Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ağrıdağı, efsanesi

Ağrıdağı Efsanesi

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ağrıdağı Efsanesi




AĞRIDAĞI EFSANESİ

Günün birinde keçe bellemesinin üzerinde bir güneş ve ağaç işlenmiş çok güzel kır bir at Ahmet'in kapısının önüne gelip kapının tahtasını koklar gibi duruyorduAtı ilk gören Sofi olmuştu

Sofi atın üzerindeki işareti bir yerden hatırlar gibiydi ve bu işaretin onlara kötülük getireceğine inanıyorduSofi oralardaki bütün oymakların işaretini bilirdi ama bu işareti bir türlü anımsayamamıştı
Bu arada Ahmet evin içinde çok eski olan Ağrı dağı türküsünü çalıyorduBu türkü Ağrı dağının bitmek bilmez öfkesini dile getiriyordu At bu sesten çok etkilenmiş gözüküyordu oda Ahmet'i dinliyordu
Sofi, Ahmet türküsünü bitirince onu yanına çağırdı ve atı gösterdiAtı tanıyıp tanımadığını sorduFakat Ahmet atı tanımıyorduBunun üzerine Sofi atın Ahmet'e haktan yadigar olduğunu söyledi ve Ahmet'e atı üç kere dağın aşağısına götürüp orda bırakmasını eğer at har defasında geri gelirse bu atın onun olacağını ve onun sahibi Osmanlı hükümdarı bile olsa ,kellesini vermesini ama bu atı vermemesi gerektiğini söylediBunu üzerine Ahmet atı dağın aşağısına götürdü ve atı orda bırakıp geri geldi ama at her seferinde geri gelmiştiArtık at Ahmet’indi ve atın sahibi kim olursa olsun Ahmet atı ona veremezdi
Ahmet atı ahıra çekti ama biraz sevinçli biraz korkuluyduElbet bir gün atın sahibi ortaya çıkacaktı peki o zaman ne yapacaktı?
Bir gün Sofi titreyerek Ahmet'in yanına geldi ve atın, Beyazıt Paşası Mahmut Hanın atı olduğunu söylediAtı getirene beş at ,elli altın vereceğini söyledi ve ekledi atı kimin evinde bulursa onun kellesini vurduracağını söylediAma Ahmet atı ona vermeyeceğini atın kendisine haktan yadigar olduğunu söyledi
Bir ay sonra Mahmut Hanın adamları Ahmet’e geldiler ve atı geri vermesini istediler ama Ahmet kabul etmedi ve atın artık kendisine ait olduğunu söylediBunu duyan Paşa çok sinirlendi etrafındaki Kürt beylerini toplayıp Ağrıdağı’na atı almaya gittiFakat dağda Sofi'den başka kimseyi bulamadı uzun süre aradıktan sonra Sofiyi alıp geri döndü ve emrindeki Kürt Beyleri, atı ve Ahmet’i bulması için görevlendirdi
Paşanın üç kızı vardıBunlardan Gülbahar çok iyi kalpli bir kızdı diğer kardeşlerinden farklı giyinir, halkın arasında dolaşır onlarla muhabbet ederdiSarayda at meselesi ile en çok ilgilenen Gülbahar olmuştuAtın macerasını zindandaki sofiden öğrendiSofiye her gün yemek götürüyor ve ona bir sürü soru soruyorduSofi bir gün Gülbahar’dan kaval istediGülbahar,Sofinin bu isteğini hemen yerine getirdiSofi kavalı eline alıp Ağrı dağı türküsünü çalmaya başladıBu türkü Gülbaharın çok hoşuna gitmişti ve her gün gelip bu türküyü dinliyordu
Paşa ,Milan Beyinin oğlunu görevlendirip Ahmet’i getirmesini istediMilan beyi Ahmet'i ikna edip onu saraya getirdiPaşa Ahmet'i görünce ondan atını istediAhmet, ona atın kendisine haktan yadigar olduğunu ve atı ona veremeyeceğini söylediPaşa buna çok kızdı ve Ahmet'i zindana attırdıSofi Ahmet'in yanına gelmesine çok sevindi
Zindanda Ahmet ile Sofi kucaklaştılar daha sonra Ahmet Ağrı dağının öfkesini çalmaya başladıGülbahar bu kaval sesini duyunca çok etkilendiKaval çalan kişiyi görmek istediAhmet'i gördüİçinden ne olduğunu bilmediği sıcacık bir duygu geçtiBabasının yaptığına çok sinirlenmişti
Gülbahar ,Ahmet'i daha yakından görmeliydiBunun için ne yapacağını düşünmeye başlamıştıZindanın kapısında babasının en güvendiği adamlarından biri olan Memo duruyorduMemo, Gülbahar'ı ne zaman görse elli ayağı titriyor ne yapacağını bilemez bir hale geliyorduEn sonunda dayanamadı Memo'nun yanına gitti Elindeki altın ve pırlanta dolu keseyi Memo'ya verdi ama Memo bu keseyi kabul etmedi Zindanın anahtarını Gülbahar'a verdi ve oradan ayrıldıGülbahar sevinsin mi,üzülsün mü bilemediAhmet'in yanına gittiBirlikte bekçi kulesine çıktılar ve sabaha kadar hiç ayrılmadılar
Gülbahar, Ahmet'in,Sofinin,Musa beyin öldürülmesini istemiyorduKonuyu kardeşi Yusuf'a açtıYusuf bunu duyunca çok korktu ve elinden hiç bir şey gelmeyeceğini söylediGülbahar'ın tek bir umudu kalmıştı oda demirci Hüso idi
Demirci Hüso sanki onu geleceğini biliyor ve onu bekliyorduGülbahar Hüso'ya olan biteni anlattı Hüso ``biliyorum`` dedi Ahmet ile arasında geçenleri anlatınca Hüso dondu kaldıGülbahar'a Kervan Şeyhine gitmesini ve selamını söylemesini istediGülbahar hemen şeyhe gitti ve olan biteni ona anlattıŞeyh hüsoyu görmek istediertesi gün hüso şeyhe gitti ve geri döndüğünde yanında atta vardıGülbahar bunu görünce çok sevindi ama Mahmut han atın kendisinin olmadığını söyledi ve cumartesi günü üç hainin kafasının vurulacağını söylediHerkes atın Mahmut Hanın olduğunu biliyordu ve duruma çok sinirlenmişlerdi
Gülbahar ne yapacağını şaşırmıştı bir şekilde bunun önüne geçmeliydiMemo'ya gitti ve onları serbest bırakmasını istediMemo saçından birkaç tel alma şartıyla Gülbahar'ın isteğini kabul ettiZindanın kapılarını açtı ve tutsakların hepsini arka kapıdan kaçmalarına izin verdiPaşa bunları duyunca çılgına döndü fakat artık çok geçtiMemo'da kendini uçurumdan aşağıya atarak intihar etti
Yusuf çok korkmuştu gidip her şeyi Paşaya anlattı ve Gülbahar'ın kaçtığını söylediAma Gülbahar gitmemişti sonunu bekliyorduPaşanın adamları içeri girdi ve Gülbahar'ı alıp zindana kapattılar
Gülbahar'ın zindana kapatıldığını herkes duyduBirden bire halk ayaklandı herkes Beyazıt'a doğru yürümeye başladıBir,iki gün içinde kalabalık çok büyüdüKalabalık saraya yürüdü Gülbahar'ı zindandan çıkardılar ve Kervan Şeyhinin yanına götürdüler Ahmet'te ordaydı ve Ahmet'le,Gülbahar'ın Hoşap beyinin kalesine gitmelerini istedilerHoşap Kalesinin Beyi Ahmet'le,Gülbahar'ı çok iyi karşıladı ve onlara çok iyi baktıAkşam yatarken Ahmet ,Gülbahar ile arasına kılıncını çekip yatağın ortasına kılıncı sapladıErtesi gün Gülbahar bunun nedenini öğrenmek istediAhmet,Gülbahar'a yalan söylediAhmet Gülbahar'ın Memo'ya ne verdiğini merak ediyordu
Mahmut Han, Horasan Beyini tehdit etmeye başlamıştıAhmet bunu duyunca Beyden izin istedi ama Bey izin vermediÜlkenin dört bir yanında yardım teklifleri yağıyordu Hoşap kalesine bu Beyin çok hoşuna gitmişti
Paşa baktı bunlarla baş çıkamayacakAhmet'e bir teklif götürdü eğer ağrı dağının tepesine çıkabilirse ve bunu ispatlarsa geri döndüğünde nikahlarını Mahmut Han yapacaktıAhmet bu teklifi kabul etti ve yola koyuldu herkes bu ana tanık olmak için Beyazıt ın önüne gelmeye başlamıştıPaşa bu kadar çok kişiyi daha önce hiçbir yerde görmemişti Paşa bu kalabalıktan korktu ve Ahmet'i bağışladığını söyledi
Ahmet'in gidişinin dördüncü gecesi olmuştuDemirci Hüso bir anda haykırdıDağın başında bir ateş yanıyorduHerkesi büyük bir sevinç sarmıştıSabahleyin Ahmet geldi hiç kimsenin yüzüne bile bakmadan Gülbahar'ı alıp dağa gitti
Gülbahar dayanamadı ve Ahmet'in niye böyle davrandığını sorduAhmet ilk önce şaşkın şaşkın baktı sonra beni kurtarmak için Memo'ya ne verdin diye sorduGülbahar hiçbir şey vermediğini ne isterse yapmacağını ama Memo'nun hiçbirşey istemediğini söylediDaha sonra Gülbahar Ahmedi kaybetti ve bir dahada onu bulamadı


Büyük Font Kullanmak yasak

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.