Arnavutluk Tarihi Hakkında Bilgi |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Arnavutluk Tarihi Hakkında BilgiArnavutluk Tarihi Hakkında Bilgi Arnavutluk Tarihi Arnavutluk Tarihçesi Türkçe'deki Arnavut kelimesi bir güney Arnavut (Toska) aşireti olan 'Arvanit'lerin Türkçeleştirilmiş şeklidir Arnavutlar ülkelerine kartallar ülkesi anlamında Shqiperia (okunuşu Şipria veya Şiptar) derler Diger dünya dillerinde ise 'Albania' kelimesi kullanılır Arnavutlar, Avrupa'nın en eski halklarından oldukları ve ayrıca milli kimliğini (aidiyetini) dinsel farka dayandırmayan tek Balkan milleti oldukları konusunu özellikle vurgularlar Arnavutça dili (Arn Shqip, Shqipja, gjuha shqipe, gjuha shqiptare) Hint-Avrupa dil ailesinin özgün bir koludur Arnavutçada, uzun süre komşu olmaktan ve 1000 yıllık Bizans idaresinden dolayı Yunanca ve Sırpça, 437 yıllık Osmanlı idaresinden dolayı da Türkçe ve Arapça kelimeler mevcuttur Latin ve Germen dilleriyle de, bilhassa Italyanca, Fransizca ve Almanca ile benzer yanları çoktur Yine de Arnavutça kelime haznesi olarak saf bir dildir Arnavutlar tarihçilerce eski İlliryalıların devamı olarak görürlürler Antik İllirya bugünkü Dalmaçya sahil bölgesidir (bugünkü Hırvatistan ve Karadağ) ve pek çok Roma imparatoru bu bölgeden çıkmıştır Arnavutların kökeni olarak Pelasglar da görülür Pelasglar Avrupa'nın en eski kavimi olarak bilinir Yunanlılar da köklerini Pelasglara dayandırır Roma İmparatorlarınn pek çoğu İllirya'lıydı (Konstantin, Jüstinyen, Flavius vb) İllirya bölgesi, 5 yüzyılda Roma'nın Germen, Hun ve Slavlar tarafından saldırıya uğraması ve yıkılması sonucunda 7-8 yüzyıllardan sonra giderek Slavların eline geçmiş ve bölge Orta Çağ'dan sonra Hırvatistan ve Karadağ olarak anılmaya başlanmıştır 20 yüzyılda da bu bölgede 'Güney Slavları' anlamında 'Yugoslav' devleti kurulmuştur Ancak Arnavutlar bu bölgede her zaman hak iddia etmişlerdir Ortaçağda bölgenin tam Doğu ve Batı Roma İmparatorlukları'nın sınırında bulunması nedeniyle Arnavutlar 6yüzyıldan sonra Slavlaşma tehlikesine karşı, batının en güçlü şehri olan Venedik'in himayesine girerek Katolikliği tercih etmişler ama daha doğuda kalan Kosova ve bugünkü Sırbistan bölgeleri hızla Slav asimilasyonuna ve Ortodokslaşmaya girmiştir Doğu Roma'nın 13 yüzyıldan sonra yıkılma sürecine girmesi sonucu doğudan gelen Osmanlılar 15yüzyılda bölgeyi ele geçirmişler, Arnavutların ulusal kahramanları Gjergj Kastrioti'nin (İskender Bey) önderliğinde 40 yıldan fazla süren direnişini kırıp bölgeyi 1478'de ele geçirmişlerdir Bu gelişmeler yüzbinlerce Arnavut'un İtalya'ya ve özellikle Sicilya ve Kalabriya bölgelerine göç etmesine yol açmıştır İtalya Arnavutları 'Arbereş' adıyla anılmaktadır Arnavutlar, Osmanlılar döneminde ulusal kimliklerini kaybetmemek için en çok direnen millet olarak bilinirlerdi (Arnavut inadı) Diğer Balkan milletleri gibi Arnavutlar da bu dönemde Müslümanlaşmış ve Osmanlı idaresinde sadrazamlık gibi pek çok önemli mevkiye gelmişler ve bu sayede ezeli rakipleri olan Slav milletlerine karşı bölgede kendilerine büyük avantajlar sağlamışlardır Osmanlılar'dan Italya'ya kaçmak zorunda kalan Arnavutlar, günümüzde katolikleşmisse de eski bizans-ortodoks adetlerine de sadık kalmışlardır 17yüzyıldan sonra müslümanlaşmaya başlayan Arnavutlar, buna rağmen Rumlar veya Ermeniler gibi müslümanlaşınca türkleşmemişlerdir Arnavutlar 7yüzyıldan sonra karşılaştıkları Slav istilasına karşı azınlıkta kalmalarından dolayı, kendilerini destekleyen ve avantaj sağlayabilecekleri her yabancı güçten faydalnmaya çalışmışlardır Bunun diğer bir örneği de 1 ve 2 Dünya Savaşlarında Almanya, Avusturya ve İtalya'nın destekleriyle Balkanlar'daki Sırp üstünlüğüne karşın tekrardan bölgenin hakimi olmaları gösterilebilir Arnavutlar her zaman için ulusal kimliklerini ve aidiyetliklerini öne çıkarmış, aralarındaki din farklılıklarını hiçbir zaman önemsememişlerdir Bu olgu kendilerinin 'Arnavut Dini'ne mensup oldukları esprisine yol açmıştır Şu anki halk 1944-1990 arasıdaki komünist rejimin etkisi ile genellikle ateist eğilimlidir Ancak Osmanlı dönemi öncesi ait oldukları Katolikliğe ilgi de giderek büyümektedir ve bu Avrupa Birliği Hristiyan Demokratlarınca desteklemektedir Yarı-bağımsız bir Arnavut Katolik Kilisesi mevcuttur Osmanlı Devleti 1478'de Arnavutluk'u ele geçirerek Arnavut sancağını kurdu Arnavutluk'ta Osmanlı idaresine karşı çeşitli isyanlar çıktı Bu isyanlar ve bazı dış müdahaleler dolayısıyla Arnavutluk'un bir kısmı Osmanlıların elinden çıktı 1463 Osmanlı-Venedik savaşlarından sonra Osmanlı, Arnavutluk'un elinden çıkan bölgelerini geri almaya başladı ve 1501'de büyük bir kısmını ele geçirdi Osmanlı Devleti, Arnavutluğu hiç bir zaman tam kontrol altına alamamış, Arnavut yöneticiler Osmanlı idaresine devamlı isyan çıkartmış ve İstanbul'dan bağımsız olmaya gayret etmişlerdir 1822'de Yanya valisi Tepelena Ali Paşa ayrılıkçı olduğu iddiası ile idam edilmiştir Osmanlı yönetimi Kosova'nın önemli yollar kavşağında olmasından dolayı bu bölgede islamlaşmayı zor koşturmuştur 1913'te Osmanlı'dan ayrılan Arnavutluk ilk önceleri Sırp milliyetçiliği ile karşılaşmış, ama Avusturya-Macaristan'ın desteği ile varlığını kabul ettirmiştir I Dünya Savaşı sırasında Osmanlı, Rusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının askeri ilgi alanları arasında kalan Arnavut bölgesi, Avusturya'nın desteğiyle bağımsızlığını kazanmış ancak kuzeyden Rus ve Sırp, güneyden ise Yunan ordularının taaruzlaruna maruz kalmış, Arnavut devleti fiilen ancak 1930'lardan sonra Kral Zogu yönetimi altında ortaya çıkmıştır 2 Dünya Savasinda Alman Ordusu'nun destegiyle Arnavut Skandarbeg birlikleri kurulmus, Arnavutlar tekrar Sırp ve Kosova bölgesinin hakimi olmuslar, ancak 1 ve 2Dünya Savaşlarının Almanya ve İtalya'nın yenilgisiyle sonuçlanması, Arnavutları tekrar Sırp hakimiyeti altına sokmuştur Ayrıca İtalya 1939'da Arnavut ordusu ile birlikte Yunanistan'a da girmiştir Komünist Arnavutluk ilk zamanlar Rusya'ya yanaştı ve o sıralar Stalin'in yönettiği Rusya'dan destek gördü Ancak altmışlı yıllardan sonra daha çok Çin'e yöneldi Yetmişli yılların başından itibaren Çin'le de bağlantısını keserek, kendine özel, içine kapanık bir ülke halini aldı Arnavutluk'taki komünist rejim başından İtalyan yanlılarına karşı çizgiyi izledi İkinci dünya savaşı sırasında işgaline uğradığı batı kapitalizminden gelebilecek ideolojik girdilere karşı sert bir set örüldü Daha komünist diktatörlüğün kurulduğu ilk yıllarda binlerce insan İtalya'yla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle idam edildi Sonraki yıllarda da İtalya merkezli karşı devrimci örgütlenmeler çok iyi organize edilmiş bir istihbarat örgütü aracılığıyla izlendi Enver Hoca, 11 Nisan 1985'te ölünceye kadar yönetimde kaldı Ondan sonra cumhurbaşkanlığına Ramiz Alia seçildi Sovyetler Birliği'nde başlayan değişim rüzgârlarından en son etkilenen Doğu Avrupa ülkesi Arnavutluk olmuştur Bunda ülkenin başından beri uyguladığı kendi kendine yeterliliğe dayanan bağımsızlıkçı yöneliminin büyük etkisi olmuştur Temmuz 1990'ın başlarında Tiran'da bazı kişilerin yabancı büyükelçiliklere sığınması olaylarına kadar görünürde ciddi bir olay yaşanmamıştı Arnavutluk cumhurbaşkanı Ramiz Aliya 25 Ocak 1990'da yaptığı konuşmasında, Doğu blokundaki gelişmeleri sosyalist çizgiden sapma ve bir felaket olarak niteledi ve Arnavutluk'un bu duruma asla düşmeyeceğini ileri sürdü Ama çok geçmeden Temmuz 1990'da meydana gelen olaylar halkın rejimden rahatsız olduğunu ortaya çıkardı ve ülke çok hızlı bir değişim sürecine girdi Ramiz Alia, bu hızlı değişim süreci içinde koltuğunu koruyabilmek için birden radikal bir reformcu kesildi Halkın tepkisini yatıştırmak için çok partili sisteme geçme kararı aldı Ardından, iktidardaki komünist Emek Partisi'nin yanısıra Demokrat Parti'nin kuruluşu da resmen kabul edildi Bunu basın alanında da bazı özgürlükler sağlanarak Demokrat Parti'nin Demokrasinin Doğuşu adlı bir gazete çıkarmasına izin verilmesi izledi Ramiz Alia'nın ülkede pazar sistemine dayalı bir ekonomik modele geçileceğini açıklaması üzerine ekonomik reformlar da uygulamaya konmaya başladı Bütün bu reformların süreklilik kazanması için yürürlüğe konan yeni anayasa da kısmen din hürriyeti, özel mülkiyet edinme hakkı, seyahat hürriyeti ve yabancı sermayenin ülke içinde iş yapması imkânı getiriyordu 10 Şubat 1991'de 250 kişilik Halk Meclisi üyelerinin belirlenmesi için seçimler yapıldı Seçimlerin böyle aceleye getirilmesindeki amaç muhalefet partilerinin teşkilatlanmalarını tamamlamadan, halka kendilerini tanıtamadan ve seçim hilelerinin yapılabileceği ortam mevcutken Emek Partisi'nin devamı olan Sosyalist Parti'nin bir dönem daha iktidarda kalmasını sağlamaktı Öyle de oldu ve Sosyalist Parti seçimlerde parlamentoda 169 üyelik kazandı Ancak halk bu sonuçtan memnun kalmadı ve tepki gösterdi Bunun üzerine 22 Mart 1992'de tekrar seçim yapıldı ve bu seçimlerde Demokrat Parti 92 milletvekilliği kazanarak birinci parti oldu Bunun üzerine Ramiz Aliya istifa etmek zorunda kaldı ve cumhurbaşkanlığına Demokrat Parti lideri Sali Berişa seçildi Sosyalist Parti iktidarına da son verilerek Demokrat Parti liderliğinde bir hükümet kuruldu Arnavutluk'ta Eylül 2005 seçimlerini Demokrat Parti büyük farkla kazanmış, Fatos Nano başbakanlığındaki Sosyalist Parti hükümeti yerini SBerisha hükümetine bırakmıştır Arnavutluk'un Avrupa Birliği ve Nato üyelik görüşmeleri sürmektedir |
|