İnsanin Vatanina Anayurduna Dönüşü |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsanin Vatanina Anayurduna Dönüşüİnsanın iki farklı özelliği vardır 1-Maddi 2-Ruhani 1- Maddi özelliği : Her insan,maddi yapısı bakımından genel bir karakter taşırİnsan,bu yönüyle Diğer insanlarla eşit ve ortak karakterdedirBu karakteri ile maddeye yani dünyaya bağımlıdır 2- Ruhani özelliği: İnsanlar ruhani yapıları ile değişik karakteristik özellikler taşırBu karakteristik özelliği ile diğerlerinden farklı yaratılışta ve farklı yapılara sahiptirlerBu yapıları İle insanlar,belli bir süre maddeye bağımlı yaşadıktan sonra ruhi yapısındaki kapasitesi ve yetenekleri ölçüsünde ve tedricen maddeden bağlarını koparmaya başlarlar Ruhlar aleminde bıraktığı “Anayurda” dönüş sürecine girerlerKalplerinde anayurdun özlemi filizlenirBu özlem gittikçe duygularına düşüncelerine yerleşirBu duruma giren ruhi yapısı canlı Ve hayalleri güçlü insanlar “kurbiyyet” olarak özetleyebileceğimiz ruhi iletişim ve ilişkiler içine Girerler İnsanın genel karakteriyle “anayurduna” dönüşü şeriat,tarikat ve marifet alanındaki kazanımları ölçüsündedirRiya ve kuruntulardan uzak Salih amellerine bağlıdırönce bu üç safhada düşünülür: 1 ) Mülk aleminde kazanılan makamdırBuna “meva cenneti” denir 2 ) Melekut aleminde kazanılan makamdırBuna “naim cenneti” denir 3 ) Ceberut aleminde kazanılan makamdır “Firdevs cenneti” denir Bu üç makama üç ilmi çalışma ile ulaşılır: 1 ) Şeriat ilmi 2 ) Tarikat ilmi 3 ) Marifet ilmi Hadis-i şerifte bu üç makama şöyle işaret ediliyor: “Hikmet üç ilmi kapsar;Hakkı bilme (şeriat),Hakk için ameli Salih (tarikat),batını bilme(marifet)” Bu hususa işaret eden bir Hadis-i şerifte Rasulullah Salla’llahu Aleyhi ve Selem şöyle dua edilmesi gerektiğini bizlere buyurmuştur “İlahi bana Hakkı hak olarak göster ve hakka uymayı nasib etBatılı batıl olarak göster ve batıldan korunmayı nasib et” Yine bu hususta şu hadis-i şerifte de: “Nefsini tanıyıp ona karşı gelen Rabbini tanır ve O’na uyar” İnsanın özel karakteri ile “anayurduna” dönüşü ve kavuşması ise hakikat ilmini elde ederek Yakınlık derecesine ulaşmasına bağlıdırBu tevhid makamıdırLahut alemine hazırlanan insan bu derecede dünyanın hayali ilimlerinden Kurtularak lahut aleminin yakın ilmine ulaşma imkanını yakalarBunu uyanık iken türlü ibadetler ile başarabilirveya Allah’ın yardımı ile uyurken de kazanabilirÇünkü yakin ilmine ulaşan insan-ı kamil’in bedeni uyusada kalbi uyumazHatta bedeni uykuda olan insan-ı kamil’in kalbi uyanıklık ve dirilik kazanımı ölçüsünde dahada genişlik ve ferahlık duyarBu tür uyanık ve diri bir kalb “anayurduna” yolculuk yaparYa bütünüyle yada kısmen Bu manada ayet-i kerimede şöyle buyuruluyor: “Cenab-ı Hakk ölmekte olanların ve ölmediği halde uykuda olanların canlarını alırÖlümüne hükmettiği canı alıkoyar ve ötekini belli bir süreye kadar salıverir” (Zümer:42) Bu sebebledir ki Resulullah aleyhi ve selem efendimiz hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor : “Alimlerin uykusu cahillerin ibadetinden daha hayırlıdır” Uykuda iken kalb; Tevhid nuru ile harfsiz,sessiz olarak sır diliyle (bi’lisanü’s-sır) yapılan tevhidi zikir ve tesbihle hayatiyetini sürdürebilir Bu sebeple Allahü Teala “İnsan benim sırrım Bende onun sırrıyım” Buyuruyor Bir hadis-i kudside de şöyle buyuruluyor : “Batın ilmi Benim sırlarımdan bir sırdırBu sırrı (bana yakın olan) kullarımdan birinin kalbine koyarım,o kulumu Ben’den başkası bilemez” O kulun (insan-ı kamil) özelliği şu hadis ile anlatılmaktadır “Bir saat tefekkür,yetmiş yıl ibadetten daha hayırlıdır” Bu insanın hikmet taşıyan işleri,en ince ayrıntılarına kadar düşünmesine “tefekkür” denirİşte kulun yaptığı bu tefekkür yetmiş yıllık ibadetin sevabını kazanmasına sebep olur İnsan ilahi marifeti tefekkür eder Allahü Teala’yı bilmeyi ve anlamayı aşkla,sevgiyle arzu ederse yaptığı tefekkürüde bin yıllık ibadetin sevabını kazandırırİşte asıl “irfan ilmi” budur Bu ilimle Tevhid hali kasdedilirArif özlem duyduğu Zat’a, Mahbubuna bu şekilde ulaşırArifin ilminin neticesi ise ruhani bir halle tam yakınlık alemine uçup gitmektirBu konuda Şeyh Abdullah (kuddise-i sırruhu) dan: “İnsan-ı kamil’in ilmi Furkan ilmidir” Gerçeği hayalden ayırma yeteneği kazanan insan-ı kamilin bu ilmi aynı zamanda tevhid ilmi Olarakta tanımlanırBu ilmi ile arif marufuna (bilinene) ulaşır kavuşurSonuç olarak arifler ruhaniyetleri ile yakınlık (kurbet)alemine uçarlar Mevlana Celaleddin-i Rumi (kuddise sırruhu): “Abid Cennet’e yürür,arif ise kurbete uçar” BuyurmuşturBazı büyükler bunun sebebini şöyle açıklamışlardır “Ariflerin başkalarının göremediğini gören gözleri tüysüz kanatları varbu kanatları ile Hakk’ın melekut alemine uçarlarBu uçuş arifin batınında gerçekleşen bir uçuşturÇünkü arif kamil ve hakiki bir insandır Hakkın sevgilisi,mahremi arusudur Ehlullah ebu Yezid şöyle demiştir : “Ehlullah arifler arais-i Hakk’tıryani gelinlerdirOnları ancak mahremleri görebilirİnsanın utagaçlık,perdeleri ile örtülenmişlerdirOnları Allahü teala’dan başkası göremez” Hadis-i kudside de : “Velilerim kubbemin altında saklıdırlarOnları kimse bilmezHalk,bu (araisin) gelinlerin bizim göstermediğimiz dıştaki zinetlerinden başka bir şey göremez”buyuruluyor Yahya bin Muaz Radıyu Anh şöyle demiştir: “Veliler Cenab-ı Hakk’ın esansıdırYeryüzünde onların kokusunu ancak sıddıklar koklar ve bu kokunun tadını kalblerin de duyarak Mevla’ya yönelirlerYokluğa ulaşma derecelerine göre hazları da artarHazları arttıkça Hakk’a yakınlık dereceleri de artarYakınlık dereceleri arttıkça faniliğe yönelişleri de artarGiderek bedenlerini ve öteki maddi varlıklarını feda ederlerHakk’ın müşahadesine temaşaya ulaşırlarKendilerinden geçerler nefsi istek ve iradeleri kalmazHakk’tan başka bir şey ile ilişki ve bağlantıları da kalmaz Verlilere kerametler verilir ve geri alınırOnlar varlık adına ne varsa hepsinden geçerlerÇünkü varlıkta bir sırdır Ona bağımlı kalmak küfürdür Mirsad adlı eserin sabihi şöyle der : “keramet sahipleri halktan saklıdırlar,gizlidirlerVelilerin keramet göstermesi erkeğin hayzı olarak nitelendirilirVelinin bin türlü makamları vardırilki keramettirAncak onu aşan bir veli sırası ile öteki makamlara geçebilir alıntı |
|