Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cehennemden, çıkış, varmı

Cehennemden Çıkış Varmı?

Eski 07-09-2008   #1
sudamlası38
icon111

Cehennemden Çıkış Varmı?



Kalbinde iman bulunan ve bu imanla ölen herkesin Cehennem’e girse bile sonunda Cennet’e gireceğini bildiren hadisler vardır (Buhari, Tevhid 19, 31, 36, 37; Müslim, İman 322, 334; Muvatta, 1/212; ayrıca İbrahim Canan Beyin Kütüb-i Sitte tercümesine de bakabilirsiniz)

Cennete girmenin ilk şartı iman etmektir İmanlı bir insan günahkar olursa cezasını çektikten sonra cennete gidecektir İnsanın başına gelen her türlü sıkıntı, hastalık ve musibetler günahının azalmasına bir sebeptir

Ayetlerde ebedi cehennemde kalacağı belirtilenler kafirlerdir Ancak salih amel eksiği olanların da bunların cezasını çekeceği malumdur

Bakara suresindeki 82 ayette, iman edenler ve salih amel işleyenler hariç diyerek, cehennemde ebedi kalacak olanların iman etmeyenler olduğu açıkça belirtilir

"Hayır, durum hiç de öyle değil Günah işleyip de günahın kendisini her taraftan kuşatıp kapladığı kimseler var ya, işte onlar cehennemliktir Hem de orada ebedî kalacaklardır İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise, İşte onlar da cennetliktir Hem de orada ebedî kalacaklardır" (Bakara Suresi, 81- 82)

Yunus Suresindeki de aynı istikamettedir

Kötülük işleyenler ise, yaptıkları kötülük kadar ceza görürler Kendilerini bir zillettir kaplayacak Onları Allah’ın bu cezasından koruyup kurtaracak bir kimse yoktur Yüzleri sanki kapkaranlık gece parçalarıyla kaplanmıştır İşte onlar cehennemliktir Hem de orada ebedî kalacaklardır Gün gelir, onların hepsini bir araya toplayıp sonra Allah’a şirk koşanlara: “Siz de, taptığınız şerikleriniz de yerlerinize!” deriz Artık onları putlarından tamamen ayırmışızdır Şerikleri: “Siz dünyada bize tapmıyordunuz Bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter Doğrusu, sizin bize taptığınızdan hiç mi hiç haberimiz yoktu” derler (Yunus Suresi,27 - 29)

Müminun Suresindeki Ayetin devamında bulunan açıklamalar bunların, Allah’ın ayetlerini inkar eden ve müslümanlarla alay edenler olduğu belirtilmektedir Cehennemde ebedi kalacak olanların kafirler olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor

Bu nedenle Ehl-i Sünnet anlayışında her hangi bir tezat yoktur İman ile ölenler cehenenme girse bile, cezasını çektikten sonra cehennemde sonsuz olarak kalmayıp cennete girecektir

Büyük günahları işleyen kafir olur mu?

Ehl-i sünnetin dışında kalan mutezile mezhebi ve haricilerin bir kısmı, “büyük günah işleyenlerin kafir olacağını veya imanla küfür ortasında kalacağını” söyler ve bunu şöyle izah etmeye çalışırlar: “büyük günahlardan birini işleyen bir mü'minin imanı gider Çünkü Cenab-ı Hakk'a inanan ve cehennemi tasdik eden birinin büyük günah işlemesi mümkün değildir Dünyada hapse düşme korkusuyla kendini kanun dışı yollardan koruyan birinin, ebedi bir cehennem azabını ve Cenab-ı Hakk'ın gadabını düşünmeyerek büyük günahları işlemesi, elbette onun imansızlığına delalet eder

İlk bakışta doğru gibi görünen bu hüküm, insanın yaradılışını bilmeyen sakat bir düşüncenin mahsulüdür Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, bu sorunun cevabını Lem'alar adlı eserinde şu şekilde vermektedir: “ İnsanda hissiyat galip olsa, aklın muhakemesini dinlemez Heves ve vehmi hükmedip, en az ve ehemmiyetsiz bir lezzet-i hazırayı (el altında bulunan hazır bir lezzeti), ileride gayet büyük bir mükafata tercih eder Ve az bir hazır sıkıntıdan, ileride büyük bir azab-ı müecceleden (sonradan gelecek, tehir edilmiş bir azaptan) ziyade çekinir Çünkü tevehhüm ve heves ve his, ileriyi görmüyor Belki, inkar ediyorlar Nefs dahi yardım etse, mahall-i iman olan kalb ve akıl susarlar, mağlup oluyorlar

Şu halde; kebairi (büyük günahları) işlemek, imansızlıktan gelmiyor, belki his ve hevesin ve vehmin galebesiyle, akıl ve kalbin mağlubiyetinden ileri gelir

Evet, bediüzzaman hazretleri'nin ifade ettiği gibi, insanın yaradılışında cennetin akıl almaz lezzetlerini çok ötelerde görmesi ve bu yüzden onları ikinci plana atıp, hemen eli altındaki günah lezzetlerine meyletmesi gibi bir özellik vardır Çok acıktığı için kendisini en yakın lokantaya atan bir adamın, ısmarladığı iki porsiyonluk döner 10-15 dakika gecikeceği için hemen eli altında bulunan kuru ekmeği kemirmeye başlaması ve midesinin yarısını onunla doldurması, bu sırdandır

Yine bediüzzaman'ın dediği gibi, insan bir ay sonra gireceği bir hücre hapsinden çok, hemen yemek üzere olduğu bir tokattan korkar Yani bu hissiyata göre cehennem azabı, onun için çok uzaktır ve Allah da zaten affedicidir

İşte insan, bu mülahazalarla 'imanlı olmasına rağmen, günahlara meyleder ve nefsinin de desteklemesiyle içine düşebilir Evet büyük günahları işlemek, imansızlıktan gelmez Fakat o günahlar, tövbe ile hemen imha edilmezse, insanı imansızlığa götürebilir Bu konuda yine bediüzzaman'ı dinleyelim:

“günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra, ta nur-u imanı (iman nurunu) çıkarıncaya kadar katılaştırıyor Her bir günah içinde küfre (Allah'ı inkara) gidecek bir yol var O günah, istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor
Selam ve dua ile


Alıntı Yaparak Cevapla

Cehennemden çıkarılma lütfu

Eski 07-09-2008   #2
b@ron
Varsayılan

Cehennemden çıkarılma lütfu



Muteber hadis kaynaklarından Müslim’in Sahih’inde, mahşerden sonra Cehennem’e gidenlerden, Cenab-ı Allah’ın sonsuz rahmeti, şefkati ve şefaati neticesinde kurtulanlar arasında, en son, hiçbir hayır işlememiş olanların da bulunduğunu müjdeleyen uzun bir hadis-i şerif vardır

İlgili hadis-i şerifi buraya alıyoruz:
Ebû Saîd el-Hudrî (ra) anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz’e (asm) bir grup insan sordu:
“Yâ Resûlallah! Kıyamet gününde Rabb’imizi görür müyüz?”
Peygamber Efendimiz (asm): “Evet!” buyurdu Devamla: “Güneşi öğlen üstü ayakta önünde hiçbir bulut yokken görmek için itişip kakışarak birbirinize zarar verir misiniz? Ve keza ay’ı on dördüncü gece açık havada hiçbir bulut yokken görmek için birbirinize zarar verir misiniz?” buyurdu
Ashab-ı Kiram (ra): “Hayır yâ Resûlallah!” dediler
Resûlullah Efendimiz (asm): “İşte bu iki küreden herhangi birisini görmekte birbirinize meşakkat ve zarar vermediğiniz gibi, kıyâmet gününde Allah Tebâreke ve Teâlâ’yı görmek için de birbirinize meşakkat ve zarar vermezsiniz Kıyâmet günü olduğu zaman bir çağırıcı: “Herkes kime tapıyor idiyse peşine düşsün!” diye çağırır Bunun üzerine münezzeh olan Allah’tan başka şeylere, putlara ve tâğûtlara tapan ne kadar müşrik varsa, hiçbiri geri kalmaksızın Cehenneme dökülürler
Ortada Allah Teâlâ’ya ibâdet eden sâdık veya günahkâr tevhid ehlinden başka kimse kalmaz
Allah Teâlâ: “-Ben sizin Rabb’inizim!” der
Onlar da: “Evet Rabbimiz; bizim Rabbimiz Sensin!” derler
Sonra Cehennem üzerine bir köprü kurulur ve şefaate izin verilir
Halk: “Allah’ım bizi kurtar! Allah’ım bizi kurtar!” diye duâ eder
Ashab (ra): “Yâ Resûlallah! Köprü nedir?” diye soruyor
Allah Resûlü (asm) devam ediyor: “Köprü, kaypak ve kaygandır Orada kancalar, çengeller ve demirden dikenler vardır Bunlar Necd’de meydana gelen ve Sa’dan denilen sert dikencikler gibidir Mü’minler kimi göz kırpacak kadar bir zaman içinde, kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi en iyi cins yürek at ve deve gibi sür’atle geçerler Mü’minlerden kimi sapasağlam olduğu gibi kurtulur Kimi tırmıklar içinde perişan olmuş olarak salıverilir Kimi de Cehennem ateşi içine sapır sapır düşerler
“Nihayet, mü’minler ateşten kurtuldukları zaman, nefsim kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, sizden hiçbir kimsenin, hakkı tamamıyla kurtarmak hususunda Allah’a yalvarıp yakarması, kıyâmet gününde mü’minlerin ateşte olan kardeşleri için Allah’a yalvarmaları kadar şiddetli olmaz
Mü’minler: “Ey Rabbimiz! Bu kalanlar bizimle beraber oruç tutarlar ve haccederlerdi” derler
Onlara: “Tanıdığınız kimseleri ateşten dışarı çıkarınız Onların sûretleri ateşe haram edilmiştir!” denir
Bunlar, kimi inciklerine, kimi de dizlerine kadar ateşe gömülmüş olduğu halde pek çok halkı ateşten dışarı çıkarırlar Sonra:
“Ey Rabb’imiz! Cehennem’de emrettiklerinden hiçbir kimse kalmadı!” derler
Hak Teâlâ: “Geri dönün! Kalbinde bir dinar ağırlığında iman ve Allah korkusu olan her kimi bulursanız onu da çıkarınız!” buyurur
Onlar yine pek çok halkı ateşten çıkarırlar Sonra: “Ey Rabbimiz! Cehennem içinde, emrettiklerinden hiç kimseyi bırakmadık!” derler
Hak Teâlâ tekrar: “Dönünüz! Kalbinde yarım dinar ağırlığınca iman bulunan her kimi bulursanız onu da çıkarınız!” buyurur
Onlar yine pek çok halkı ateşten çıkarırlar Sonra tekrar: “Ey Rabb’imiz! Bize emrettiklerinden hiçbir kimseyi Cehennemde bırakmadık” derler Hak Teâlâ yine: “Dönünüz! Kalbinde zerre ağırlığınca iman bulunan kimseyi ateşten çıkarınız!” buyurur

Allah’ın izniyle yakınlarına şefaat edip Cehennemden çıkaran kimseler en nihayet Cenâb-ı Allah’a:
“Ey Rabb’imiz! Cehennemde iman ve hayır sahibi hiçbir kimseyi bırakmadık!” derler
“Bundan sonra Aziz ve Celil olan Allah: “Melekler şefaat ettiler Peygamberler şefaat ettiler, mü’minler de şefaat ettiler Şefaat etmedik bir Erhamü’r-Râhimîn kaldı!” buyurur
Bundan sonra ateşten bir topluluğu toplar ve dünyada iken hiçbir hayır işlemeyip de Cehennemde kömüre dönmüş bir çok kimseleri çıkarır Ve Cennetin yolları üzerinde olup hayat nehri adı verilen bir nehre onları daldırır Bunlar selde çıkan yabanî reyhan tohumları gibi birden gürbüzleşirler… Artık hayat nehrinden boyunlarında halkalar olduğu halde inci gibi güzel olarak çıkarlar Cennet ahâlisi onları o alâmetle tanırlar İşlenmiş hiçbir amelleri, önden gönderdikleri hiçbir hayırları olmadığı halde Allah’ın Cennete aldığı azatlıkları işte bunlardır
Sonra Hak Teâlâ onlara: “Cennete giriniz! Gözünüzün görebildiği her ne varsa sizindir!” buyurur
Onlar: “Ey Rabb’imiz! Sen âlemlerden hiçbir kimseye vermediğini bize ihsan ettin!” derler
Kendilerine: “Size bundan efdal bir hediyem var!” buyurulur
Onlar: “Ey Rabb’imiz! Bundan efdal ne vardır ki?” derler
Allah Teâlâ: “Benim rızam! Artık bundan sonra ebediyen size gazap etmem!” buyurur75
Bu hadiste geçen, “işlenmiş hiçbir iyi amelleri ve önden gönderdikleri hiçbir hayırları olmadığı halde Allah’ın Cennete aldığı azatlıkların” kimler olduğu meselesine gelince:
1) Cenâb-ı Hak, şirk, küfür ve inkâr bataklığına bulaşmamış, fakat kalbinde zerre kadar iman ve hayır da bulunmayan kimselerden dilediklerini affeder
İşte âyetler:
*“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir76
*“Allah, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır”77
Öyleyse, Cenâb-ı Allah’ın, her zaman yegâne ümit kapısı olduğunu; her zaman, her yerde, her darlıkta ve her olumsuzlukta mahlûkatının ve kullarının mutlak ümidi bulunduğunu; bütün ümitlerin tükendiği her kör noktada O’nun rahmet kapısının hep açık olduğunu ve Kendisine ilticâ edenlere şefkatle ve merhametle hep yardım ettiğini asla unutmamalıyız
Üstad Saîd Nursî Hazretlerine göre, Allah’ın emrine muhatap olan insanlar her zaman korku ve ümit ortasında bulunurlar ve Allah’ın azabından kurtulmayı umarak Rab’lerine yönelmeyi hiçbir zaman ihmal etmezler78
2) Cenâb-ı Hak, Peygamber göndermediği kavimleri veya kendisine Peygamber tebliği ulaşmamış kimseleri kalbinde zerre kadar iman ve hayır bulunmasa da affeder, azapta bırakmaz Kendisine Peygamber tebliği ulaştığı halde inanmamış, Allah’ın âyetleri ve dâveti kendisine bildirildiği halde yalanlamış ve inkâr etmiş kimseleri ise Cenab-ı Allah azaplandırır Şu âyetleri inceleyelim:
*“Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygambere karşı çıkar ve mü’minlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir79
*“Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Muhakkak ki biz, günahkârlara, lâyık oldukları cezayı veririz”80
*“Biz, bir Peygamber göndermedikçe kimseye azap edici değiliz”81
İnsanlık tarihinde çok az da olsa, peygamberlerin hiçbirisinin ulaşmadığı fetret devirleri vardır Fetret devirlerinde kendilerine peygamber dâveti ulaşmadığı için makbul bir imân getirmemiş olan, semavî musibetlerle günahlarından da arınan mazlûmlar ve masumlar, hangi dinde olurlarsa olsunlar, “Biz, bir Peygamber göndermedikçe kimseye azap edici değiliz”82 Âyetinin şemsiyesi altına girmeye ve Cenâb-ı Hakk’ın şefkat ve merhametiyle Cehennemden kurtulmaya namzettirler Doğrusunu Allah bilir


Dipnotlar:

75 Müslim, Îmân, 301,
76 Zümer Sûresi: 53,
77 Nisâ Sûresi: 116,
78 İşârâtü’l-İ’câz, s 154,
79 Nisa Sûresi: 115,
80 Secde Sûresi: 12-22,
81 İsrâ Sûresi: 15,
82 İsrâ Sûresi: 15

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.