Geç Gelen Aşk |
08-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Geç Gelen AşkCesaretimi toplar toplamaz buradayım demiştim ya? İşte ben geldim Size duvar ilanlarıyla afişe ettiğim o yüz yıllık aşk masalını anlatmaya geldim Benimki özeldi güzeldi eşsizdi demiyeceğim ama anlattığımda siz de fark edeceksiniz ki farklıydı benim aşkımBen işte duyduğum aşktan daha da çok bu farklılığı sevdim Yüz yıl evvel doğuda adı bana doğu kadar uzak soguk bir köy ögretmeni sevmiştim Birden bire damdan düşer gibi sevmedim tabiYine aynı şeyi yapıyorum son cümleyi en başta yazıyorum Ama yapım bu benim dostlar inanın nasıl yazıyorsam öyle de yaşıyorum noktasız virgülsüzHiç bir imla kuralı yok hayatımın hiçbir noktasında Yüz yıl önce birgün isimsiz bir kentin isimsiz bir semtinin isimsiz bir trikosunda overlok makinasının başında kazak yakası dikerken ve hayatı hiç bilmezken daha uzak yolculuklardan gelmiş bir ablam bir adres verdi bana ve dedi ki Senin İkizini buldum gittigim yerde Konuşurken gülerken yüzüne her bakışımda seni hatırlattı banaİşte bu da onun adresiyaz Yazdım batıdan doğuya kocaman bir merhaba yazdım Cevabı geldi bir süre sonra Garip bir hisse kapıldım okurken sanki kendim kendime mektup yazmıştım da çok uzaklardan yazdığım mektup geri gelmiş gibiydi Şaşırmıştım bir o kadar da heyecanlanmıştımYa oradaki bendim ya da buradaki o O günden sonra sayfalar dolusu mektuplaşmaya başladıkHaftalarca aylarca sınırsız yalansız ama benim sayemde çok yanlışlı mektuplar yazdıkHani imla kurallarım yok ya? Eee***8230; nokta virgül hak getire bende Kızardı bazen bana ***8221;mektubunla sen de gel bari çözemiyorum çogu yazdıgını yaaaa!!***8221; derdi Mektuplar ve içindeki hayaller bile çakışmaya başladı bir süre sonraO yazıyordu bana yetmiyorduBen yazıyordum lanet koşullardan onun eline geç geciyorduKavga bile ettik biz mektuplarla Ama hiçbir zaman yazdığımızın cevabını beklemezdik günlük işimiz gibi her gün yazar biriktirir ve gönderirdik Koskoca ama bana kısacık gelen bir yıl geçirdikAşklarımı acılarımı yoklugumu çaresizligimi hatta balkonumuzu istila eden karıncaları bile yazıyordum ona Sayfalar durmadan uzarken ve ben her defasında daha çok yazarken içimde gün geçtikçe kocaman bir boşluk oluşuyordu Sonra bir geceydi çok net hatırlıyorum bir mektup yazdım ona ama asla tekrar okumadım Asla noktasına virgülüne dokunmadım İlk ne çokmışsa elimden ilk o aşkı nasıl anlatabilmişsem o haliyle yolladım merakla beklemeye başladım Sonraki günlerde agrılar girdi karnıma beklemek ölüm gibi geldi Keşke hep bekleseydim diyorum şimdi düşününce beklerken mutluydum çünkü Bir asır kadar uzun zamandan sonra cevabı geldi ***8220; Artık cennet kuşunun uçma zamanı geldi çılgınım ***8220; yazmıştı Bazen kendi adımı unuttugum oldu ama bu cümleyi hep hatırladım her hatırlayışta o en eski yaralarım kanadı Cevap yazdım ona gitme dedim gidersen nefes alamamSana kocaman bir sevdayı yükleyip yolladıgım bu yürek sıgmaz bir daha bedenimeGidersen ölürüm ben sana bir daga güvenir gibi güvendim yıkma daglarımı yazdım Evet yazdım bunları ama okuyamadı arkadaşım çünkü gönderemedim yazdığım mektubu Onuru kırılınca çok çabuk büyüyor insan bunu ögrendimBişey daha ögrendim sizi koruyan dagınız yıkılırken içinizde bir yer parçalanıyor bogulmak gibi bir his bu nefes alamıyorsunuz cigerleriniz yırtılıyor Sonra yatagıma yattım o gece uyumusumUyudum ve büyüdüm bir gecede acı çok çabuk büyütürmüş insanı bunu anladım Dünya yerle bir olmadı seller depremler beklemiştim oysa yalnızca sustumEskisi kadar güzel gelmiyordu konuşmak Neyse daha sonra birini sevdim ve evlendim çocuklarım olduİnanılmaz ama mutlu bile oldum Ben sevdigimi kaybettigim gece tanrıyı da yitirdim Garip gülünesi bir olay ama ugrunda ölünesi yeni sevdalarım olmadı diyemem Yaşadıgınız sürece sevmek zorundasınız başka türlü hayata tutunamıyor insan Oglumu dogururken bir hastane odasında ve aglarken feryat figan yüregimdeki son çılgınlıgı mutlulugu aşkı kapıda bana bakan bir eskiciye verdimYerine çokca huzur ve şefkat istedim Şimdi yaşım kırka yaklaşmışken huzurla ve çocuklarımla yaşarken niye yazdım size bu hikayeyi bilmiyorsunuz değil mi?bende bilmiyorum kafam biraz karışık dostlaranlatmaya çalışayım yinede nerden çıktı bu hikaye Bir kaç hafta öncesine kadar garip bir degişim yaşıyordum yaşlanmak gibi yavaşlamak gibi evim dedigim şu dört duvara sıgmaya çalışmak sıradanlaşmak gibi Kalbimin kapısı çaldı bir gün çok derinlerden hiç tanımadıgım bir ses duydum O***8217;ydu sesini hiç duymadığım sadece yazılarından sevdiğim uzak ülkedeki masal prensesimdi Konuşmak yerine yazsaydı eger bana hemen tanırdım onu Çünkü o benim için yalnızca yazıydı ben onu sevmekten daha fazlasını yapmıştımGelen zarflara içinden çıkan sigaralara o uzak ülkedeki şimdi sahipsiz olduguna inandıgım posta kutusuna da aşık olmuştum Sizin hiç dagınız yıkıldı mı? Benim yıkıldı yüz yıl önce Gençtim çıktım o devrilen dagın altındanYaşadım mı ? evet nefes aldım en azından hala da alıyorum anladıgınız üzere Bu bir masaldı Bu masalı tak başıma ben yaşadım yıllarcaİstedim ki yazanı da ben olayım Ben sesini bile yıllar sonra duydugum bir adamı sevdim;yok o kadarı da olmaz artık; diyeceksiniz biliyorum çogunuzama dedim ya bu bir masal Yıllardır bir göçügün altında kalmış masalcıyım benGüneşi görünce heyecandan aklıma gelen ilk masalı yazdım size Gökten üç elma henüz düşmedi Bu masal bitmedi dostlarbitmiyecek |
|