenneme) yaslanın (girin) 65: Bugün onların ağızlarını mühürleriz Kazanmış olduklarını (yaptıklarını) Bize onların elleri anlatır ayakları şahitlik eder 66: Ve eğer dileseydik elbette gözlerini mahvederdik (kör ederdik) O zaman yolda (sağa sola) koşuştururlardı Bundan sonra nasıl görürler? 67: Ve eğer dileseydik elbette onları mekânlarında (bulundukları yerde) değiştirirdik O zaman ileri gitmeye ve geri dönmeye güçleri yetmezdi 68: Kimin ömrünü uzatırsak onun yaratılışını tersine çeviririz (kuvvetini gideririz) Hâlâ akıl etmez misiniz? 69: Biz O?na (Peygamber?e) şiir öğretmedik Ve (bu) O?na yakışmaz O (O?na indirilen) sadece zikir ve apaçık Kur?ân?dır 70: (Kur?ân?ın indirilmesi) hayy olanları inzar etmek (uyarmak) ve (azap) sözünün kâfirlerin üzerine hak olması içindir 71: Ellerimizle (kudretimizle) onlar için hayvanları nasıl halkettiğimizi görmediler mi? Onlar böylece onlara (hayvanlara) malik olurlar 72: Biz onları (hayvanları) onlara zelil (itaatkâr) yaptık Böylece onlardan kendilerinin binekleri oldu (onlara binerler) ve onlardan (etlerinden) yerler 73: Ve onlarda kendileri için (birçok) menfaatler (yararlar) ve içecek şeyler (süt) vardır Hâlâ şükretmezler mi? 74: Ve yardım olunacaklarını ümit ederek Allah?tan başka ilâhlar edindiler 75: (O ilâhlar) onlara yardım etmeye muktedir değildirler Ve kendileri onlar (o ilâhlar) için (onlara yardıma) hazır askerlerdir 76: Artık onların sözleri seni mahzun etmesin Muhakkak ki Biz sakladıklarını da açıkladıklarını da biliriz 77: İnsan onu bir nutfeden nasıl yarattığımızı görmedi mi? Sonra da Bize (karşı) apaçık hasım (düşman) oldu 78: Kendi yaratılışını unutup Bize misal getirdi: ?Kemiklerimiz çürüyüp dağılmış haldeyken kim onlara can verecek?? dedi 79: De ki: ?Onu ilk defa inşa eden (Yaratan) ona hayat verecek Ve O bütün yaratışları en iyi bilendir? 80: Yeşil ağaçtan sizin için ateş (oksijen) kılan (çıkaran) O?dur Böylece siz ondan yakarsınız 81: Gökleri ve yerleri yaratan onların bir eşini daha yaratmaya kaadir değil midir? Evet O (yegâne) Yaratıcı ve en iyi Bilen?dir 82: O (Allah) bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O?nun emri sadece ona: ?Ol!? demektir O hemen olur 83: İşte O Sübhan?dır Herşeyin melekûtu (mülkü ve hükümdarlığı) O?nun elindedir Ve O?na döndürüleceksiniz |
|