Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
heidegger, kimdir, martin

Martin Heidegger Kimdir?

Eski 04-24-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Martin Heidegger Kimdir?



Martin Heidegger Kimdir?

Varoluşçu felsefenin önde gelen isimlerinden biri olarak bilinen Alman filozoftur

26 Eylül 1889'da Baden eyaletinde doğdu Çocukluğundan itibaren dine ve felsefeye eğilimli biri olarak yetişti Felsefi çalışmalarıyla olduğu kadar, yaşamı ve çeşitli dönemlerde sergilediği politik tutumlarıyla da tartışma konusu oldu Felsefi yetkinliği ve önemi yadsınamazken politik konumları dolayısıyla sürekli sorunlu bir ilişkinin taşıyıcısı oldu ve bu durum çoğu zaman felsefi çalışmalarının tam olarak değerlendirilmesini gölgeledi

Freiburg Üniversitesi'nde Katolik ilahiyatı ve Hıristiyan felsefesi okudu ve 1914 yılında ilk çalışması ve doktora tezi, "Psikolojide Yargı Kuramı" ile dikkat çekmeye başladı 1923'te Marburg Üniversitesi'nde profesör oldu 1927 yılında "Varlık ve Zaman" yayımlandı ve yayımlanışından itibaren yalnızca var oluşçu felsefe açısından değil, 20 yüzyıldaki bir bütün felsefe tartışmaları bağlamında bir şekilde etkili oldu Heidegger burada, bütün bir Batı Felsefesi geleneğini metafizik olmakla eleştirdi, ki sonrasında post-modern felsefe bu argümanı başka düzlemelerde yeniden değerlendirecektir

1933 yılından itibaren Naziler 'in iktidara gelmesiyle birlikte Heidegger Nazilere katıldı Bu dönemde Freiburg Üniversitesinde rektör oldu Heidegger'in bu dönem boyunca izlediği politika her zaman tartışma konusu olmuş ve onun çalışmalarının değerlendirilmesine gölgeler düşürmüştür Nazilere katıldığı gerekçesiyle 1945'te üniversiteden uzaklaştırıldı ama sonra 1952'de yeniden üniversiteye dönebildi Daha sonra yanlış yaptığını söylemesi de üzerine düşen gölgelerin sona ermesini sağlamamıştır, ancak bununla birlikte onun teorik çalışmalarının değeri her zaman kendini buna rağmen korumuş ve felsefe açısından önemli yerini muhafaza etmiştir

Felsefesi

Heidegger'in felsefi çalışmalarında hocası Edmund Husserl'in ve fenomenoloji felsefesinin etkileri açıkca görülür Buna bağlı olarak felsefe-dışı sayılan pek çok kavramı felsefeye taşıdı ve var oluşçu felsefecilerde (örneğin Kierkegaard'ın korku, umutsuzluk, kaygı vb kavramlarla yaptığı gibi) görülen tarzda analizlere yöneldi ve bunları derinleştirdi Kaygı, sıkıntı, merak, ölüm, korku gibi terimleri felsefe düzlemine taşıdı Fenomenolojiyi Varlık sorunu bağlamında yeniden yorumladı ve kullandı Heidegger'in Husserl etkisi ile kendine özgü bir var oluşçu felsefe oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz

Heidegger'ın varoluşçu düşüncesine göre, insan bu dünyaya öylece bırakılmıştır Bu bırakılmışlık fikri birkaç yönden var oluşçu felsefenin temel argümanlarını sürdürür ve derinleştirir Var oluşa bırakılmışlığı ile insan kendi varlık'ını oluşturma özgürlüğüne zorunlu olarak bırakılmıştır aslında Ama başlangıçta, bırakılışın kendisi bir özgürlük yokluğudur -sondaki ölümün kaçınılamazlığı gibi

İnsan, varoluşun ortasına öylece, orada-bir-varlık-olarak (Dasein) atılmıştır Bu bir tercih ya da seçimin sonucu değildir Ve insan, bu bırakılmışlık içinde tercihler ve seçimleriyle kendi yaşamını ileriye doğru kurar Burada zorunlu bir özgürlük deneyimi söz konusudur İnsan kendi varlığını gerçekleştirmek üzere sürekli seçimler ve tercihler yapmak durumundadır, yani özgürlüğünü gerçekleştirmek zorundadır Ölüme kadar Heidegger'in felsefesinde ölüm fikri, bu bakımdan önemli bir yer tutar İnsan, bırakılmışlığında ölüme yazgılıdır ve var oluşunu buna göre gerçekleştirmelidir

Heidegger ayrıca, genel anlamda söylenecek olursa, teknik'in gelişimiyle birlikte şekillenen dünyanın eleştirisini yapmaya yönelmiştir ve modern dünyada buna karşı düsüncenin görevlerini belirlemeye calışmıştır " Varlık sorusu ", onun tüm felsefi çalışmalarinin özü ve özetidir Bu çalışma varlık'ın unutulmusluğuna yapılan bir itirazla başlar ve devam eder Kant, Hegel ve Husserl'den etkilendiğini belirtmenin yanı sıra, Nietzsche ile girdiği eleştirel ilişkinin de belirtilmesi gerekir Heidegger, yapısalcılığa benzer ama başka bağlamlarda Dil konusunu felsefeye temel bir kategori olarak sokmuştur Onun bütün felsefi kategorileri dil dolayımıyla işlerlik kazanır

"Dil Varlık'ın evidir" der Heidegger

Sartre ve Camus başta olmak üzere varoluşçu felsefeciler ve ayrıca yapısalcılık ve varlık felsefesi gibi diğer felsefe akımları da çalışmalarında onunla açık ya da örtük diyalog halinde olmuşlardır Daha sonra çalışmaları, özellikle dil dolayımlı analizleri ve felsefenin metafizik olarak eleştirisi mantığı, postmodern felsefenin gelişiminde önemli köşe taşları olacaktır

Kitapları

- Zaman ve Varlık Üzerine, MHeidegger, A Yayınları
- Nedir Bu Felsefe?, MHeidegger, Sosyal Yayınları
- Hümanizmin Özü, MHeidegger, İz Yayınları
- Metafizik Nedir?, Mheidegger, Kaknüs Yayınları
- Tekniğe İlişkin Soruşturma, MHeidegger, Paradigma Yayınları
- Bilim Üzerine Iki Ders, MHeidegger, Paradigma Yayınları
- Zaman Kavramı, Der Begriff der Zeit, M Heidegger, (Çev,SBabür), İmge Kitabevi Yayınları

KAYNAKLAR

Martin Heidegger, Anılar ve Günlükler, Frederic De Towarnicki, YKY
Heidegger Bir Filozof Bir Alman, Paul Hünnerfeld, Inkılap Kitapevi
Heidegger ve Naziler, Jeff Collins, Everest Yayınları
Felsefe Sözlüğü, Serkan Uzun / ÜHüsrev Yolsal, Bilim ve Sanat Kitapları

Martin Heidegger Hakkında

Heidegger'in Eserleri

Şey nedir? (1926)
Varlık ve Zaman (1927)
Kant ve Metafizik Sorunu (1929)
Metafizik Nedir? (1929)
Felsefe Nedir? (1956)

VAR OLUŞ NEDİR?

Batı felsefesinin, Descartes'tan beri bilgi sorununa odaklanmış olması zihnini kurcalıyordu Bu kartezyen yaklaşım, gerçekliği, akılla madde, özneyle nesne, gözleyenle gözlenen, bilenle bilinen halinde ikiye ayırmaktaydı Genç Heidegger'in, Amerikan pragmatistlerinin eserlerinden habersiz olması çok mümkündür; ancak geleneksel bilgi kuramına yönelttiği itirazın onlarınkiyle pek çok ortak yönü vardı Heidegger'e göre, geleneksel bilgi kuramı durumunun gerçeklikleri karşısında yanlıştı Bakmakta olduğumuz dış dünyadan ayrı değildik Bizler, bu dünyanın bütünleyici bir parçasıyız; bundan başka bir dünyada var olmamız düşünülemez bile Derinlemesine düşünüldüğünde, asıl gizem bilgi değil, varlıktır, var oluştur Kendimizi içinde ya da yanı sıra bulduğumuz bu var oluş nedir? Bir şeyin var olması ne demektir? Bir şey nasıl var olur? Hiçlik diye bir şey neden yoktur?

VARLIĞIN ÇÖZÜMLENMESİ

Kendi var oluşumuzun, dolaysız, şüphe götürmez şekilde farkındayızdır O nedenle, d,ye düşünür Heidegger, var oluş sorununu ele almanın yolu, kendi var oluşumuzun farkına vardığımızda bilincine vardığımız şeyin neliğinin görüngübilimsel bir çözümlemesini yapmakla başlar Varlık Ve Zaman adlı kitabında yaptığı budur Ağır, özenli, sistemli, neredeyse düşünceli düşünceli yürüyerek var oluşumuzla ilgili bilincimizi oluşturan belli başlı iplikleri tek tek ayırır Örneğin, bilince konu olan bir alan, bir tür sahne, perde ya da dekor (yani bunun vuku bulabileceği bir dünya) olmasaydı, böyle bir bilince kendi varlığımızın bilincine sahip olamayacağımızı gösterir Dolayısıyla, varlığımız doğası gereği "bu dünyalı"dır En azından bizim için varlık ile bir tür dünya, birbirinden ayrılmaz şeylerdir Aynı zamanda, şu ya da bu şeyin sürmekte olduğuna dair bir kavrayış olmasaydı, yine kendi var oluşumuza dair bir bilincimiz olamazdı Fakat, bu bir zaman boyutu gerekli kılmaktadır Dolayısıyla, farkında ve bilincinde olduğumuz var oluş, doğası gereği zamansaldır Yine, bu zamansallık bilincimize yer etmemiş olsaydı, kendi var oluşumuzun farkına varamazdık Bizi belli bir biçimde, en azından asgari düzeyde kaygılandırması gerekir ki onun farkına varalım Kaygı, indirgenemez bir öğedir Vs vs İşe başlarken, varlığımızla ilgili bilincimizin, daha ileri bir çözümlemeye elvermeyecek kadar dolaysız, doğrudan ve saydam bir şey olduğunu varsaymış olabiliriz; ancak, Heidegger bunu reddederek, varlığımızla ilgili bilincimizin, zengin ve derin bir içgörüyle çözümlemesini yapar Sonuçta şu sonuca vardı: En önemli yönleriyle bizim varlık kipimizin, öğeleri geçmiş, şimdi ve gelecek zamana karşılık gelen üç yönlü bir yapısı vardır; bu yüzden, son tahlilde varlık zamandır ( kitabın adı da budur)

KENDİMİZ OLMAK

Bu başlangıç noktasından hareketle Heidegger insanlık durumunu çözümlemeye koyulur Başka insanlarla temas kurmak gibi bir sorunla karşı karşıya bulunan soyutlanmış bireyler olmaktan çok uzak olan biz insanların var oluşu, başından itibaren paylaşılan, toplumsal bir var oluştur; sorunumuz, özgün bir kişisel var oluş tarzı bularak bireyler haline gelmektir Hepimiz, bilinmesi olanaksız bir geleceğin ve sonuçları hakkında emin olamayacağımız seçimlerde bulunmanın baskısı altındayızdır Payımıza suçluluk ve endişe düşmektedir; özellikle ölüm karşısında endişe Hayatlarımızın, metafizik bir nedeni ya da temeli ve bir anlamı olsun isteriz Ancak, bunların nesnel olarak var olduklarından emin olamayız; eğer yoksalar, hayatlarımızın nihai olarak hiçbir anlamı olmayabilir, saçmadır; aksi halde, sahip olduğu anlam, bizim verdiğimiz bir anlamdır

Martin Heidegger'in Varlık ve Zaman Anlayışı

Martin Heidegger, 20 yüzyıl düşüncesine en fazla etkide bulunan felsefecilerden biridir Hayatı boyunca "Varlık'ın Anlamı Nedir?" sorusuna yanıt aramış, düşüncesini bu soru çerçevesinde yoğunlaştırarak, felsefe tarihini incelemiştir "Varlık'ın Anlamı Nedir?" sorusuna sistematik bir yanıt verebilmesi onun engin felsefe tarihi bilgisine bağlıdır Yıllarca Antik Çağ üzerine verdiği ders ve seminerler onun varlık karşısındaki tutumuna yön vermiştir

Felsefe tarihindeki uzun süren varlık incelemesi ve varlık kavramı üzerine yaptığı etimolojik araştırmalar onu, Sokrates öncesi doğa felsefecilerine yöneltmiştir Heidegger, doğa filozoflarının varlığı önsel ve dolaysız bir biçimde kavradıklarını ileri sürmüştür Fakat Platon'la birlikte varlığın önsel ve dolaysız kavranışı, metafiziğin etkisi sonucu üstünü kapanmış ve örtüsünün altına gizlenmiştir Heidegger'e göre, Platon , Batı metafiziğinin de başlatıcısı olmuştur Felsefe, artık metafiziğin varlığı açıklama evrenidir

Aristoteles'le devam eden bu metafizik varlık anlayışı Orta Çağ'da, dinsel anlam kazanarak, İlahî Varlık alanına dönüşmüştür Descartes'la başlayan Modern Batı Felsefesinin, varlığı epistemoloji temelli bir metafizik anlayışla ele aldığını ileri süren Heidegger, en büyük karşı çıkışını Kartezyen geleneğe yapmıştır

Heidegger'in amacı, Kartezyen geleneğe bağlı olan epistemoloji temelli düalist varlık anlayışını yeniden yorumla*** (tahrip ederek), yerine ontoloji temelli varlık kuramı geliştirmekti Bu amacını Varlık ve Zaman adlı eserinde gerçekleştirerek çağımızın varlık kuramlarını etkiledi

Martin Heidegger'i anlamak ve onun çağımızdaki konumunu belirlemek için ondan önceki felsefî gelişmeleri de anlamak gerekir Özellikle Descartes'la başlayan felsefe ve sonraki gelişmeler varlık bağlantısı içinde yorumlanmalıdır Descartes'ı modern felsefenin kurucusu ve babası yapan nedir? Descartes felsefesinde ne vardı ki felsefenin akışı ve bakış açısı değişti? Niçin modern felsefeyi Descartes'la başlatıyoruz da Bacon, Galileo, Kopernik ya da Kepler'le başlatmıyoruz? Descartes'ı Descartes yapan nedir? Yanıt tek kelimeyle "cogito" dur Çünkü Descartes sonrası tüm filozoflar, felsefenin temeline cogito'nun değişik formlarını ko***, felsefe yapmaya başladılar Bunlar Spinoza, Leibniz, Locke, Hume, Berkeley, Kant, Fichte, Schelling, Hegel, Dilthey ve Husserl'dir Heidegger'e göre, bu geleneği ilk defa cesurca tartışan ve reddeden son Batı metafizikçisi Nietzsche'dir

Cogito'nun temele alınması ve bunun bilgi kuramsal bir ontoloji ile açıklanma çabası aynı zamanda bilimleri de ön plana çıkarttı Çünkü cogito'da hiç sarsılmadan ve açık olarak var olan kesinlik, bilimlere matematik öğelerin kesinliği olarak yansıdı Matematiğin doğruluğu, kesinliği, değişmezliği ve evrenselliği kendini bilimlerin yasalarındaki matematik ifadelerde buldu Kartezyen gelenekle başlayan cogito merkezli felsefe ve bilim anlayışları 17 yüzyıldan 20 yüzyılın başlarına kadar devam etti

Cogito, Spinoza'da Bir, Leibniz'de monad, empiristlerden Locke ve Hume'da içi boş levha olan özne, Berkeley'de ruh, Kant'ta transendental özne, Fichte ve Schelling'te Ben ve son olarak Hegel'de de Mutlak Tin oldu Tüm modern filozoflar cogito'yu öznenin değişik formları olarak kavrayıp onu açıklamaya çalıştılar Heidegger'e göre, tüm modern felsefe aslında cogito felsefesinden ve epistemolojik felsefeden başka bir şey değildir

NEDEN VARLIK?

'Varlık' terimi çeşitli karşıtlıkları içerir O, ilk olarak bilgi ve bilim ile çelişir Heidegger'in zamanındaki ve daha önceki birçok filozof, özellikle de, Kant'ı takip ettiğini iddia edenler, "ne bilebiliriz?" ve "bilimlerin temelleri nelerdir?" gibi soruları sorarak, temelde epistemolojiyle ya da bilgi kuramıyla ilgilendiler Heidegger epistemolojiye karşıydı Bilgi kuramı sürekli bıçağını biler, fakat bir türlü işe başlayamazdı Bilgi, özellikle bilimin sistematik bilgisi bir taraftan bilen, diğer taraftan hakkında bilinmek istenen obje ya da objeler alanı arasında bir bağlantıyı içerir

Fakat tüm bu felsefeler bir şeyi unutmuştu Unutulan zaman'dı Cogito'nun tüm formlarında zaman ya göz ardı edildi, ya cogito'nun içine ya da cogito'nun dışına konuldu Hiçbir biçimde, zaman ve cogito birlikte kavranılmadı Bu bir eksiklikti, bu Dasein'ın kendisini gizlemesi, üstünü örtmesi ve kendisini yanlış yorumlamasından başka bir şey değildi O halde "Varlık'ın anlamı" yeniden sorgulanmalıydı Heidegger'e göre, ilk defa Kant, cogito'yu zamanla birlikte ele aldı Fakat Kant, kartezyen geleneğe olan aşırı sadakati sonucu zamanın, "Varlık'ın anlamı" olduğunu göremedi Kant sonrası felsefeler, cogito'nun değişik formlarını ele alıp açıklamaya devam ettiler 19 yüzyıl felsefe akımlarından Alman romantiklerinin temsilcileri Fichte, Schelling ve Hegel cogito merkezli kuramlarını iyice kavramlaştırıp, soyutla*** "Varlık'ın anlamını" mutlak tinde aradılar Zamanı da mutlak tinin açılımında ortaya çıkan tarih kavramıyla açıkladılar 19 yüzyılın diğer bir felsefe akımı olan pozitivizm ise, zamanı nesnel bir yorumla ele alarak fiziksel olanla ilişkilendirdi Sonuçta 19 yüzyıl felsefeleri zaman ve varlığın birbirleriyle olan bağlantısını kavramaktan çok uzak kuramlar ortaya koydular

Heidegger, 19 yüzyılın sonlarına damgasını vuran bir Danimarkalı ve üç Alman filozofuyla birlikte başlayan yaşam felsefesi anlayışının, epistemoloji temelli kartezyen geleneğini yerinden sarstığını öne sürer Bunlar, Kierkegaard, Dilthey Nietzsche ve Husserl'dir

Kierkegaard'ın Hegel'in sistem felsefesini eleştirmesi ve bireyin önemini vurgulaması, Dilthey'in tin bilimlerine önem vermesi sonucu yaşam ve tarih kuramlarını geliştirmesi ve Nietzsche'nin Batı metafiziğini ve kartezyen geleneği acımasızca eleştirmesi, Heidegger'in görüşlerini derinden etkilemiştir

Husserl'in fenomenolojik yöntemini kendine örnek alan Heidegger, varlık felsefesinin ancak fenomenolojik yöntem ile olabileceğini ileri sürmüştür

20 yüzyıl artık kartezyen geleneğin terk edildiği yüzyıldır Önce yaşam ve tarih felsefesi, kartezyen geleneği eleştirmeye başladı Daha sonra varlık felsefesi, kartezyen geleneği tamamen reddetti Heidegger'e göre, artık cogito merkezli felsefeler yerini varlık merkezli felsefelere bırakmalıdır Bunun için epistemoloji temelli veya kartezyen geleneğe bağlı varlık felsefelerinden vazgeçilmelidir Çünkü felsefenin Varlık'ı sorgulaması ve anlaması, epistemoloji ile olamaz Felsefenin konusu, temel ontolojidir

"Varlık'ın anlamı nedir?" sorusu, temel ontolojinin sorguladığı tek sorudur Böyle bir soru da ancak kendisinde Varlık'ı açabilecek bir var olanın sorabileceği sorudur Kendisini kendinde Varlık olarak açan tek varlık Dasein'dır

O halde, temel ontolojinin, yani felsefenin görevi, Dasein'ın Varlık'ını serimleyerek, Varlık'ı açığa çıkarmaktır

Varlık'ı açmanın yöntemi, fenomenolojidir Dasein'ın var oluşunun analitik serimlenmesinde Varlık'ın anlamının zaman olarak ortaya konulması fenomenolojinin görevidir Heidegger'e göre, ontoloji, yalnızca fenomonoloji ile olanaklıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.