Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gençlik, sırrı

Gençlik Sırrı

Eski 10-19-2008   #1
bbk
Varsayılan

Gençlik Sırrı



Bir milletin istikbâlini önceden görebilmek kerâmet değildir Zîrâ gençlerin temâyüllerini seyretmek, bunu teşhis için kâfîdir Her devrin gençliği kendi karakterine uygun bir şekilde enerjisini harcayabileceği ayrı bir heyecan âleminde yaşar Bu yaşayış da bütün bir milletin âdeta nabzı olur Başka bir ifadeyle her millet, gençliğinin his ve fikir dünyasına göre şekil alır Eğer bir millette gençler güçlerini hayır, mâneviyât, fedâkârlık ve fazîlet yolunda sarf ediyorlarsa, o milletin istikbâli mükemmeldir Aksine gençler, güç ve kuvvetlerini nefsâniyete, yani kaba kuvvete esir ve râm ediyorlarsa, âkıbet hezîmettir
Bunun tarihteki bir misâli, geleceğin İstanbul fâtihi Şehzâde Mehmed’dir Çocukluk ve gençliğindeki idealleri, heyecan ve gayretleri, onun ileride ne büyük bir insan olacağının ilk işaretleridir Onun bu istîdat ve kabiliyetlerini gören babası II Murad, iki defa tahtı küçük yaştaki oğlu Mehmed’e bırakmak istemiştir Ondaki bu fazîlet ve kemâli keşfetmesine medâr olan sohbetlerinden birinde baba II Murad ile oğlu Şehzâde Mehmed arasında, saray bahçesinde güzel bir hasbihâl geçer Bu hasbihâl esnasında Şehzâde Mehmed, hâl ve hatırını sorduktan sonra babasına şöyle bir suâl sorar:
“–Ey benim devletlü babam! Ne hikmettir ki, sırtınızdaki milletin onca ağır yük ve eziyetine rağmen, sizde diğer ihtiyarlardaki gibi yaşlılık emârelerine rastlamış değilim Sizin de diğer insanlar gibi yaşınız ilerledi, fakat onlar gibi eğilip bükülmediniz ve kamburlaşmadınız Her türlü zahmet ve sıkıntıya rağmen, genç yaştaki zindelik, kahramanlık ve yiğitlikle beraber, akıl ve irâdenizi yerli yerinde kullanmaktasınız Bir bakıyorum, cenk meydanlarında muzaffer bir kumandansınız; bir bakıyorum, ilim meclislerinde derin bir üstadsınız; bir bakıyorum, halka hizmet eden samîmî ve içli bir dervişsiniz! Geceniz gündüzünüz yok! Bütün bunlara fidan gibi boyunuzu eğriltmeden, o ince rûhunuzu yıpratmadan nasıl tâkat getirebiliyorsunuz? Bu, nasıl bir sanattır baba?! Zihnin sürekli meşgûliyeti insanları eritip bitirirken, sizde bir değişiklik meydana getirememiş, huzurlu hâlinizi bozamamış! Sâhip olduğunuz müstesnâ karakter için ne tür bir ilâç, üstün aklınız için ne tür bir üslup kullanıyorsunuz? Lûtfedip bunları bana öğretir misiniz? Tâ ki ben de sizin yolunuzca yürüyeyim
Sultan II Murad Hân, genç yaştaki oğlundan hiç beklemediği bu suâller karşısında hayrete düşmekle beraber, gâyet memnun kalarak şu târihî nasîhatte bulunur:
“–Ey benim sevgili oğlum! Beni sevindirdin Kâinâtın ve bütün varlıkların kulluk eylediği yüce Rabbim, sana vermiş olduğu üstün meziyetleri ziyâdeleştirsin Böyle büyük ve geniş mes’elelerde ince düşünüş ve firâsetini devam ettirsin
Ey oğlum! Ben, hayatlarını Allah yolunda geçirenlerin, bu dünyâdan ayrıldıkları zaman âhiret âleminin o hayâle sığmayan sonsuz nîmetlerine kavuşacaklarına inanıyorum Bu inancımda en ufak bir şüphem yoktur Bunun için yüce Allâh’ıma karşı yaptığım ibâdetleri, en samîmî bir şekilde cân u gönülden yaparım Ben bu çile ve ıztıraplar dünyâsında çektiklerimin karşılıklarının, Allah tarafından, âhiret âleminde verileceğine inanıyor ve her hususta O’na ilticâ ediyorum Ayrıca O’nun takdîrinin, yâni kaderinin benim için büyük bir safâ olduğunu düşünüyorum
Ey oğlum! Her söylenene inanıp aldanmaktan uzak durmak, her ayrı durumun içyüzünü öğrenip düşünmek ve kendi hakîkî gerçeğine yaklaşmak gerek!
Nasıl ki bir meyve, ancak olgunlaştığı zaman güzelce yenir; bunun gibi, insanlardan güngörmüş, bilgi ve tecrübesi yerinde olanlar da her zaman tercîhe şâyandırlar Aksi hâlde olgun ve leziz üzüm salkımları dururken henüz olmamış bir koruğu yemek, aklın za’fiyetidir
Ey oğlum! Ara sıra yüce ecdâdımı hatırlarım Benden sonraki neslimizin âkıbeti hakkında düşüncelere dalarım Elhamdülillâh, bugüne kadar sevgi, hürmet ve bağlılık görerek geldik Bugünden sonra da aynı şekilde devâm etmemizi arzularım Nasıl İslâm fıtratı ile doğup geldiysek, yine öylece huzûr-ı ilâhîye selîm bir kalb ve huzur dolu bir vicdan ile gitmek isterim
Şunu iyice bilesin ki, herhangi bir şeyin devamı, yalnız kaba kuvvet, kılıç, kahramanlık ve ezici güç zoruyla mümkün değildir Bu hususta akıl, tedbîr, sabır, ileriyi görme, imtihan ve yorucu tecrübeler çok mühimdir Birinci yol, yani kaba kuvvet her zaman geçerli olmadığı gibi, mahzurları da çoktur İkinci yol da her zaman tek başına bir işe yaramaz Büyük muvaffakıyetler için her ikisini de bir arada yürütmek gerek! Unutma ki, yüce ecdâdımızın büyük zaferleri, görünüşte kılıcın gölgesinde olmuşsa da, hakîkatte akıl, mantık, ilâhî muhabbet ve bunların neticesinde Cenâb-ı Hak’tan ilâhî yardımın gelmesi ile gerçekleşebilmiştir
Ey oğlum! Bir an bile olsa sakın adâleti elinden bırakma! Çünkü yüce Allâh, âdildir ve âdil olanı sever Sen, bir bakıma O’nun yeryüzündeki halîfesisin O, sana, kendi irâdesiyle birtakım lutuflarda bulunmuş ve seni kullarının başına serdâr eylemiştir; bunu unutma!
Ey oğlum! Bu dünyâda üç türlü insan vardır:
Birinci grup, akıl ve fikirleri yerinde, gönül ehli, istikâmet ve takvâ üzere hayat süren, istikbâli de az-çok gören ve düşünen, hiçbir gayr-i tabiîlikleri olmayan kimselerdir
İkincisi, hangi yolun doğru veya eğri olduğunu bilmekten uzak olan kimselerdir Ancak bu duruma kendi istekleriyle değil, etraflarının tesiriyle düşmüşlerdir Nasîhat edildiğinde doğru yola gelirler; hakîkati kabûl eder, söz dinlerler Bununla birlikte, çoğu zaman da duyup işittiklerinin hepsine uyarak yaşarlar
Üçüncüsü ise, ne kendileri bir şeyden haberdardır, ne de yapılan îkaz ve nasîhatlere kulak asarlar Sâdece kendi arzularına uyar ve her şeyi bildiklerini zannederler Bunlar en tehlikeli olanlardır
Ey oğul! Yüce Allah, eğer seni ilk sırada saydığım kimselerden yaratmışsa, sevinir, Cenâb-ı Hakk’a şükrederim Yok, eğer ikincilerden isen, sana yapılan nasîhat ve îkazlara kulak vermeni tavsiye ederim Sakın üçüncü gruba dâhil olmayasın! Onlar, hem Allâh’a, hem de insanlara karşı iyi bir durumda değildirler
Ey oğul! Pâdişahlar, ellerinde terâzî tutmuş kimselere benzerler Ancak asıl pâdişah odur ki, elindeki terâzîyi hakkâniyetle tutar! Sana da pâdişah olduğunda, terâzîyi çok îtinâlı tutmanı tavsiye ederim O zaman yüce Allah da, senin hakkında hayır murâd eder Seni sâlihlerden kılar Her şey O’nun mâlûmudur
İşte baba ile oğul arasındaki bu muhabbet, firâset ve istikâmet dolu nasihatler zinciri, âdeta bir bayrak yarışı gibi elden ele, gönülden gönüle nakledilmiş ve tarihin en eşsiz, en asîl ve en yüce devletlerinden birisi teşekkül etmiştir
Zaten devletler, insanlar; insanlar da devletler gibidir Çünkü devleti kuran, idâre eden ve yıkılışa sürükleyen de insandır Dolayısıyla insanın kudret, zaaf ve alışkanlıkları devletleri yüceltir de, alçaltır da… Bazı zamanlarda insanların mânevî ve rûhî faziletleri hayatlarına hâkim olur, onlar da bu faziletlerle en sabırlı, en firâsetli, en merhametli, en cömert ve en mukâvemetli hâle gelirler Onların kurdukları müesseseler de bu renge bürünür Bazı zamanlarda da insanın nefsânî zaaf ve düşkünlükleri gâlebe hâlindedir O zaman da bu insan ve onun kurduğu müesseseler, en zâlim, en istismarcı, en gaddar ve en ahlâksız şekle dönüşüverir
Mühim olan, insanın iç dünyasındaki iyi haslet ve faziletleri, kötü haslet ve rezâletlere üstün kılmak ve ebedî gençlik iksirini içebilmektir Bu üstün fazilet ölçülerine sahip olanlar, hem dünya ve hem de âhirette mesrur ve makbul olurlar, el üstünde tutulurlar
Yâ Rabbi! Ecdâdımızın, asırlar boyunca kendi şahıslarında ve kurmuş oldukları müesseselerde yaşadıkları ve yaşattıkları, İslâm dîninin yüceliklerinden neş’et etmiş bütün fazîlet ve meziyetleri bizlere rehber eyle! Bizleri meskenetten, mezelletten, ahlâkî zaaflardan ve günahlardan muhâfaza eyle! Bizi, mâneviyâtın ebedî gençlik bahşeden pınarlarından kana kana içen kullarından eyle!
Âmîn!


Osman Nuri Topbaş

__________________
Kimler geldi kimler!

Neler istediler neler

Sonra bırakıp dünyayı gittiler

Sen hiç gitmiycek gibisin değilmi?

O gidenlerde senin gibiydiler;
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.