Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #1 |
Gözyaşı
|
Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Ey bu ülkenin adam diye ortalıkta gezen zavallıları Ey kadınlar, ey erkekler, ey gençler, ey yaşlılar Lazlar Çerkezler Tatarlar Hatta Kürtler ve Ermeniler Lütfen bu fotoğrafa iyi bakın * * * Ey memleketi satan alçaklar, namussuzlar, şerefsiz, onursuzlar Ey gencecik insanların beyinlerini yıkayıp dağda savaştıran insan dışı varlıklar Minicik bebeklere silah sıkan, gencecik canları almayı kendine marifet sayanlar Ey Atatürk’ün düşmanları Cumhuriyet karşıtları Laiklik muhalifleri Lütfen bu fotoğrafa iyi bakın * * * Ey Amerika, Ey Amerikancılar Amerika’ya muhbirlik yapanlar Evet sizler, sizlerde bu fotoğrafa iyi bakın * * * Ne görüyorsunuz orada! Ben Mustafa Kemal’i görüyorum 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkıp “Kurtuluş Savaşı’nı” başlatan Başkomutanı görüyorum Ben Türkiye’nin aydınlık geleceğini, çağdaşlığı görüyorum Bakın bakın iyice bakın Gözünüz kararıncaya kadar, tansiyonunuz düşünceye kadar bakın! Saatlerce bakın! Çünkü orada Atatürk İlke ve Devrimlerinden ödün vermeyen Türk Mehmetçiği’ni göreceksiniz O fotoğrafta Nene Hatun’u, Halide Edip’i, göreceksiniz * * * Ey AKP’liler, Ey CHP’liler, hatta kendini milliyetçi sanıp Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçtiren MHP’liler Sizlerde bakın! O fotoğrafta ne göreceksiniz? Ben o fotoğrafta cephede canı pahasına savaşan Kahraman Türk Evlatlarını görüyorum Gözü yaşlı anaların Türk Bayrağı’na sarılı tabuta sarılıp, “Vatan Sağolsun” diyen haykırışlarını görüyorum Ben Zübeyda Hanım’ı, Mevhibe Hanım’ı görüyorum Lütfen sizde iyi bakın! Orada Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü ve dürüstlüğünü göreceksiniz * * * Bu çocuklar Kullar Vezirçiftliği İlköğretim Okulu’nda okuyan çocuklar Haber Türk’ün başlattığı “Terörle Mücadele Destek” kampanyasına okul harçlıklarını biriktirip katkı sağlayan evlatlar Bunların hepsi Atatürk Hepsi İsmet Paşa Belki benim, belki senin, belki hepimizin yapamadığını yapıp kampanyaya destek oluyorlar Ceplerinde son kuruşları vatan için, memleket için veriyorlar Aynı Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi Ben bu fotoğrafı gördükten sonra ülkemin geleceğinden korkmuyorum Sizde korkmayın! Sakın ha bu ülkenin geleceğinden şüphe duymayın! Bırakın Cumhurbaşkanı’nın kızının düğün fotoğrafını, boş verin siz Başbakan’ın Amerika’daki torununu, hiç önemli değil Maliye Bakanı’nın çocuklarının yaptıkları Onlar sabun köpüğü gibi bugün var yarın yoklar Siz bu fotoğrafa bakın ve onurlanın Çünkü bu fotoğrafta güçlü ve onurlu Türkiye var
__________________
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #2 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Silvan ilçesine bağlı Mescit mahallesinde bulunan PTT’ye ait bir telefon direği tehlike saçıyor Mescit mahallesi eski Tekel Caddesi Ramazan Camii köşesinde bulunan PTT'ye ait olan telefon direği korku saçıyor Gündüz çocukların yoğun olduğu alanda, telefon direğinin altı çürümesi sonucunda direğin en ufak bir rüzgârda kırılıp çocukların üzerine düşebilmesi an meselesi Bu duruma karşı tepkili olan Mescit Mahallesi sakinleri biran önce PTT'nin telefon direğini yerinden sökerek, yerine yeni bir telefon direği dikmelerini istediler Mescit Mahallesi sakinleri, yetkililere tepkilerini şöyle dile getirdiler: “Geleceğimizin umutları olan çocuklarımızın hayatları tehlikede diyebiliriz Telefon direği en ufak bir rüzgârda kırılıp çocukların üzerine düşebilir Yetkililerin biran önce tedbir almaları lazım Okulların tatil olmasıyla Mescit Mahallesi çocukları telefon direkleri etrafında oynadıkları için hayatları tehlikededir” diye konuştular |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #3 |
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!konu çok güzel olmuş allah razı olsun |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #4 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!İşte bu fotoğraf Termal’de 1934 yılında çekilmiş Atatürk’ün Yalova’yı keşfedip, güzelleştirilmesinin ardından sadece beş yıl geçtikten sonra Terma kaplıcalarında çekilen bu fotoğrafta İşte bu fotoğraf Termal’de 1934 yılında çekilmiş Atatürk’ün Yalova’yı keşfedip, güzelleştirilmesinin ardından sadece 5 yıl geçtikten sonra 1934 tarihinde bu fotoğraf Termal’de çekilmiş Yıllar önce,Yalova sahillerine yada Termal’e o dönemler gezmeye çıkıldığında, gardıroplardan ak pak elbiseler çıkartılır ve kent merkezine veya Termal’e gezmeye piknik yapmaya gidilirdi Bu fotoğrafa iyice bakın Genç Cumhuriyetin insanlarını ve ailesini ve o günkü kıyafetleri göreceksiniz 2006 Türkiye’sinin Yalova Cumhuriyet Caddesinde yada Termal de halen kara çarşaflı, sadece gözleri gözüken bir çok kadını görebilirsiniz İşte bu fotoğraf, Cumhuriyetin kurulmasının üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra çekilmiş Fotoğraftaki karede yer alan aile Yalovalı İşte bu fotoğraf , 1881934 tarihinde postaya verilmiş ve fotoğraftaki aile, bu fotoğrafı, Ankara’da oturan yeğenleri Özlem Sofuoğlu’na göndermiş Altına imza olarak ta “Teyzen” denilmiş Bundan 76 yıl önce Yalova’dan gönderilen bu fotoğrafın arkasında da Yalova’nın çok güzel bir yer olduğu, yeğenlerini de Yalova Termal’e beklediklerini vurgulamış İşte bu kareler postaya verildikten tam 72 yıl sonra bizim elimize ulaştı Türkiye ve Yalova Termal çok değişmiş değil mi |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #5 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Bazı eyaletlerinde şeriat kurallarının hakim olduğu ve cehaletin kol gezdiği Pakistan’da kadın olmak çok zor Erkeklerin ‘söz dinlemeyen’ kadınlara uyguladıkları şiddet yöntemleri arasında yüze kezzap atmak en yaygın olanı Aşağıda fotoğrafları görülen kadınlar sadece kadın oldukları ve seslerini yükselttikleri için yobaz, cahil erkekler tarafından bu hale getirildi Fotoğraflar: Associated Press 2282008 IRUM SAİD Şu anda 30 yaşında Kezzapla yakıldığında 18 yaşındaydı Evlenmeyi reddettiği erkek caddenin ortasında vücuduna kezzap attı Kör oldu Yüzü, sırtı ve omuzları yandı Tam 25 kez ameliyat oldu ve ancak bu kadar düzelebildi 2282008 ATİYE HALİL 3 yıl önce 13 yaşındayken komşularının yaşlı bir akrabası Atiye ile evlenmek istedi Ailesi kabul etti Ama Atiye daha küçük olduğunu belirtip bu isteği reddetti Reddedilmeyi kendine yediremeyen erkek, Atiye’yi kezzapla yaktı 2282008 NECEF SULTAN 5 yaşında uyurken babası tarafından yakıldı Çünkü baba Pakistan’da değersiz olarak kabul edilen bir kız çocuk daha istemiyordu Necef yaralarının iyileşmesi için 15 kez ameliyat oldu Şu anda 16 yaşında 2 gözü kör ve yüzü iskeleti andırıyor 2282008 SABİRE SULTAN Şu anda 30 yaşında olan Sabire, kocası tarafından yakıldı Kocası, bir kavga sonucunda Sabire’nin yüzüne kezzap attı Sabire bu olayı yaşadığı zaman hamileydi Bir başka deyişle hamile olması bile onu koca ?iddetinden kurtaramadı SAİRA LİYAKAT Şu anda 26 yaşında olan Saira, 15 yaşındayken evlendirildi Evliyken okula devam etmek, mezun olmak istedi Ama kocası Saira’nın bu isteğini yüzüne kezzap atarak cezalandırdı Saira eski fotoğraflarına bakarak avunuyor 2282008 ŞAMİM AKTER 18 yaşındaki Şamim’in yüzüne, 3 yıl önce sokakta yürürken tanımadığı 3 erkek kezzap attı Erkekler, bir kadının sokakta tek başına yürümesini şeriata aykırı bulmuşlardı Bu yüzden de kendilerine göre Şamim’i kezzap atarak cezalandırmışlardı Haber: POSTA 2282008 |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #6 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!İngilizler'in meşhur tilki avı yıllardan beri sürüyor Hayvanseverler defalarca bunu engellemeye çalıştı Avam Kamarası'ndan yasaklayıcı kararlar çıkarmaya uğraştı Ama sonunda çıkan karara bile aldıran olmadı Tilki avı vazgeçilmez bir gelenek olarak devam etti At sırtında avcılar, onlarca av köpekleriyle tilkileri avlamaya devam etti Ama bir av sırasında ortaya çıkan bu manzara herkese "vay tilki vay" dedirtti Bu kurnazlık objektiflere işte böyle takıldı Can derdine düşen tilki, av köpeklerinin arasına karışınca, paçayı kurtardı |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #7 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Adı gibi hüzünlü geçti hayatı Mahzun'un Doğuştan ayakları yoktu Annesi öldü babası da terketti Erzurum Tekman ilçesinin Yerköy'ünde bir başına kaldı 80 yaşındaki Hatice ninesi ile Onu böylesine manşetlere taşıyan ise bu görüntüydü İrkildik, yutkunduk Çilekeş Anadolu kadınının fotoğrafıydı bu Bu fotoğraftan alınacak çok ders vardı Bu karede azim, sabır, fedakarlık, imhihan vardı, teslimiyet, bana ne lazımcılık, kolaycılık yoktu Eksi 20 derecede leğene koyduğu torununu okula iple çekiyordu Nasırlı elleriyle ipe var gücüyle asılıyor torununu okula yetiştirme derdine düşüyordu İki büklüm olmuş beline umursamıyordu Evet böyleleri de vardı Her gün torununu okula teslim ediyor yine aynı şekilde evine götürüyordu Çektiği çileler belini bükmüştü ama o Anadolu insanının cefakar kadınıydı Üzülüyordu, çok dertliydi ama kime anlatacaktı derdini Bir gün bir hayırsever yardım diye düşündü Evinde aylarca yıllarca ağladı ama gözyaşlarını içine akıttı Sabretti pes etmedi Dört duvar arasında yanlıkanan çığlıkları uzaklardan duyuldu Duaları kabul oldu Kimse yok mu derneği tekerlekli sandalye verdi Haberler televizyon kanallarında yayınlanınca yardımların ardı arkası kesilmedi Sıkıntıdan ağlayan gözler bu kez sevinç gözyaşlarına tanıklık etti Şimdi Hatice nine yanlız değil Acılar paylaştıkça azalıyordu Hatice nine hayatının geri kalanında artık yüzü gülecek |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #8 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Barzani ve Talabani'nin bu fotoğrafına iyi bakın! Türkiye teröre yine şehit vermiş 12 can hain pusuda şehit olmuş Ülke ayağa kalkmış Kuzey Irak'a bakıyorsunuz İki Kürt lider kameraların önünde Türkiye teröre lanet etmelerini bekliyor Ama onlar hala "tavşana kaç, tazıya tut" havasındalar O basın toplantısından çekilen bir fotoğraf var Sözler bazen yetmez Fotoğraf ise söylenmeyeni de söyler Bu da öyle bir fotoğraf işte Ne kadar keyifliler değil mi? Müthiş neşeliler Oysa endişeli, gergin olmaları gerekir Bu hallerine bakınca; -"Türkiye'yi batağa çekmek için bunlar bir oyun çeviriyorlar" diye düşünmeden edemiyor insan Hele şu sözleri de duyunca Barzani diyor ki; -"PKK dağlarda bulunuyor Orası çok güç bir yer Türkiye büyük gücüne rağmen onları yakalayamıyorsa biz nasıl yakalayalım" Celal Talabani de aynı havada -"PKK liderleri Kürdistan"ın yüksek dağlarında saklanmış durumda, Türk ordusu tarafından yakalanamayan bu liderleri biz nasıl yakalayabiliriz Bu bir hayaldir" Resmen dalga geçiyorlar, tahrik ediyorlar Bunlar kime güveniyorlar bu kadar Barzani neyse ama Talabani bu sözleri Irak Devlet Başkanı sıfatıyla söylüyor -"PKK'nın yöneticilerini teslim eder misiniz?" sorusuna verdiği cevap şu; -"Biz hiçbir Kürdü Türkiye"ye teslim etmeyiz hatta bir kediyi bile" Buyrun burdan yakın Bu sözler ve yukardaki fotoğraf büyük oyunun özeti gibi |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #9 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Bir çifti sevişirken görüyorsunuz" değil mi? İşin ilginç tarafı, araştırmalar gösteriyor ki, küçük yaştaki çocuklar bu resme bakınca böyle bir sahne görmüyor Çocukların seks konusunda hayal gücü olmadığı için onlar bu resme bakınca 9 küçük siyah yunus balığı görüyorlar Ama yetişkin bir beyin olarak siz bu yunus balıklarını ilk bakışta görmekte zorlanıyorsunuz değil mi? Ancak 6 saniye sonra farkedebiliyorsunuz Bilimadamlarına göre yetişkin bir kişinin ilk aklına gelen şey seks de ondan |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #10 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #11 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Bu fotoğrafa iyi bakın! Orada gördüğünüz iki insan, Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Michaulis’tir Bugünlerde, Kıbrıs görüşmelerinin bıktırıcı turlarından bilmemkaçıncısı gerçekleşirken, kimileri elde bayrak “Dayan Denktaş” diye sokağa dökülür, kimileriyse Türkiye’de bir türlü beceremedikleri AB operasyonunu adadan başlatmak derdine düşmüşken, bu iki isim pek bir anlam ifade etmeyebilir Derviş Ali Kavazoğlu, Kıbrıs Sosyalist Partisi AKEL’in merkez komitesinin Türk üyesi bir sendikacıdır Kostas Michaulis ise onun sendikacı arkadaşıdır Bu iki insan, 11 Nisan 1965 tarihinde, Lefkoşe’deki bir toplantıdan Larnaka’ya giderlerken Denktaş’ın kurucuları arasında yer aldığı Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) tarafından otomatik silahlarla kısa mesafeden vurularak öldürüldüler İkisi de sosyalistti, ikisi de adanın emperyalist çıkarlar doğrultusunda bölünmesine karşı çıkıyor ve iki halkın kardeşliğini savunuyorlardı Ve fotoğrafta görüldüğü gibi, el ele öldüler Yalnızca onlar da değil 29 Mayıs 1959’da öldürülen İnkılapçı gazetesinin editörü Fazıl Önder ve 5 Haziran 1958’de öldürülen Kıbrıslı Türk Atletizm ve Kültür Merkezi yöneticilerinden Ahmet Yahya da TMT’nin ve Denktaş’ın kirli savaşının kurbanlarıdır 2 Temmuz 1958’de Rum/Türk Kıbrıs Emek Federasyonu yöneticisi Ahmet Sadi’ye ve Arif Barudi’ye suikast girişimleri oldu Ve sonra, 1962’de, Kıbrıslı Rum ve Türkler arasında daha yakın işbirliği taraftarı gazeteciler olan Hikmet ve Ahmet Gurkhan TMT tarafından öldürüldüler En son örnek ise 1996’da da yine Rum ve Türkler arasında işbirliği öneren gazeteci Kıbrıslı Türk gazeteci Kutlu Adalı’nın öldürülmesidir Ama şüphesiz bunlar içersinde en trajik ve sembolik olanı Kavazoğlu ve Mişaulis cinayetidir Böylece TMT’nin vermek istediği ders, Rum ve Türk işçilerin birliğini sağlamak isteyenlerin sonunun ölüm olacağıdır Adanın emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından bölünmesine karşı duran, Türk-Rum dostluğu ve işbirliği için gerek siyasal, gerekse sendikal alanda çalışmalarını yürüten Kavazoğlu, sık sık yayımladığı bildiriler ve diğer yayın faaliyetleriyle, Kıbrıs Türk liderliğinin adayı bölme politikasını eleştirmektedir Bu yüzden yakın dostlarıyla birlikte faşist yeraltı örgütünün hedefi haline gelmiştir Biraz Geriye Gidersek Ama hepsi bu kadar değil Kavazoğlu ve Michaulis’in şahsında bitirilmek istenen şey, Kıbrıs işçi sınıfının hiç küçümsenemeyecek ortak mücadele tarihidir Bugün kafaları Annan, De Soto, Papadopulos, vb gibi doldurulmuş birçok sosyalistin bile bilmediği gerçek, Kıbrıs adasının aslında belli bir sınıf mücadelesi tarihine sahip olduğudur Bu tarihin ilk halkaları, İngiliz egemenliği günlerine kadar gider Kıbrıs’ın kontrolünü 1878’de devraldıktan sonra 1914’e kadar Osmanlı adına vergi toplayan İngiltere, Birinci Paylaşım Savaşı’nın başlaması üzerine adaya tümüyle el koyduğunda ilk kıpırdanmalar başlar İlk ayaklanma 1931’de İngiliz Vali Sir Ronald Storrs gümrük vergisini artırdığında patlar Daha sonraları, 1930 ve 40’lar boyunca Kıbrıslı Türk ve Rum kökenli işçiler Taşımacılık ve Liman İşçileri Sendikası’nda ortak mücadele yürütürler 6 Mart 1939’da Limasol Hamal Sendikası’nın kuruluş toplantısına 40 Kıbrıslı Türk katılır Magosa Hamal Sendikası komitesinde ise eşit sayıda Türk ve Rum vardır 1938-48 döneminde Türk ve Rum işçiler sekiz saatlik çalışma günü, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, çalışma yasaları, sosyal güvenlik, ücret artışı vs için ortak bir mücadele yürütürler Peş peşe gelen grevlerde Kıbrıslı Türk ve Rumlar patronlara ve İngiliz sömürgeciliğine karşı omuz omuza mücadele ederler 1948’de iki bin Türk ve Rum işçisinin, Amerikan Madencilik Şirketi’ne karşı başlattığı grev, 3 Ocak’tan 16 Mayıs’a kadar dört ay sürer Polis 3 ve 8 Mart’ta ateş açarak çok sayıda işçiyi yaralar ve 76 işçi eşleriyle birlikte iki yıla varan hapis cezaları alırlar Ceza alan 76 işçinin 17’si Türktür Ermeni, Rum ve Türklerden oluşan demiryolu çalışanları ise 1941 yılında greve çıkarlar Grevi durdurmayı reddeden grev komitesi (ki onların da üçü Türktür) İngiliz sömürge yönetimi tarafından tutuklanarak hapse atılır Ermeni, Rum ve Türk işçilerin yaygın protestoları sonucu mahkumlar serbest bırakılır Grev ise bütün taleplerini kazanır Kıbrıslı Türk ve Rum işçiler arasındaki işbirliği, 1944’de ayrı Türk sendikaları kurulmasına rağmen devam eder Kıbrıslı Türk işçilerin yarıdan fazlası ortak sendikalarda kalmayı tercih ederler Şovenizmin Canlandırılması Ama bu arada, “tehlike” artık farkedilmiştir İki tarafta da faşist unsurlar örgütlenmekte, kin tohumları ekilerek sınıfın birliği bozulmaya çalışılmaktadır Madalyonun bir yanında İngilizlere karşı silahlı mücadele başlatan faşist Grivas’ın EOKA örgütü vardır Yunanistan İç Savaşı sırasında yüzlerce komünistin işkenceye uğraması ve öldürülmesinden sorumlu olan Grivas bir yandan İngilizlere karşı savaşırken diğer yandan da şovenist duyguları körüklemekte ve bune karşı olan Rumları ve Türkleri katletmektedir İngiliz sömürge yönetiminin karakollar, vb gibi bütün riskli alanlarda Kıbrıslı Türkleri kullanması da bir yandan onların EOKA hedefi olmasını getirmekte, diğer yandan da şovenizmi güçlendirmektedir Yine de bu süreçte EOKA’nın öldürdüğü solcu Rumların sayısı Türklerden daha fazladır EOKA 1940’lı 1950’li yıllarda toplam olarak 265 infaz gerçekleştirmiştir Bunların 143’ü İngiliz ve Türk iken 131’i Komünist Partisi AKEL ve hem Türk hem Rum üyeleri olan PEO (Kıbrıs Emek Federasyonu) sendikası üyeleri olan Rumlardır Bu arada Türk kontra örgütlenmesi boş durmamakta, bir yandan Ankara’da organize edilen TMT, Denktaş ve Dr Fazıl Küçük’ün liderliğinde cinayetlerine başlarken, diğer yandan da eski bir sömürge polisi olan Necati Taşkın’ı Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Federasyonu başkanlığına komployla getirerek işçi sınıfını bölmeye ve şovenizmi yaygınlaştırmaya çalışmaktadır Kavazoğlu’nun deyimiyle Necati Taşkın, “1958’e kadar İngiliz sömürgecilere yardımcı polis olarak çavuş rütbesiyle hizmet etmektedir” ve daha sonra “Türk köylülere adeta kan kusturan Celal Hordan’ın faşist örgütünün önde gelenlerinden biri olmuş ve Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Federasyonu’nun liderliğini dağıtan Denktaş tarafından bu federasyonun genel sekreterliğine tayin edilmiştir!” Böylece 1963 yılına gelinmiş, Rum polisler ve Kıbrıslı Türkler arasında çıkan bir olaydan sonra başlayan çatışmalarda 191 Türk ve 133 Rum ölmüştür Ağustos 1964’de Türk jetleri Rum köylerini bombaladığında ise artık her şey çığırından çıkmıştır Kanlı bir süreç böylece başlamış, Ada’nın bölünmesi için son adımlar da atılmıştı 1960’lar bitip 1974’e doğru gelindiğinde TC işgali başlayacak, daha sonra da KKTC isimli “devlet”in kuruluşuyla birlikte bugüne dek süren bitmez tükenmez “Kıbrıs Sorunu” gündeme gelecektir 1960’larda her kentte Rumlar ve Türkler bir arada yaşarken ve 392 Rum ve 123 Türk köyüne karşın 114 köy de karma bir nüfusa sahipken 2000’lerde gelinen nokta, tam ve kesin bir bölünmedir Sendikalar ayrılmış, sınırlar çizilmiş, Kavazoğlu ve Michaulis’in halkların kardeşliği düşü kan içersinde boğulmuştur Kuzey Kıbrıs artık kocaman bir gazinodur; uyuşturucu dahil her türlü kaçakçılık ve kontra-çete işleri Ada üzerinden yapılmaktadır Ve tabii bu arada Ada’da değişmeyen tek şey, İngiltere’nin Dhekelia ve Akrortiri adalarındaki iki askeri üssü idi Üstelik, İsrail ve Lübnan’a 10 dakikalık mesafedeki konumuyla her Ortadoğu krizinde önemli bir rol oynayan bu üsler, İngiliz toprağı sayıldığı için Kıbrıs yasalarına bile tabi değillerdir Bu Fotoğrafa İyi Bakın! Şimdi, bu kısacık özetten sonra, yeniden dönüp aynı fotoğrafa, kurşunlarak üst üste yığılmış bu iki solcu sendikacının cansız yüzlerine bir kez daha bakın! Kavazoğlu ve Michaulis Bütün bu sürecin örgütlenebilmesi için, Ada’nın emperyalistlerin oyuncağı yapılması için onların öldürülmesi gerekiyordu, öldürüldüler Katilleri, şimdilerde New York’ta görüşme masalarında oturup pazarlık üstüne pazarlık yapıyor Katillerin utanmaz arlanmaz destekçileri ise gitgide cılızlaşan sesleriyle sokaklarda haykırıyorlar: Dayan Denktaş! Yanındayız! Fotoğraf ise ortada duruyor Bir ibret belgesi gibi Görmek isteyenlere Ada’da Bir Susurluk: TMT Kıbrıs’ta bir dizi cinayet ve provokasyona imza atan Türk Mukavemet Teşkilatı, Ankara’da Özel Harp Dairesi tarafından kuruldu TMT’nin Genel Başkan Yardımcılığı’nı üstlenecek olan Özel Harpçi İsmail Tansu, 1958’de Türkiye’den Kıbrıs’a silah aktardıklarını ve özellikle Alparslan Türkeş’ten yoğun destek gördüklerini hiç gizlemedi (Bu konuda geniş bilgi için bkz Sosyalist Barikat, sayı: 10) Sanıldığının aksine TMT’nin başlıca hedefleri Rumlar değildi; tam tersine bu kontra örgüt esas olarak solcu Türkleri öldürüyordu ve bu anlamda Rum faşistlerinin örgütü EOKA’nın ikiz kardeşi gibiydi Yine yıllardır yapılan propagandaların tam tersine, Ada’daki ilk kan da Rumlar tarafından değil TMT tarafından akıtıldı 1958’de Türkiye Konsolosluğu Enformasyon Bürosu bombalama olayı üzerine İngiliz güvenlik güçleri, 12 Haziran 1958’de Kondemenos köyünden sekiz Kıbrıslı Rum’u gözaltına aldı ve en yakın Rum köyüne yaklaşık 10 km ötede Kıbrıslı Türklerin yaşadığı Güneyli köyüne yakın bir yere götürerek serbest bıraktı Bu Kıbrıslı Rumlar TMT’nin emri üzerine Kıbrıslı Türkler tarafından katledildi Bu olay iki toplum arasında akan ilk kandır Bu katliam ve provokasyonun ardında Denktaş’ın “bazı arkadaşlarımız” dedikleri kişiler vardı Denktaş, daha sonra İngiliz televizyonundaki bir söyleşide, bu bombalama olayını da TMT’nin yaptığını itiraf edecekti Daha sonraları TMT, bölünme politikalarına karşı çıkan demokratlara, Rum işçileriyle birlikte PEO sendikasında örgütlenen ve mücadele eden Türk işçilere karşı muazzam bir terör politikası izledi İşçiler tam anlamıyla silah zoruyla PEO’dan ayrılıp milliyetçi Türk sendikalara üye olmaya zorlandı TMT iki toplum arasındaki çatışmaları tırmandırmak için cami kundaklama dahil her türlü provokasyonlardan da kaçınmıyordu TMT, 1958’den başlayarak Kıbrıslı Türkleri, köylerini terk ederek kuzeye taşınmaya zorladı 1963’de EOKA dağıldı ama eski EOKA unsurları polisin içinde mevzilenmişti TMT ise faaliyetlerini sürdürüyordu Denktaş: Sömürge Savcılığından Cinayet Şebekesi Kuruculuğuna İşe 1949-57 yılları arasında İngiliz sömürgeci yönetiminin mahkemelerinde başlayan bu “mümtaz devlet adamı”, genç EOKA savaşçılarını yargılayıp idama mahkum eden bu mahkemelerde İngilizlerin savcılığını yapıyordu 1958’de TMT’nin kuruluşu Denktaş’ın savcılıktan istifası sonrasına rastlıyor KKTC Meclisi’nin resmi sitesi Denktaş’ı TMT’nin kurucuları arasında tanıtıyor (cPanel® mgovnctr/cm/mb/ Raufhtm) Dönem boyunca bir dizi cinayete imza atan TMT’nin perde arkasındaki isim olan Denktaş, daha sonraları Dr Fazıl Küçük’ün ölümüyle birlikte suyun başına geçti ve Kıbrıs’ın ikiye bölünmesi için bugüne dek yürütülen provokasyonların resmi yöneticisi haline geldi İngiliz sömürgeciliğinin savcısı ve faşist TMT’nin kurucusu Denktaş o günden bu yana Kıbrıslı Türkler için kurulan açık hava hapishanesinin müdürlüğünü yürütmektedir |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #12 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #13 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Şehit yarbayın resmine iyi bakın Doğan Haber Ajansı'ndan Ertan Korkmaz imzasını taşıyan, geçtiğimiz günlerde şehit düşen bir subayımıza ait bu İsmet Berkan'ın köşe yazısı Hürriyet'in birinci sayfasında, dün toprağa verdiğimiz şehit yarbay Melih Gülova'nın bir resmi vardı, bir elinde bir bardak çay, öteki elinde sigara, başında kasket, yanında herhalde iki korucu, onlar elde silah ve telsiz, büyük olasılıkla uzun bir keşif/devriye veya operasyon görevi sonrası, yorgunluk gidermek için oturmuşlar, bu arada hatıra olsun diye o resmi de çektirmişler FOTOĞRAF: ERTAN KORKMAZ / DHA Bu fotoğraf, Doğu ve Güneydoğu'da, bazen de Türk-Irak sınırının öte noktalarında terörle mücadelenin nasıl ve ne şartlarda yapıldığını gösteren minicik enstantanelerden biri Geçen hafta Tunceli'deki karakola saldırı olduktan sonra karakolun bulunduğu yerin fotoğraflarını yayımladı gazeteler, pek çok kişinin sadece sarp dağları gösteren ve dağlar içinde bir noktayı karakolun yeri olarak işaret eden o resme bakıp 'Vay be' dediğine tanık oldum, 'İnsanlar nerelerde görev yapıyorlar' Yaa, mesele de bu zaten: İnsanlar nerelerde görev yapıyorlar *** Kahvede konuşulması bile ayıp olan bazı konuların gazete köşelerinde dile geldiğine tanık oluyoruz Yok efendim erler eğitimsizmiş ve onlar ölüyormuş, hiç subay ölmüyormuş Kimse ölmesin elbette Ama kulaktan dolma bu lafları yazanlar, hayatlarında bir kez olsun, bu mücadelenin yapıldığı asıl alanlara, Hakkâri'nin, Çukurca'nın, Şırnak'ın dağlarına gittiler mi, bir kez olsun Cudi'de, Gabar'da, Allah'ın dağının tepe noktalarında kar kış demeden elde termal dürbün etrafı gözetleyenleri, o ücra yerlerdeki birliklerden biri 'temas' sağladığında hemen helikoptere atlamak üzere hazır bekleyen askerleri ve onların subay-astsubayıyla ilişkisini birinci elden izlediler mi? *** Bir seferinde, sınırın sıfır noktasında konuşlu bir bölüğü ziyaret etmiştik helikopterlerle Helikopterin konabileceği bir küçük düzlük bile yoktu, yarım metre mesafeden aşağı atlamıştık Oraya biz bir hayli lüks biçimde ulaşmıştık, orada taşların üzerinde yatarak görev yapan askerler ise yürüyerek gelmişlerdi Çünkü PKK da yürüyordu Çünkü PKK, termal kameradan kurtulmak umuduyla eksi 20 derecede bile kendini buzlu suyla ıslatıyor, o bölgeden içeri öyle sızmaya çalışıyordu *** Silopi'ye aslında kuş uçuşu çok yakın bir noktada olan, Cudi Dağı'nın başlangıç noktası sayılabilecek bir yerde Türkiye'nin 'Siyahkaya' diye bir karakolu var Bu karakol 1996'yı 97'ye bağlayan yılbaşında çok büyük bir saldırıya uğradı Karakoldakiler baktıklarında Silopi'deki tugayı görebiliyorlardı aslında ama o tugaydan karakolun yakınına bir tankın gelmesi 2 gün sürdü Tank gelene kadar canlarını dişlerine takıp savaştılar karakoldaki askerler Çok sayıda şehit verdiler ama PKK'yı püskürttüler, sonra da Irak içlerine girip saldıran grubu izlediler, onları yok ettiler Bütün bu operasyonun başında bir tuğgeneral vardı, boş vakitlerinde tenis oynayan, şehirli değerlerle büyümüş, bir yılbaşı balosunda eşiyle dans etmeyi çok seven Ama o günlerce elinde G3'ü, askeriyle dağda yattı kalktı ve operasyonu tamamladı *** Şehit yarbayın resmine ve o resimdeki yorgunluğa ama tatmin duygusuna iyi bakın Bu görev, nerede ne şartlarda ve ne fedakârlıklarla yapılıyor iyi görün Diyeceksiniz ki, 'Ama bu onların görevi, onların seçimi' Elbette öyle Herkesin kendine göre bir görevi var, herhalde herkes de kendi görevini en iyi yapmaya çalışıyor Birisi dağda yapıyor görevini, ötekisi klimalı odasında masasında Biri diğerinden daha önemli veya önemsiz sayılamaz, herkes her görevi de yapamaz Ama en azından, böylesi zor şartlarda görev yapan insanları rencide etmeyelim, onları küçük görmeyelim, onlara gereken saygıyı gösterelim *** Tanıdığım dağ komando tugay komutanlarından biri bana bir seferinde, 'Ah' demişti, 'Bu yaz Bodrum'da askeri kampta korumaları falan atlattık bizim hanımla ve sokakta dondurma yedik O günü unutamam' Çünkü PKK o komutanı ve ailesini hepsinin ayakkabı numarasına kadar biliyor, tanıyordu O komutan şimdi emekli ama hâlâ etrafında beş korumayla hayatına devam etmek zorunda O dondurma kaçamağında kendini 'normal' ve daha önemlisi 'özgür' hissetmişti tuğgeneral Evet, o resme iyi bakın Benim o resimden haddim olmayarak çıkardığım bir ders var: Herkes görevini yapsın ama kendi görevini yapsın ve iyi yapsın, başkasının görevini, o görevin şartlarını ve fedakârlıklarını hiç bilmediği halde 'Ben daha iyi yaparım' diye ortaya çıkmasın (Radikal) |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #14 |
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!konular için gerçekden tşk ederim gözyaşı emeğine ve bu kadar uğraşmış olmana saygım var bişeyi anlamış değilim ama 4konuda anlattıklarını açıkcası ben şeriatla bağdaştıramadım şeriatı bu gözle gösterdikleri için zaten kötü bişeymiş gibi görüyoruz şeriat sadece Allahın kurallarını emirlerini yerine getirmekden ibarettir ki senin bu resimlerde gösterdiklerinin alakası bile yokdur benceevlenmek istemeyen bayanların bazı psikopatlar tarafından sırf erkeklerine yediremediklerinden aslında yüzlerine kezzap atılmasını şeriatla bağdaştıramadım tabi bu olayın pakistanda olmasını vurgulamakda olayın başka bir boyutu kusuru bakma ama ben böyle düşünmediğimi belirtmek istedim saygılarımla |
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !! |
08-22-2008 | #15 |
Gözyaşı
|
Cevap : Bu Fotoğraflara Bakmalısınız !!Saten konular farklı arkadaşım |
|