![]() |
Yazılmayan Günahlar-Şebnem İşigüzel |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yazılmayan Günahlar-Şebnem İşigüzelŞebnem İşigüzel, yeni romanı “Resmigeçit”te tarihle hesaplaşma gerekliliğini ve bunun yapılmadığı bir ülkede her tür zulmün kazandığı meşruiyeti vurgularken, edebiyatın bu hesaplaşmada üstlenebileceği role de dikkat çekiyor ![]() Siyasetin küçük dünyalarımıza bu denli nüfuz ettiği bir ülkede, edebiyatın da siyasetle hesaplaşması hiç bitmez ![]() ![]() Herkesin tanıdığı siyasetçileri, çağrıştırdıkları ile birlikte birer kurgu karakter olarak görmek, bizim de kendi hayatımıza mesafe almamızı ve çoğunlukla hiç de sorgulamadan yaşayageldiğimiz akıl almazlıkları insan gerçekliği üzerinden algılamamızı sağlıyor ![]() ![]() “Bugünleri de yazacağız” İşigüzel yoğunlaştığı romanın izleğini, bu yıl Sel Yayınları’ndan çıkan “Kadın Öykülerinde İstanbul” kitabındaki öyküsüne dair yapılan söyleşinin bir bölümünde paylaşmıştı, hatırlayalım: “Memleketin belleği buharlaştı, çoktan kayboldu ![]() 28 yıl geçmesine rağmen faşist, darbeci generallerin boynuna sarılarak şarkı söyleyen şarkıcılar, o adamları tonton dedeler sanan bir kuşak var ![]() Daha da kötüsü, hâlâ ve hâlâ darbe yapılmak istenmesi, siyasete müdahale, sınıf çatışması, hatta topsuz ve tüfeksiz olarak darbe yapılabilmesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugünleri de yazacağız ![]() İşte şimdi elimizde o bugünleri tutuyoruz ![]() ![]() Yetmişli yıllardan günümüze dek siyasi - toplumsal faaliyetlerini, aynı senaryo- nun farklı aaaahürleri şeklinde izlediğimiz tüm bu karakterlerin aynı zamanda insani zaaflarına da tanıklık ediyoruz romanda ![]() Karakterlerin arka planında ise başrolde Türkiye yakın tarihini görüyoruz ![]() ![]() Tarihle hesaplaşma gerekliliğinin ve bunun yapılmadığı bir ülkede her tür zulmün kazandığı meşruiyetin vurgulandığı romanda, edebiyatın bu hesaplaşmada üstlenebileceği rol de kendini şu ifadelerle hissettiriyor: “Serüven trenine benzemez tarih! Kişiliksiz, yönetilmez, hesaba kitaba gelmez, kavranamazdır ve hiç kimse kaçamaz elinden ![]() ![]() ![]() ![]() Hakikatle birlikte yaşamak Tarihte geriye sayımın sıfır noktasına, Florya Köşkü’nün Mustafa ismiyle bilinen hizmetlisi Kevork’un anıları eşliğinde 1915’i yerleştiren yazar; Diyarbakır Cezaevi işkencelerine sarmalanmış Kürt sorununa, ‘70’lerin sağ-sol, sonraki süreçlerin de adı farklılaşmış ama özü aynı kalmış türlü kutuplaşma oyunlarına tek tek yer veriyor ![]() Bunu neden yaptığını da, yine bir ben anlatıcının dilinden anlıyoruz: “Ben sizin gördüğünüzü görmüyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ibretlik resmigeçidi izledikten sonra, artık unutmanın kolaycılığına sığınmanın imkânı kalmıyor ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|