Osmanlı Saray Halkı Hakkında Bilgi |
09-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Saray Halkı Hakkında BilgiAskeri sınıfın zirvesinde şüphesiz ki osmanlı devletinn idari sisteminde en yüksek otorite gibi görünen padişah bulunmaktadır Burada padişah için "görünen" ifadesini kullandık Zira Osmanlı devletinde padişahlar her istediklerini yapan kişiler değilerdiBinaenaleyh görünüşte yegane söz sahibi gibi mütalaa edilseler de gerçekte onlarda belli kural ve kayıtlara bağlıydılar Tarihin uzak dönemlerinden itibaren kurulmuş bulunan bütün türk devletlerindeki töreye göre ülke, hanedan ailesinin müşterek malı sayılıyordu Bu eski ve kökleşmiş bulunan töreye göre Osmanlı padişahı memleketin sahibi sayılırdıBu sebeple tebaasının(vatandaşının) malı ve canı üzerinde tasarruf yetkisi vardı vasıtalı veya vasıtasız bunu kullanabilirdi Her türlü güç ve kuvvet onun elindeydi Fakat o, bunu keyfi olarak değil, kanun, nizam ve gelenkelere dayanarak muamelatın icaplarına göre yürütürdü Nitekim fatih kanunnamesi (S16)'nde, padişahın yetkilerini nasıl kullandıklarını işaretle şöyle denilmektedir: é ve tuğra-yı şerifim ile ahkam buyrulmak üc canibe mufavvazdır Umur-i alemee mütealik ahkam, vezir-i a!zam buyruldusu ile yazıla ve malıma mütealik olan ahkam defterdarlarım buyruldusu ile yazalarve şer-i şerif üzre deavi hükünükadıaskerlerim buyrulduds ile yazalaré Bu ifadelerden anlaşıldığına göre dini ve dünyevi bütün yönetim padişah adına yapılmaktadır Buna dayanılarak padişahın, dünyevi ve toplumla ilgili yetkilerinin kullanılmasında sadrazamları,dini yetkilerin idaresinde ise önceleri Kadıaskerleri, daha sonra da şeyhü'lislamları vekil tayine ettiği söylenebilir |
Osmanlı Saray Halkı Hakkında Bilgi |
09-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Saray Halkı Hakkında Bilgiİslam hukukuna göre devletin başında bulunan hükümdarın hakıkında nass bulunmayan konularda vatandaşların maslahatınıgözeterek çıkardığı kanunlara uymak, dinin emiridir Bununla beraber, islam hukukuna göre hükümdar, her isteiğini yapabilen ve hür türlü arzusuna uyulması gereken bir kişi değildi O da şer'i hukukun getirdiği emirlere uyması gerekir aksi takdirde hz peygamberin Allahın emirlerine itaat yoktur Hadis-i şerif ile Hz Ebubekirin halife seçildiği zaman yaptığı ilk konuşmasında dediği gibi emirlerine itaat mecburiyeti kalkar Müslüman bir topluma istinad eden bünyesile osmanlı hükümdarları, yukarda işaret edilen hükümlerin dışında hareket edemezler Zira bu devletin geleneğinde hakim olan anlayışa göre devlete din asıl, devlet ise onun bir fer'idir bu anlayıştan hareketledir ki kanun, hüküm, ferman ve uygulamada dinin prensipleri dışına çıkmamak için osmanlılar kuruluşlarından itibaren garanti içinde hukuk" yakından aşina olan ülemaya devlet yönetiminde yer veriyorlardı nitekim kuruluştan kısa bir müddet sonra tahta geçmiş Orhan gazinin vezirlerinden Sinan paşa ile çandarlı halil ulemadan dı Esasen 14asır türk dünyasını gezip gören ve bu dünyahakkında canlı levhalar şeklinde sağlam bilgiler veren ibn baturda nın müşahede ettiği gibi Anadolu türkmen beylikleri hemen hepsinde fatihler "islam hukuku bilginleri"beylerin yanıda en şerefli mevkid yer almakta idiler |
|