Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Dualar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hizbülkebîr

Hizbü'l-Kebîr

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hizbü'l-Kebîr




Murâd edilen her türlü maddî ve manevî iyiliklerden faydalanmak ve ma?rifeti celb etmek niyetiyle okunurYatsı namazından sonra okunması tavsiye edilmiştirİmam Şâzilî hazretlerinin en önemli hizbi aşağıda içinden üç kısa bölümü vereceğimiz Hizbü?l-Kebîr?dir Hazreti Şâzilî?nin sağlığında sadece ?hizb? diye bilinen bu duası onun en önemli hizbi olduğu için daha sonraları ?el-Hizbü?l-Kebîr? diye anılır olmuş ve öylece şöhret bulmuştur El-Hizbü?l-kebîr, Hazreti Şâzilî?nin, ?Kim bizim hizbimizi okursa, bize olan lütuflar ona da olur? dediği hizbidir Ayrıca İmam Şâzilî hazretleri bu hizbinin önemini anlatmak için, ?Allah ve Rasûlünün izni olmadan ondan bir harf bile yazılmadı Bunda yazdıklarımın hepsini Allah ve Rasûlüne arzederek yazdım? buyurmuştur


Hizbü?l-kebîr


* * *


اَللّٰهُمَّ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ، فَهَنِيئاً لِمَنْ عَرَفَكَ فَرَضِيَ بِقَضَائِكَ، وَالْوَيْلُ لِمَنْ لَمْ يَعْرِفْكَ، بَلِ الْوَيْلُ ثُمَّ الْوَيْلُ لِمَنْ أَقَرَّ بِوَحْدَانِيَّتِكَ وَلَمْ يَرْضَ بِأَحْكَامِكَ


* * *




Ey gökleri ve yeri yaratan, hem şehadet hem de gayb âlemini bilen Ulu Allah?ım! Kullarının arasında olup biten meselelerde hükmü sadece Sen verirsin Müjdeler olsun o kimseye ki, Sen?i bilip tanır ve hükmüne rızadîde olur Yazıklar olsun o kimseye ki, Sen?in marifetinden mahrumdur Hayır hayır, yazıklar olsun asıl o kimseye ki, Sen?i tanıyıp bildiği halde verdiğin hükümlere razı olmayıp isyan deryasına yelken açar


* * *


اَللّٰهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ إِيمَاناً دَائِماً، وَنَسْأَلُكَ قَلْباً خَاشِعاً، وَنَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً، وَنَسْأَلُكَ يَقِيناً صَادِقاً، وَنَسْأَلُكَ دِيناً قَيِّماً، وَنَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ مِنْ كُلِّ بَلِيَّةٍ، وَنَسْأَلُكَ تَمَامَ الْعَافِيَةِ، وَنَسْأَلُكَ دَوَامَ الْعَافِيَةِ، وَنَسْأَلُكَ الشُّكْرَ عَلَى الْعَافِيَةِ، ونَسْأَلُكَ الْغِنَى عَنِ النَّاسِ



* * *



Allah?ım! Sen?den, Sen?in lütf u kereminden hayatımızın bütününü yönlendirecek güçte bir iman hep saygı ve haşyetle çarpan bir kalb kendisiyle amel edip faydalanabileceğimiz bir ilim istikametten kıl kadar dahî ayrılmamıza müsaade etmeyecek doğrulukta bir yakîn Din?in vaz?ettiği prensipleri en ince detaylarına kadar tatbik edeceğimiz bir ömür her zaman her türlü beladan emin olabileceğimiz tastamam bir afiyet; ikram ve ihsanından gelecek bu afv ü afiyete mukabelede bulunabileceğimiz enginlikte şükür hisleri ve nihayet insanlar karşısında serfürû etmeme ve onlara asla el açmama duygusu istiyoruz


* * *


اَللّٰهُمَّ رَضِّنَا بِقَضَائِكَ، وَصَبِّرْنَا عَلَى طَاعَتِكَ وَعَنْ مَعْصِيَتِكَ وَعَنِ الشَّهَوَاتِ الْمُوجِبَاتِ لِلنَّقْصِ أَوِ الْبُعْدِ عَنْكَ، وَهَبْ لَنَا حَقِيقَةَ الْإِيمَانِ بِكَ، حَتَّى لَا نَخَافَ غَيْرَكَ وَلَا نَرْجُوَ غَيْرَكَ، وَلَا نُحِبَّ غَيْرَكَ، وَلَا نَعْبُدَ شَيْئاً سِـوَاكَ، وَأَوْزِعْنَا شُكْرَ نَعْمَائِكَ، وَغَطِّنَا بِرِدَاءِ عَافِيَتِكَ، وَانْصُرْنَا بِالْيَقِينِ وَالتَّوَكُّلِ عَلَيْكَ، وَأَسْـفِرْ وُجُوهَنَا بِـنُـورِ صِفَاتِكَ، وَأَضْحِكْنَا وَبَشِّرْنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ بَيْنَ أَوْلِيَائِكَ، وَاجْعَلْ يَدَكَ مَبْسُوطَةً عَلَيْنَا وَعَلَى أَهْلِنَا وَأَوْلَادِنَا وَمَنْ مَعَنَا بِرَحْمَتِكَ، وَلَا تَكِلْنَا إِلَى أَنْفُسِـنَا طَرْفَةَ عَيْنٍ وَلَا أَقَلَّ مِنْ ذٰلِكَ يَا نِعْمَ الْمُجِيبُ، يَا مَنْ هُوَ هُوَ هُوَ فِي عُلُوِّهِ قَرِيبٌ، يَـا ذَا الْجَـلَالِ وَالْإِكْرَامِ، يَـا مُحِيطاً بِاللَّيَالِي وَالْأَيَّـامِ، أَشْكُو إِلَيْكَ مِنْ غَمِّ الْحِجَابِ، وَسُــوءِ الْحِسَابِ، وَشِـدَّةِ الْعَذَابِ، وَإِنَّ ذٰلِكَ لَوَاقِعٌ، مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍ، إِنْ لَمْ تَرْحَمْنِي ﴿لَاإِلٰـهَ إِلَّا أَنْتَ سُـبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ﴾ وَلَقَدْ شَـكَى إِلَيْكَ يَعْقُوبُ فَخَلَّصْتَهُ مِنْ حُزْنِـهِ، وَرَدَدْتَ عَلَيْهِ مَا ذَهَبَ مِنْ بَصَرِهِ، وَجَمَعْتَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ وَلَدِهِ، وَلَقَدْ نَادَاكَ نُوحٌ مِنْ قَبْلُ فَنَجَّيْتَهُ مِنْ كَرْبِهِ، وَلَقَدْ نَـادَاكَ أَيُّـوبُ مِنْ بَعْدُ فَكَشَفْتَ مَا بِـهِ مِنْ ضُـرِّهِ، وَلَقَدْ نَـادَاكَ يُونُسُ فَنَجَّيْتَهُ مِـنْ غَمِّهِ، وَلَـقَـدْ نَــادَاكَ زَكَرِيَّـا فَوَهَبْتَ لَـهُ وَلَداً مِنْ صُلْبِهِ بَعْدَ إِيَاسِ أَهْلِهِ وَكِبَرِ سِــنِّهِ، وَلَقَدْ عَلِمْتَ مَا نَزَلَ بِإِبْرَاهِيمَ خَلِيلِكَ فَأَنْقَذْتَهُ مِنْ نَارِ عَدُوِّهِ، وَأَنْجَيْتَ لُوطاً وَأَهْلَهُ مِنَ الْعَذَابِ الـنَّـازِلِ بِقَوْمِهِ، فَهَا أَنَــا ذَا عَبْدُكَ إِنْ تُعَذِّبْنِي بِجَمِيعِ مَا عَلِمْتُ مِنْ عَذَابِكَ، فَـأَنَـا حَقِيقٌ بِــهِ، وَإِنْ تَرْحَمْنِي كَمَا رَحِمْتَهُمْ مَـعَ عَظِيمِ إِجْرَامِي، فَأَنْتَ أَوْلَى بِذٰلِكَ، فَلَيْسَ كَرَمُكَ مَخْصُوصاً بِمَنْ أَطَاعَكَ وَأَقْبَلَ عَلَيْكَ، بَلْ هُوَ مَبْذُولٌ بِالسَّبْقِ لِمَنْ شِئْتَ مِنْ خَلْقِكَ وَإِنْ عَصَاكَ وَأَعْرَضَ عَنْكَ، وَلَيْسَ مِنَ الْكَرَمِ أَنْ لَا تُحْسِنَ إِلَّا لِمَنْ أَحْسَنَ إِلَيْكَ وَأَنْتَ الْمِفْضَالُ الْغَنِيُّ، بَلْ مِنَ الْكَرَمِ أَنْ تُحْسِنَ إِلَى مَنْ أَسَـاءَ إِلَيْكَ وَأَنْتَ الرَّحِيمُ الْعَلِيُّ، كَيْفَ وَقَدْ أَمَرْتَنَا أَنْ نُحْسِنَ إِلَى مَنْ أَسَـــاءَ إِلَيْنَا فَأَنْتَ أَوْلَى بِذٰلِكَ مِنَّا ﴿رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِـرِينَ﴾


* * *



Yüce Allah?ım! Biz kapıkullarını Sen?in kaza ve kaderine karşı her hâl ü kârda rıza gösterme ufkuna eriştir ve kulluğun zorluklarına katlanıp ibadet ü taatten ayrılmama, günah yolunun nefse hoş gelmesine mukabil masiyetlere düşmeme, bizim için ar ve kusur sayılabilecek ve bizi Sen?den uzaklaştıracak beşerî bir kısım arzulara kapılmama istikametinde sabrımızı enginleştir Allah?ım, bizi imanın hakîkatine ulaştır, ulaştır ki Sen?den başkasından korkmayalım, maddî-manevî bir şey beklemeyelim, Sen?den gayrı hiçbir şeyi zatından dolayı sevmeyelim ve yine Sen?den başka hiç kimsenin önünde eğilmeyelim


Rabbimiz! İçimizde nimetlerine karşı şükran hislerini artırdıkça artır bizi afv ü afiyet ridasıyla sarıp sarmala yakîn ufkumuzu genişletmek ve tevekkül hissimizi artırmak suretiyle bize yardım et simalarımızı sıfât-ı sübhaniyenin nurlarıyla aydınlat bizi de kıyamet gününde dostlarının arasında haşr ü neşreyle ve yüzümüzü güldür ailemizi, evlâd ü iyâlimizi ve gönlü bizimle olan bütün dostlarımızı rahmetinle kuşat ve ey dualara icabet eden Sultanlar Sultanı Rabbimiz, ne bir lahza ne de daha kısa bir süre bizi nefsimizle başbaşa bırakma!


Ey ululuğuyla beraber bize bizden daha yakın olan, celâl ve ikram sahibi, geceyi ve gündüzü kuşatan Rabbim! Her biri Sen?inle aramda kalın birer perde olan günahların sinemde meydana getirdiği gam ve tasayı Sana şikayet ediyor, şayet Sen merhametinle muamele etmezsen gelip beni bulacak hesabın zorluğundan ve azabın şiddetinden de yine Sen?in rahmet ve şefkatine iltica ediyorum


Allah?ım! Ben de Sen?in Yunus peygamberin gibi, ?Ya Rabbî! Senden başka yoktur ilah Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, yücesin Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim Affını bekliyorum Rabbim!? derim Kulun Yakub peygamber derdini Sana şerhettiğinde Sen onun hüznünü gidermiş, görme hislerini yitiren gözlerine şifa ihsan etmiş ve o hüzünlü nebîyi bir kere daha evlatlarıyla buluşturmuştun Nuh nebî kapının tokmağına dokunup nida ettiğinde Sen onun tasalarını da izale etmiştin Yine Hazreti Eyyub?un çağrısına cevap vermiş, üzerinde dönüp dolaşan belaları def ü ref? edivermiştin Yunus aleyhisselam?a da aynı re?fetle muamelede bulunmuş, onun gam ve tasasını da sinesinden söküp alıvermiştin


Ya Rab! Hakkında sebeplerin bütünüyle sukût ettiği bir zamanda Zekeriya Peygamberi kendi sulbünden bir evlatla sevindiren Sen; Rasûlün İbrahim aleyhisselam?ın halini görüp onu nemrutların tutuşturduğu ateşlerden koruyan Sen; kavmini darmadağın eden azaptan Hazreti Lut aleyhisselamı ve ehlini kurtaran da yine Sendin!


Allah?ım! İşte ben, Sen?in âciz benden yüce dergahına iltica ediyorum Ne kadar azaba maruz bıraksan beni hepsi istihkakımdır Fakat sayılamayacak kadar çok ve dağlar kadar devâsâ cürümlerime rağmen, o enbiya kullarına merhamet ettiğin gibi bana da merhamet edersen, o da doğrusu Sen?in şanına pek yaraşır


Yüce Allah?ım! Sen?in keremin ve affediciliğin sadece Sana ibadet ü taatta bulunan ve Sana yönelen kullarına mahsus değildir Bilakis, Sen gazabının önüne geçmiş merhametinle ve ezelî takdirinle Sana isyan eden ve dergahından yüz çeviren kullarını bile dilersen bağışlarsın Evet, ya Rab, Sen fazlına hudud olmayan yegane kerem Sahibisin ve Sen?in keremin geldiğinde sadece ihsankârları değil isyankârları da içine alır, alır çünkü Sen Yüceler Yücesi ve Merhametliler Merhametlisisin; bize, bize kötülük yapanlara ihsanla mukabelede bulunmamızı emrettiğin gibi, Sana karşı kusur üstüne kusurlara bulaşan bu âsî ve mücrim kullarına ihsan ve lütufta bulunacak da yine Sensin!


?Ey bizim Rabbimiz, biz kendimize çok yazık ettik Şayet Sen günahlarımızı örtüp, bize merhamet buyurmazsan hüsrana uğrayanlardan oluruz?


alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.