Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
peygamberimizi, sevmeliyiz

Peygamberimizi Neden Ve Nasıl Sevmeliyiz?

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamberimizi Neden Ve Nasıl Sevmeliyiz?



Peygamberimizi Neden ve Nasıl Sevmeliyiz?
Peygamberimizi Neden ve Nasıl Sevmeliyiz?
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’i sevmeyi gerektiren pek çok sebep vardır; ama bunların üçü çok önemlidir:

Birincisi, o, âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir

İkincisi, Allah Teâlâ onu en üstün ahlâka sahip kılmıştır

Üçüncüsü de, onu kendimize model almamızı emretmiştir

Allah Teâlâ Tevrat’ta Yahudilere, İncil’de Hıristiyanlara “O Peygamber”in geleceğini haber vermiş, özelliklerini tanıtmış, Yahudiler ve Hıristiyanlar da onu kendi öz oğulları gibi tanımışlardır Onu görür görmez kendisine iman etmeleri emredildiği halde, ne yazık ki, iman etmemişlerdir

Efendimizin bazı özellikleri

Sevgili Peygamberimizin bunlardan başka pek çok özelliği vardır

O, peygamberlerin sonuncusudur

Âdemoğullarının efendisidir

Öldükten sonra mahşere gitmek üzere ilk o diriltilecektir

Makâm-ı Mahmûd (insanlara şefaat etme yetkisi) sadece ona verilecektir

Hz Âdem’den itibaren bütün peygamberler ve mü’minler, kıyamet gününde, hesabın başlamasından önce, onun “Livâü’l-Hamd” adlı sancağı altında toplanacaktır

Allah Teâlâ bütün peygamberlere “Ey Mûsâ! Ey Îsâ” diye adlarıyla hitap ettiği halde ona “Ey Nebî! Ey Resûl!” diye üstünlüğünü gösterir bir ifadeyle hitap etmiştir

Daha önceleri hiçbir peygambere verilmeyen şu beş şey hep birden ona verilmiştir:

-Bir aylık yola kadar düşmanlarının kalbine korku salmak suretiyle Allah’ın yardımına nâil olmuştur

-Bütün yeryüzü ona hem namaz kılma yeri, hem de teyemmüm ederek temizlenme vasıtası kılınmıştır

-Ganimet almak daha önceleri hiçbir peygambere helâl kılınmadığı halde ona helâl edilmiştir

-Ona âhirette şefaat yetkisi verilmiştir

-Bir de daha önceki devirlerde her peygamber sadece kendi kavmine gönderildiği halde, Resûl-i Ekrem bütün insanlara peygamber gönderilmiştir

İşte böyle bir Peygamberin ümmeti olmak hem bir bahtiyarlık hem de büyük bir şereftir Bu şerefe nâil olan kimse sevgili Peygamberini elbette canından da, anasından, babasından da, oğlundan, kızından, eşinden de çok sevecektir

Ümmetine düşkünlüğü

Her peygamber Allah Teâlâ’nın reddetmeyeceği duasını dünyada iken yapmış ve bu hakkını kullanmıştır Sevgili Peygamberimiz ise reddedilmeyecek duasını, kıyamet gününde ümmetine şefaat etmek üzere âhirete saklamış ve böylece ümmetini ne kadar çok sevdiğini göstermiştir

Çünkü o ümmetine çok düşkündür; mü’minlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir; mü’minlerin sıkıntıya uğraması ona ağır gelir

Ümmetinin sıkıntıya düşmemesi, zor durumda kalmaması için herşeyi onlara emretmemiştir Meselâ dişlerini fırçalamayı çok sevdiği ve her fırsatta mübarek dişlerini temizlediği için, ümmetine abdest alırken diş temizliğini emretmeyi düşünmüş, fakat onların bunu her zaman yapamayacağını dikkate alarak bu düşüncesinden vazgeçmiştir

Yatsı namazını çok geç bir saatte kılmayı düşünüp bundan vazgeçmesi, istediği halde her askerî birliğe katılmaması ümmetini zora sokmamak içindir

Bunlar bile Resûl-i Ekrem’in, ümmetine beslediği sevgi ve şefkatin derinliğini göstermeye yeterlidir

Onu sevmenin kazandırdığı

Peygamber sevgisi bir mü’mini Cennete götürecek büyük bir sermayedir Şu olay bunu göstermektedir:

Bir adam Resûl-i Ekrem’e gelerek, kıyametin ne zaman kopacağını öğrenmek istedi Efendimiz ona cevap vermek yerine kıyamet için ne hazırladığını sordu Adam, pek bir hazırlığı bulunmadığını, yalnızca Allah’ı ve Resûlünü sevdiğini söyledi Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm ona:

“Öyleyse sen sevdiklerinle beraber olacaksın” buyurdu Ashâb-ı Kirâm bu müjdeye derecesiz sevindi

Onun yakınlarını da sevmeli

Peygamber sevgisi, onun Ehl-i Beyt’ini, yani ev halkını da sevmeyi gerektirir Çünkü Resûl-i Ekrem bize iki önemli şey bıraktığını, bunlardan birinin Kur’ân-ı Kerîm, diğerinin Ehl-i Beyt olduğunu söyledi ve Ehl-i Beyt’ine saygılı davranmamızı istedi Peygamberimizin Ehl-i Beyt-i, onun hanımları, ve kendisinden sonra sadaka almaları haram olan akrabasıdır

Bunlar Hz Ali’nin, Akîl’in, Ca’fer’in ve Abbâs’ın ailesidir

Sünnetini sevmeli, saymalı

Peygamberi sevmek, onun yolunu ve sünnetini izlemekle ve onun gibi yaşamaya gayret etmekle mümkün olur

Allah’ın Elçisi, sünnetini yeniden diriltip yaşatmaya çalışan kimsenin kendisini sevmiş olacağını, kendisini sevenin de Cennette kendisiyle birlikte olacağını söylemiştir

Peygamberimize üstün saygı beslemeyi Allah Teâlâ emretmektedir

Şu misâl bunu açıkça göstermektedir:

Birgün Resûl-i Ekrem Efendimiz, Sahâbîsi Saîd ibni Muallâ’ya seslenmişti Saîd o sırada namaz kıldığı için Resûlullah’a hemen cevap verememiş, namazını bitirdikten sonra Peygamber aleyhisselâm’ın huzuruna gitmişti

Resûl-i Ekrem ona, seslendiği zaman niçin hemen cevap vermediğini sordu Saîd durumu anlatınca, Allah’ın Resûlü hem ona, hem diğer Müslümanlara şu âyeti okudu:

“Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman Allah’a ve Resûlü’ne uyunuz”(Enfâl 8/24)

Demek ki o Sahâbî, namazda bile olsa, Resûlullah’ın kendisini çağırdığında namazını bozmalı, ona koşmalıydı

Ona salât ü selâm getirmeli

Peygambere saygı göstermek ona salât ü selâm getirmeyi gerekli kılar Şu âyet bize bu görevimizi hatırlatır:

“Allah ve melekleri Peygambere salât ederler Ey mü’minler! Siz de ona salât ve selâm getirin” (Ahzâb 33/56)

Allah’ın Peygambere salât etmesi, ona merhamet etmesi, şan ve şerefini yüceltmesidir

Meleklerin ona salât etmesi, “Allahım! Peygamberini yüce mertebelere eriştir!” diye niyazda bulunmasıdır

Mü’minlerin ona salâtü selâm getirmesi ise, “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed” demesi veya “Allâhümme salli” duasını okumasıdır

Peygamber Efendimize bir salât ü selâm getiren kimsenin kazancı ne olur? Bunu Allah’ın Resûlü’nden dinleyelim:

Bana salât ü selâm getirene:

Allah Teâlâ on defa rahmet eder; on günahı bağışlanır; mânevî mertebesi on derece daha yükseltilir

Yanında adım anılıp da bana salât ü selâm getirmeyen kimse, cimrinin tekidir

Ashâbın ona saygısı

Resûl-i Ekrem’e en büyük sevgiyi ve saygıyı Ashâb-ı Kirâm göstermiştir

Onlar, Allah’ın Elçisini rahatsız etmemek için yanında alçak sesle konuşur; başlarının üzerinde birer kuş varmış gibi onu sükûnetle dinler; Allah’ın Elçisi tıraş olurken saçının bir telini yere düşürmezlerdi

Daha sonra gelen nesiller de aynı muhabbeti ve hürmeti devam ettirdiler

Abîde es-Selmânî Tâbiîn neslinin önde gelen fakih ve muhaddislerinden biriydi Peygamber Efendimizin vefatından iki yıl önce Müslüman oldu, fakat onu görme bahtiyarlığına eremedi Abîde’nin şu sözü ilk Müslümanların ona duyduğu sevgiyi pek güzel anlatır:

“Yanımda Resûlullah’ın bir tel saçının bulunması, benim için dünyanın bütün servetinden daha değerlidir

MYaşar Kandemir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.