Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çağrısı, dinde, reform

Dinde Reform Çağrısı

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dinde Reform Çağrısı




Dinde reform çağrısı

“Madem ki Batı ülkeleri Hıristiyanlık’ta reform yaparak bugünkü modern medeniyet seviyesine ulaştılar, öyleyse biz de İslâm’da reform yapmalıyız” zihniyeti, beyni ve kalbi Batılı değerleri benimseme virüsünce tahrip edilmiş modern müslüman aydınlar, ilim adamları ve siyaset erbabı tarafından hemen her seviyede dile getirildi ve uygulamaya çalışıldı “Dinde reform”dan anladıkları ise, dinin hayat ve hareket alanının mümkün olduğunca kısıtlanması, bireylerin vicdanlarına ve camilere hapsedilmek suretiyle hayattan dışlanmasıydı


Görmediler ki, Batı’da Paris Üniversitesi, Notre Dame kilisesine bağlı okulların birleştirilmesiyle oluşmuş, Oxford Üniversitesi de Paris Üniversitesi model alınarak kurulmuş, bilahare Oxford hocalarının kurduğu Cambridge Üniversitesi Papalığın onayıyla tesis edilmiş, Sorbonne Üniversitesi, bir ilahiyatçı olan Sorbonne tarafından kurulmuştur

Hesap etmediler ki, Kilise ve onun din anlayışı ile İslâm ve onun kaynakları arasında hiçbir benzer yan yoktu ve birini diğerine benzetmeye çalışmak, gece ile gündüzü birbirine kıyaslamaya çalışmaktan farksızdı

Düşünmediler ki, Protestanlığın reforme ettiği Hıristiyanlık, birey ve toplum üzerinde en acımasız uygulamalarını sürdürürken, kan ve gözyaşı ile ayakta duruyorken, aynı zaman diliminde İslâm coğrafyasında müslüman ilim ve devlet adamlarının alın terinden, göz nurundan, ihlâs ve samimiyetinden yükselen muhteşem bir medeniyet insanlığın yüz akı bir dünya kuruyordu

Akıl erdiremediler ki, gasbetmeden, sömürmeden, ezmeden ve tuğyana sapmadan “Batılı gibi” kalkınmak, ilerlemek ve yükselmek mümkün değildir Batı tarzı kalkınmanın adının “zulüm” olduğunu bilemediler!

Alıntı Yaparak Cevapla

Dinde Reform Çağrısı

Eski 08-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dinde Reform Çağrısı




Yeni Din Anlayışının Sacayakları

Sahih din anlayışının itaat, teslimiyet, hakka bağlılık ve bâtıldan yüz çevirme gibi temel direkleri olduğu gibi, yeni sapkın anlayışın da üzerine oturduğu temeller var Bunların en önemli üçünü ele aldık

Müslüman için İslâm, Kur’an-ı Hakim’de ortaya konan, Rasul-i Ekrem sav tarafından en kâmil şekilde açıklanan ve uygulanan ilke ve hükümlerdir

Uymakla mükellef bulunduğumuz dinî hükümlerin aklî izahını hiçbir zaman yüzde yüz oranında yapamayız

Dünya insan için bir imtihan yurdudur ve müslüman, bu imtihan anlayışı içinde dinin hükümleri arasında kolay-zor, uygun-uygunsuz, devamlı-geçici… gibi ayrımlar yapmaz
(Hükmü Fıkıh ve Usul-i Fıkıh kaynaklarında belirtilmiş bulunan hususi durumlar bu çerçevenin elbette dışındadır) “Allah ve Rasulü bir işte hüküm verdiği zaman müslüman erkek ve kadının o işte kendi istediğini seçme hakkı yoktur” (Ahzâb, 36)

İnsanın değeri, takvası oranındadır; takva da ilme ve marifete bağlıdır İlimde ve takvada bizden üstün oldukları için Sahabe ve Selef kuşakları şayan-ı hürmettir

Burada öne çıkan “takva”, “itaat”, “teslimiyet”, “imtihan”… gibi kavramların modern İslâm anlayışında yeri yoktur Sözünü ettiğimiz anlayışın üzerine oturduğu sacayakları “akılcılık”, “kolaycılık” ve “değişim”dir

Bu üç ilke, dinin ve onun kaynaklarının yorumlanmasında en temel başvuru mercileridir aydın müslüman için Her ne ki bu üç ilkeden birine veya birkaçına aykırı düşer, mutlaka dışlanmalıdır ona göre

Eğer bu ilkelere uymayan şey bir Kur’an ayeti ise, onu türlü çeşit manevralarla yoruma tabi tutarak hükümsüzleştirir Rasul-i Ekrem sav Efendimiz’in bir sözü veya uygulaması ise, önce “uydurma hadis” söylemini devreye sokar Bu tutmazsa onu da te’vil ederek meselesini kitabına uydurur

Bu ilkeleri biraz açacak olursak:

Alıntı Yaparak Cevapla

Dinde Reform Çağrısı

Eski 08-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dinde Reform Çağrısı




Akılcılık

“İslâm mantık dinidir” sözü, modern müslümanın dilinden düşürmediği bir slogandır Ona göre Kur’an ve Sünnet’in hükümleri de dahil olmak üzere her şey aklın kavrayış ve izah çerçevesi içinde olmak zorundadır Bu çerçeveyi aşan, her ne olursa olsun yorumlanır veya reddedilir

Bu cümleden olarak modern anlayışın “mucize” olgusuna bakışı hayli ilginçtir Kur’an’da zikri geçen mucizeler ona göre -hâşâ- “efsane/mitoloji”den ibarettir Hz Musa as’a verilen 9 mucize (İsrâ, 101), Dağların ve kuşların Hz Davud as ile birlikte zikretmesi (Enbiyâ, 79; Sebe’, 10; Sâd, 18), Hz Süleyman as’ın kuşların ve karıncaların dilini anlaması (Neml, 16, 19), kuşlara, rüzgâra ve (cinnî) şeytanlara hükmetmesi (Enbiyâ, 81; Neml, 17; Sebe’, 12; Sâd, 36-38), Hz İsa as’ın daha beşikteyken konuşması (Âl-i İmran, 46), çamurdan kuş yapıp üflemesiyle kuşun canlanıp uçması, körlüğü ve alaca hastalığını iyileştirmesi ve halkın evlerinde ne yiyip ne biriktirdiğini haber vermesi (Âl-i İmran, 49) ve Rasul-i Ekrem sav Efendimiz’in İsra ve Miraç (İsrâ, 1), gaybden haber vermesi (Tahrim, 3) gibi Kur’an’da belirtilenler yanında, sahih Hadis kaynaklarında nakledilen pek çok mucizesi hakkındaki yorumları buna örnektir

Modern müslüman bütün bu mucizeleri, Kur’an’ın indiği dönemde yaşayan insanların bilgi ve algı seviyesinin düşüklüğü ile açıklar ve şöyle der:

“Seviyelerinin düşüklüğü sebebiyle o insanlar, olağanüstü hadiseler duyduklarında kolayca etkilenirlerdi Kur’an onların bu zaafından istifade etmiş ve kendilerine bol bol peygamber mucizesi anlatmıştır ki, eğer inanmaz da inkârda diretecek olurlarsa başlarına bir bela gelmesinden endişe etsinler!

Her şeyde “akla uygunluk” aramasının tabii bir uzantısı olarak, Modern anlayış, birçok hadisi de “akla uymuyor” gerekçesiyle inkâr etmiştir Efendimiz sav’in mucizelerini anlatan rivayetler bunların başında gelmektedir

Yine aynı gerekçeyle İslâm’ın birçok hükmüne karşı çıkarken, dinde olmayan yeni hükümler ihdas etmekten de geri durmamıştır Kadınların namazda erkeklere imam olup namaz kıldırmasının, herkesin kendi anadilinde namaz kılmasının, hayız halindeki kadının namaz kılıp oruç tutmasının ve Kâbe’yi tavaf etmesinin, kurban kesmeyip parasını tasadduk etmenin… caiz olduğunu söylemeleri bunun örneklerini oluşturmaktadır


Oysa Hz Ali ra’ın şu sözü bizi, Din-akıl ilişkisinde bu kadar serbest davranmadan önce daha derin düşünmeye sevk etmektedir:
“Eğer İslâm akıl dini olsaydı, mestlerin üstünün değil, altının mesh edilmesi gerekirdi…” (Ebu Davud)

Elbette bununla İslâm’ın akla aykırı bir din olduğunu söylemek istiyor değiliz Demek istediğimiz, dinin her hükmünü aklî bir izaha dayandırmaya çalışmanın yanlış olduğudur

Namazda bir kere rükû ve iki kere secde edişimizi kim neyle açıklayabilir? Keza namazların vakitleri, rekât adetleri, haccın zamanı ve rükünleri, zekât, miras, evlenme ve boşanma ahkâmı ve daha pek çok husus da öyle…

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.