Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
heinrich, kimdir, rickert

Heinrich Rickert Kimdir? (1863-1936)

Eski 04-24-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Heinrich Rickert Kimdir? (1863-1936)



Heinrich Rickert Kimdir? (1863-1936)

Windelband’ın öğrencisidir Heidelberg’de profesör olarak çalışmıştır Hocasının izinde değerler felsefesini geliştirmeye çalışmasının yanında, doğa bilimleri ve tarih/tin/kültür bilimleri ayrımıyla da yoğun olarak ilgilenmiştir

Rickert esas olarak Kant’ın aşkınsal idealizminden bir eleştirel ontolojiye geçme girişimiyle anılır Özellikle değer problematiğiyle ilgilendiği dönemde bir çeşit “değer ontolojisi” geliştirmek istemiştir Ona göre değerlerin kültürün taşıyıcıları olduklarında, onların kültür yaşamını belirlediklerinde hiçbir şüphe yoktur Öyle ki, ona göre değer bilgiyi de önceler; çünkü en nihayet bilgi de bir değerin (Doğru) gerçekleşmesinden başka bir şey değildir Bu konuda o Fichte’yi izleyerek pratik aklın teorik akla önceliğini savunmuştur Rickert’in bilimler sınıflandırması ve kendi verdiği adla “kültür bilimleri”ni temellendiriş şekli, özellikle dostu ve öğrencisi Max Weber’in bilim anlayışını ve sosyolojiyi bir bilim olarak temellendirişini etkilemiştir

Onun bilim eleştirisinden bir diğer öğrencisi, doktora hocalığını da yaptığı Martin Heidegger de etkilenmiştir Rickert’e göre pozitivist bilim anlayışı bir dogmatik natüralizme dayanmaktadır ki, bu dogmatik natüralizm, Comte’tan beri, pozitivistlerin “sosyal bilimler” diye adlandırdıkları “kültür bilimleri”nin de doğa bilimi modelinde kurulmaları girişiminde yönlendirici olmuştur Pozitivistler “bilim” kavramını “deneyimsel bilim” ile sınırlandırdıklarından, duyusal deneyim konusu olamayan değerlerin toplumsal yaşamdaki belirleyici rollerini anlayamamışlardır

Bu konuda Dilthey’dan etkilenen Rickert’e göre, Comte, kendi verdiği adla “sosyoloji”sini böyle sınırlı bir bilim anlayışına, “pozitif bilim” modeline göre kurmakla, eksik ve hatta yanlış bir bilim ortaya çıkarmıştır Rickert’e göre, Kant’ta olduğu gibi, bilgi, öznenin bir inşasıdır, bir kurgusudur Ve bu inşada belirleyici olan, temeli oluşturan şey, Windelband’ın da ifade ettiği gibi, mantıktır Dolayısıyla doğa bilimleri de, kültür bilimleri de, mantıksal kuruluşları bakımından aynı zemin üzerindedirler Ancak onlar farklı yöntemler kullanırlar Çünkü, farklı bilgisel ilgilere ve bilgisel hedeflere sahiptirler Doğa bilimlerinin ilgisi, Windelband’ın işaret ettiği üzere, konularını genellik tasarımı altında bilmeye yöneliktir, hedefi ise genel yasalar (doğa yasaları) ortaya koymaktır

Buna karşılık kültür bilimlerinin ilgisi, konularını, yine Windelband’ın işaret ettiği üzere, bir defalık olaylar olarak ele almaya yöneliktir; hedefi ise bu olayları bir defalık bütünlükler halinde kavramaktır İlgi ve hedeflerdeki bu farklılık, doğa bilimlerini genelleştirici bilimler, kültür bilimlerini ise tekilleştirici bilimler kılar Ayrıca, kültür bilimleri, konusu olan sosyal gerçekliği değerlerin güdümünde oluşan bir gerçeklik olarak ele alır Yine Windelband’ın belirttiği gibi, sosyal gerçeklik, insanların Doğru, İyi, Güzel gibi genel geçer değerler (veya değer sınıfları) altında gerçekleştirdikleri her şeyi içine alır Ne var ki, Rickert, değerlerin her dönem ve çağda farklı şekillerde benimsendiklerini belirtir ki, kültür bilimlerinin görevi, zaten her çağda ve dönemde anlamları değişen değerlerle insan eylemleri arasındaki bağı kurmak ve kavramaktır Onları tekilleştirici kılan yön de, bizzat her dönem ve çağın özgül kalmasıdır Kültür bilimleri bu özgüllüğün peşinde olmalıdırlar Değerlerle insan eylemleri arasındaki bağı kavramak ise anlama yoluyla olanaklıdır

Anlama, hermeneutikçilerin (örneğin çağdaşı Dilthey’ın) belirttikleri gibi, tarihi ve kültürü kavrama biçimi ve yöntemidir Rickert’e göre doğa değerden yoksundur; dolayısıyla o algılanabilir ve açıklanabilir, fakat anlaşılamaz Doğa bilimlerinde kavram kurma yasa-olgu ilişkisi temelinde gerçekleştirilir Kültür bilimlerinde ise kavramlar, ancak değer-eylem ilişkisi gözetilerek kurulabilirler Sonuç olarak, kültür bilimleri özgüllüğün ve tekilliğin bilimleridir Bu nedenle özgül ve tekil olanı dışta bırakan veya ikincil kılan genelleştirici doğa bilimlerine göre, kültür bilimleri gerçekliğe daha yakın dururlar Çünkü gerçek olan özgül ve tekil olandır; genel/evrensel olan ise sadece bir soyutlamadır

Max Weber (1864-1920), Berlin’de profesör olarak çalışmıştır Heidelberg Okulu’yla doğrudan bir ilişkisi yoktur Rickert’in dostu ve öğrencisi olduğu gibi, onun bilim öğretisinin izleyicisidir ve Dilthey’ın hermeneutiği ile Rickert’in bilim öğretisini bağdaştırmaya çalışan bir anlamacı bilim ve anlamacı sosyoloji geliştirmiştir

KAYNAK

Kant ve Yeni Kantçılık; Doğan Özlem; Cogito Sayı: 41-42 2005; Yapı Kredi Yayınları


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.