Kaslar • Kan ve Kalp |
04-15-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Kaslar • Kan ve KalpKaslar • Kan ve Kalp Kaslar İnsanların ve hayvanların vücudunda iskelet dediğimiz bir çatı vardır, çeşitli boy ve biçimdeki organlar bu iskelete bağlanmıştır: bunlar, kaslardır Sayılan 600'e yaklaşan kaslar, vücuda biçimini verir ve bütün hareketlerine katılır Beyazlar ve Kırmızılar İki türlü kas vardır: 1 Beyaz kaslar Düz kas liflerinden meydana gelmiştir, ince katmanlar halinde, içi boş organları (mide, sidik torbası) ve kanalları kaplar; bunlara içorgan kasları da denir 2 Kırmızı veya çizgili kaslar Bunlarda kalın ve kırmızı bir orta kısım (karin) vardır; iki ucu, beyazımtırak ve dar birer kirişle son bulur Kasların biçimleri çok değişik olabilir: iğ biçimi (kol pazısı), değirmi (göz kapağı kasları), yelpaze biçimi (göğüs kasları) Kalp, çizgili bir kırmızı kastır, ama ötekilerden tamamen başkadır Bu kaslar genellikle kemiklere bağlanır (bunun için iskelet kasları da denir), ama kıkırdaklara veya derinin, altına da girebilir Şiddetli bir vuruşla bir kasın lifleri kopacak olursa lif kopmasından söz edilir Kasların belli başlı özelliği, esneklik ve kasılma yeteneğidir Kasılma, hareket sinirlerinin aktardığı sinirsel bir akımla olur Bu hareket sinirleri kas liflerinin üzerine yerleşip bir hareket plağı meydana getirir Mide ve bağırsak kasları gibi düz kaslar ağır ağır ve istem dışında kasılır Çizgili kaslar ise tersine, beynin emirlerine uyar Dinlenme halindeyken kas, tonus denilen kısmi bir kasılma durumundadır Çalıştığı zaman enerjisini, besinlerden, özellikle de oksijen sayesinde değişime uğrattığı şekerden alır Artıklarını (özellikle laktik asit) normal olarak kan yoluyla atar Fazla yoğun bir kas çalışmasında artıklar kasa birikir ve kas yorgunluğu yaratır, bu da, çalışma uzun sürecek olursa, tutulmalara (ağrılı kasılmalar) yol açar Kramplarda ise aksine, ağrı kısa sürer veya soğuktan ya da biçimsiz duruştan ileri gelir Nazik Organlar Miyoloji (kasbilim), anatominin (vücudun çeşitli organlarının incelenmesi) kaslarla ilgilenen dalıdır Kasları ayrı ayrı sayar ve görevlerini açıklar Kas cerrahisi yıpranmış, yırtılmış veya kesilmiş kasları onarır: ağır yaralanmalarda (savaş yaralıları, ağır yanıklar vb; organ nakilleri yapar Masaj ise kasların sağlamlığını ve işlekliğini korur, yorgunluğu giderir (Solda) Pazı kasının hareketi: 1 kas dinlenme durumunda; 2 kasılmış durumda (Ortada) Bir çizgili kas liflerinin, mikroskopta görünüşü Çizgili, kırmızı kaslar, erişkin insanda vücut ağırlığının yarısını oluşturur Bu kaslar, kalp hariç, istemle kasılabilir (Sağda) Bir sol bacağın anatomisini gösteren desen, Davul Angers'in (17881856) çizgisi Vücudun genel biçimi, kasların yapısına ve boyuna göre oluşurKan ve Kalp Atar ve toplardamarlardaki kan vücutta dolaşır Bu dolaşım durmadan çalışan ve emmebasma bir tulumba ödevini gören kalp tarafından düzenlenir 65 kilo ağırlığında bir insanın 5 litre (vücut ağırlığının 1/13'ü kadar) kanı vardır Bu kırmızı ve yapışkan madde plazma adı verilen bir sıvıyla yuvarlar ve pulcuklar dediğimiz hareketli maddelerden meydana gelmiştir Al ve Akyuvarlar Alyuvarlar (eritrosit) küçücük, yuvarlak disk görünümündedir (kanın her milimetre küpünde ortalama 5 milyon), içlerinde, kana rengini veren kırmızı bir boya, yani hemoglobin (yüzde 90) bulunur Bu boya, oksijen ya da karbondioksitin çok bulunduğu ortamlardan bunları almayı, sonra gereken ortamlara salıvermeyi sağlar Akyuvarlar (lökosit) alyuvarlardan daha azdır (milimetreküpte 6,000 ile 7,000 arasında); renksiz olan bu yuvarların biçimleri de değişik olabilir Bunlar bir yandan ölmüş veya yıpranmış hücreleri yok ederek, öte yandan tehlikeli mikroplan «yiyerek» organizmanın «temizlenmesi» ve savunması işini üstlenmişlerdir Pulcuklar (milimetreküpte 200,000 ile 300,000 arasında), kanamaların durdurulmasında ve kanın pıhtılaşmasında önemli rol oynar Kan hücrelerini (yuvarlar ve pulcuklar), ilikte, lenf düğümlerinde, dalakta ve karaciğerde bulunan özel bir doku üretir Plazma ve Lenf (Akkan) Açık sarı renkte olan plazmada su, madensel tuzlar, erimiş gazlar, sindirilmiş besinler, çok az miktarda etkin madde (hormonlar, vitaminler) ve organların çalışması sonucunda doğan artıklar bulunur Kan, onun aracılığıyla besleme görevini yapar Plazma, serum denilen bir sıvıyla fibrinojenden oluşur; fibrinojen pıhtılaşma anında pıhtıyı meydana getirir Derinin yüzeyi hafifçe sıyrıldığında renksiz bir sıvı ortaya çıkar, lenf ya da akkan denen budur (her insanda yaklaşık olarak 15 litre) Lenf, kılcal damarların çeperlerinden sızan plazma ve akyuvarlardan meydana gelir, hücrelerin oksijen ve besin aldıkları ve artıklarını içine attıkları ortamı oluşturur Lenf düğümleri akyuvarların oluştuğu yerdir ve mikroplara karşı bir savunma duvarı ödevini görür Sonsuz Bir Dolaşım Kan dolaşımı, kalpten başlayan iki akımla olur Temiz kan (bol oksijenli olduğu için rengi kırmızıdır), aort atardamarı yoluyla vücudun her yanına dağılır Atardamarlar gittikçe incelen sayısız dallara ayrılır, en sonunda saç kadar ince kılcal damarlar haline gelir Kan ile dokular arasındaki gaz ve besin alışverişi kılcal damarlar düzeyinde olur Kan, artıklarla ve karbondioksitle yüklenmiş olarak (kirli kan) toplardamarlar yoluyla yeniden kalbe döner: buna büyük dolaşım veya genel dolaşım denir (Solda) Kalbin kesiti Oksijen yüklü kan, akciğer toplar damarlarıyla kalbe gelir; aort yoluyla organlara gönderilir ve ana toplardamarlar yoluyla geri döner (Sağda) Kan dolaşımı şeması Mavi renkle gösterilen damarlar aracılığıyla kirli kan organlardan kalbe ve oradan akciğerlere gider Kırmızıyla gösterilen damarlar ise temiz kanı akciğerlerden kalbe götürür; kalp bu kanı kılcal damarlara doğru pompalar Miyokard Enfarktüsü Kalp atardamarı veya kalbi besleyen dallarından bir tanesi bir pıhtıyla tıkanacak olursa kalp kası (miyokard), artık kan alamaz olur ve oksijensiz kalır; buna enfarktüs denir Ciddi vakalarda cerrahî tedaviye, yani açık kalp ameliyatlarına veya kalp nakline başvurulur Profesör Barnard, 3 Aralık 1967 günü Kap'ta ilk kalp naklini gerçekleştirmiştir Kan Hastalıkları Kansızlık (anemi), alyuvar sayısının aşırı azalmasıyla belirir Gerçek kan kanseri olan lösemide, akyuvarlar aşırı çoğalır Kadınlardan geçen ve sadece erkeklerde görülen hemofili hastalığında ise, kan ya çok yavaş pıhtılaşır, ya hiç pıhtılaşmaz ve en küçük bir kanama bile çok ağır sonuçlar yaratabilir • Bilgilikcom |
|