Çimen Seymen

Soprano ve müzikolog Çimen Seymen, Müzik Festivali kapsamında sahnelenen 'Müsennâ'nın hem sahne arkası hem de sahne üzerindeki ismi



Nasıl başladı Müsenn projesi? İlk çıkış noktası neydi?

Ben Barok müzik üzerine eğitim aldım Aynı zamanda müzikoloğum Müzikoloji açısından ve aynı zamanda şan açısından belli bir evrim süresinden sonra Barok müzik devrinde, Osmanlı İmparatorluğu'nda Acaba nasıl bir müzik? ve Sanat ne şekildeydi? sorusunu sorarak yola çıktım Konuyla ilgili hem Türkiyeden hem de Fransadan kaynaklar buldum Prof Metin And'ın yaptığı araştırmalar bana çok büyük ışık verdi Ikincisi seyyahların gözlemleri elbette Ve bir de Ali Ufkinin el yazması üzerinde bir çalışma yapıldı Böyle karşılaştırmalı bir proje yapılacaksa bunun iki ekibi olması lazım, biri Türkiye'de diğeri de ben Fransa'da olduğum için Fransa'da Fransız müzisyen arkadaşlarımla bir barok müzik grubu kurduk Türkiye'de de Prof Hakan Cevher ile görüştüm ve o da Türk müziği konservatuarı içerisinde öğretim üyelerinden kurulu bir grup kurdu; Cevher-i Musiki Cevher-i Musiki ile benim kurduğum La Turchesca grubu ilk önce konser şeklinde ve iki repertuarı karşılaştırma şeklinde başladık çalışmaya Repertuar karşılaştırmalı proje ilk Fransız Kültür Merkezinin öncülüğünde 2005'te İstanbul Müzik Festivalinde gerçekleşti Şimdi Müsenn projesi sadece müzik olan bu içeriğe, zamanın dansları ve benim üzerinde çalışmış olduğum seyyahların metinlerini ve görselliğini getiriyor Bir diğer özelliğimiz de bu eserlerin dönem çalgıları ile seslendiriliyor olması Türk müziği dönem çalgıları , Ege üniversitesi çalgı yapım bölümünde tekrardan yaptırıldı
Bu enstrümanlar neler?

Aslında bu çalgıların isimleri aynı ama kendileri evrim geçirmiş çeng tamamen kaybolmuş bir ad, bunu yaptırıyoruz, bu önümüzdeki projeler için Kudüm mesala Barok müzikte dönem çalgıları ile çalmak en başından beri var Barok müzik repertuarında Avrupa'da bile çok az kullanılan enstrümanlar kullanıyoruz Colachon mesela, tamamiyle yepyeni bir repertuara giriyor barok müzikte, çünkü o zamanlar olan bu enstürman zamanla kullanılmamaya başlanmış Colachonun kopuzdan geldiği söylenir aslında ama tam olarak nerden geldiği bilinmiyor Fakat bu enstrümanların hepsinin arasında bir akrabalık var Dileğimiz bu akrabalığı hem repertuar hem enstrüman açısından konserler ile duyurmak Müsenn projesinde görsel ve dans var Danslarda Türk Halk danslarını kullanıyoruz, gene iki ekip şeklinde: Barok dans ve Türk halk dansları Burada da halk danslarını kullanmamızın sebebi o zamanlardaki şenliklerde, halk müziği ile saray müziği arasında büyük bir diyalog olması
Dans kısmı biraz modern olacak herhalde, 17yy dans figürlerine ulaşmak pek mümkün değil gibi?

Dans açısından çok daha zor , biraz fantezi olacak Barok dansı için kaynaklarımız daha fazla tabii ki Müzikte de notalar sayesinde dediğimiz gibi 17yya ulaşmak mümkün oluyor Ama tam nasıl çalındığını bilemeyiz Bizim zaten asıl amacımız 17yy'da çalıyormuş gibi yapmak değil, bu müziğin diline mümkün olduğu kadar yaklaşmak Onun için bunu o zamanın şarkılarını göz önünde tutarak yapmak ve aynı zamanda o günkü müziği mümkün olduğunca günümüze ulaştırmak amacımız Ve aynı zamanda belli bir tarihi perspektif ile ulaştırmak istiyoruz- ki bu sadece bizim fantezimiz değil bize tarihten biraz bilgi verebilecek tarih üzerine düşündürebilecek bir ortam yaratmak istiyoruz
Türkiye'de yaşadığımız halde, barok müziği 17yy'ın Türk müziğinden daha iyi tanıyoruz Tamamen Doğulu bir müzik mi?

Evet, bunun cevabını konsere gelenler kendileri verecekler Herkes Demek böyleymiş diyebilecek Biz aslında seyirciyi çok aktif tutuyoruz Kararı seyirciye bırakıyoruz Benim görüşüme göre Osmanlı ile Avrupanın 17yyda bakış açıları çok açık, birbirlerini öğrenmek istiyorlar Hem akedemik hem diplomatik bir açıdan Bu bakış açısını yakalamak benim için önemli Biz birbirimizi öğrenmek istediğimiz sürece aramızda diyalog olur Aslında bu açıklık içerisinde saray müziği, tamamen kendi kişiliğini koruyan bir müzik ama kendi kişiliği içerisinde birçok kültür var Bu çok kültürlülüğü anlatıcının metni ile vurguluyoruz çünkü o zamanın seyyahları Evliya çelebi olsun, yabancı seyyahlar olsun bir takım şeyler gözlemlemişler ve birbirlerine yazmışlar anlatmak için Biz de seyirciye bunu anlatıyoruz



Müsenn

24 Haziran Salı, 2130

Topkapı Sarayı Müzesi