Ben Uyumuyordum Ki! |
08-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ben Uyumuyordum Ki!~ Oğlum yine beşik mi salladın akşam Uyansana sana söylüyorum kolonun arkasındaki! Kızım uyandırsana şunu Ayşe uyandır şu uyuşuğu” Bana mı söylüyordu diye bir an tedirgin olmuştum yavaşça saklandığım kolonun arkasından tahtanın önünde ki üniversitemizin Matematik profesörü sinir adam Mustafa Ulusoy a doğru kaçamak bir şekilde baktım ve bana söylemediğini anlayınca rahatladım O an önümden yavaş adımlarla geçen Ayşe’ye gözüm takıldı Ayşe oturduğu tabureden şaşkın bir halde kalkmıştı ve dersliğin üniversite binasının içine bakan duvar kenarındaki kolonuna doğru yürümeye başlamıştı Eleri titriyor ve çok heyecanlı görünüyordu Bir an kalbinin duracak gibi olduğunu zannettim Ayşe sınıfın en ürkek kızıydı Bizimle aynı yıl üniversiteye girmiş doğunun üçra bir ilinden gelmişti İlk zamanlar fazla ilgimi çekmemişti Ürkek tavırları ve panik atak halleri sınıfta her kez in yüzünü güldürüyordu Onun nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu sözde ermeni soykırımı konusunu tartışırken hocalarımıza verdiği ateşli cevapları sayesinde anlamıştım Savunduğu ve kutsal olduğunu düşündüğü konularda tartışırken ürkek hali bir anda kayboluyor yerine hırslı ve sabırsız bir kişilik çıkıyordu Çok güzeldi Sacları gözleri ve kaşları kömür siyahı teni süt beyazı yanakları karda oynayan bir çocuğun avuç içi kadar kırmızıydı Onu okul kapısından içeri girerken ilk kez gördüğümde Allah’ım kardan bir melek yaratıp onu da bu okula mı gönderdin diye mırıldanmıştım Okulun ilk yıllarında bir kaç kez derslerle ilgili konularda sohbet etmiş utangaçlığı yüzünden muhabbeti artıramamıştım Sonraları ondan bende uzaklaşmış ve araya istemeden bir mesafe koymuştuk Bunun en büyük sebebi de en yakın arkadaşlarımızın birlikte uzun bir zaman geçirdikten sonra kötü bir şekilde ayrılmalarıydı Onlar arasındaki uzun süreli bir ilişkinin kötü bitmesinden doğan gerginlik anlam vermememize rağmen bize de yansımıştı Bir birimizle göz göze gelemiyor aynı muhabbette birimiz suskunluluğa bürünüyor ortak mekanlar da karşılaşmamak için mekanlardan birimiz feragat ediyorduk Genellikle karakteri sebebiyle bunları yapan oydu Ama şu anki tedirginliği apayrı bir şey Onu hiç böyle görmemiştim Neden bu kadar ürkek bir hali var sadece ilerleyip Furkan’ı uyandıracak bu o kadar korkutucu bir görev olmasa sanırsam Galiba Ülkü ona bir şeyler söylemeye çalışıyor Biraz kulak kabartalım belki eğlenceli bir şeyler çıkar Ayşe iyi misin? Kendine gel lütfen Ayşe aptalca bir şeyler yapıp kendini rezil etme Yine her şeyin en iyisini bildiğini zannediyor Ayşe senden ve senin arkadaşlık dediğin her ne ise ondan kurtulduğunda kendini daha iyi hissedeceğine eminim Allah belanı versin Ülkü Seni tanıdığım güne lanet Ahmet kendi kendine ne konuşuyorsun Olum delirdin mi? Kamil sen uyumaya devam etsene sansa ne benim ne yaptığımdan Bu çocukta beni hasta etmeye başladı Güya en yakın arkadaşım Her neyse ama Ayşe’nin bu hali gerçekten kötü inşallah düşündüğüm şeyi yapmaya kalkmaz Onunla ülküyle çıktığım zamanlarda bu konu hakkında dertleşmiştik Beni kendine yakın hissetmesi gerçekten çok hoşuma gidiyordu Kendini aştığını düşünüyordum İnsanlarla ilişki kurmakta zorlanan bir yapısı vardı Kendini benim yanımda rahat hissediyor ve o kasvetli kendini hep kasan beden dilini kaybedip çok tatlı bir kişiliğe bürünüyordu Onun bu rahatlığı benim kendime olan güvenimi arttırıyor onu açmak veya öyle olduğunu düşünmek benim gururumu okşuyordu Zaten bu yakınlığımızdan dolayı Ülkü’yle aramızda problemler doğmaya başlamıştı Ülkü bu ruh halimi fırsat bilip benim erkeksi duygularımı rencide edecek davranışlar sergiliyor ilişkimizin dayanılamaz boyutlarda yaşanmasına sebep oluyordu Bu gereksiz kıskançlığı ondan her şeyden nefret etmeme neden olmuştu Sonunda ayrılmıştık Onunla ayrılmam Ayşe ile aramızda var olan dostluğuda bitirmişti Ayşe onun yalanlarına inanmış olmalı ki benimle karşılaşmamak için yolunu değiştirir olmuştu O zamanlardan bana kalanlar içinde en çok bundan pişmanlık hissediyordum Benim hatam olmamasına rağmen ayşenin saflığını ülkünün bu şekilde kullanarak onu bana karşı kışkırtması ve benin bunu değiştirebilecek hiçbir şeyler yapamamam benim kötü hissetmeme sebep oluyordu Ayşe’ye değer veriyordum O çok iyi bir kız ve iyi olan her şeyi hak ediyor O çok iyi niyetli ve çok güzel bir kız Saçlarını her zaman yüzünü örten bir türban gibi kestiriyor gözleri her zaman gülüyor ve giydiği her şey yakışıyor Sana ne oldu Ayşe ulaşılamazdın yoksa açıl mayamı karar verdin Neden durdun kolonun yanında Biraz daha gayret et ulaşamadığın insan kolonun arkasında Senin üzüldüğünü görmek beni çok üzer Ama bunu yapmalısın sana inanıyorum bunu yapabilir ve sonrasında yaratacağı etkinin üstesinden gelebilirsin Ahmet yine ona cesaret vermeyi bırak Ona ne yaptığının farkında değimlisin Ayşe lütfen kendine bunu yapma hayatın ve karakterin bunu kaldıramaz Ülkü ona akıl vermeyi bırak Sana ne be Senin aklına değil sensiz bir hayata ihtiyacı var Bensiz ama senin içinde olduğun bir hayat değimli? Ayrılmamıza rağmen hala kıskanıyorsun beni sen aptalsın Sen aşağılık bir adamsın Ahmet Ayşe’yi bu hale sen soktun Ona cesareti sen verdin O kendi dünyasında kendi hayatını yaşıyorken uzaktan sevdiği birine ulaşa bileceğini ona sen inandırdın O bunun üstesinden gelemez o çok narin bir insan ve sen onun bu halini görüp kendini bir insanın kaderiyle oynayan tanrı gibi hissettin Sadece egonu tatmin etmek için ona cesaret verdin Orda ne mırıldanıyorsunuz Ayşe kızım sen ne yapıyorsun acele etsene biraz Uyuşuğun kulağında ne var radyo mu dinliyor sesimi duymuyor Hayvanın ne ağır uykusu varmış Ahmet ve ülkü mırıldanmayı bırakıp önünüzdeki problemi çözün yanlış yaparsanız sözlünüz 0 ona göre Ayşe iyi misin kızım İyi değil işte anlamıyor musun? Kulağına birinin bağırması mı lazım onun ne hissettiğini anlaman için Ayşe çok duygusal bir insan ve Furkan’ı çok seviyor hayatından çok Ama sevmeyi özgürce yaşayacak bir karaktere ve cesarete sahip değil O her zaman kendisini hayatında gerçeklerinde dışında tutuyor Kırılmaktan çok korkuyor İnsanlardan çok korkuyor İçine kapanık yaşıyordu kendi hayatını taki Furkan’a aşık olduğunu anlayıncaya kadar Sonra kendisinden de korkmaya başladı ve kendisinden de uzaklaştı O kadar yalnız kaldı ki ruhu bedeninden ayrıldı ve bedeniyle konuşmaya başladı Furkan Allah belanı versin ne yaptın arkadaşıma neden bu kadar çevrene duyarsızsın Sana birkaç kez bahsettim Ayşe’nin sana olan sevgisinin boyutunu ona küçük bir ilgi gösterseydin ayşe şimdi bu halde olur muydu? Ben Ahmet’le beraber olurken Ayşe’nin Furkan’a olan aşkı beni büyülemişti Bu büyü sadece beni değil Ahmet’i de etkisi altına almış ve ilişkimizi uzun uzadıya tartışmamıza sebep olmuştu Ahmet bu tartışmalar sonunda ne hissettiğini bilmez bir ruh haline büründü ve ilişkimizi dayanılmaz boyutlara taşımıştı Bana her zaman “ Ülkü sen Ayşe ve benin aramızdaki dostluğu kıskanıyorsun” gibi asılsız serzenişlerde bulunuyor ve her türlü anlamsız tartışmalarımızın sebebini bana bağlıyordu Sonunda o ve ben bu işin gitmeyeceği konusunda hem fikir bir şekilde ayrılmış fakat ayrılığın nedenini ikimizde bir birimizin üstüne atarak aramıza kalan dostluğu da kısa bir süre içinde bitirmiştik Neyse bunlar benim sorunlarım ama şimdi önemli olan Ayşe son zamanlarda kendi içine tamamen kapanmıştı Kimseyle konuşmuyor odasından çıkmıyor ani parlıyor ve etrafındaki en yakın arkadaşlarını üzüp onları kendinden uzaklaştırıyordu Ona bir pisikoloşik yardım almasını öğütlediğimde benimle de tartışmış beni evden kovmuştu Çok kızmıştım Geri döndüğümde onu benim yastığımı koklar ve ağlarken bulunca bir şeyler yapmam gerektiği fikrine kapılmıştım O gün furkanla konuşup en azından onunla bir müddet zaman geçirmesini istemiştim Furkan’ı o gün tanıdım o bencil ve duyarsız bir insan ve Ayşe’yi hak etmeyecek kadar kötü bir karaktere sahipti Aslında sınıfın en yakışıklı çocuğu ama karaktersiz bir insandır Pardon hocam özür dilerim Ayşe kızım sende uyandır şu uyuşuğu Kimi hocam Kızım iyimizin üstüne bir aptallık çöktü Kolonun arkasında yatan şu zengin züppe Furkan var ya işte onu Tabi hocam Kollarımda hiç güç yok sanki bedenimi kaldırmaya yetmiyor yoksa kabul etmiyor mu benim kalkıp Furkan’ı uyandırmamı Çakılıp kaldım sırada kalkmalıyım Allah’ım cesaret ver bana Topla kendini Ayşe git dokun ve Furkan uyan yoksa hoca seni sınıftan atacak dedikten sonra gözlerine bakmadan geri gel ve otur Ayşe lütfen kendine bunu yapma Heyecanlanacak bir şey yok bunda Kolların kabul etmese de ayakların kabul edecek ve sen başaracaksın bunu Hadi ayaklar biraz daha gayret Kalktın işte Ayşe cesaretini topla ve kendini kaybetme yavaşça yürümeye devam et Onu göremiyorsun o kolonun arkasında birkaç adım ileride işte uyandır onu ve otur yerine Ayaklar lütfen titremeyin benimle olun benden bağımsız hareket etmeyin Korkuyorum sizde bana kollarım gibi sırtınızı dönmeyin sizsiz bunu başaramam Korkuyorum Seni seviyorum Furkan Seni seviyorum Takatim kalmadı Bilmiyorum uyan artık bana bunu yapma Furkan lütfen yapa seni seviyorum Kolon bırakma arkana geçeyim Onu görürsem kendimi kaybederim Ben zaten kendimde değilim Ona her şeyi anlata bilirim Ayşe senide bilirim Furkan ı da bilirim bana dersen git yerine otur onu ben kaldırayım Sen onun uyanmasını istemesin O uyanırsa eğer yıllardır farkında olmadığı bir kızın onu bu derece sevmesinden yararlanabilir Sen kör kütük âşıksın Furkan bencil biri onun yüzünden ben bile fırça yer oldum kötü bir öğe oldum arkama saklanmasından bana kimse güvenmez oldu Ama ne kadar dayanır ki bu yürek? Seven benim açı çeken benim Ne kadar daha gider bu aşk böyle Bu aşkı kaldırmaya yeter mi bu yürek Sen aşkı ne bilirsin Ben taşlar sıra sıra sırtıma dizerken tattım onu Her biri ayrı ayrı yaktı kalbimi Bir günde milyonlarcasını sevdim Bir günde kalbim milyonlarca parçaya ayrıldı Sonra hepsi kaybolup gitti suretleri kapandı Sen taş yığınısın kalbimde yanan şu ateşi anlamazsın Kalbim yerinden fırlayacak gibi Kaslarım öyle kasıldı ki çatlayacak gibi Ellerimden yağmur gibi terler boşalıyor Gözlerim kararıyor midem yanıyor Ruhum bedenimden ayrıldı Bana yukarıdan acıyarak bakıyor Sen ne anlarsın benim hissettiklerimden Sen ne bilirsin aşkın kendisinden Ayşe bu dizeleri Furkan’ı saklayan kolonun önünde ayakta durmuş kendi kendine konuşan bir insan gibi söylemişti Ama bulunduğu ortamdan öyle kopmuştu ki sesinin dozunu ayarlayamamıştı Sınıftaki her kez in duyması büyük bir rastlantı değildi çünkü her kez sınıfta Ayşe’nin ayağa kalktığı andan itibaren takıldığı tutarsızlığın farkındaydı ve o nu seyrediyorlardı Kimi Ayşe’nin bu haline bir anlam veremiyor kimileri ise onun Furkan’a olan aşkını biliyor ama bu kadar endişeli bir ruh haline bürünmesine anlam veremiyorlardı Her kez aynı fikirdeydi Ayşe kötüydü ve sebebinin ne olduğu açıktı İlk olarak devreye Ulusoy girdi ve yüksek bir sesle Ayşe iyi misin kızım Ne saçmalıyorsun sen Ayşe kolonun önünde hayatı için yalvaran bir hayat kadını gibi salmıştı kendini hocasının bu serzenişini duymamış önündeki kolondan başka kimse yokmuş gibi kolonla konuşmaya devam ediyordu Sınıfın geri kalanı onun bu halini bir yandan endişeli bir yandan da eğlenceli bir tiyatro gibi seyre dalmıştı Kolon bir sen bilirsin bu hissi Bir sen sakladın bu kadar sevenleri Ayşe kafayı yedin mi kızım kolonla konuşuyorsun bu kafanın ilacı ne senelerdir aradım ama bulamadım böylesini eğlenceye bak sen Ahmet senin küçük ne halde çeksene kameraya şunu Ayşe bu sözleri duymuş ama hiçbir şey hissetmemişti sadece Kamil’e doğru döndü ve yarama basma dercesine baktı Kamil bu bakıştan öyle utandı ki ne yapacağını bilemedi ve o cümleleri böyle seven bir insana söylediğinden büyük bir pişmanlık duydu Ayşe Kamilin kendine acıyan yüzüne daha fazla bakamadı ve önüne döndükten sonra dizlerinin üzerine çöktü hıçkırıkları duyuluyor ama gözlerinden yaşlar akmıyordu İçlenmişti Ayşe’nin bu hali üzerine Ahmet ayağa kalktı ve Ayşe’ye dönerek; Kamil kes sesini Ayşe kalk ayağa yapman gerekeni yap artık bu işi burada bitir ve gerçekle yüzleş kendin ve benim sana olan sevgim için buna mecbursun diye bağırdı Olanları endişeyle seyreden Ülkü Ahmet’in söylediklerini dinledikten sonra şaşkına dönmüştü Bir an dondu ve öylece kaldı Böyle bir insanla nasıl olurda uzun bir süre aynı yatağı paylaştığını düşündü ve kendine kızdı İğrendi kusası geldi ama kısa sürede kendini toparlayarak Ayşe’ye yardım etmesi gerektiğini düşündü Onu bu kötü durumdan kurtarmalıydı yoksa olanların sonunda Ayşe daha fazla yıpranacak beklide bu durumun getirdikleriyle savaşamayacak ve bir daha eski Ayşe olamayacaktı Hem kızgın hem de endişeli bir ruf haliyle ayağa fırladı ve Ahmet’e dönerek İnanamıyorum sana sen ne yapıyorsun Ahmet kendine Ayşe’nin bu durumundan pay çıkardığına inanamıyorum Ben nasıl olduda seninle bu kadar zaman geçirebildim Sen aşağılık bir insansın Ayşe ben Ülkü senin en yakın arkadaşın lütfen beni dinle kendine gel ayağa kalk ve çıkalım buradan lütfen sana yalvarıyorum Ayşe artık en uç noktadaydı dizlerinin üstüne çökmüş başını eğmiş ne yapacağını düşünüyordu ama normal bir insan gibi düşünemiyor içinde var olan kanserden bir an önce kurtulmak istiyordu Kolana söylediği son dizelerden sonra Kamilin ona söyledikleri onun içinde biriktirdiği çağlayanı harekete gecirmiş ve hiçkırıklarla kafası bacaklarının arasında ağlamaya başlamıştıİçindekileri kussa rahatlayacaktı belki ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu Neler yaptığının farkında değildi Başını yavaşça kaldırırken kolonun önünde Furkan’ın ayakta onu beklediğini hayal ediyor heyecanı ve korkusu gittikçe dayanılamayacak bir hal alıyordu Olsun bana bir özürlü gibi baksın ama orda olsun diye kendi kendine yalvarıyordu Gözleri ağlamaktan kararmıştı hiçbir şey görmüyordu furkan karşısında değildi Başını sağa doğru kedi uysallığı ile çaresiz bir şekilde eğdi ve kolonla konuşmaya devam etti Kolon bir sen bilirsin bu hissi Bir sen sakladın bu kadar sevenleri Yalvarırım bari sen anla beni Bana ver onu ona uyan artık diyeyim Ben ona onu sevdiğimi söyleyeyim İlk gördüğüm günden bu yana Deliler gibi yandığımı söyleyeyim Sen nice aşklar gördün bu duvarlar arasında Nice sevgilileri dizdin kalbine sıra sıra Niceleri yazdı kalbine aşıklarının adını Anla artık beni takatim kalmadı Susacak ve içime atacak gücüm kalmadı Bana izin ver Bana izin ver lütfen bana izin ver Ayşe’nin bu hali sınıftaki her kezin yüreğini parçalar haldeydi Onu sevende sevmeyende böyle bir aşkın var olduğuna inanamıyorlardı İmrendiler ve ona karşı büyük bir saygı duygusu hissettiler Aşıklar ki gölgemde sevişirdi Niceleri sevgisizliği benden bildi Çok canım yandı çok kalbim ağrıdı Sende terk et artık beni Bırak artık onu bana göster Sende bilirsinki kalp görmek ister Aşk bu acısınıda tatlısınıda sever O bu gün yoksa umut hep bekler Kalk artık ayağa; güclü dur karşısında Acizlik değil sevmek; sen bana bakma Severdim teker teker dizilirken binlercesi bedenime Ben sildim hepsini sen yıkarken beni tek bedende Yüreği kaldıra bilmek ayağa; her sevgi bunda Benimki ucuyor artık tutamaz feza Sen bir yıkıl karşımdan kenarda durda Uyanana kadar yüreği beklerim ben burada Sağlamdır benim bedenim her biri taştan Yıkılmadı yıllarca sen yıktın aşktan Ne bilsin benim yüreğim aşk güçlüdür taştan Yaşayamam artık anladım benim yüreğim taştan Taşlar bile duramazken bu aşkın karşısında Nasıl bir yürek sende hala uyumakta Uyan artık uyan etrafına bir bak ve anla Yok ki aşktan başka bir güc bu dünyada Furkan kolonun arkasından kafasını cıkararak Ayşe’ye ve tahtada şaşkın bir halde bekleyen hocasına bakarak son sözü söyledi Ben uyumuyordum ki! |
|