Bakara Suresi Ve Türkçe Meali |
09-08-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bakara Suresi Ve Türkçe MealiBakara Suresi ve Türkçe Meali Bakara Suresi ve Türkçe Meali Bakara Suresi Ve Türkce Meali 1 - (Elif, Lâm, Mîm) 2 - İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir 3 - Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar 4 - Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler 5 - Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir 6 - Şu muhakkak ki inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir Onlar inanmazlar 7 - Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır Ve büyük azab onlaradır 8 - İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler 9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar 10 - Kalplerinde hastalık vardır Allah da onların hastalığını arttırmıştır Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır 11 - Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz" derler 12 - İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar 13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın" denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler 14 - Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler Fakat şeytanlarıyle yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz" derler 15 - (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir 16 - İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar 17 - Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler 18 - (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler Artık (hakka) dönmezler 19 - Yahut (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek(ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuşun hali) gibidir Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar Oysa Allah, inkârcıları tamamen kuşatmıştır 20 - O şimşek nerdeyse gözlerini (n nûrunu) kapıverecek Önlerini aydınlattımı ışığında yürürler, karanlık üzerlerine çöktümü de dikilip kalırlar Allah dilemiş olsaydı işitmelerini, görmelerini de alıverirdi Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir 21 - Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız 22 - O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın 23 - Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz 24 - Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının 25 - İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak Orada çok temiz zevceler de onların Hem onlar orada ebedî kalacaklar 26 - Muhakkak ki Allah bir sivri sineği, hatta daha üstününü misal getirmekten çekinmez İman edenler bilirler ki, o şüphesiz haktır, Rabb'lerındandır Ama küfre saplananlar: "Allah böyle bir misal ile ne demek istedi?" derler Allah onunla birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir Onunla ancak o fasıkları şaşırtır 27 - Onlar ki, söz verip andlaştıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar Allah'ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar İşte zarara uğrayanlar onlardır 28 - Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ki, ölü idiniz sizleri diriltti Sonra sizleri yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz 29 - O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi O, her şeyi bilir 30 - Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti (Melekler): "A! Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi 31 - Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: "Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin" dedi 32 - Dediler ki: "Yücesin sen (ya Rab!) Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur Şüphesiz sen bilensin, hakîmsin" 33 - (Allah): "Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver" dedi Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): "Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi de bilirim" dememiş miydim?" dedi 34 - Ve o zaman meleklere: "Âdem'e secde edin!" dedik, hemen secde ettiler Yalnız İblis dayattı, kibrine yediremedi, inkârcılardan oldu 35 - Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz" 36 - Bunun üzerine şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (cennet yurdu)ndan çıkardı Biz de: "Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardır" dedik 37 - Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti O da) tevbesini kabul etti Muhakkak O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir 38 - Onlara dedik ki: "Hepiniz oradan inin Size benim tarafımdan bir hidayet rehberi geldiğinde, kim o hidayetçimin izinde giderse, onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır 39 - İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennem ehlidirler Orada ebedî olarak kalacaklardır 40 - Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü tutun ki, ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun! 41 - Yanınızdakini (Tevrat'ı) tasdik edici olarak indirdiğim (Kur'ân)a iman edin, O'nu, inkar edenlerin ilki siz olmayın, benim âyetlerimi birkaç paraya değişmeyin Ancak benden korkun 42 - Hakk'ı batıla karıştırıp da, bile bile hakkı gizlemeyin 43 - Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin 44 - İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? 45 - Bir de sabırla, namazla yardım isteyin Şüphesiz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir 46 - Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler 47 - Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve vaktiyle sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın 48 - Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz 49 - (Hem hatırlayın ki bir zaman) sizi Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı |
|