Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
büyük, gizli, khufu, mısır, odası, piramidi, piramidin

Mısır: Büyük Piramidin Gizli Odası (Khufu Piramidi)

Eski 08-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mısır: Büyük Piramidin Gizli Odası (Khufu Piramidi)






Büyük Piramit'in "Gizli Oda"sı Yıllardır Açılmayı Bekliyor

Khufu Piramiti (Khufu)

Piramitlerle ilgili ilk yazılı kayda Heredot Tarihi'nde rastlıyoruz Heredot birinci piramidin Khufu (Kufu) ikincinin Kafra üçüncünün de Menkaura tarafından yapıldığını yazmış Khufu'nun çok gaddar bir kral olduğunu bir ara parasız kalınca öz kızını genelevde çalışmaya gönderdiğini kızın yeterince para kazandığını ve bu arada her müşteriden bir "hatıra" taş isteyerek kendine de küçük bir piramit yaptırdığını söylüyor


Heredot'a göre giriş yolu ve piramidin yapımında 100000 kişi çalışmıştır Ekipler üç ayda bir değiştirilirken taş bloklar kısa kalaslardan yapılan bir makineyle basamak basamak yukarı çıkartılıyormuş Büyük Piramidin alt kenar boylan şöyledir: Batı taban kenarı 23036 metre Kuzey taban kenarı 23025 metre Doğu taban kenarı 23039 metre Güney taban kenarı 23045 metre Toplam çevre uzunluğu 92145 metre Öte yanda; yükseklik 14673 metredir Bu çok ilginçtir çünkü piramitteki çevre-yükseklik oranı daire-yarı çap oranına eşittir Yani piramidi inşa edenler geometrideki n (piπ) değişmezini kullanmışlardır

Bazı araştırmacılar bunu "piramidin kuzey yarımküreyi simgelemesi" şeklinde yorumluyorlar Aslında dünyamız tam bir küre olmadığı ve kutuplar biraz daha basık olduğu için tam mutâbakat yoktur Bu nedenle %07 kadar bir fark vardır ve bazı kişiler de buna dayanarak olayın bir tesâdüf olduğunu öne sürüyorlar
Eğer yalnızca n ölçüsü söz konusu olsaydı tesadüf olasılığı kabul edilebilirdi Ancak Büyük Piramidin daha pek çok özelliği var; örneğin kenarlar dört yöne de 0' toleransla tam karşıdan bakıyorlar Bu konumu "tesâdüfen" sağlamak pek inandırıcı değil Taban karesinin ölçülerinde sıfır hataya yakın bir hassasiyet görüyoruz En uzun kenarla en kısa kenar arasında boy olarak sadece yüzde 08 hata var Piramidi yapanların kocaman taş bloklarla çalıştığını düşünürsek ne kadar hassas davrandıklarını anlarız Açılarda ise 90"'den en fazla sapma 0°0333 ile güneydoğu köşesinde Üstelik bu hassasiyeti düz arazide değil piramidin ortasında kalan çok engebeli bir arazi üstünde başarmışlar! Ancak Büyük Piramit'in boyutlarında bir başka oran daha çıkıyor; başta mimar ve ressamların kullandığı 0 (fi) ya da genel deyimiyle "altın kesit" oranı Sayısal değeri 1618 olarak alınır ama tıpkı " ? " gibi tekerrür etmeyen ve sonsuza kadar giden bir kesirdir Ancak Büyük Piramit'in içine girdiğimiz zaman daha da şaşırtıcı şeylerle karşılaşıyoruz: Büyük Piramit'in iç yapısı bugüne kadar ne olduğu niye yapıldığı tam olarak çözülememiş çeşitli bölümlerden oluşuyor


MS 820 yılında Halife Memûn (Al-Me'mûn) Büyük Piramit'e girmeye ve rivâyet edildiği gibi hazinelerle dolu olup olmadığını görmeye karar verdi Ancak kuzey duvarındaki giriş çoktan kaybolmuş ve unutulmuştu Görünürde başka da giriş yoktu Memûn zorlayarak girmek istedi; aylar süren çalışmalar sonucu ancak 25-30 metrelik bir tünel kazabildiler Görünürde hiçbir şey yoktu sanki dev yapıt masif bir taş yığınıydı Nitekim dümdüz kazmaya devam etseler hiçbir şey görmeden piramitin öbür tarafından çıkmış olurlardı Ancak şans Memûn'a yardım etti Tesâdüf eseri tünel kazmaya tam giriş yolunun altından başlamışlardı Tam bırakacakları sırada yukarıdaki geçitte tavandan düşen bir taşın boğuk sesini duydular ve sesin geldiği yere doğru kazarak girişten aşağı inen geçidi buldular Araplar önce yukarı doğru çıkıp gizli girişe ulaştılar sonra geri dönüp bu kez aşağı doğru indiler ve küçük bir yeraltı odasına vardılar Odanın öte yanındaki tünele girdiler ama bu tünel hiçbir yere gitmiyordu
Memûn tekrar tavandan düşen taşı ilk buldukları yere döndü Buradan yukarı doğru çıkan bir yol vardı ama masif bir granit blok yolu tıkıyordu Memûn granitin çevresinden kazarak devam etmek istedi iki granit tıkaç daha gördüler Bunların da çevresinden kazarak ayakta durabildikleri bir yere ulaştılar Buradan ileri doğru devam eden düz bir geçit yolu vardı ve bu yolu izleyerek duvarları tuz kaplı sivri tavanlı bir odaya girdiler Oda bomboştu Bir duvarı kazıdılar ama hazine yoktu Odaya "Kraliçe Odası" adını verdiler ve tekrar geri dönüp bu kez yukarı çıkan geçitten yürüdüler Bu yol birden görkemli bir galeriye dönüştü Yukarıda bir metre yükseklikte bir kaya engel vardı Bunun üstünden geçen Araplar bekleme odasına benzer bir açıklığa girdiler Karşıda yan duvarlara oyulmuş kanallardan kayarak aşağı inen bir granit blok daha vardı Ancak kanallar zemine yaklaşık 120 metre kala bitiyordu yani geçidi tam kapatması mümkün değildi Daha ileride başka oyuklar da vardı bunlar yere kadar iniyorlardı ama granit engeller yoktu Tek yol alçak bir geçitti Araplar bunu da geçti ve nihayet büyük bir odaya ulaştılar "Kral Odası" adını verdikleri bu odada kocaman bir taş lahitten başka hiçbir şey yoktu



Lahitin boyutları geçitten büyüktü ve görünüşe göre inşaat sırasında çevresi daha açıkken yerine konmuştu Ama içi boştu bu da Büyük Piramidin bir mezar olmadığını gösteriyordu çünkü oraya konmuş bir tabutu mezar soyguncularının dışarı çıkarması mümkün değildi
Bir sorun daha vardı; girişteki geçidi kapatan üç granit blok galeriden aşağı doğru kaydırılarak yerlerine konmuşlardı Bu ancak yukarıdaki işçiler tarafından yapılabilirdi ama o zaman da kendilerine hiçbir çıkış yolu kalmazdı İçeride hiçbir iskelet ya da başka kalıntı yoktu Peki o işçiler granit tıkaçları kaydırdıktan sonra nasıl dışarı çıkmışlardı?

Konu yaklaşık 800 yıl süreyle sırrını korudu 1638 yılında John Greaves adında bir İngiliz gökbilimci çıkan geçidin galeriyle birleştiği yerde kuyu basma benzer bir delik gördü İnmek istedi; ama kuyu taş toprak ve kumla dolu olduğu için başaramayıp bıraktı 1814 yılında Giovanni Caviglia adlı bir İtalyan tekrar bu yoldan aşağı inmeyi denedi ve kuyunun aslında yer altı odasına giden iniş yoluna bağlandığını keşfetti Bu keşif granit tıkaçları kaydıran işçilerin bu yoldan çıkmış olabileceğini gösteriyordu; ama kuyu geçidi doldurulmuştu Bu da ancak yukarıdan moloz ve kum dökmekle mümkün olurdu ve bu kez "Peki o işçiler nereden çıktı?" sorusu geliyordu

Bütün bunların bir tek akla yakın yanıtı var Gerek granit blokların kaydırılması ve gerekse kuyu geçidinin doldurulması piramidin üstü henüz açıkken yapılmıştır Bu işleri Khufu'nun yaptığını kabul edecek olursak bu kez de başka bir soru çıkıyor: Bütün girişler önceden tıkanırsa tabut nasıl içeri girer? Bunun da tek yanıtı var: Piramidin üstü açık bırakılır ve Khufu'nun cenaze töreninden sonra kapatılır Bu varsayımı British Museum uzmanlarından Prof I E S Edwards öne sürmüştü Mâkul görünüyor; ama o zaman da hırsızlar önceden içeriyi dolaşıp her şeyi öğrenirler; Khufu'nun mezarı da hemen soyulurdu!

Colin Wilson'un ilginç bir düşüncesi var Özetle şöyle diyor: "Khufu (Kufu) bu noktada çözüm bulamadığı için Büyük Piramide gömülmekten vazgeçti Kendine başka bir mezar yaptırdı ama piramidi bitirdi Öldüğü zaman öbür mezara gömüldü ve Büyük Piramidi mezar soyguncuları için bir şaşırtmaca olarak bıraktı"
Sonuçta Büyük Piramidin hemen her yönüyle sırrını koruduğunu ve dünyanın en çok araştırılan kalıntısı olmasına rağmen bugüne kadar yanıtlanamamış pek çok soru olduğunu görüyoruz:[*]Kraliçe Odası niye bitirilmemiş?[*]Niye duvarları tuzla kaplı?[*]Niye Bekleme Odası duvarlarına kanallar oyulmuş ama engelleyici bloklar (portcullis) konmamış?[*]Kraliçe Odası'ndaki girinti (niş) neye yarıyor?[*]Kraliçe Odası'na giden geçitte niye 65 cm yükseklikte bir basamak var?[*]Piramit taş blokların kat kat dizilmesiyle yapılmış Niye 36 kattaki bloklar diğerlerinden çok daha büyük?[*]Kraliçe Odası'nda "havalandırma kanalı" denilen kanallar piramidin dışına açılmıyor hatta odayla da bağlantısı yok Peki niye yapıldı ne işe yarıyor? Bu soruları yanıtlamak için pek çok varsayım geliştirilmiş Ancak hepsi spekülatif ve hiçbiri kesin olarak kanıtlanamamış

Örneğin kanalları ele alalım: İkisi Kral Odası'nın ikisi de Kraliçe Odası'nın kuzey ve güney duvarlarından yukarı doğru çıkan dört kanal var Duvara düz olarak giriyor sonra yukarı dönüyor ve piramidin dış duvarlarına doğru ilerliyorlar Açıları farklı; örneğin Kral Odası'nın kuzey kanalı ufuk hattına göre 32°28' güney kanalı ise 45°14' Boyları da farklı;Kral Odası'nın kuzeyindeki kanal 65 m iken Kraliçe Odası'nın kuzeyindeki kanal yalnızca 24 m Daha da ilginç olanı Kraliçe Odası'ndan çıkan kanallar yapıldığı zaman ne odada ne de piramidin duvarında menfez bırakılmamış olmasıdır Bu durum kanalların herhangi bir havalandırma işlevi gösteriyor

Öte yanda kanallar bazı araştırmacıların öne sürdüğü gibi iş bittikten sonra delinerek yapılmamış Taş bloklar tek tek meyilli kesilmiş oyulmuş ve piramit kat kat yükseldikçe yerlerine konmuş Otoritelere göre bu çok zor bir teknik ve gerek dizayn gerekse yontma aşamalarında büyük dikkat gerektiriyor Böylesine zor bir işi görünürde hiçbir işlevi olmadığı halde niçin yapmışlar? [1]


UPUAUT Araştırması

Klasik tarihçiler Kraliçe Odası'nı bitirilmemiş bir mezar odası olarak kabul ettikleri için pek üzerinde durmazlar Ancak son yıllarda özellikle Rudolf Gantenbrink adlı bir Alman mühendisin yaptığı araştırma sonunda bu odadaki kanallar büyük tartışmalara neden oldu; [1]
1993 yılının başlarında Alman mühendis Rudolf Gantenbrink Mısır Eski Eserler Müdürlüğü ile Alman Mısır bilim heyetinin çağrılısı olarak ekibiyle birlikte Kahire'ye geldi Genç mühendisin amacı çocukluğundan beri büyük ilgi duyduğu Giza piramitlerini özellikle de "Büyük Piramit" olarak bilinen Khufu piramidini incelemekti Bu görkemli yapının içinde yer alan gizemli "hava şaftları"nın açılarını tam olarak ölçmek ve içlerini araştırmak istiyordu



Upuaut Robotu I

Gantenbrink Bunun için bir de minik robot geliştirmişti[2] Upuaut adı verilen bu robot ucunda minik fakat güçlü projektörlere sahip ve video kamerası olan basit bir kızaktı Dik meyilleri tırmanabilmesi için güçlü bir elektrik motoru takılmıştı[1]
Gantenbrink'in esas hedefi Kraliçe Odası'ndaki kanalları incelemekti Bu amaçla Alman Arkeoloji Enstitüsü'ne başvurdu [1] Ne var ki Mısır Eski Eserler Müfettişi Dr Zahi Havas bu tür bir incelemeye izin verme konusunda hiç de istekli değildi Ama başka bir fırsat doğdu Gantenbrink'e: Büyük Piramit'in havalandırma sisteminin iyileştirilmesi ve bu yolla içerideki nem oranının düşürülmesi gerekiyordu ve bu amaçla "hava şaftları"nın kullanılması düşünülmüştü Ne var ki 65 metreye dek ulaşan uzunlukları ve yalnızca 25 santimetrelik çaplarıyla bu hava şaftları içindeki toz ve topraktan ancak marifetli bir mini robot yardımıyla arındırılabilirdi Bu durum istediği araştırmaları yapmasına izin verilmemekle birlikte Gantenbrink'e çekici bir fırsat sunuyordu Ancak onun robotu bu işi başarabilirdi[2]

İlk çalışma 1992 Şubatı'nda Kraliçe Odası'nın güney kanalında başladı [1] İlk aşamada Gantenbrink ve ekibi "Upuaut" (Eski Mısır dilinde "Yolları Açan" anlamında) adını verdikleri mini robotla yukarıdaki Kral Odası'nın şaftlarının temizlenmesi işine giriştiler Bir alt düzeydeki Kraliçe odasında yer alan şaftlar ise Mısır Eski Eserler Müdürlüğü'nü pek ilgilendirmiyordu [2] Upuaut yürüdü ve kısa sürede bu kanalın tahmin edildiği gibi 8-10 m değil daha uzun olduğu anlaşıldı [1] İş başladıktan birkaç gün sonra Upuaut'un şaft içindeki engebeleri aşmakta yetersiz kalabileceğini fark eden Alman mühendis izin istedi ve [2] Bu sırada esas işe yani Kral Odası kanallarına dönmek gerekti Gantenbrink bu kanalları temizledi işi vantilatörleri taktıracak olan sponsor firmalara devretti ve Almanya'ya döndü[1]



Çok kısa bir süre sonra "Upuaut II" adını verdiği daha dengeli çok daha gelişmiş bir robotla işinin başına döndü Kral Odası'nın şaftlarını temizlemekte hiç zorlanmamış ve marifetli robotu bu işi kolayca halletmişti ama Gantenbrink'in aklı Kraliçe Odası'nın piramidin dış yüzeyine açılmadan içeride biten esrarengiz şaftlarındaydı [2]
Sıra Kraliçe Odası'nın kanallarına gelmişti Gantenbrink enstitüye yepyeni ve çok daha işlevsel ikinci bir robot yapmayı önerdi Öneri kabul edildi ve Upuaut 2 yapıldı Gerçekten de bir teknoloji harikasıydı bu robot Ancak Mısırlı yetkililerden izin almak gerekiyordu; Gantenbrink 1993 Martında Kahire'ye gitti ve Cize'nin direktörü Zeki Havas'tan sözlü izin alarak çalışmalarına başladı Ancak aksilikler birbirini izledi Önce Alman Arkeoloji Enstitüsü desteğini çekti Sonra Zeki Havas işten alındı Resmen izni olmadığı halde Gantenbrink işe devam etti ve 22 Mart 1993 günü saat 1105'de Upuaut 2 yolun sonuna vardı 65 m kadar yürümüş ve menteşeli bir kapıyla karşılaşmıştı[3]
1993 Mart ayının ikinci yarısında görevi bitmek üzereyken yanındaki Mısırlı görevli müfettişin gözetimi altında isteğine ulaştı ve Kraliçe Odası'nın şaftlarına Upuaut II'yi yollama olanağı buldu Bu yeni robotun üzerinde spot ışıklar ve bir de değişik yönlere uzaktan kumandayla çevrilebilen video kamera vardı 21 Mart günü monitörler Kraliçe Odası'nın içine kuruldu ve Upuaut II kuzey şaftından içeri bırakıldı Bu şaftlar 1872 yılında piramitlerde araştırma yapan bir başka meraklı mühendis Waynman Dixon tarafından keşfedilmişti ve Dixon kuzey şaftını uzunca bir demir çubuğu içeri sokarak kontrol etmek istemiş ancak şaftın dönemeçlerinden birinde çubuk sıkışarak kırılmış bir parçası içeride kalmıştı İşte Upuaut II yüz yirmi yıldır orada duran bu demir çubuğun görüntülerini kontrol merkezindeki monitörlere yolladı ve dönemeçten yoluna devam istedi Ne var ki sıkışan çubuk robotu engelliyordu Bir süre sonra Gantenbrink yakın zamanda daha gelişmiş bir robotla yeniden gelip kuzey şaftının sonuna dek incelemeyi sürdürme kararı verdi Upuaut II'yi geri çekti
Hemen ardından bu kez güney şaftına yerleştirildi Upuaut II Mısır uzmanlarının yapımına başlanıp sonradan vazgeçildiğine inandıkları bu şaftın uzunluğunun 15-20 metre olduğu tahmin ediliyordu Ancak üzerindeki kamerayla görüntüler yollaya yollaya şaftta ilerleyen Upuaut II gittikçe gidiyordu: 25 metre 35 metre 45 metre Şaft devam ediyordu Sonunda yaklaşık 59 metre dolayında robot aniden durmak zorunda kaldı çünkü önüne bir engel çıkmıştı Üzeri zımparalanmış ve parlatılmış kireçtaşından yapılmış garip bir "kapı"yla bitiyordu şaft! Üzerinde diğer yandan takılmış bir kapı kulpunun iki metal çıkıntısı görülüyordu Birinin metal ucu kırılmış ve yere düşmüştü!



Monitörler başında Upuaut'un yolladığı görüntüleri izleyen Gantenbrink Mısırlı müfettiş ve bütün ekip nefesleri kesilmiş bir halde kapıyı izlediler Upuaut'un kamerası şaftın bittiği alanı bütünüyle taradı ve "kapı"nın sağ alt köşesinde minik bir çatlak olduğunu fark etti Ancak bir kablonun girebileceği kadar geniş bir çatlak

Durum hemen Dr Zahi Havas'a ve diğer Mısır uzmanlarına bildirildi Heyecan dalga dalga büyüyordu Basına açıklama yapmakta oldukça isteksiz davranan Havas ve diğer yetkililer Gantenbrink'in bunu London Times ve The Independent gazetelerine duyurmasına çok sinirlendiler Alman mühendisin iş izni derhal iptal edildi ve piramitler çevresinden uzaklaştırıldı Büyük bir buluş gerçekleştirilmişti ama bunu yapan adam ödüllendirileceği yerde cezalandırılıyordu

İzleyen yıllarda Gantenbrink Londra ve Paris'te Ejiptologlara bulgularını anlatan birer konferans sundu ve robotun çektiği görüntüleri gösterdi Çoğu tarihçi ve arkeolog Upuaut II'nin yüzyılın en büyük buluşunu yaptığını söylüyor ve o "kapı"nın ardında nelerin bulunduğunu merak ediyordu; ama Mısır'dan hiç ses gelmiyordu Gantenbrink bu arada yeni ve çok daha gelişmiş bir robot yaptı ve izin verilmesi halinde tek bir ücret almadan Mısırlı yetkililerin gözetimi altında çalışarak bir fiberoptik kablo kamerayı çatlaktan içeri sokabileceğini ve muhtemel "gizli oda"nın görüntülerini dünyaya sunabileceğini söyledi ama Mısır Eski Eserler Müdürlüğü gerekçe göstermeden bu öneriyi reddetti

Aradan altı yıl geçtikten sonra hala Gantenbrink'in bulduğu kapı açılmış değil Bu durum Ejiptoloji çevrelerinde son günlerde iyice kızışan tartışmalar yaratıyor Baskılardan bunalan Havas 2000 yılına gireceğimiz yılbaşı gecesinde bu kapının canlı yayın eşliğinde açılacağı ve görüntülerin tüm dünyaya yollanacağını söylemişti ama mayıs ayında bunun mümkün olamayacağını açılışın ertelendiğini duyurdu [2]
Bildiğimiz kadarıyla bu kapı hâlâ açılmış değil ardında ne olduğunu belki bir gün öğreneceğiz ve böylece kanalların taşıdığı sırrı anlayacağız Şimdi bu konuda yapılan bazı spekülasyonlara dönelim
1994 yılında "The Orion Mystery" adlı bir kitap yayımlandı Robert Bauval ve Adrian Gilbert tarafından yazılmıştı ve Cize külliyesinin Mısır'daki gökyüzü dini ile ilgili olduğunu ve gökyüzünün yeryüzündeki yansıması şeklinde planlanmış olduğunu iddia ediyordu Bauval uzun süredir Menkaura Piramidi'nin niye daha küçük olduğunu ve niye Khufu (Kufu) ve Kafra Piramitleri'nin ekseninde olmadığını araştırmaktaydı 1983 yılında Suudi Arabistan'da kamp yaparken sabaha karşı gökyüzüne baktı ve Orion Takımyıldızının "kemerinin" yani Zeta Epsilon ve Delta Orionis'in konumlarının tıpkı üç büyük piramide benzediğini gördü



Bauval'in haberi yoktu ama konu daha önce gündeme gelmiş Mısırlı uzman Alexander Badawy Büyük Piramidin güney kanalının MÖ 2550 yıllarında Orion'a baktığını ve bunun Kufu'ya Osiris kimliğine dönüp Orion'a gidebilmesi için yol gösterdiğini öne sürmüş Amerikalı gökbilimci Virginia Trimble da gerekli hesaplan yaparak bu tezi doğrulamıştı Bauval bunu öğrendi ama Trimble'in hesabı kanalın ortadaki Epsilon Orionis'e yani Kafra Piramidi'ne baktığını gösteriyordu Oysa Kufu Piramidi'nin karşılığı olan birinci (Zeta Orionis) yıldızına bakması gerekirdi Yanıtı Gantenbrink buldu Bauval hesaplarında Petrie'nin bulduğu açıyı yani 44"30' değerini kullanmıştı oysa Gantenbrink'in bulgularına göre bu açının tam 45° olduğu kanıtlandı Bauval gerekli düzeltmeyi yaptı ve Kral Odası güney kanalının gerçekten Zeta Orionis'e yani birinci yıldıza baktığını gördü Daha sonra Kraliçe Odası'nın güney kanalını inceledi ve bunun da Sirius'a baktığını gördü Başka bir deyişle güney kanalları Osiris ve İsis'e işaret ediyordu

Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.