Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
batmanda, batmanın, bulunan, mekanlar, tarihi, yerler

Batmanda Bulunan Tarihi Yerler - Batmanın Tarihi Mekanlar

Eski 08-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Batmanda Bulunan Tarihi Yerler - Batmanın Tarihi Mekanlar



Batmanın Tarihi güzellikleri, Batmanın tarihi mekanları, Batmanın turistik yerleri, Batmandaki tarihi mekanlar

Hızır Bey Camii: 1512′de Sason Beyi Ebubekir Raski’nin oğlu Hızır Bey yaptırmıştır Kozluk’ta olup, ilçenin en büyük camisidir

İbrahim Bey Camii: 1705′te Garzan aşiretinden İbrahim Beyin tamir ettirdiği caminin yapım tarihi ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Minare, geometrik motif ve kitabe kuşaklarıyla süslüdür Kozluk ilçesindedir

Memikan Köprüsü

İnşa tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber, yörede bulunan Hasankeyf, Malabadi ve Cizre’deki taş köprülerle kıyaslandığı zaman, bu köprü inşaatında kullanılan taş malzemeler nedeniyle, köprünün yukarıdaki köprülerle büyük bir benzerlik gösterdiği anlaşılmaktadır Ancak 6yüzyılda Müslümanların bölgeye hakimiyetinden sonrada yapıldığı ihtimali büyüktür Antik dönemden kalan bir köprünün enkazı üzerine de inşa edilmiş olabileceği muhtemeldir

Batman’ın Beşiri ilçesine bağlı Garzan Ovası’ndaki yerleşim birimlerinin, özellikle Hasankeyf’le olan ticari ilişkisini sağlayan Memikan Köprüsü, bu bölgeden geçen İpek Yolunu, geçit vermeyen Garzan Çayı üzerinden karşıdan karşıya bağlantısını sağlayan stratejik bir noktasında yer almaktadır İlk Çağdan Orta Çağın ilk yarısına kadar olan tarihi süreç içinde, işlek bir kervan yolu olan ve Garzan Çayına paralel giderek Hasankeyf üzerinden Kuzey Mezopotamya’ya ulaşımın sağlanmasında uzun yıllar hizmet veren bu stratejik yol üzerindeki Memikan Köprüsü, şu anda harap durumdadır

Mor Kiryakus Manastırı

İlk çağdaki sınırları Dicle Nehrinin güney kıyısından başlayıp Suriye sınırına kadar uzanan ve dini yönetim açısından Hasankeyf’teki Piskoposluğa bağlı olan bölgeye Turabidin denilmektedir Süryani Hıristiyanları tarafından kutsal kabul edilen Turabidin bölgesinin en uç noktasındaki Mor Kiryakus manastırı, bu bölgede yer alan 80’e yakın kilise ve manastır içinde önemli bir yer tutmaktadır Manastıra girişteki ana kapı üzerinde ve iç avluyu iki bölüme ayıran kemerli kapının üzerinde olmak üzere Süryanice yazılmış iki taş kitabe mevcuttur İlk kitabede Haleb’li Salibo isimli bir şahıstan bahsedilmekte ancak, manastırın yapım tarihi hakkında bir bilgi verilmemektedir Çünkü Süryani Hıristiyanları inşa ettikleri manastır ve kiliselerinde kullandıkları kitabeleri tarih veren bir belge olmasından ziyade, İncil’den insanlara mesaj veren dini içerikli birer ilahi metin olmasını hep tercih etmişlerdir Bu manastırda görülen her iki kitabe de birer ilahi metindir

4yüzyılda Halep’ten Turabidin bölgesine gelerek insanları vaftiz edip Hıristiyanlaştıran Misyoner Keşişler, özellikle Kuzey Mezopotamya ovasına hakim tepe ve kayalıklar üzerine manastırlar kurmayı bir gelenek haline getirmişlerdir Kıra Dağının Kuzey Mezopotamya ovasına bakan doğu yamacına kurulmuş bulunan Mor Kiryakus Manastırı da böyle bir düşüncenin ürünüdür Ancak bölgenin ilk manastırlarından biri olması ve inşasından sonra yeni manastırların açılmasına ön ayak olması açısından da çok önemlidir Çünkü o devirlerde Misyonerliğin kırsal alanlardaki öncüleri olan keşişler, ancak bu şekilde inşa ettikleri manastır ve kiliseler vasıtasıyla Hıristiyanlığın yayılmasında başarılı olacaklarına inanmışlardır

Yaklaşık 2,5 dönüm ( 2500 m2 ) alan üzerine inşa edilen Mor Kiryakus manastırı, dehlizlerle yeraltına uzanan bir yer altı katıyla birlikte 3 katlı bir yapıdır Dıştan dikdörtgen planlı, içtende geniş iki kare planlı kapalı bir avlu ve bu avlunun etrafında kemerli payendelerin gerisinde odalar yer almaktadır

Özellikle Manastır Patriğinin yatak odası olarak kullandığı oda tavanını oluşturan sekizgen dilimli taş kubbenin, yıldızlı haçların mimari yapısında, üstün bir sanat değeri vardır Büyük bir bölümü yıkık durumda olan Mor Kiryakus manastırında, birbirine bitişik çok sayıda ve farklı ölçütlerdeki odaların mevcut olması, buranın bir ibadethane, medrese ve inziva yerinden oluşan bir külliye olduğu anlaşılmaktadır Bu külliyede eğitimini tamamlayan ve papaz unvanını elde eden papazlar, Turabidin bölgesindeki diğer kiliselere eğitmen olarak atandıkları bilinmektedir

1940 li yılların başına kadar faal olan ancak bu tarihten sonra son cemaati da manastırı terk edince, burada hiçbir Hıristiyan kalmamıştır Ancak manastırda bulunan bir asa üzerine oturtulmuş bir meleğin yüzünü tasvir eden, çevresi çıngırak biçimindeki yuvarlak yelpaze ile yaklaşık 100 kg ağırlığındaki manastır çanı ve çok sayıda el yazması kitap ve İnciller ile manastıra ait değerli eserler, Midyat’taki Mor Gabriel Manastırına götürülerek koruma altına alınmıştır

Mor Aho Manastırı

İlk Çağ Süryanilerinin Hasankeyf’teki hâkimiyetleri döneminde inşa edildiği tahmin edilen Mor Aho Manastırı, Batman ili Hasankeyf ilçesine bağlı Üç Yol köyünün 2 km kuzeyindeki Banı Mahar kırsalında inşa edilmiştir Bu manastırın halk arasındaki mahalli ismi Mahar Kilisesi anlamına gelen Deyr Mahar’dır

Dicle nehrinden yaklaşık 150 metre yükseklikte bulunan ve Dicle’ye hakim bir düzlükte inşa edilmiş bulunan Mor Aho Manastırının yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur Manastırda yapılan incelemede inşa tarihine ait herhangi bir kitabeye de rastlanmamıştır

Yaklaşık 20x30 metre ebadında 600 m2’lik bir alan üzerine dikdörtgen planlı bir tarzda inşa edilmiştir Çevresinde tarım arazileri dışında hiçbir yapı bulunmamaktadır Ancak Dicle kenarında ve manastıra ait olduğu tahmin edilen meyve ağaçlarıyla dolu bir bahçe mevcuttur Ayrıca bu bahçenin içinde de yıkık durumda tarihi yapı kalıntıları bulunduğundan bahçenin manastıra ait olduğunu tevsik eden kuvvetli bir delildir Halk arasında bu bahçeye Attafiye bahçeleri denilmektedir

Mor Aho Manastırı inşaatında yöresel malzeme olarak kesme taş, moloz taş ve ces (sönmüş kireç) kullanılmıştır Ayrıca manastırın bahçesinde bir su kuyusu vardır Yüzyıllardan beri cemaatinin bulunmayışı nedeniyle bakımsızlıktan dolayı harabeye dönmüştür Dicle kıyısındaki Attafiye bahçesi de aynı şekilde harabe durumdadır

Pertükân Kalesi

Sason’un 4 km güneybatısında bulunan Tekevler (Gündenu) köyünün doğusunda yer alan bu kale, oldukça harap durumdadır Ulaşımı kolay olduğu için tarihteki çatışmalarda birçok kez el değiştirdiği anlaşılmaktadır Kale duvarlarındaki yer yer çökme ve açılan büyük gedikler, kalenin savaşlarda odak noktası olduğunu göstermektedir

Beksi Kalesi

Sason ilçesinin 7 km kuzey batısında bulunan Meydanok dağının güney yamacında bulunmaktadır Bekiş köyü yakınında bulunan ve kısmen harap durumda olan bu kalenin vadiye hakim bir dağın yamacında, kuvvetli bir savunma taktiği ön planda tutularak Bizanslılar tarafından inşa edilmiş olması, hiçbir devirde ele geçirilmediğini göstermektedir Çünkü ele geçirilmesi çok zor olan bir coğrafi yapıya sahiptir

Kandil Kalesi

Kozluk ilçesinin 6 km kuzey batısında, Sason’a giden eski yol üzerindeki Bölükkonak (Hergemo) köyünün güneyinde bulunan bir tepe üzerinde inşa edilmiş olan bu kale, doğudaki kalelerin tahkimi amacıyla ve dış güçlerin Erzen bölgesine girişini önlemek üzere 4 yüzyılın ilk çeyreğinde Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır

Rabat Kalesi

4yüzyılın başından itibaren Erzen bölgesinin paylaşımı konusunda Perslerle Bizanslılar arasında başlayan savaşlar, yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir İşte bu dönemde savunma amaçlı olarak karşı taarruzların bertaraf edilmesi için Bizanslılar tarafından Sason, Kozluk ve Bitlis üçgeninde çok sayıda savunma amaçlı kaleler kurmuşlardır Kozluk ilçesinin 18 km kuzeyinde bulunan Yanıkkaya (Rabat) köyündeki Rabat Kalesi de bunlardan bir tanesidir

Bozikân Kalesi

Sason ilçesinin 25 km kuzeyinde bulunan Kaleyolu (Bozikân) köyünde bulunmaktadır Bizans dönemine ait olan bu kale de diğer kaleler gibi 4 yüzyıl yapılarından olup, doğudan batıya ulaşımı sağlayan ipek yolunun bu bölgesindeki kontrolünü sağlayan bir görev üstlendiği söylenmektedir

Kozluk (Hezo) Kalesi

Hasankeyf, Siirt ve Silvan arasındaki üçgende yer alan Erzen bölgesinin önemli kalelerinden biri olan bu kale, MS 416 yılında Pers Hanedanı için dini bir merkez olarak kayalık bir tepe üzerine inşa edilmiştir Ancak zamanla ortaçağın bu bölgesinden geçen ipek yolunun önemli bir üssü olarak bütün ulaşımı kontrol eder bir konuma gelmiştir

Hasankeyf Kalesi

Yekpare taştan yapılmış olan Hasankeyf kalesi, Dicle nehri kıyısında ve nehirden 200 m yüksekliğindedir MS363 yılında bir Süryani piskoposluğunun merkezi olarak Bizanslılar tarafından yapılmıştır Hıristiyanlığın bu bölgede yaygılaşmasından sonra, Kadıköy Konsülü tarafından MS 451 yılında alınan bir kararla Hasankeyf’teki Piskoposluğa Kardinal unvanı verilmiştir Çok korunaklı ve ele geçirilmesi zor olan bu kale, Bizanslıların doğuda yaptıkları en sağlam kalesidir Hasankeyf Kalesinin asıl adı “ Hısno Koyfa ” yani, Kaya Kalesidir

Hasankeyf kalesinin iki kapısı vardır Doğudaki kapıya İmam Abdullah Kapısı, Batıdaki kapıya da Sır Kapısı denilmektedir Kaleye basamaklı merdivenler şeklinde olan bu yollardan çıkılır Kale duvarlarında birçok kitabe yer almaktadır Kaleye su taşımak için Dicle nehrine inen biri açık diğeri gizli iki takviye yol yapılmıştır 200’er basamaklı olan bu merdivenli yollar halen sağlam durmaktadır

Hallan Çemi Höyüğü

Batman’ın Kozluk ilçesi Kaletepe köyü sınırları içinde kalan Batman çayı kıyısındaki bu höyük, neolitik döneme ait olup 10000 yıllık bir geçmişi vardır İnsanlığın yerleşik hayata geçiş yaptığı yerlerin başında gelir Burada yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen buluntular, insanların ilk defa tarımla uğraştığı ve yabani tohum ekerek mercimek ve bezelye elde ettikleri anlaşılmıştır

Seyyid Bilal Türbesi

İlimiz Gercüş ilçesine bağlı Vergili (Becirman) köyünde bulanan Seyyid Bilal Türbesi, inanç turizmi açısından Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en hareketli merkezidir Türkiye genelinde özellikle seyyidler köyü olarak bilinen Vergili (Becirman) köyünün Seyyid Bilal ismiyle ünlenmesinin haklı bir gerekçesi vardır Çünkü Hz Muhammed’in torunu ve Hz Hüseyin’in soyundan geldiği bilinen Seyyid Bilal gibi ehli beyt silsilesine mensup müstesna bir şahsiyete ev sahipliği yapmaktadır

Seyyid Bilal türbesine ev sahipliği yaptığı nedeniyle Bölgemizin Seyyidler köyü olarak bilinen ve kutsal kabul edilen Vergili (Becirman) köyü, tarihi dokusuyla da ünlüdür Köyün çevresinde çok sayıda mağara, tarihi hanlar ve su değirmenleri mevcuttur Her yıl Eylül ayının ikinci haftasında bu köyde Seyyid Bilal’i anma gönleri düzenlenmektedir Bu anma günlerinde yurdun dört bir tarafından insanlar Becirman’a akın etmektedir

İmam Abdullah Zaviyesi

Hasankeyf Köprüsüne girişte soldaki tepe üzerinde bulunan İmam Abdullah Zaviyesi, Dicle Nehrine Kuzeyden bakan bir mezarlık kümesinin ortasında yer almaktadır İmam Abdullah MS 638 yılında Hasankeyf Kalesini altı yüz yıllık Bizans hakimiyetinden kurtarmak üzere düzenlenen son İslami akınlarda, Halid Bin Velid’in ünlü komutanı İyaz Bin Ganem’in sağ kolu olarak görev yapmış ve bu tarihteki Hasankeyf kuşatması sırasında şehit düşmüştür

Hz Muhammed’in amcasının oğlu olan Caferi Tayyarın oğlu İmam Abdullah, Peygamber neslinden gelen muhterem bir zat ve müstesna bir Veliyullahtır Bu özelliğinden dolayı türbesi, bir zaviye olarak her devirde saygı görmüş ve Eyyübiler döneminden Osmanlıların son dönemine kadar birçok kez onarılarak günümüze kadar az bir tahribatla ulaşmıştır

Dikdörtgen bir avlunun içinde, kare planlı olarak inşa edilmiş olan İmam Abdullah türbesinin sağ köşesinde yine kare planlı olarak inşa edilmiş bir kule ve türbenin güneyinde uzun dikdörtgen şeklinde yapılmış bir mescit vardır Türbe ile kule arasındaki beşik tonozlu girişin kapı kanatlarının ahşap oymacılığında ve türbenin kubbesinde bulunan alemdeki incelik, 14yüzyıl sanat zevkinin özelliklerini taşımaktadır Sanat değeri yüksek olan bu kapı, Diyarbakır Müzesinde koruma altındadır

Zeynel Bey Kümbeti

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey için yapılmış olup Akkoyunlu Beyliği devrinden (1460-1487) kalma bir anıt mezardır Anadolu’daki anıt mezar geleneğinin ilk örneği olan Zeynel Bey Kümbetinin kuzey kapısı üzerindeki kitabede “11 Ağustos 1473 yılındaki Otlukbeli Savaşında şehit düşen Bahadır Han Hasan Bey in oğlu Zeynel Bey için yapıldığı” anlatılır Daire planlı mezar odasının üzerinde, dıştan daire plan içten de sekizgen plan devam edilerek esas gövde yapısı yükseltilmiştir Tavanı kubbe şeklinde olup konik bir külahla örtülüdür

Hasankeyf’teki Yol Geçen Hanı

Batman ilinin antik kenti Hasankeyf ilçesinde bulunmaktadır Yüzyıllardan beri halk arasında yolgeçen hanı olarak bilinen ve yaklaşık bin kişi kapasiteli olan bu doğal mağara, yekpare taştan yapılmış Hasankeyf kalesinin altında bulunmakta olup ağzı Dicle Nehrine doğru açılmaktadır Bu doğal mağaranın içinde su stok etmek için bir mahzen ve kaleye çıkmak için de bir gizli yol vardır

Ulaşımın suyolları ile yapıldığı devirlerde, Dicle Nehrinin karşı sahiline gidip gelmek için ulaşım aracı olan Sal ve Keleklerin önünde sıralarını bekleyen insanların dinlendiği ve geceye kalanların da burada yatarak sabahladığı bu loş ve egzotik mekânın içindeki hava akımı, insanın bünyesine uygun bir özellik taşımaktadır Yazın serin, kışın ılık olan mağaranın içindeki bu atmosfer, bugün de aynı özelliğini korumakta ve dinlenmek için insanları kendine çekmektedir Bu nedenledir ki dini, dili, ırkı anlaşılmayan, geleni-gideni, gireni-çıkanı belli olmayan ancak her zaman yoğun bir insan trafiğine sahne olan bu mağaraya binlerce yıldan beri Yolgeçen Hanı denilmiş ve Hasankeyf’teki yaşantının vazgeçilmez istisnai bir mekânı olmuştur

Günümüzde de yurt içinden ve yurt dışından insanlar Yolgeçen Hanını görmek ve burada dinlenmek üzere Hasankeyf’e akın etmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Batmanda Bulunan Tarihi Yerler - Batmanın Tarihi Mekanlar

Eski 08-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Batmanda Bulunan Tarihi Yerler - Batmanın Tarihi Mekanlar



Hasankeyf Mağaraları

Tarihin karanlık çağlarından beri veya insanlığın yerleşik hayata uyum sağladığı tarihten bu yana bir barınma ve iskân yeri olarak kullanılan Hasankeyf’teki bu mağaralar, yapılış biçimlerinden hiçbir şey kaybetmeden günümüze kadar gelmiş ve her devirde bu çok fonksiyonlu özelliklerini korumuşlardır Yaklaşık 4000 adet civarında olan bu mağaralar, milattan yıllar önce Kuzey Mezopotamya da hükümranlık sürdüren mağara devri sakinleri olan Sümerlere, Asurlulara ve Bâbillilere barınma merkezi olmuşlardır

Başlı başına bir yerleşim alanı ve tarihi süreç içinde birçok medeniyetlerin merkezi olan bu mağaralara, karşı kayalıklardan birleşik kaplar esasına dayalı sifon benzeri bir sistemle, düz alanlara döşenen künkler ve kayalıklara oyulan kanallardan sonra 200 metre derinliğindeki bir vadiden de geçirilerek temiz su ulaştırılmıştır Fizik Kanunlarına ilham olmuş çok sayıdaki su sistemleri, Hasankeyf’teki su medeniyeti içinde görmek, her zaman mümkündür

Hasankeyf Örenyeri

Hasankeyf ören yerini güney ve güneydoğudan çevreleyen kalkerli arazi yapısının verdiği imkânlarla, sanki doğa ve insanın burada el ele vererek giriştikleri ortak bir çalışma sonucu meydana getirdikleri mağara evler ile oluşturulan derin ve heybetli kanyonlar, muhteşem bir yeryüzü şeklini meydana getirmiştir Dört bini aşkın mağaranın bulunduğu bu bölge, dünyada benzeri az bulunan bir doğa harikasıdır Dicle Nehrinin menderesler çizerek aktığı binlerce yıllık süreçte oluşan dar vadiler ve sel sularının yamaçlardan akarak Dicle’ye ulaştığı bölgelerde meydana gelen derin çukurlar ve buna bağlı olarak ortaya çıkan engebeli yapının biçimlendirdiği yeryüzü şekillerinin seyrine doyum olmuyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.