|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
anadolu’nun, çocuk, hayvan, hitit, hititler, kavmi, uygarlığı |
![]() |
Hitit Uygarlığı / Anadolu’Nun Çocuk Ve Hayvan Seven Kavmi Hititler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hitit Uygarlığı / Anadolu’Nun Çocuk Ve Hayvan Seven Kavmi HititlerHititler: Anadolu’nun Çocuk Ve Hayvan Seven Kavmi “Hititler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Hititler ışığı ve geniş alanları severdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yakındoğu için çok yeni olan bir inanışları vardı ![]() ![]() ![]() “Hititler bir süre daha, başka yerde olmasa bile yayla üzerinde dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Fernand Lequenne, Galatlar S ![]() Hititler Anadolu’ya Nereden Gelmiştir? Hititler’in Anadolu’ya nereden geldiklerine ilişkin tartışmalar bitmemiştir ![]() Kafkasya’dan mı yoksa Balkanlar’dan mı geldiler şeklinde süren tartışmaya çivi yazıları eklenince güneydoğu Anadolu ve Irak da girdi ![]() “Ferdinand Sommer, bir duanın baş kısmını tartışma konusu yapıyor ![]() ![]() ![]() Göklerin güneş tanrısı, insanlığın çobanı! Denizden çıkıp yükselirsin göklerin güneş tanrısı! Göklerde dolaşıp gidersin ![]() Göklerin güneş tanrısı, tanrım benim! İnsanoğluna, köpeğe, domuza, kırların yaban hayvanına Adaleti sen dağıtırsın her gün, ey güneş tanrı! Burada dikkate değer nokta, ikinci dizedir: ‘Denizden çıkıp yükselirsin göklerin güneş tanrısı!’ Muvatallis zamanında Hititler en az 400 yıldan beri Anadolu’nun iç kesiminde oturmaktaydılar ![]() Anadolu’da oturan için ise güneş asla denizden çıkıp yükselmeyeceğine göre, bu seslenişte ancak geçmiş yüzyılların bir anısı söz konusu olabilir ![]() Fakat bu durum, her iki yön için de geçerlidir ![]() ![]() İkincisi; bu Hint-Avrupa ulusunun kral adları, Hint Avrupa dilinden değildir ![]() ![]() Aynı durum Hititler’in tanrı adlarında da görülüyor ![]() ![]() ![]() Durumu egemen sınıfın yerli halkla kaynaşmak istemesi, sonra da meydana bileşik kültürü temsil yoluna gitmesi şeklinde açıklayabiliriz ![]() Fakat bu açıklama yeterince doyurucu değildir ![]() Üçüncüsü; ilk Hitit kralları zamanında Anadolu’da gelişmiş durumda birçok Asur ticaret merkezi bulunuyordu; en önemlilerinden biri de Kayseri yakınlarında bugünkü Kültepe idi ![]() Yığınla kil tablet buranın çok hareketli alışverişlere sahne olduğunu tanıtlıyor ![]() ![]() Hitit halkının başlangıçtan itibaren belgelerinin ve haberlerinin çoğunu Babil-Asur çivi yazısıyla yazmış olması da yadırgatıcı bir durumdur ![]() ![]() Bambaşka bir yazı biçimidir ![]() ![]() ![]() Hititler ister kuzeydoğudan, ister kuzeybatıdan gelmiş olsunlar, böyle bir çivi yazısını birlikte getiremezlerdi ![]() ![]() Bunun yanıtı, Boğazköy çivi yazılı Hititçe tabletlerinin çözümlenmesinin tarihinde yatar ![]() ![]() ((C ![]() ![]() ![]() ![]() Hititler Hititçe Mi Konuşuyordu? Hititler resmi yazılarında başkalarından alınma bir dil ve yine başkalarından alınma bir yazı kullanmışlardı ![]() ![]() Bir kısım tabletlerde ise yine başkalarından alınma aynı çivi yazısı vardı, ama bu defa Hititler, kendi dillerini kullanmışlardı ![]() ![]() ![]() Kanun, tıp, hukuk, din, kralların ve ulusların yaptığı işler, töreler ve görenekler bu ulusal dille anlatılmıştı ![]() ((C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hattusas’ın Güçlü Kralları ![]() ![]() ![]() “Kenti fırtınalı bir gecede aldım; ancak burada elime geçen sadece yaban otlar oldu ![]() ![]() “Küçük Hattusas kalesinin beyini yenip kenti yerle bir eden Kussara Kralı Anittas’ın bir tabletinde böyle yazılı ![]() ![]() Ne var ki, aldırış eden olmamış bu lanete; M ![]() ![]() ![]() O zamanlar Küçük Asya, Suriye ve Mezopotamya’da ulusların nasıl dalgalanmalar meydana getirdikleri konusunda bilgimiz çok az ![]() ![]() ![]() ![]() Şehir devletleri ve küçük krallıklar birbirleriyle sonu gelmez savaşları sürdürmekte, savaş ortaklıkları yapılmakta, arada sırada kısa ömürlü antlaşmalar ortaya çıkmakta, ama asla sürekli, güçlü ve siyasal bakımdan etkili bir büyük güç oluşamamaktadır ![]() Bu durum Hititler kuzeyden akıp gelince birden değişiveriyor ![]() ![]() ![]() Kuşkusuz birkaç bin kişiden fazla değildiler, fakat buranın yerli halkı Proto-Hattiler’’den daha gelişmiş ve daha becerikli oldukları hemen anlaşılıyor ![]() ![]() Başka bir deyişle, öylesine güçlü oluyorlar ki, yayılmalarına karşı çıkmayı kimse göze alamıyor ![]() ![]() ![]() Gariptir, ilk Hitit kralları soylarını Kussara hanedanına dayandırmaya önem vermişler, ataları olarak da Hattusas’ı yıkmış ve burayı yeniden kurmaya kalkışacak olanı lanetlemiş bulunan Kral Anittas’ı benimsemişlerdir ![]() Devletin kuruluşundan 150 yıl kadar sonra bir hükümdar, fermanlarının birinde, ülke çapında giriştiği yeni eylemlerin zorunluluğunu açıklamak için tarihsel bir giriş yapmamış olsaydı,bugün Hititler’in ilk gerçek karlları hakkında pek az şey bilecektik ![]() Labarnas, I ![]() ![]() ![]() Labarnas adı daha sonra kral’la eşit anlam kazanıyor –tıpkı Sezar, Kayzer, Çar gibi_ ![]() ![]() ![]() ![]() ‘Ve ülke çok küçüktü ![]() ![]() ![]() ![]() Buna rağmen Labarnas, şehir devletleri ve küçük krallıkları daha büyük yeni bir siyasal birlik içinde toplamayı başarıyor, sınırlarını batıya doğru genişletiyor, etki alanını kuzeye ve güneye yayıyor, belki de denizlere kadar uzanıyor ![]() Bazı kaynaklar ilk kez onun, kendi soyundan geleceklere bir ölçüde tahta çıkmak güvencesi sağlayacak biçimde krallık töresi kurduğunu bildiriyor ![]() ![]() Bu bakımdan oğlu I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halep seferinden hasta bir olarak dönünce, aynı zamanda siyasal vasiyetnamesi de diyebileceğimiz ve ilkçağ dünya edebiyatında eşine ender rastlanır düzeyde kişisel şikayetnamesini yazdırıyor ![]() Bu son sözlerinde şiirsel nitelikte bir yakınış vardır: ‘Büyük kral Labarnas, kurultaya ve soylulara şöyle seslendi: Bundan böyle ben hasta biriyim artık ![]() ![]() Ama bu delikanlının hastalığım sırasında öyle davranışları oldu ki, anlatılır gibi değil ![]() Ne gözünden yaş geldi, ne de en ufak bir acıma belirtisi gösterdi ![]() Soğuk ve katı yürekliydi ![]() O zaman ben, kral, kendisin son bir kez daha sınamak istedim ve hasta yatağıma çağırttım ![]() Böyle bir durumda bir yeğenin bile öz oğulmuş gbi yakınlık göstermesi gerekmez mi? Ama ne gezer! Delikanlı, kralın sözüne aldırış bile etmedi ![]() Ama anasının sözlerini, o yılanın sözlerini can kulağıyla dinliyordu ![]() Zaman zaman kardeşleriyle hemşireleri de ona kötü laflar taşıyıp duruyorlardı ![]() ![]() Madem ki öyle, o halde dişe diş, dedim ![]() Artık bu iş bitsin! O benim oğlum değil artık! Bu sefer de anası bir inek gibi bağırmaya başladı: ‘Vay benim tosunumun başına gelenler!Mahvettin bizi, anlaşıldı, niyetin onu öldürmek senin!’ Peki ama, ben kral, ona hiç kötülük yapmış mıydım? Onu rahipliğe yükselten ben değil miyim? Hep onun iyiliğini istemiştim, hep buna yol göstermiştim ![]() ![]() Sadece hep kendi isteklerini kolladı; böyle yalnızca kendini düşünen biri, Hattusas’ı sevebilir mi?’ Kral ölmek üzereyken, yerine geçmesi için hemen başka birini önerir ve yeteneksiz bulduğu oğlunun yerine torunu Mursilis’i aday gösterir ![]() ![]() ![]() Yeni seçilen halefine öğütler verir ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halep’i ele geçiriyor, Babil üzerine yürüyerek burayı da fethediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1590’da yurduna döndükten kısa bir süre sonra eniştesi tarafından öldürüldü ![]() ![]() Ondan sonra tahta çıkmış Hantilis, Zidantas, Ammunas, Huzziyas gibi kulağa yabancı gelen adların etrafında sadece saray entrikaları, kansoylular ve rahiplerin kralla yaptıkları iktidar kavgaları vardır ![]() ![]() ![]() Tahta çıkmayı tayin eden etmen, artık baba ve kardeş katilliği olmuştur; siyasal hayatı ise ikbal düşkünü dullar, iktidar hastası prensler, yaşı küçük hükümdarların arkasında dolaplar çeviren kral naipleri düzenlemektedir ![]() ![]() Böyle bir girişim için zorunlu seçkin anlayışı ve beceriyi gösteren, bu sayede, yeni bir düzen kurmayı başaran Telipinus oldu ![]() ![]() ![]() Bu hak gerektiğinde kralı bile yargılayacak derecede genişti ![]() ![]() Telipinus, kral haklarına geçerlilik sağlama gücünü elde edince, hükümdar sarayında öylesine sağlam bir düzen gerçekleştirdi ki, krala karşı meclisin olanakları azaldı, ancak apaçık bir cinayet olayında yetkisini kullanabilir hale geldi ![]() Öte yandan Hitit krallık kavramının, Doğu ülkelerinde çok yaygın ve hatta bazı Hint-Avrupa uluslarında bile görülen tanrıya benzerlik, ya da tanrıyı yeryüzünde temsil etme gibi öğelerden uzak oluşu da başka bir ilginç özelliktir ![]() Anadolu'nun Devasa İmparatorluğu Hititler’in Keşfi’nin İnanılmaz Öyküsü ![]() ![]() ![]() “19 ![]() ![]() ![]() ![]() Fransız’ın ön hazırlıkları sırasında yakındığı türlü işler olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısa bir süre sonra Kızılırmak’ın büyük yayı içinde küçük bir köy olan Boğazköy’dedir ![]() ![]() ![]() ![]() Arkeolog ve gezgin Charles Felix-Marie Texier (1802-1871), bilim aşkıyla çeşit çeşit geziler yaptı; 19 ![]() ![]() ![]() Tavium’u arayan Texier, Boğazköy’de dikkatini çeken birkaç şey öğreniyor ve bunların doğruluk derecesini denetlemek istiyor ![]() ![]() Önüne, sıra sıra dizilmiş dev taş bloklar çıkmıştır; karşısında binlerce yılın aşındırmasına rağmen yine de sanki ezelden beri varmışçasına bir yapının temelleri yatmaktadır ![]() ![]() Tepeye tırmanmaya devam ediyor, pervasızca mahvedilmiş bir arazide çevreyi seyrediyor, bir duvar kalıntısına rastlıyor, adımlıyor, uzunluğu bir kilometredir ![]() Tepenin doruğuna vardığında dört bir yanını gözden geçirir ![]() ![]() Böyle bir şehri kimler kurmuştu? Burası Tavium olabilir miydi? Yoluna devam ederek duvarda iki heybetli kapı bulur ![]() ![]() ![]() Bunların resimlerini yapar, sonra da yanındakilere kopyalarını çıkarttırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gördükleri karşısında Texier ilk yorumu yapacak gücü kendinde bulur: ‘Tepeden tırnağa eski Tavium’u bulmak düşüncesiyle yüklüydüm, bu harabelerde bir Jüpiter tapınağını, yanı başında Strabo’nun anlattığı düşkünler yurdunu göreceğimi umuyordum ![]() ![]() ![]() ![]() Arkasından da şunları ekliyor: ‘ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonraları resimlerini baskıya vereceği sırada , kendisinden bir yıl sonra Boğazköy’ü görüp aynı şekilde burayı Taviuk sanan İngiliz William Hamilton(un notlarını gözden geçirdi ve ayrıca Antikçağ yazarlarının verdiği tüm bilgileri bir kez daha inceleyip kendi görüşüyle karşılaştırdı ![]() Arkasından da yeni bilgilere dayanarak harabeleri Tavium sanan görüşlere karşı çıktı ve burasının Krezus ile Keyhusrev’in önünde ünlü savaşlarını yaptıkları Pteria olduğunu ileri sürdü ![]() Ne var ki Texier’i başka sürprizler bekliyordu ![]() ![]() ![]() Yalçın bir kaya kitlesi dimdik göğe yükseliyordu ![]() ![]() ![]() Kaya yarığından sağa sapınca, bu defa da başka resimlerle karşılaştı ![]() ![]() ![]() Texier gördüğü bu taştan geçit alayından afallamış bir halde çıkış yerini aradı ![]() ![]() ![]() ![]() Texier durakları ama yine de içeri girdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunların çaprazlama karşısında taşta çok iri bir figür vardı; korumak istercesine daha küçük bir figürü kucaklıyor, onun üzerinden uzattığı kolu, çiçeğe benzer bir şekli boşlukta tutuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Texier bunları seyretti, sonra tekrar büyük avluya döndü ![]() ![]() ![]() Yazılı kayalardan ayrılırken Texier, giriş yerinin önündeki düzlüğü şöyle bir gözden geçirdi ![]() ![]() Artık kesinlikle anlamıştı ![]() ![]() ![]() Peki ama, kimler yapmıştı burasını? Hangi ulusun din törenleri için kullanılmıştı? Boğazköy harabelerine doğru baktı; vadinin ötelerinde inişli çıkışlı görüntüsüyle yamaçlara doğru yayılıyor, üstünde yakıcı bir güneş parlıyordu ![]() ![]() Daha sonra buralarda bir ulus yaşamış, doğadaki yalçın kayaları taş bloklarla daha da yükseltip daha da yalçınlaştırmıştı ![]() ![]() ![]() Texier, birkaç cilt tutan anıtsal eseri, ‘Küçükasya Üzerine’yi 1839’da Paris’te yayımladı ![]() ![]() Fakat 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Texier, çağının bilimi için bütünüyle can sıkıcı olan şeyler göstermişti ![]() Görülmüş iş değildi bu ve her uzmanı daha başlangıçta çileden çıkarmaya yeterdi ![]() ![]() Heyecan uyandıran bu kazılara rağmen, araştırıcılar, Anadolu’daki esrarlı harabeler karşısında susma yoluna gidemediler, çünkü durmadan yeni harabeler gelmekteydi ![]() Texier’den kısa bir süre sonra Hamilton, yalnızca Boğazköy’e gitmekle kalmamış, buradan pek uzakta olmayan Alacahöyük köyünde yeni bir harabe alanı da keşfetmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Fransız Langlois, aynı yıllarda Tarsus dolaylarını dolaşmıştı ![]() ![]() Bu arada eski Boğazköy kenti sınırları içinde, üstü işaretlerle kaplı eğik bir kayayı, Nişantepe’yi bulmuştu ![]() ![]() Bu taşın çok önemli bir keşif sayılması gerekirdi, fakat malzemenin bolluğu nedeniyle Perrot ![]() ![]() ![]() On yıl sonra Alman Karl Humann, Yazılıkaya’daki birkaç kabartmanın ilk kalıplarını çıkardı ![]() ![]() ![]() 1887’de Perrot, o zamana kadar Anadolu’da bulunan esrarlı anıtlarda keşfedilmiş ne varsa hepsini büyük bir toplu-eserde bir araya getirdi: Histoire de L’Art Dans L’Antiquite – Antikçağ Sanat Tarihi ![]() ![]() ![]() 1870’de iki Amerikalı, Suriye’de yaptıkları bir geziden sonra birkaç taş hakkında bilgi vermişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1809 yılında doğu ülkelerine özgü kılığıyla sakallı bir adam, Malta’dan Suriye’ye giden bir gemiye bindi ![]() ![]() Suriye’de 3,5 yıl kaldı ![]() ![]() ![]() Güneyde Kutsal Topraklar’a, doğuda Fırat boylarına gitti; Antakya’da Asi Irmağı vadisinde dolaştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sınavı öylesine parlak şekilde başardı ki, dört ay süreyle ‘yasak şehir’ Mekke’ye gitmek olanağını elde etti ![]() ![]() O günden sonra da adının başına hacı unvanını koyma hakkını kazandı ![]() ![]() ![]() Bu şeyh Hacı İbrahim’in asıl adı Johann Ludwig Burckhardt’dır ![]() 1784’de doğmuştu; günümüze kadar önemli diplomatlar ve tarihçiler yetiştirmiş Baselli eski bir soylu ailedendi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çeşit kitaplardan birinde, Londra’da ve 1822’de yayımlanmış Travels in Syria and the Holy Land – Suriye ve Kutsal Ülkede Geziler’de Asi Irmağı vadisindeki Hama şehrinde bir taş yüzünden kalışını anlatır ![]() ![]() ![]() 1822’de Texier’in büyük eseri yayımlanmadan 17 yıl önce, kimsenin bu sözlerden haberi olmayışı doğaldır; bu yüzden de anlattığı şey, çok ilginç bir gezi macerasının olay bolluğu içinde kaybolup gitmiştir ![]() Aradan 58 yıl geçer; iki Amerikalı, konsolos Augustus Johnson ile misyoner Dr ![]() ![]() ![]() ![]() Johnson, bir yıl sonra American Palestine Exploration Society – Amerikan Filistin Araştırma Kurumu önünde buluntular üzerine bilgi verir; fakat elinde ne taşların kalıpları vardır, ne de tıpkı eskizleri ![]() ![]() Bu esrarlı işaretler zamanın akışı içinde batıl inanca dayalı bir dokunulmazlık değeri kazanmıştı ![]() ![]() ![]() Bu taşları yakından incelemeyi kafasına koyan araştırıcının, başına bir şey gelmeden amacına ulaşması için tam bir yıl beklemesi gerekmiştir ![]() ![]() ![]() Kendisine bir rastlantı yardım etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Wright, 25 Kasım 1872’de, bu arada bilim çevrelerinde artık tanınmış bulunan taşları üçüncü kez buluyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onların yardımıyla Wright taşları evlerin duvarlarından çıkarır ![]() ![]() ![]() ![]() Taşlar, paşanın Hama’ya geldiğinde kaldığı konakta muhafaza altına alınınca, hamallardan biri, yerlilerin küme küme toplandığı haberini getirir ![]() ![]() ![]() ‘Bir bunalımın oluşmakta olduğunu görüyordum’ diye yazar Wright ![]() ![]() ![]() O zaman Wright, askerle gözlerini korkutup eğer zorbaca hareketlere yeltenirlerse paşanın şiddetli cezalar vereceğini söyleyerek tehdit ediyor ![]() ![]() ![]() Ama, hiçbir olay çıkmıyor ![]() ![]() ![]() Geceleyin görülmemiş parlaklıkta bir göktaşı düşmüştür ![]() ![]() ![]() Yerliler hemen bir topluluk meydana getirip paşanın huzuruna çıkıyorlar ![]() Paşa uzun uzadıya düşündükten sonra, göktaşının herhangi bir zarar verip vermediğini, insan ya da hayvanın ölümüne yol açıp açmadığını soruyor ![]() ![]() ![]() O zaman paşa, kurnazca bir soru yöneltiyor: ‘Böyle görülmemiş parlaklıkta bir ışık, acaba yapılan işin göklerin de onayladığına işaret değil midir?’ Böylece taşlar ilk postayla İstanbul’a sevk ediliyor ![]() ![]() ![]() Texier, Anadolu’nun kuzeyinde harabeler gördü ama bunların ne olduğunu bir türlü kestiremedi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sırada British Museum’dan W ![]() ![]() ![]() Bu öreni inceleyen İngilizler, burasının Asur kaynaklarında adı geçen Carchamish-Karhemiş-Karkamış olduğu sonucuna vardı ![]() Nitekim bunda da haklı oldukları kısa sürede sonra kesinlikle anlaşıldı ![]() ![]() Bu figürler bütün araştırıcıların ilgisini her geçen gün biraz daha çeken insan başları, eller, ayaklar, hayvan başlarıydı; halkalar, hilaller, kancalar ve sütunlarla karışık haldeydiler ![]() Her şey bu işaretlerin bir yazı olduğu kanısını güçlendiriyordu ![]() ![]() E ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaya kelimenin tam anlamıyla şaşırtıcı bir olgu çıkmaktaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Acaba gerçekten yok muydu? Yoksa bazı kaynakların verdiği bilgilere o güne kadar gerektiğince dikkat mi edilmemişti? Tartışmaların herhangi bir olumlu sonuca varmadığı 1879 yılında, bir İngiliz bilim adamı İzmir dolaylarındaki tepeleri inceliyordu ![]() ![]() Bu bilgin o zamanlar 34 yaşında bulunan ünlü İngiliz arkeoloğu Archibal Henry Sayce idi ve Britannica Ansiklopedisi yaşayan kimselere çok ender yer verdiği halde, onun hakkında daha sağlığında ‘ ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu Sayce, son on yıllar içinde Küçükasya ve Suriye’de ortaya çıkarılan anıtlarla yazıtların hepsinde belirli bir karakterin bulunmasını, bunların Hitit ulusuna ait olmasıyla açıkladı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Hitit Uygarlığı / Anadolu’Nun Çocuk Ve Hayvan Seven Kavmi Hititler |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hitit Uygarlığı / Anadolu’Nun Çocuk Ve Hayvan Seven Kavmi HititlerHitit Uygarlığı ( M ![]() ![]() ![]() Hititler ile ilgili bilgilerimiz daha bu yüzyılın başlarına dayanır ![]() ![]() ![]() İç Anadolu'nun İlk Çağ tarihi ile ilgili yapılan araştırmalar , On dokuzuncu yüzyılda buraları gezen Charles Texier , William Hamilton gibi gezginlerin izlenimlerinden öteye gitmemiştir ![]() ![]() Daha sonra "Yozgat Tabletleri" adı verilen , Boğazköy arşivine ait eserle bulunmuş ve ünlü Çek bilgini Hronzy tarafından 1917 yılında çözülmüştür ![]() Bu tabletlerde Anadolu'nun bu bölgesinden Hatti Ülkesi diye sözedildiği görüldüğünden bu uygarlığı yaratanlara , Tevrat'taki isimle de uyuşturarak Hititler denmiştir ![]() Hititleri tanımak Anadolu uygarlığını, hatta Anadolu'nun bugününü tanımak demektir ![]() Anadolu toprakları üzerinde Hittiler'in mirasçısı olan bizler , bu kültürü tanıdıkça, inançlarını öğrendikçe, bugünkü kültürümüzü daha iyi anlayabiliriz ![]() Hattiler Hititler'i incelemeye başlamadan önce, Hitit göçlerinden önce aynı yerlerde uygarlık kurmuş olan ve Hititler'i büyük ölçüde etkilemiş olan Hatti uygarlığını incelemek gerekmektedir ![]() Yaklaşık MÖ 2500-1700 yılları arasında Anadolu'da büyük bir uygarlık oluşturmuş Hattiler hakkında bilgilerimiz oldukça sınırlıdır ![]() ![]() ![]() Hititler kendilerini başka isimle anmalarına rağmen, ülkelerine Hatti ülkesi demeleri ve din ile ilgili tabletlerde rahibin Hatti dilinde konuştuğunu belirtmeleri bu etkiyi göstermektedir ![]() ![]() ![]() Hatti uygarlığına ait en önemli eserler Alacahöyük'te bulunmuştur ![]() ![]() Yapılan kazılarda ölülerin hocker pozisyonunda bulunması (ana rahminde olduğu gibi, cenin vaziyetinde) , toprak ve yeniden dirilme kültlerini varlığını, dolayısıyla da ana tanrıça kültünün varlığını göstermektedir ![]() ![]() Bir başka buluntu yeri de Tokat Horoztepe'dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hititler'in Kökeni Anadolu Uygarlıkları içinde en önemlilerinden olan Hititler'in kökeni hala tartışmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Batı dünyasındaki bilim adamlarının üzerinde anlaşmaya vardıkları Hititler'in Hint-Avrupa kökenli bir kavim oldukları yolundadır ![]() ![]() ![]() ![]() Cumhuriyetin ilk yıllarında , o zamanki isimleriyle, Etiler'in Türk olduğu söylenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hitit Tarihine Kısa Bir Bakış ![]() Hititler'in kökeni sorununa göz attıktan sonra, Hititler'i Hint Avrupa kökenli, Kafkaslar yolu ile Anadolu'ya girmiş bir kavim olarak kabul edebiliriz ![]() Hititler'in tarih sahnesinde görülmesi daha öncelere de dayansa Krallığın MÖ 1660-1630 yılları arasında hüküm sürmüş I ![]() ![]() ![]() ![]() Aslında Hattuşili , merkez Hattuşaş olarak krallığı kuran kişidir ![]() " Yazılı kaynaklardan belli olduğuna göre sonuç olarak diyebiliriz ki, Labarna adlı bir kral Kussara'da hükümdar olduktan sonra yerine yeğeni Labarna ya da Tabarna adı ile kral oluyor ![]() ![]() Hattuşili yayılma siyaseti izlemiş ve sınırlarını güneye, bugünkü Suriye'ye ve batıya Arzawa ülkesini alarak genişletmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Murşili'den sonra bir çok kral gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() MÖ 1460-1190 yılları Hitit Krallığının "Büyük Krallık" dönemi olarak adlandırılır ![]() ![]() Bu dönemin ilk kralı II ![]() ![]() ![]() Bu dönemde en önemli kralardan bir Şuppiluliuma'dır ![]() ![]() Bir başka önemli kral da Muvatalli'dir (MÖ 1315-1282) ![]() ![]() ![]() ![]() Kadeş Anlaşması Tabletleri ![]() MÖ 1200'lü yılların sonuna doğru Hitit Krallığı en parlak devirlerini yaşarken kralın ölmesinden sonra çocuğu olmadığından kardeşi II ![]() ![]() ![]() Daha sonraları "Geç Hitit" denilen beylikler dönemi yaşanmış, Hitit kültürü güneyde biraz daha yaşamaya devam etmişse de zamanla tarihe karışmıştır ![]() Hitit İnançları Bu konu alışkanlık olduğu üzere "Hitit Dini " başlığı altında incelenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hititler, Eski Krallık döneminde Hint-Avrupa ve Hatti kökenli tanrıları benimserlerken, daha sonraları Hurri, hatta Mezopotamya kökenli tanrıları da benimsemişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Hititler'de tanrılar tamamen insanlar gibi düşünülmüştür; buna göre tanrılar insanlara ait duyguları yaşayabilmekte, hatta acıkmakta, susamakta ve hastalanmaktadırlar ![]() Bu tanrılardan büyük bölümü yerel ve çeşitli topluluklara ait tanrılardır ![]() ![]() ![]() Ana Tanrıça ( Fildişi,Kültepe,M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer bir deyişle, farklı isimlerde aynı özellikleri taşırlar ![]() ![]() Hitit inançlarını konu başlıkları halinde incelemek daha doğru olacaktır : Hititler'in Tanrıları *Gök Tanrı /Fırtına Tanrısı Hitit panteonunda en önemli tanrı kuşkusuz "Gök Tanrı" idi ![]() ![]() Aslında Hititler geldiklerinde , Hint Avrupa kökenli bir tanrıları vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanrı'nın isimleri ve sembolleri konusunda Akurgal'da aşağıdaki alıntıyı almakta fayda vardır: "Baştanrı Hitit metinlerinde genellikle 'Hatti Ülkesinin Gök Tanrısı' , 'Göğün Tanrısı', 'Hattuşanın Tanrısı', 'Sarayın Tanrısı' gibi adlarla anılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Gök tanrı ile dağlar, daha doğrusu dağ tanrıları, arasında sembolik bağ vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Gök tanrının en önemli sembollerinden biri de boğadır ![]() ![]() ![]() ![]() Mührü Kral III ![]() ![]() Gök tanrısı aynı zamanda fırtına tanrısı idi ![]() ![]() ![]() "Birden hava bozdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Geç dönemlerde , gök tanrısının bütün özellikleri Fırtına tanrısına geçmiş, Hurrilerin fırtına tanrısı Teşup da Hititler'in gök tanrısına eş değer bir konuma yerleşmiştir ![]() ![]() *Tanrıça Hititlerde tanrı kadar tanrıça da önemlidir ![]() ![]() Hitit Tanrıçası , Hattilerde "Vuruşemu", Hurrilerde "Hepat" diye adlandırılmış tanrıçadır ![]() ![]() ![]() Bu tanrıça isimleri tabletlerde farklı isimlerde geçseler de aynı özelliklere sahiplerdir ![]() ![]() "Bütün ülkelerin kraliçesi efendin, Arinna'nın güneş tanrıçası ! Hatti ülkesinde sen Arinna'nın güneş tanrıçası adını alırsın, sedir ağacı ülkelerinde ise Hepat adını alırsın ![]() İlginçtir, yüzyıllar sonra Apuleius da böyle bir ifade kullanacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() Tanrıçalar arasında en önemlisi kuşkusuz Arinna'nın güneş tanrıçasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ben majeste, babamın tahtına oturduğumda çevredeki bütün düşmanlar benimle savaşa giriştiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zamanla Hepat gibi başka tanrıçalar da bu derece öneme sahip olmuşlar ve "protokol"de yerlerini almışlardır ![]() *Yerel Tanrılar Hitiler'in yerel tanrılara bakış açısı Ahmet Ünal'ın Hitit Sarayındaki Entrikalar Hakkında Bir Fal Metni isimli çalışmasında açıkladığı metinlerde çok iyi gözükmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() "Tapınağı, kültü ve kült personeli Arušna'da bulunan, Hititlere oldukça yabancı ve adı bilinmeyen bir tanrıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun dışında başka yerel tanrılar da olaylara göre önem kazanmışlardır ![]() *Hayvan Tanrılar Bunların dışında Hitilerde hayvan biçimli (zoomorphique) tanrılar da vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hatti'nin Fırtına Tanrısının önünde yürüyen boğa Şeri, efendim, benim dua olarak bu sözlerimi tanrılara bildir! Efendiler, göğün ve yerin efendileri tanrılar bu sözlerimi ve duamı işitsinler ![]() Buradan anladığımıza göre boğa fırtına tanrısına eşlik etmekte ve tanrılarla insdanlar arasında aracılık yapmaktadır ![]() Böylece kabartmalarda gördüğümüz boğaya tapınma sahnesi de daha anlam kazanmaktadır ![]() Bu Yunan mitolijisindeki Hermes'inkine benzer bir roldür ![]() Ayrıca Ayı/insan biçimli figürler de Hitit sanatında yer almıştır ![]() Hitit sanatında ilginç bir figür de Sfenks'tir ![]() ![]() Kubaba Hitit tanrılarına uzun uzun isimleriyle yer vermemize rağmen , Anadolu'daki tarih sürekliliği açısından Kubaba üzerinde durmak gerekmektedir ![]() Büyük Hitit İmparatorluğu zamanından beri en önemli merkezlerden bir de Kuzey Suriye'de bulunan Kargamış olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Hititler'de Tanrı Kültleri Hitit tanrı kültleri aslında devlet dinidir ve bu kültlerin görevlileri de devlet görevlileridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buradaki tanrılar geçidinde 60'tan fazla tanrı ve tanrıça tesbit edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hattuşaş'taki gibi büyük tapınaklar olduğu gibi daha küçük şehirlerde daha küçük tapınaklar vardı ![]() ![]() ![]() Hattuşaş'taki tapınakta iki kutsal oda vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() " Kralın başrolü oynadığı, kraliçenin, prenslerin, prenseslerin ve devletin bir çok yüksek rütbeli görevlilerinin katılımı ile gerçekleşen dinsel bayram törenlerinde, merasim alaylarında ve çoğu kez tapınakdaki kült salonunda tanrı heykelinin ya da altarının önünde hayvan kurban etme ve içki sunma (Hititçe šipant-) ve ekmek kırma (hititçe parš-) ve diğer yiyecekler sunma ya da adorasyon(tapma) sahnelerinde şarkı, müzik ve bazan dansla eşlik etmenin büyük önemi vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşar Coşkun'un kap isimleriyle ilgili yaptığı çalışma ve içerdiği metinler de bize törenler hakkında da bilgi vermektedir: " Ertesi sabah kral tanrının iç-evine gider, yumuşak kurban ekmeğini parçalar ve onu buğday harşiialli'sine2 koyar ![]() "Sonra [bir tane kurbanlık ince ekmeği Tanrı x] e[parça]lar, üzerine kes[ilmiş] karaciğer (ve) yüreği [koyar], karaciğerin üzerine bir tane pişirilmiş döş eti [ve] onları sonra kurban masasına koyar ![]() ![]() ![]() Tapınak görevlileri ile ilgili bir direktif metni de tapınak içi külte ışık tutmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada ilginç direktifler de vardır: " Eğer bir kimse kadının yanında yatarsa (o) tanrıların ibadetini ne şekilde düzenlerse (ve) tanrıya yiyecek (ve) içecek (ne şekilde) verecekse kadının yanına (da) aynı şekilde gitsin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bayramlar Hititlerde bir çok bayram/festival vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hitit bayramlarından AN ![]() ![]() ![]() ![]() Hititler'de bir ilginç bayram da Hadauri bayramıdır ![]() " Bu bayramın ne detaylı ne de kısmi bir tasviri mevcut olmadığından, diğer bayramlarda sık sık karşılaştığımız, içki, ekmek, türlü hayvanlar ve değişik yemek türlerinin vs ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bayram Güneş tanrı, Fırtına tanrısı ve bazı Hatti kökenli tanrıların tapınağında kutlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hititler'de Doğa İle İlgili İnançlar Hititler'de doğa ile ilgili kültler olduğu da yapılan araştırmalarda görülmüştür ![]() ![]() ![]() Hititler dağları da kutsal kabul etmiş ve dağ tanrılarına inanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Hitit Uygarlığı / Anadolu’Nun Çocuk Ve Hayvan Seven Kavmi Hititler |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hitit Uygarlığı / Anadolu’Nun Çocuk Ve Hayvan Seven Kavmi HititlerHititler'de Fal ve Kehanet )Hititler, tanrıların isteklerini, öfkelenmişlerse nedenlerini öğrenmek üzere fala başvurmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayvanların iç organlarına bakılması, kuşların uçuşunun takip edilmesi gibi pratikler Hititler'de de mevcuttur ![]() ![]() En çok uygulanan, olumlu ya da olumsuz soru sorulmasıdır ![]() " Majestenin hastalandığı konusuna gelince: [ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Metin böylece uzayıp gitmektedir ![]() ![]() ![]() Ahmet Ünal, Hitit tabletlerinde neden deprem,su baskını,kuraklı ya da Boğazköy'ü yılın 5-6 ayı etkisi altında bırakan kar gibi olaylara yer verilmediğini soruyor (örneğin kar sözcüğünün Hititçe karşılığı bilinmemektedir) ve şöyle yanıtlıyor : " Aradan yıllar geçtikten sonra araştırmalarımın ağırlık merkezini büyü metinlerine kaydırdığımda gödüm ki, Hititler'in doğal gözlemleriyle ilgili bir çok noktalar bu metinlerde saklıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir yöntem de rüyalar vasıtasıyla tanrıların isteklerini öğrenmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güneş Kursu ![]() Alacahöyük'te bulunan güneş kursları hakkında Sezginer şöyle demektedir: "Güneş Kursunun yapılmasının amacı Güneş, Dünya, Venüs ve Mars'ın birbirlerine göre durumlarını zamana bağlı saptamaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca Ay'ın şekilleri de kehanet anlamı taşımaktadır: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() 8 ![]() Bunun dışında Hitilerde kehanet için farklı yollar vardı ![]() ![]() Hititler'de Büyü Hititler de dönemin diğer uygarlıkları gibi büyüye meraklı bir topluluktu ![]() Çeşitli konularda büyülerin yapıldığı tespit edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Eğer özgür bir adam bir yılan öldürürse ve başka bir adını söylerse bir mina gümüş versin; ve eğer bir erkek köle , işte tam o ölsün" Bu metinden Hititler'de, birinin adını söyleyerek yılan öldürme şeklinde bir tür kara büyü yapıldığını öğreniyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Telipinu Fermanında da bu konu geçmektedir : " Eşyayı her zaman temiz tutun ![]() ![]() Büyü yapmak kadar büyüyü çözmek de yaygındı ![]() " Büyülenmiş olan bu adamı şimdi ben büyüden çıkardım ![]() ![]() ![]() Cinsel güçsüzlükten hastalıkların tedavisine kadar bir çok olayda büyünün sıkça kullanıldığı görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() " Bak! Bakır dayanıklı ve ölümsüz olduğu gibi bu tapınak da öyle dayanıklı olsun ve orada kara toprakklar üzerinde ölümsüz olsun ![]() Zaten tapınağı yapan da tanrılardır : "Onu (tapınağı) erkek tanrılar marangoz gibi inşa ettiler ![]() ![]() ![]() Hititler'de Ölüler Kültü İnsanların fiziksel beden ve ruhtan oluştuğu düşüncesi büyük olasılıkla Hititler'de de vardı ve ruhun ölümden sonra da varolduğu ve yeraltına gittiği düşünülmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() _____ O O O _____ ![]() Ancak tabletler genelde krallardan sözettiği için bunun doğal olduğu düşünülebilir, çünkü kral öldükten sonra tanrı oluyordu ve tanrıya kurban sunmak gerekliydi ![]() ![]() ![]() "Burada Hititçe kelime haznesinde, şimdiye kadarki bilgimize göre 'düşünmek' fiilinin olmadığına da değinmek gerekecektir ![]() ![]() Hititlerde ölü gömme adetleri zaman içinde farklılaşmıştır ![]() ![]() ![]() "Gerçekten de Boğazköy vesikaları arasında "Eğer Hattuşaş'ta büyük bir hadise olursa,yani kral ve kraliçe tanrı olursa" etiketini taşıyan ölü metinleri ele geçmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tür törenlere büyücü anlamındaki yaşlı kadının da eşlik ettiği olmaktaydı ![]() |
![]() |
![]() |
|