Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
karadenizdeki, mehmetin, seferleri

2. Mehmetin Karadenizdeki Seferleri

Eski 09-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

2. Mehmetin Karadenizdeki Seferleri



2 Mehmetin Karadenizdeki Faaliyetleri

Fatih Sultan Mehmet'in Karadenizdeki Faaliyetleri

Bilindigi gibi Osmanlilar, eskiden beri Anadolu birligini kurmak ve burada güçlü bir Müslüman Türk Devleti meydana getirmek için ugrasiyorlardi Bu gayelerine ulasmak için gösterdileri gayretlerinin bir sonucu olarak onlar, Anadolu'nun büyük bir kismini hakimiyetleri altina almaya muvaffak oldular Bununla beraber, kuzeyde Karadeniz'e kiyisi bulunan kisimlar (Samsun hariç), baskalarinin elinde bulunuyorlardi Bunlar, Trabzon Rum Imparatorlugu, Isfendiyarogullari Beyligi ve Amasra (Amasteri) Cenevizlilerin idaresinde idi Karadeniz'in bu sahil bölgesinde büyük ve önemli birçok sehir bulunuyordu Istanbul'u feth etmis bulunan Osmanlilarin, gerek ekonomik, gerek siyasî gerekse dinî bakimdan buralara da hakim olmasi icab ediyordu Osmanlilarin bu niyetini fark eden Venedik ve Ceneviz gibi deniz ticareti ile geçinen devletler, Istanbul'un fethi üzerine büyük bir telasa kapilmislardi Dogrusunu söylemek gerekirse bu durum sadece onlari degil, Avrupa'yi da ciddi endiselere sevk etmisti Dogudaki bazi küçük beylik veya emîrlikler ise, siranin yavas yavas kendilerine gelecegini düsünüyorlardi Bu sebeple, Osmanlilara karsi bir dogu ve bati ittifaki tehlikesi ufukta görünüyordu Bir taraftan, Bati'nin böyle bir hareket için Anadolu emîrliklerini tahrik etmesini önlemek, diger taraftan da Anadolu birligine vücud vermek ve devlet merkezinin hem jeopolitik, hem de askerî emniyetini temin için, Karadeniz sahillerini elde bulundurmak gerekiyordu Bu sebeple Fâtih Sultan Mehmed, buralari elde edebilmek için bir plan hazirlar O, hazirladigi planinin geregi olarak ayni mevsimde arka arkaya üç sefer tertiplemek zorunda kalir

Fâtih, düsünce ve hareketlerini gizli tutmakla meshurdur Seferin nereye yapilacagini kendisinden baskasi bilmezdi Karadeniz seferinde de bu gizlilige riayet edilmisti O, donanmayi, Vezir-i a'zam Mahmud Pasa komutasinda sevk ederken, kendisi de karadan hareket etmisti Hedefin neresi oldugunu bir münasebetle soran kadiaskere "Hocam, eger sakalimin tellerinden biri, zihnimden ne geçtigini bilecek olursa onu bile hemen koparir yakarim" diyerek, askerî harekât esasinin gizlilik oldugunu göstermis olur

Fâtih Sultan Mehmed bakimindan Karadeniz sahillerinin fethi büyük bir önem tasiyordu Hatta o, simdiye kadar dedeleri tarafindan buralarin (Amasra gibi) fethedilmemis olmasini hayretle karsiliyordu Gerçekten o, Amasya için Mahmud Pasa'ya: "Mahmud! Ol hisar ne yerdir kim âni benim atam dedem almadi?" diyerek, atalarinin simdiye kadar burayi almamalarini adeta tenkid konusu yapar Zeki sadrazam, Fâtih'in bu sorusunu: "Sultanim bunun alinmadigina sebep ol kim Hak Teâlâ'nin takdirinde bu, feth olunmak sultanim elinden ola" diyerek, bu fethin, Allah tarafindan kendisine nasib olacagini söyleyerek cevaplamisti Bu cevabiyle o, bu ise hemen baslanabilecegini de ima etmis oluyordu

Amasra, Cenevizlilerin önemli bir ticaret merkezi idi Istanbul'un fethinden sonra müskül bir duruma düsmüs olmasina ragmen eskiden oldugu gibi hareketlerine devam etti Gerçi buradakiler, bir miktar vergi veriyorlardi Fakat bunu bazan zamaninda bazan da geç veriyorlardi Bununla beraber etraflarini vurmaktan ve bilhassa denizde soygunculuk yapmaktan da vazgeçmiyorlardi Böylece, bir yilda verdikleri vergiyi adeta bir günde geri aliyorlardi Bundan baska bu sehir, Anadolu'dan kaçan esirlerin sigindigi bir yerdi "Memâlik-i müslimine hayli zarar edüp nice kimseleri girift edüp diyar-i efrence gönderip bey'eden" ve Karadenizde sefer yapan Müslüman gemilerine bilhassa musallat olan Amasralilar, bu taarruzlarinin sebebi soruldugu vakit inkâr ediyor, bunu yapanlarin "levent gemileri" oldugunu ve bunlarin kendilerini de dinlemediklerini söylüyorlardi Aradaki anlasmalari birkaç defa bozan Amasralilarin, Istanbul'un zaptindan ve Osmanlilarla Cenevizlilerin arasinin açilmasindan sonra, etraftaki tecavüzleri daha çok artmisti Amasralilarin yaptiklarina son vermek ve problemi temelinden halletmek üzere kendisi karadan, Mahmud Pasa da denizden Amasra'ya gidip sehri kusatma altina alirlar Bu kadar muazzam bir ordu ile basa çikamayacagini anlayan Amasra idarecileri, Mahmud Pasa'nin ikna edici konusmasi karsisinda teslim olmuslardi Onlar, pâdisaha sehrin anahtarini teslim etmekle hayatlarini kurtardilar Böyle bir hareketten dolayi pâdisah onlari esir muamelesine tabi tutmamisti Fâtih, basta tekfur olmak üzere Amasralilarin ileri gelenlerini Istanbul'a gönderdi

Silah kullanmadan Amasra'yi ele geçiren Fâtih Sultan Mehmed, Bursa'ya dönmüsken tekrar Karadeniz'e yönelir Burada müstahkem bir kale olan Sinop'ta Isfendiyaroglu Ismail Bey hüküm sürüyordu Mahmud Pasa'nin teklifi ve idareci özelligi ile olsa gerek ki Mahmud Bey ile Isfendiyaroglu arasindaki konusmalardan sonra Ismail Bey, Fâtih Sultan Mehmed'e bey'at edecektir Halbuki o sirada, Ismail Bey'in idaresinde Sinop'ta 400 top, 2000 topçu, limanda demirli birçok gemi ve onbin muharip asker vardi Buna ragmen böyle bir kalenin, silah atilmadan teslim olmasini, Ismail Bey'in ne derece büyük bir iman sahibi oldugunu ve Anadolu birliginin kurulmasina taraftar bulundugunu, bunun da ancak Istanbul'un Fâtihi vasitasiyla mümkün olacagina olan inanci ile izah etmek mümkündür Ismail Bey, Fâtih'e bey'ata karar verirken kendisinin sahib bulundugu yüksek dinî suur ve fazileti ile birlikte, Sultan'in Istanbul'u fethetmek suretiyle Islâm âleminde kazanmis oldugu prestijin de etkisinin bulundugu söylenebilir Ismail Bey, vezir-i âzamin delâletiyle ordugahta Osmanli ricali tarafindan büyük bir merasimle karsilanmisti Hatta Fâtih bile çadirinda ayaga kalkip birkaç adim yürümek suretiyle onu karsilamisti Nitekim Dursun Bey "Erkân-i devlet, Ismail Beg'i izzet ü ikram ile pâye-i serir-i saltanata yitistürdiler Pâdisah dahi visaktan tasra bir kaç kadem istikbal edüp musafaha ma'nasi oldi" diyerek bütün bir devlet erkâni ile birlikte pâdisahin da onu karsiladigini anlatir Iskenderoglu'nun, Fâtih'in elini öpmeye kalkismasi üzerine hükümdar: "Ismail Bey, sen benim ulu kardasimsin, reva midir kim elim öpesin" diyerek bu hükümdari tahtinda kendi yanina oturtmustu Dirlik olarak Ismail Bey'e istedigi Yenisehir, Inegöl ve Yarhisar kazalari verilmistir

Pâdisahin, Koyulhisar seferine çikisini firsat bilen Karamanoglu Ibrahim Bey, Ismail Bey'e haber göndererek, isyan etmek için zamanin müsait oldugunu bildirir Karamanoglu'nun birlikte hareket edebilecekleri teklifine karsilik Ismail Bey, böyle bir seye riza gösteremeyecegini söylemisti Bu durumun Osmanlilarca duyulmasi üzerine bir ihtiyat tedbiri olarak, Ismail Bey'e dirlik olarak Filibe verilerek kendisi oraya gönderilmisti

Bizans Imparatorlugu'nu ortadan kaldiran ve Mora'daki Rum varligina son veren Fâtih Sultan Mehmed, Latinleri kendi aleyhine tahrik etmek isteyen Trabzon Rum Imparatorlugu'nu da ortadan kaldirmaya karar vermisti

Tek bir nefes sehid vermeden ve bir ok dahi atma ihtiyaci hasil olmadan Amasra, Kastamonu ve Sinop'u alan Osmanli hükümdari, birbirine bagli üç kisimdan meydana gelmis olan Trabzon kalesini hem denizden hem de karadan kusatir Bu durum, Imparator David Komnen'i ümitsizlige düsürür Hamisi olan Uzun Hasan'dan da yardim alamayacagini anlayan imparator, Mahmud Pasa'nin akrabasindan olan bas mabeyincisi Yorgi Amiruki vâsitasiyle Mahmud Pasa ile anlasarak sehir ve kaleyi teslime karar verir Imparator, Pâdisah adina Mahmud Pasa tarafindan yapilan teklifi kabul eder Böylece, 258 sene devam eden Trabzon Imparatorlugu 26 Ekim 1461 (21 Muharrem 866) günü tarihe karisir

Karadan Trabzon üzerine varmakta olan Fâtih Sultan Mehmed'e elçilik heyeti ile birlikte Uzun Hasan'in annesi Sâre Hatun da gelmisti Fâtih, Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'in annesine büyük bir saygi göstererek ona "ana" diye hitab etmisti Ordusuyla Trabzon'u çeviren sarp daglari asarken zaman zaman yaya yürümek zorunda kalan pâdisaha Sâre Hatun: "Hey ogul! Bu Trabzon'a bunca zahmet nedendir?" diye sorunca, Fâtih su manidar cevabi vermisti: "Hey ana, bu zahmet din yolundadir Zira bizim elimizde Islâm'in kilici vardir Eger bu zahmeti çekmezsek bize gâzi demek yalan olur Bugün yahud yarin huzur-i Ilâhîye çikinca mahcub olurum" diyerek gazilik ünvani ile cihâd ve bu ugurdaki çalismaya nasil ehemmiyet verdigini anlatmak ister

Kurtulus ümidi görmedigi için teslim teklifini kabul eden imparator, sekiz oglu ile birlikte Edirne'ye göndermisti David'in en küçük oglu hak dini kabul ederek Islâm'la müserref olmustu Böylece Bizans'in son Anadolu bakiyyesi de Osmanli ülkesine katilmis oldu


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.