Prof. Dr. Sinsi
|
Namaz Vakitleri Neye Göre Hesaplanıyor?
namaz vakitleri neye göre ayarlanır - namaz vakitlerinin oluşumu - namaz vakitleri hakkında - namaz vakitlerinin hesaplanması - namaz vakitlerinin hesaplanması hakkında
Zodyak Işıması
Sabah namazının ilk vakti olan fecr-i sadık aynı zamanda orucun da başlama vakti olduğundan imsak sözcüğüyle isimlendirilmiştir Sabah namazının son vakti olan güneşin doğması ile kastedilen ise güneşin üst ucunun, ufuk hattı üzerine yükselerek görünür hale gelmesidir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kurallar
Burada, namaz vakitlerine ilişkin ayet ve hadislerde belirtilen tanımların, vaktin hesap yoluyla bulunabilmesi için belli kurallara dönüştürülmesinden bahsedeceğiz Yukarıdaki tanımlamalara baktığımızda güneşin doğuşu/batışı, batıya meyledişi gibi ifadelerle karşılaşmaktayız Bunlar bize, Müslümanların günlük ibadetlerinde kullandıkları vakitlerin tayininde, güneşin temel bir faktör olduğunu göstermektedir Keza gölgelerin boyu ve şafağın doğuşu da güneşin gökyüzündeki konumuyla doğrudan ilgili hadiselerdir Bu sebeple hesap kurallarının oluşturulmasında güneşin yörüngesi temel alınmaktadır Güneşin gökyüzünde izlediği örnek yörüngeler aşağıya çıkarılmıştır Şekil 2'deki yörüngeler Ankara (40º kuzey enlem) için çizilmiş olup, soldaki yörünge 21 Haziran'a, sağdaki ise 21 Aralık'a aittir Düzlemin üstünde kalan turuncu bölüm gündüzü, altında kalan mavi bölüm ise geceyi göstermektedir Düzlemi çevreleyen çember ise ufuk hattını temsil etmektedir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Tipik Güneş Yörüngesi
Şekilden anlaşıldığı üzere güneş, her gün doğu cihetinden ufuk çizgisini keserek yükselmekte, en üst noktaya ulaştıktan sonra tekrar alçalarak ufuk çizgisini batı cihetinden aşağıya doğru kesmektedir Yaz ve kış yörüngelerinin farklı olduğu, yazın güneşin daha uzun süre ufkun üzerinde kaldığı ve ufku kuzeye yakın noktalardan kestiği müşahede edilmektedir Kışın ise güneş, daha kısa süre ufkun üzerinde kalmakta ve ufku güneye yakın noktalardan kesmektedir Yani aslında güneş her gün, bir önceki günden biraz daha farklı bir yerden doğmakta ve batmakta; böylece spiral bir yörünge takip etmektedir Kur'ân-ı Kerim'de beyan buyrulan "doğuların ve batıların Rabbi" ifadesinin[color="#0000ff"], başka anlamlarının yanı sıra bu gerçeğe de işaret ettiği tefsir edilmiştir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Güneşin günlük hareketi olan bir turu esnasında ufuk düzlemiyle yaptığı açı (yataya göre yaptığı dikey açı) zamana bağlı olarak sürekli değişir Güneşin gökyüzündeki yüksekliğini ifade eden ve Güneş Dikey Açısı adı verilen bu açı, vakitlerin hesaplanmasındaki en temel parametredir Güneş Dikey Açısı, güneşin merkezi referans alınarak ifade edilir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Güneşin hareketine ilişkin bu temel bilgiyi aktardıktan sonra, her bir vakte ilişkin kuralların nasıl belirlendiğine geçelim:
Öğle Vakti:
Öğle vakti, tanımı gereği güneşin batıya yönelmesi ile başlamaktadır Günün ilk yarısında doğu tarafında bulunan güneş, günün ikinci yarısında batı tarafına geçer Günün tam ortasında ise güneş merkezi, üzerinde bulunduğumuz meridyene dik konuma gelir (başucu=zenit konumu); yani bulunduğumuz noktada kuzey/güney yönünde uzanan yere dik itibari düzlem güneşin merkeziyle çakışır Bu esnada güneş, (ekvator kuşağı hariç olmak üzere) kuzey yarımkürede tam güneyi ve güney yarımkürede tam kuzeyi gösterir (bkz Şekil 2) Güneşin en yüksekte olduğu bu vakitte (zeval vakti) namaz kılmak yasaklandığından, öğle vaktinin girmesi, yani güneşin batıya meyletmiş sayılması için en azından, güneş bu meridyen düzlemini terk edinceye kadar beklenmesi gerekmektedir Bu süre zarfında meridyen hattı, güneş merkezinden güneş yuvarlağının kenarına ulaşıp dışına çıkar Güneş yuvarlağının dünyadan görünen yarıçapının gökyüzünde kapladığı açı yaklaşık 0,27° olduğuna ve güneş 1 dereceyi 4 dakikada kat ettiğine göre (bir gün=1440 dakika / 360 derece), güneşin merkezinden kenarına bir yarıçap kadar hareket etmesi ve başucu dışına çıkması için 1 dakikadan biraz fazla bir zamanın geçmesi gerekir Bu nedenle öğle vaktinin hesaplanması için zeval vaktine 2 dakika ilave edilmelidir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Zeval vaktinde güneşin o gün için en yüksek noktaya ulaştığını belirtmiştik Bu durumda zeval vaktindeki Güneş Dikey Açısı, o günün en yüksek açısı olmaktadır Zeval Dikey Açısı olarak adlandırılan bu açı, ikindi vaktinin hesabında kullanılmaktadır Zeval vaktinde güneşin en yüksekte bulunması, bu vakitte gölgelerin de en kısa olması anlamına gelmektedir Zeval anındaki gölgenin uzunluğuna Zeval Gölgesi(fey-i zeval) denir Zeval Gölgesi de ikindi gölgesinin hesabında kullanılır:
İkindi Vakti:
İkindinin vakti, hadiste ifade edildiği üzere, bir cismin gölgesinin, ikindi gölgesi olarak tanımlanan uzunluğa erişmesiyle başlamaktadır İkindi gölgesinin ne olduğu konusunda ise, Tanımlar bölümünde açıklandığı üzere mezhepler arasında farklılık mevcuttur Şafii, Maliki, Hanbeli mezhepleri ile, İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre bir cismin İkindi Gölgesi, o cismin Zeval Gölgesi uzunluğuna cismin kendi uzunluğunun eklenmesi ile bulunur Yani 1 m lik bir sopanın gölgesi zeval vaktinde 0,5 m ise, sopanın gölgesi 0,5 m + 1 m = 1,5 m ye ulaştığında ikindi vakti girmiş olur Bu vakte Asr-ı Evvel denir İmam Ebu Hanife'ye göre ise ikindi gölgesi, o cismin Zeval Gölgesi uzunluğuna cismin kendi uzunluğunun iki katının eklenmesi ile bulunur Yani örneğimizdeki sopanın gölgesi, 0,5 m + 2 m = 2,5 m olduğunda İmam Ebu Hanife'ye göre ikindi vakti girmiş olur Bu vakte ise Asr-ı Sani adı verilir Zeval, Asr-ı Evvel ve Asr-ı Sani gölgelerinin oluşumu Şekil 3'te verilmiştir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İkindi Vaktinin Tayini
İkindi vaktine ait bu ihtilaf nedeniyle en temkinli davranış, öğle namazını Asr-ı Evvel'den önce, ikindi namazını ise Asr-ı Sani'den sonra kılmaktır Ancak zorda kalındığında ikindi Asr-ı Sani'den önce kılınabileceği gibi, Asr-ı Evvel'e kadar kılınamamış öğle namazı da kaza edilmeyerek (Asr-ı Sani'ye kadar) kılınabilir Böyle bir uygulamanın, Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) "Ümmetimin ihtilafı rahmettir" hadisine de uygun olacağına işaret etmek istiyoruz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Akşam ve Güneş Vakitleri:
Akşam vaktinin girmesi için güneşin tamamen batması lâzım geldiğini hadislerden anlıyoruz Bu ise, güneşin üst ucunun, ufuk çizgisinin altına inmesi ile mümkün olur Güneş merkezinin ufuk hizasında olduğu an, zahiri Güneş Dikey Açısının 0° olduğu andır Üst ucunun ufuk çizgisine gelmesi için ise merkezinin güneş yarıçapı kadar, yani 0 27° alçalması gerekir Ancak burada hesaba katılması gereken başka bir husus vardır ki o da atmosferin güneş ışınlarını kırma özelliğidir:
Atmosferi oluşturan moleküllerin boyutu, görünür ışığın dalga boyundan çok daha küçük olduğundan, güneş ışınları atmosferden geçerken kırınıma uğrar Literatürde Rayleigh kırınımı (saçınımı) olarak bilinen bu hadise, atmosfere giren güneş ışınlarının yönünün değişmesine sebep olmaktadır Bu değişimde ışığın hareket istikameti, az yoğun katmandan daha yoğun katmana doğru olmaktadır; yani boşluktan gelen ışık, gittikçe daha yoğunlaşan bir gaz tabakası içinde hareket ettikçe içeri (yeryüzüne) doğru kırılmakta ve dikey açısı artmaktadır Bu da güneşin, gerçekte bulunduğu yerden daha yukarıda görülmesine sebep olur Yani güneşin gerçekteki (astronomik) yüksekliği (gerçek Güneş Dikey Açısı), dünyadan görülen yüksekliğinden (zahiri Güneş Dikey Açısı) daha azdır Aradaki fark, Kırılma Açısı olarak bilinir:
Kırılma Açısı = zahiri Güneş Dikey Açısı - gerçek Güneş Dikey Açısı
Yeryüzünden yukarı doğru çıkıldıkça (yani irtifa kazandıkça) atmosferin yoğunluğu sürekli olarak azalmakla ve takriben 100 km den sonra pratik olarak etkisi kalmamaktadır Buna göre atmosferin belli bir fiziki kalınlığı olduğundan bahsedilebilir Kırılma miktarının da ışığın atmosferde kat ettiği yola, yani atmosferin kalınlığına bağlı olduğuna dayanarak, güneş ışınlarının sabit oranda kırıldığı ve böylece Kırılma Açısının da sabit olduğu düşünülebilir Ancak, ayetlerini gonca gibi içi içe sarmalayan yüce Yaratıcı, burada da bize bir sürpriz hazırlamıştır:
Dünya yuvarlak olduğundan, onu saran atmosfer de küre biçimindedir Güneş ufka doğru alçaldıkça, yani Güneş Dikey Açısı azaldıkça güneş ışınlarının atmosfer içinde kat ettiği mesafe de artmaktadır (Şekil 4)![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Güneş Dikey Açısına bağlı olarak Optik Atmosfer Kalınlığı
Atmosferin optik kalınlığı olarak nitelendirilebilecek bu mesafe, güneş yeryüzüne tam dik konumdayken onun fizikî kalınlığına eşittir; ancak güneş alçaldıkça kalınlık artmaya başlar ve özellikle güneşin ufka çok yaklaşıp neredeyse teğet hale geldiği doğuş ve batış anlarında optik kalınlık birkaç katına ulaşır İşte bu sebeple güneş ışınlarının atmosfer tarafından kırılma oranı (Kırılma Açısı) sabit olmayıp, güneşin yeryüzüyle yaptığı dikey açının (Güneş Dikey Açısının) bir fonksiyonudur Kırılma açısının Güneş Dikey Açısına bağlı olarak değişimi Şekil 5’te görülmektedir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Güneş Dikey Açısına bağlı olarak Kırılma Açısı
Şekilde verilen grafik değerleri, standart atmosfer koşulları için verilmiş olup, gerçek değerlerin ise hava sıcaklığı, basınç, nem ve zerre miktarı gibi bazı meteorolojik parametrelere bağlı olarak %10 civarında farklılık gösterebileceği hatırdan çıkarılmamalıdır Örneğin soğuk hava ya da deniz üzerindeki havada yoğun miktarda tuz moleküllerinin bulunması, ışığın daha fazla kırılmasına neden olur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yukarıda anlatılanlar ışığında anlıyoruz ki, biz güneşin batmak üzere olduğunu gördüğümüzde aslında güneş çoktan ufuk hizasının altına inmiştir bile… Şekil 6’da görselleştirilen bu gerçeği akşam vakti kuralını oluştururken hesaba katmamız gerekecektir:
Ufkun Altındaki Güneşin Görülmesi
Akşam vaktinin girme şartı olan güneşin tamamen batması anı için yukarıda esas aldığımız -0,27° açı değeri (eksi değer ufkun altını belirtir), görünen (zahiri) Güneş Dikey Açısıdır Gerçek Güneş Dikey açısı ise, yukarıdaki denkleme göre bu değerden kırılma açısı kadar eksiktir Şekil 5’ten, -0,27° dikey açı için kırılma miktarını 0,57° olarak buluruz (-0,27° güneşin ufuktan görülebildiği sınır değer olduğundan grafiğin ilk noktasıdır) Buna göre güneşin tamamen battığının müşahede edilmesi için (gerçek) Güneş Dikey Açısının -0,27°-0,57° = -0,84° olması gereklidir Nem ve sıcaklık gibi meteorolojik faktörlerin neden olacağı hesap hatası, -uç enlemler hariç olmak üzere- 1 dakikadan daha azdır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Vaktin tayinine etki eden bir diğer husus da irtifadır Güneşin gözlendiği yerin, battığı ufuk noktasından daha yüksek olması durumunda, dünyanın yuvarlaklığından kaynaklanan bir bakış açısı değişimi oluşur Örneğin biz bir dağın tepesinde bulunuyorsak ve güneş deniz üzerinden batıyorsa, bizim ufuk hizasının altını müşahede ediyor olmamızdan ötürü güneşi daha uzun süre görürüz; yani güneşin batması ve vaktin girmesi daha geç oluşur Kabaca ifade edersek, derece cinsinden dikey açı farkı, km cinsinden irtifa farkının karekökü kadardır Örneğin İstanbul'un 267 rakımlı Çamlıca tepesinden kışın güneşin deniz üzerindeki batışı seyredildiğinde, deniz seviyesine göre yaklaşık 0,5°lik bir açı farkı oluşacaktır (ki bu da takriben 3 dakikaya tekabül eder) Bu nedenle akşam vakti hesap edilirken, yöredeki en yüksek mevkiye ait irtifa ile, buradan güneşin üzerine battığı noktaya ait irtifa farkının göz önüne alınması ve buna göre bir temkin değeri eklenmesi gerekir İrtifa farkının pratikte 10 m den az olamayacağını kabul ettiğimizde Güneş Dikey Açısını -1° almak uygun olacaktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ebu Dâvud'un bir rivayetinde güneşin batışı, "hâcibin (güneşin kaşının) kaybolması" ile birlikte zikredilmektedir Bazı şarihlere göre hâcib, güneş yuvarlağının hemen üzerindeki kızıllığı tasvir etmektedir Bu görüşe itibar edilmesi durumunda akşam vaktinin girmesi için, güneşin tamamının ufuk çizgisi altında kaybolmasını takiben çevresindeki kızıl bölgenin de batması gerekeceğinden, temkin değerine 2 dakika eklenmelidir
Sabah namazı vaktinin sonu olan güneşin doğması hadisesi ise, batması hadisesi ile paralellik gösterir Yani yukarıda anlatılan hususlar aynen geçerli olup, dikey açı olarak yine -1° kullanılır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yatsı ve imsak vakitleri:
Hadise göre yatsı vaktinin tanımı, şafağın kaybolması, imsak vaktininki ise hakiki fecrin zuhurudur Fecrin/şafağın oluşması ise, tamamen atmosfere ve onun ışığı kırma özelliğine dayanmaktadır Eğer atmosfer olmasaydı, güneş battığı anda etraf kapkaranlık olacak ve alacakaranlık oluşmayacak, böylelikle yatsı ve imsak vakitlerinden söz edemeyecektik Peki ışığın kırılması, alacakaranlığın oluşumuna nasıl sebebiyet vermektedir?
Rayleigh etkisi, yani atmosferin güneş ışınlarını kırma özelliği, ışığın rengine yani dalga boyuna bağlı olarak değişim göstermektedir Birbirine ters orantılı bu bağıntı sonucu, görece daha düşük dalga boyuna sahip olan mavi ışınlar, kırmızı ışınlardan daha fazla kırılıma uğrarlar Güneşten gelen kırmızı ışınların yaklaşık %5’i, atmosferden geçerken kırılmakta ve gözümüze ulaşamadan saçınmaktadır Mavi ışınlarda ise bu rakam %20 civarına kadar yükselir Güneşten bize gelen mavi ışınların daha fazla kırılması, güneş istikametinden dışa doğru bükülmelerine yol açar ve güneşin bize ulaşan huzmesindeki renk tayfında daha az mavi bulunmasına sebep olur Bizim gökyüzündeki güneşi sarımsı beyaz görmemiz bu sebeptendir; yoksa güneşin atmosfer dışından gözlenen rengi "günışığı" flüoresan ampullerin rengi gibi donuk beyazdır Güneş huzmesinden dışarı sevk olunan mavi ışınlar ise atmosfer tarafından yansıtılarak bize gökyüzünün mavi rengini verir Evet, Rabbimiz, atmosfere ışığı kırma özelliği vererek hem güneşin rengini "ısıtmış", hem de gökyüzümüzü renklendirip şenlendirmiş ve kapkara olmaktan kurtarmıştır (Şekil 7)![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Atmosfer Dışından Gökyüzünün Görünümü
Işığın dalga boyuna bağlı olarak kırılmasıyla, yukarıda bahsettiğimiz optik kalınlık etkisi birleşince, manzara daha da enfesleşir: Güneş iyice alçaldığında, optik kalınlık artar ve maviler daha çok kırılmaya başlar; artık güneş tayfındaki mavi renk iyice azalmış ve güneş sararmaya başlamıştır Hatta gurûba yakın güneş altın sarısı bir topa dönüştüğünde, güneşin yakın çevresi de maviden yana iyice fakirleşir ve sararır; buna karşılık güneşten uzaklaşıldıkça mavi oranı artmaya başlar Gökyüzünde turuncudan sarıya, türkuazdan maviye bir renk cümbüşü hâsıl olur (Şekil 8) Güneşin batmasının ardından ise şafak, ufuktan yukarı doğru kızıldan maviye dönüşen bir şerit halinde gökyüzünü kaplar Öyle ki zamanın ilerlemesiyle bu şerit alçalır; önce kızıllık ve ardından da sönük haldeki beyazlık yavaş yavaş kaybolur
Optik kalınlık ve Rayleigh etkisi
Buraya kadar anlattıklarımızla, Tanımlar bölümünde bahsedilen kızıl şafak ve beyaz şafağın oluşma sebeplerine bir nebze değinmiş olduk Şimdi ise, şafağın hesaba dökülmesindeki zorluklara değinmeye çalışacağız![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Güneş, öğle, ikindi ve akşam vakitlerinin tayinindeki şer-î hükümler güneşin yörüngesi ve gökyüzündeki konumuna bina edilmiştir Güneşin yörüngesi bugün çok yüksek hassasiyetle bilinebildiğinden, bahse konu dört vaktin -yöreye ait coğrafi konum bilgisi dâhilinde- kesin olarak neredeyse saniye hassasiyetinde hesaplanması mümkün olmaktadır Ancak imsak ve yatsı vakitleri için durum daha farklıdır; zira bu vakitlerin tayini, fecr-i sadık ve şafak hadiselerine bağlanmıştır ki bunların oluşma/kaybolma zamanları, aşağıda sıraladığımız nedenlerden ötürü aynı kesinlikte belirlenememektedir:
- Öğlenin başlangıcı sayılan güneşin batıya meyli veya akşamın şartı olan güneşin batması, müşahedede bulunan tüm gözlemciler tarafından aynı dakika içinde onaylanabilirken, atmosfer kaynaklı fecir ve şafak hadiseleri, diğerleri gibi ani ve keskin değişiklikler şeklinde belirmeyip yavaş geçişlerle bir süreç dâhilinde açığa çıktıklarından, gözlemciye daha bir bağımlıdırlar
Örneğin fecr-i sadık, ayette “siyah ipliğin beyaz iplikten ayırt edilebildiği (tebeyyün ettiği) an” olarak ortaya konmuş][color="#0000ff"] ve Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) tarafından da “enlemesine görülen aydınlık” olarak açıklanmıştır; ancak fecr-i kâzibin ne zaman bitip gerçek fecrin ne zaman başladığı, tebeyyün için hadiste geçen enlemesine beyazlığın hangi genişliğe ulaşması lâzım geldiği net değildir Bazı âlimler beyazlığın genişlemeye başladığının fark edildiği ilk anı esas alırken, diğerleri beyazlığın ufuk üzerinde takriben 30° yatay genişliğe ulaşması gerektiğini ileri sürmektedirler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
- Alacakaranlık geçişinde gökyüzünün ufuk hizasında izlediğimiz bu iki boyutlu ışık ve renk değişimleri, müşahede eden bireyin görüş kabiliyetine ve yorumuna da bağlılık arz etmektedir
Günün ilk (fecr-i sadık) ya da son (beyaz şafak) ışıklarının gece karanlığından ayırt edilmesi, gözün karanlığa adaptasyonu ve görme kabiliyeti ile doğrudan ilgilidir Gece gökyüzündeki ışık seviyesinin, gündüze oranla yüz milyonda bire düşmesi, bu müşkülü izaha yeter sanırız Ayrıca doğal (ay ışığı) ve yapay (şehir aydınlatması) ışıklar, gökyüzünün gece boyunca devam eden aydınlık seviyesine etki ederler Bu nedenle dolunayın mevcut olduğu gecelerde veya bol ışıklı şehirlerde gökyüzü daha aydınlık olacağından, tan yeri ağarması daha geç fark edilebilecek ve şafak daha erken kaybolacaktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
- Fecir ve şafak vaktine tesir eden diğer bir etmen de atmosfer şartlarıdır
Alacakaranlık oluşumuna atmosferin ışığı kırma özelliğinin sebep olduğunu belirtmiştik Kırılma etkisi ise sıcaklık, basınç, nem, sis/duman vb birçok parametreye bağlı olarak değişir Bu ise, imsak ve yatsı vakitlerinin atmosfer şartlarına bağlı olarak zaman ve mekâna göre farklılık göstermesine neden olur Havanın açık veya bulutlu olmasının da gözleme etkisi bulunmaktadır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
- İrtifa farkı da yine aynı şekilde fecir/şafak vaktine etki eder
![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki vakitlerin tayininde esas olan müşahededir Özellikle imsak ve yatsı vakitleri için mümkün olduğunca gözlemde bulunulmalı, bu sağlıklı olarak yapılamıyorsa hesaba itibar edilmelidir Hesaba uyulduğunda da zikredilen belirsizlikler göz önüne alınarak temkinli davranılmalıdır Bu itibarla sabah ve yatsı namazları biraz geciktirilmeli, akşam ise acele edilmelidir ki sünnete uygun davranış da böyledir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Şimdi gelelim imsak vaktinin hesabına ilişkin kurallara… Bu vaktin hesaplanabilmesi için de, diğer vakitlerde olduğu gibi bir dikey açının tayini gerekmektedir Müslüman âlimler bu konuya öteden beri ilgi duymuş ve araştırmalarda bulunmuşlardır Hicri 4 yy da doğan ve Şekil 5’teki Kırılma Açısını ilk defa hesaplayan Mısırlı astronom İbn-i Yunus, 14 yy muvakkitlerinden İbn-ül Şâtir, küresel trigonometrinin babası Nasreddin el-Tûsi gibi âlimler, fecir (ve bunun simetriği sayılan beyaz şafak) için -19° (ufkun 19 derece altı) dikey açıyı esas almışlardır Vakitlerin hesap yöntemiyle tayininin revaç bulduğu 15 yy dan itibaren Mısır, Suriye ve kutsal topraklar dâhil olmak üzere Osmanlı coğrafyasında imsak için referans alınan bu değer, Türkiye’de de 1982 yılına kadar kullanılmıştır Batıda alacakaranlık evrelerine ilişkin yapılan gözlemevi araştırmalarının sonucunda astronomik alacakaranlığın, -12° ilâ -18° arasında oluştuğu ve -18°den sonra alacakaranlık izinin tespit edilemediği hükmüne varılmış ve bu -18° sınır değeri, özellikle Batılı Müslümanlar arasında imsak açısı olarak kabul görmüştür 1982 yılından itibaren Diyanet takvimlerindeki imsak vakitleri de -18° esas alınarak hazırlanmaktadır Türkiye Gazetesi takvimi ise -19° değerini kullanmaya devam etmektedir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yatsı vaktine ilişkin olarak ülkemizde İmameyn görüşü esas alınmakta ve kızıl şafağa itibar edilmektedir Kızıl şafakla beyaz şafak arasında yaklaşık 2° dikey açı farkı olduğu kabul edildiğinden, hâlihazırda Türkiye'de yatsı vakti için -17° esas alınmaktadır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yakın dönemde, özellikle İngiltere ve A B D de, fecr-i sadık olayının -18°de görülüp görülemeyeceği hususu çok tartışılmıştır Bu tartışmalarda -18° değerinin, astronomik alacakaranlığa ilişkin üst sınır olduğu ve bunun fecr-i sadık tanımıyla örtüşmediği iddia edilmiştir Belçikalı astronom Marcel Minnaert’in, “-17° civarında Zodyak ışığının (fecr-i kazib) görüldüğü, -16/17°de ise tan yeri ağarmasının optik aletlerle gözlemlenebildiği” şeklindeki ifadesi de bu yargıya mesnet yapılmıştır Buna dayanarak, -18° dikey açı değerinin, ancak orucun başlamasına yönelik temkinli bir vakit olarak kullanılabileceği, fakat sabah namazının bu vakitte kılınmasının sahih olmayacağı ihtar edilmiştir Bu görüşteki âlimler, yaptıkları birtakım gözlemler ışığında imsak ve yatsı (beyaz şafak) vakti hesabında -15° dikey açı değerini esas almışlardır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Müşahedenin önemine inanan bazı âlimler, imsak/yatsı vakitlerindeki bu müşkülün çözümü için uzun süreli gözlemlere yönelmişlerdir Bu konudaki en kapsamlı müşahedelerden biri, 1987 yılının Eylül ayında İngiltere’nin Blackburn, Lancashire bölgesinde başlatılmış ve Hizb-ül Ulema’nın gözetiminde yaklaşık bir sene boyunca devam etmiştir Bu gözlem sonucunda bazı ilginç bulgular elde edilmiştir:
[*]Fecir ve (beyaz) şafak, astronomik olarak simetrik iki hadise olmalarına rağmen, bunlara ilişkin açıların her zaman eşit olmadığı görülmüştür Bunun sebebi ise, imsak ve yatsıdaki atmosferik şartların aynı olmaması ile izah edilmektedir Gerçekten, fecirde karanlığa alışmış bir gözün ilk ışığı tespiti, akşam aydınlığa adapte olmuş bir gözün son ışığı tespitinden daha kolaydır Keza imsak vaktindeki nem, sis ve özellikle sıcaklık değerleri, yatsıdakinden hayli farklıdır Bir diğer etmen de imsak ve yatsı vakitlerindeki alacakaranlığın, ufuk hizasında farklı konumlarda oluşması ve böylece farklı yeryüzü şekillerine ait atmosfer tabakalarının ışığı farklı kırması ve farklı konumlardaki irtifaların aynı olmamasıdır [*]İmsak ve yatsıya ait Güneş Dikey Açısı değerlerinin yıl boyunca sabit olmayıp mevsimlere göre değiştiği tespit edilmiştir Örneğin kış aylarındaki dikey açı değerlerinde ufak artışlar gözlemlenmiştir Bu ise soğuk (ve yoğun) atmosferin ışığı daha fazla kırması ile açıklanabilir Benzer şekilde, farklı iklimlere sahip değişik coğrafyalarda açı değerlerin farklılık göstereceği çıkarımı yapılmıştır [*]Fecir ve (beyaz) şafak açısının gözlem yapılan bölge için yıl boyu -12° ilâ -16° arasında değiştiği, kırmızı şafağın ise -9° ilâ -11° civarında kaybolduğu görülmüştür Benzer mülahazalarla Diyanet Başkanlığı da 2006 yılında, rasat yapılmasına ve bu derecelerin rasat sonucuna göre gerekirse yeniden tespit edilmesine karar vermiştir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yukarıda değindiğimiz bu belirsizlikler nedeniyle dünya coğrafyasındaki Müslümanlar arasında imsak ve yatsı vaktinin hesabında farklı dikey açılar referans alınagelmektedir (Tablo 1)![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
ÜlkeİmsakYatsıAvrupa, Uzakdoğu, A B D 'nin güneyi- 18- 17Hindistan, Pakistan, Afganistan, Bangladeş- 18- 18Afrika, Suriye, Irak, Lübnan, Malezya- 19 5- 17 5A B D 'nin kuzeyi, Kanada- 15- 15Arabistan yarımadası- 19*)
Tablo 1![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*) Arabistan yarımadasında yatsı vakti, akşam vaktine 90 dakika eklenerek hesaplanmaktadır; bu süre Ramazan ayında 120 dakika olarak uygulanmaktadır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kutuplara yakın bölgelerde yaz aylarında (güneşin ufkun çok altına inmemesinden ötürü) gece boyunca şafak kaybolmaz Bu durumda imsak ve yatsı vakitlerinin astronomik olarak hesaplanması mümkün değildir Böyle yerlerde yatsı/sabah namazının kılınıp kılınmayacağı veya ne zaman kılınacağı konusu Uç Enlemler başlığı altında açıklanmaya çalışılmıştır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Astronomik Hesaplama
Şer'i yönden tanım ve kuralları yukarıda zikredilen vakitlerin astronomik yöntemlerle hesaplanması için küresel geometriden faydalanılır Bütün diğer namaz vakitlerinin hesaplanması için öğle (zeval) vaktinin bilinmesi gerekmektedir Zira diğer tüm vakitler, öğle vakti referans alınarak bulunur Bu sebeple önce o güne ilişkin öğle vakti hesaplanır Doğrusunu Allah bilir ama, Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) hadiste vakitleri bildirirken öğle vaktinden başlamasında belki de bu astronomik gerçekliğe bir işaret vardır Biz de böylece hadisteki sıralamayı aynen takip ederek, okuyucunun anlayacağı seviyede hesap yöntemlerinden bahsedeceğiz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Öğle vaktinin bulunması için zeval vaktine iki dakika ekleneceğini belirtmiştik Peki zeval vakti nasıl hesaplanır?
Bunu açıklamak için, isterseniz önce bugün kullanmakta olduğumuz vasati saat sistemine bir göz atalım Bu sistemde, günün ortası olan zeval vakti, 0º boylam için (Greenwich) standart olarak 12:00 kabul edilmiştir (gecenin ortası olan geceyarısı da 00:00'a denk gelir) Yani tüm dünyada referans olarak kullanılan Greenwich Vasati Saatine (Greenwich Mean Time = GMT) göre 0º boylam üzerinde bulunan yörelerde ortalama (vasati) olarak saat 12:00 iken güneş başucuna denk gelmekte, en üst noktaya ulaşmaktadır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bu "vasati" teriminin ne anlama geldiğini biraz sonra açıklayacağız; ama isterseniz önce yerel saati izah edelim Yerel saat, üzerinde yaşadığımız şehrin ait olduğu saat dilimine göre belirlenir Örneğin Türkiye +02:00 zaman dilimindedir Buna göre Türkiye'deki yerel saat, GMT'ye göre iki saat ileridir; yani Greenwich'deki ortalama zeval vakti, Türkiye (yerel) saati ile 14:00'da oluşmaktadır Anlaşılıyor ki GMT olarak verilen bir vakti yerel saate çevirmek için, o bölgenin saat dilimi eklenmelidir ABD, Rusya gibi yatayda geniş olan ülkelerde, birden fazla saat dilimi kullanılır Yaz saati uygulanması durumunda ise vakte bir saat daha eklenmektedir Bu durumda yerel saat için aşağıdaki formülü kullanılabiliriz:
Yerel saat = GMT + Saat Farkı + Yaz Saati
Peki diğer boylamlarda durum nasıldır?
Bir gün 24 saat olarak kabul edildiğine ve bu esnada dünya güneşe göre kendi etrafında 360° döndüğüne göre bir saatte 360/24=15 derecelik açı kat etmektedir Buna göre 15° Doğu enlemindeki bir yerleşim bölgesinde zeval vakti bir saat daha erken gerçekleşecek yani 11:00 GMT olacaktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Buna göre diğer boylamlardaki zeval vakti şu formülle hesaplanacaktır:
Zeval Vakti (GMT) = Greenwich Zeval Vakti - Boylam/15Zeval Vakti = Greenwich Zeval Vakti - Boylam/15 + Saat Farkı + Yaz Saati
Bu formüllerde vakitler saat cinsindendir Boylam derece cinsinden ve Greenwich'in doğusu için pozitiftir Bu formüle göre örneğin 29° Doğu boylamında bulunan İstanbul için yaz aylarında ortalama zeval vakti 13:04 olacaktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Şimdi gelelim vasatinin ne anlama geldiğine![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Dünya üzerinde kullanılan saat sisteminin bir günü 24 saat kabul ettiğini söylemiştik Oysaki 24 saat, bir günün ortalama süresi olup, bir günün gerçek süresi yıl içinde değişiklik göstermekte, periyodik olarak azalıp çoğalmaktadır Bir günün gerçek süresi, 24 saatten birkaç saniye fazla veya eksik olmakta, bu nedenle gerçek saat, ortalama saatten her gün birkaç saniye ileri veya geri gitmektedir Her gün beliren bu küçük farklar birbirine eklenerek katlanmakta, böylece gerçek saat ile ortalama saat arasındaki kayma 16 dakikayı bulabilmektedir Yani gerçek zeval vakti ile ortalama zeval vakti arasında azami 16 dakikalık bir fark oluşabilmektedir Yıl içinde zeval vaktinin gösterdiği bu değişim, Şekil 9'da verilmiştir Belli bir güne ait gerçek zeval vaktini bulmak için grafikteki o güne ait kayma miktarı saat 12:00'a eklenir Örneğin yılın 72 günü Greenwich'teki zeval vakti 12:10'dur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Şekil 9 Zeval vaktinin yıl içindeki değişimi
Peki bir günün gerçek süresi yıl içinde niye değişmektedir?
Bilindiği üzere, güneşin gökyüzünde izlediği yörünge, dünyanın kendi ekseni ve güneş etrafındaki dönüşünden kaynaklanmaktadır Dünyanın kendi etrafında dönme süresi, uzak bir yıldızdan dünyaya bakılarak ölçülebilir ve bu süre yıldız günü olarak adlandırılır Bir yıldız günü, 23 saat 56 dakika 4 saniyedir, yani bizim bildiğimiz günden yaklaşık 4 dakika daha kısadır Bizim kullandığımız ve vakitlere de temel teşkil eden bir gün ise, güneşten dünyaya bakıldığında, dünyanın kendi etrafında bir tur dönme süresi olup astronomik dilde tropik gün adıyla anılır Bu dönüş, iki ayrı hareketin bileşenidir:
[*]dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi[*]dünyanın güneş etrafında dönmesi Tropik gün, bu iki farklı hareketin toplanması sonucu ortaya çıkmaktadır (Tropik Gün = Yıldız Günü / (1 - bir Yıldız Gününde kat edilen yörünge açısı / 360º) Dünya gerek kendi ekseni ve gerek güneş etrafında aynı yönde (kuzeyden bakıldığında saat istikametinin aksi yönde) döndüğü için, formülde ifade edilen ilave yörünge açısı pozitiftir ve böylece bir tropik gün, bir yıldız gününden daha uzun olmaktadır İlave açı dünyamız için ortalama 1 derecedir Bu nedenle formüle göre yıldız günü ile tropik gün arasında 1/360 oranında bir fark olacaktır ki bu da 4 dakikaya tekabül eder Başka bir deyişle, dünya güneş etrafında bir günde yaklaşık olarak bir derece dönmekte ve bu nedenle bir günün geçmesi için dünyanın kendi etrafında 361° dönmesi gerekmektedir; ancak bu zaman zarfında güneş yörüngesi, dünya etrafında 360° dönmektedir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Dünyanın yörüngesi, diğer birçok gezegeninki gibi eliptik, yani elips şeklinde olduğundan yörünge hızı, güneşe olan uzaklığına göre değişmektedir (Kepler'in 3 yasasına göre açısal yörünge hızının karesi, merkezden uzaklığın küpüyle doğru orantılıdır) Başka bir deyişle dünya güneşe yaklaştığında hızı artmakta, uzaklaştığında ise hızı azalmaktadır İşte bu hız değişimi nedeniyle, bir yıldız gününde kat edilen yörünge açısının miktarı da değişmektedir Bu sebeple yıldız gününün, 23 saat 56 dakikalık süresiyle yıl boyunca sabit olmasına karşın, tropik gün sabit olmayıp yıl içinde değişim göstermektedir Gerçek tropik günün, ortalama tropik günden farkı, "kayma" değişkeni ile sembolize edilmektedir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Dünyanın, aşk-ü vecd içinde güneş etrafında dönerken izhar ettiği bu cilveyi de formülümüze (1) eklersek:
Zeval Vakti = Greenwich Zeval Vakti - Boylam/15 + Saat Farkı + Yaz Saati + kayma
Öğle vakti, bu formülle bulunan zeval vaktine 2 dakika eklenerek elde edilir Diğer tüm vakitler ise o günkü zeval vakti ve güneşin o anki (ilgili vakte ait kuralda belirlenen) dikey açısı kullanılarak küresel trigonometri ile hesaplanır: İlgili vakti, güneş dikey açısının bir fonksiyonu olarak gösteren denklem (2) aşağıda verilmiştir:
Vakit = Zeval Vakti ± cos-1((sin(GDA)-sin(EA)*sin(enlem))/(cos(EA)*cos(enlem)))/15
Bu denklemde vakitler saat cinsinden olup, cos-1 öğleden öncesi için (imsak ve güneş); negatif, öğleden sonrası içinse (ikindi, akşam, yatsı) pozitif alınacaktır Kutup bölgeleri yakınında ilgili vaktin hiç oluşmaması durumunda cos-1 teriminin içi >1 olur ve vakit tanımsız hale gelir GDA Güneş Dikey Açısını, EA ise Eğim Açısını göstermektedir Eğim Açısı, dünya ekseninin (bu asırdaki 23º26') eğikliğinden kaynaklanmaktadır ve dünya yörüngesine (ekliptiğe) dik düzlem ile dünya ekseni arasındaki açıdır Bu açı 21 Mart ve 23 Eylülde yaklaşık olarak 0º, 21 Haziranda +23,5º, 21 Aralıkta ise -23,5º dir Eğim açısı şu formülle hesaplanır:
sin(Eğim Açısı) = sin(23º26') * sin(Ekliptik Açısı)
Vakit denklemiyle, ikindi hariç tüm vakitler doğrudan hesaplanabilir İkindi vaktinin tanımında ise GDA yerine gölge uzunlukları verildiğinden, ek bir hesaplama gerekecektir:
İkindi vaktinin girmesi için cismin gölgesinin, cismin zeval gölgesine kendi uzunluğunun bir (Asr-ı Evvel) veya iki (Asr-ı Sani) katının eklenmesi ile bulunacak ikindi gölgesine ulaşması gerektiğini belirtmiştik Bir cisme ait gölgenin uzunluğu, güneşin o anki dikey açısına bağlıdır Trigonometri kuralları çerçevesinde şu eşitliği yazabiliriz:
cot(dikey açı) = gölge uzunluğu / cisim uzunluğu
Bu durumda ikindi gölgesine karşılık gelen bir İkindi Dikey Açısı tanımlanabilir:
cot(İkindi Dikey Açısı) = ikindi gölge uzunluğu / cisim uzunluğu
Asr-ı Evvel ve Asr-ı Sani kurallarına göre şu denklemleri yazabiliriz:
cot(Asr-ı Evvel Dikey Açısı) = 1 + zeval gölge uzunluğu / cisim uzunluğucot(Asr-ı Sani Dikey Açısı) = 2 + zeval gölge uzunluğu / cisim uzunluğu
Zeval gölgesinin boyu da Zeval Dikey Açısına bağlı olup şu formülle hesaplanır:
cot(Zeval Dikey Açısı) = zeval gölge uzunluğu / cisim uzunluğu
Bu durumda şu formülleri elde ederiz:
cot(Asr-ı Evvel Dikey Açısı) = 1 + cot(Zeval Dikey Açısı)cot(Asr-ı Sani Dikey Açısı) = 2 + cot(Zeval Dikey Açısı)
Şekil 2'den görülebileceği üzere Zeval Dikey Açısı, yaz ve kış aylarında farklılık göstermektedir Enleme de bağlı olan Zeval Dikey Açısı şu formülle hesaplanır:
Zeval Dikey Açısı = 90º - |Enlem - EA|
Bu formülde enlem, derece cinsinden olup, kuzey yarımküre için pozitif, güney yarımküre için negatif alınacaktır Bu durumda ikindi formülleri (3) şu şekli alır:
cot(Asr-ı Evvel Dikey Açısı) = 1 + |tan(Enlem - Eğim açısı)|cot(Asr-ı Sani Dikey Açısı) = 2 + |tan(Enlem - Eğim açısı)|
Şekil 5 ile izah edilen kırılma açısı değişimi, ikindi gölgelerinin oluşumunda da etkili olur Hem zeval gölgesi, hem de ikindi gölgeleri bu kırılmadan dolayı bir miktar daha uzun görünür Güneş ufka yaklaştıkça kırılmanın artmasından ötürü, gölgelerin uzaması en az zeval gölgesinde, en çok Asr-ı Sani gölgesinde ortaya çıkar Bu kırılma etkisini yaklaşık olarak hesaba katmak için, yukarıdaki formülle hesaplanan Asr-ı Evvel Dikey Açısından 0,015°, Asr-ı Sani Dikey Açısından ise 0,03° çıkarılmalıdır
|